17 Ocak 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

17 Ocak 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-——6 — VAKIT 17 Kânunusani 1932 Herkes bu hakikatı | biliyordu; fakat. Nihayet maruf bir Fransız gazetesi baklayı ağzından çıkardı : Tamirat meselesinde Ingiliz ve Fransız noktai nazarları arasında ihtilâflar var Paris, 16 (A.A) — Petit Parisen diyor ki: Tamirat meselesinin halli hakkındaki OFransez, İngiliz noktai nazarlarının pek farklı olduğunu ve İngiliz, Fransız hükümetlerinin tea- ti etmiş oldukları muhtıralarda teş» rih edilmiş olan usullerin (omühftelif bulunduğunu söylersek kimseyi hay- rete düşürmüş olmayız. Fransızlar, Amerikan alacaklıla - rnein hesabını kapatmasını temin et- meden evvel Alman borçlu hesabini kapatmanın mümkün olmadığı mütasl Jeasında bülunmaktadırlar. İngilizler, umumi ve kat'i bir sün ger darbes; istiyorlar, ve Fransızla. xım zaruri addettikleri ihtiyat tedbir! leri almaksızın tamiratın ve borçla - rın İlgasını arzü ediyorlar, Bu noktal nazar ihtilâfları o ka. dar mühim ve zaman o kadar kısa - dır ki: Fransa hükümetini nlüzumlu| addeylediği mütekaddim itilâfm vü- cude getirilmesine ihtimal verilme - mektedir, Lausanne konferansının tehiri, ve bu suretle arzetmekte olduğu tehlike nin bertaraf edilmesi ve İngiltereyle bir itilâf zemini bulmak için Hoover moraboriyomunun nihayetine kadar geçecek olan beş aydan istifade olun- ması ihtimal faydalı olacaktır, Alâkadar Fransız mahafili, bu fikre iştirak etmemekte değildir, zira Londra'yla #tilâfn lüzumlu olmadığı mütaleasındadır : Cenevre, 16 (A.A) — Cemiyeti aka vam kâtibi umumiliği, Avrupa birliği komisyonuna aza olan hükümetlere,| iktisadi mütahassıslar komitesinin va poru hakkımdaki Alman ve İngiliz hü| kümetlerinin mütalealarını bildir - T. İngiltere bilhassa mmntakavi itilâf Jara müteallik olan ve evvelce murah hasları tarafından ileri sürülmüş o» Jan noktaj nazarı muhafaza eimekte- dir. Bu noktai nazara göre, herhan- gi bir memlekete diğer bir memleket- le başka memleketlere tatbik dilmi «| yecek itilâflar akti ihtiyarınn hah- şedilmesi, en ziyade mazharı müsaa « de millet maddesine muhalif hareket etmek demektir. Almanyaya gelince, mütahassışla. rm iktrsadi teşriki mesaiden maksat, Avrupayı müşterek bir piyasa haline getirmek olduğu snretindeki esas fi. kirlerini tasvip etmektedir. Mamafi, | Almanya bazı devletler | tarafmdan meselâ gümrük tarifelerinin yüksel - tilmesi ve kontenjantmanlar gibi itti- haz edilmiş olan tedbirlerin raporun tavsiyesine tamamiyle mugayir oldu -| ğu mütaleasındadır. Siyasi cilveleşmeler Paris, 16 (A.A) — M. Brüning, M. Brfand'a bir telgraf çekmiş ve sami. mi selâm ve temennilerini kaydede - rek mumaileyhin beynelmilel mesele- lerin halli için sarfedilen gayretlere mümtaz bi rtarzda iştirakini hatırlat. mış ve mütekabil iştiraki mesaileri « nin hatırasını tezgâr eylemiştir, İ M. Briand, cevaben bagolek ürlayanii iblâğ ve vazifesinin itmamı için M. Brüning'e sıhhat temenni etmiştir. İtalyan mutahassısları Londra'da Londra, 16 (A.A) — İtalyan müta- hassıslarından oOM. Beneduce'yle M. Buti, Paristeki Franz refikleriyle görüştükten sonra evvelki akşam bu«' rays gelmişlerdir. o Muraileyhima, | dün sabah hazine (mezaretinde M. Chamberlain ve Sir Leith Ross'u görmüşler ve tamirat meselesi hak - kmda görüşmüşlerdir. Kayser Almanyaya dönmiyecek Amsterdam, 16 (A.A) — Rueter, Ajansınm Doorn muhabirinin mev « suk bir membadan aldığı malümata göre sabık Kayser'in Almanyaya dön mek niyetinde olduğuna dair Daily Mail gazetesinin verdiği haber doğru değildir. Manidar bir seyehat Paris, 16 (A.A) — Fransanm Lon- dra sefiri Parise gelmiştir. Poincare kendisini ve siya- setini müdafaa ediyor! Dünyanın bu hale gelmesine sebep kimdir? Fransanın sabık başvekili M. Ray! mond Poincar& Iktisadi buhranla si- yasi vaziyet hakkında bir makale neş retmiştir. Aynen naklediyoruz; Bütün dünyada hüküm süren kt) sadi buhran ve yeryer (o çıkan siyasi buhranlar, dünya matbuatında bir! çok ve bazan birbirlerine zıt makale- lerin çıkmasına sebep oluyor. Bunla- rın heyeti umumiyesi arasında, Fran sa, Belçika, Çekoslovakya, Yugoslav- ya, Polonya ve hafta Almanya matbu! atında, şahsımı metheder makaleler! gördüm. Bu kadar çiçeğin güzel ko - kularıyla mestolmaklığım için, Re- publik gazetesinde M. Albert Bayet| imzalı bir makale gördüm, ve bu ma-' kale bana bir soğanh çorba tesirini yaptı, | Serlevhası (Yeni bir Polmear&'çi “ Jik istemiyoruz.) olan bu makalede bu cereyanm bir felâketin başlangıc: olduğu söylenmektedir. | Pugünkü buhran muhtelif fırka-| Jara mensup şahsiyetler arasında be- mim yaptığım İttihadın melicesiymiş. Makaleye nazaran, ancak bir akide etrafıma toplanmış olan şahsiyetler bir hükümet idare edebilirler , M, Bayet'nin makalesi, tamamiyle hafızamı kaybettiğime beni inandır- dı, Filhakika ben, bütçe açığından, işsizlik ve saireden mes'ul olduğumu hatırlıyamıyordum. o Bu İakikatlere| m vâsıl olabilmek için M. Bayet'nin ma- kalesi icap ediyordu. o Halbukj ben temmuz 1928, mevkii iktidara frankın| sukut ettiği ve her gün inflation'la buna bir çare arandığı, hazinenin! günden güne boşaldığ: ve gittikçe w-! suruma yaklaşıldığı bir sırada geldi- dimi gumediyolum. Fakat görülü-! yer ki fena halde yanılmışım. BiJA -| kös, temmuz 1926 da bülün vazıyet! iyiymiş ve İşleri benim kabinem al- tüst etmiş! Talebesi Daladier için bu kadar üzülmüş olan zavallı ve aziz Herriot| Acaba müşterek mesaimizin bu suret- le tefsirini nasrl telâkki edecek? M, Bayet'le M. Daladler sulhü idame için harp masraflarınm katıy yen arttrılmamasmı, fakat terki tes What yapılmasını istiyorlar. Yalnız. ne suretle ve gasil hpdutlarımızın em niyet alma almacağını söylemiyor» lar, tenkitleri ne kadar bolsa pro - gramları da o kadar boştur. İddiala-! rına göre tamamiyle radikal bir ka- bine derhal vaziyeti düzeltecek, işsiz. hiği kaldıracak, bütçe açığını kapıya» cak, ve bir kelimeyle, bizim teşebbüs ederek kismen de yapmıya muvaffak olduğumuz işi, bizden daha iyi bir şe kilde yapacaktır! Bize, kaf'i tedbir. ler vadederek; bütçe açığının mukad- des bir ittihat gübi boş lâfiarla dol - durulamıyacağmı (o söylüşorlar, Bu i m Günün Muhtırası Takvim — Pazar 17 Könunusani | 1 inci ay 1938 9 Ramazan 1831 Senenin geçen günleri: 17 kalan günler 343 Güneş — Doğuşu 7,23 Patışı 177 Namaz vakitleri — Sabah. 7.23, Öğle: 12.24; ikindi 14.59: Akşam. 177 Yatsı: 18.4: imsak: 530 Kambiyo Fransiz Frangı 1 Ingiliz lira Kr. “TI. mukabili Mola Yazan: İren Nemirovski bakıcı, yavaşça elini kaldırıp yanına uzatlı, — Doktorun söylediklerini duy- madınız mi?.. Bu sancılar tama- men asabidir... Bir şey değil... — Bir şey değilmi? Golder içini çekti, dirsekleri- nin üstünde kalkındı, tekrar fal açmıya başladı. — Sakın kalp olmasın? Hasta bakıcıya bakmadan ko- © nuşuyordu, hasta bakıcı teminat Türk Mrası Dinar Cersonec Kuruş Nukut 20 Frank (Franz 1 İsteriin 1 Dalar (Amerika) | BORSA HARICI i fiogilizi Altın Mecidiye Bankonot 957 95 İİ Toz halinde meyva Karl Hessel isminde bir Al- man'ın taze yemişleri, İezzetleri- ne ve gıdai evsafına halel getir- meden, toz haline ifrağ için bir usul keşfettiğini yazmıştık, Bu usul sayesinde, çürümiye mah- büm olan birçok meyvalardan istifade temin edilmekte ve tat- bikatına geçildiği takdirde mey- va müstahsijleri için birçok kâr- lar tehassül edeceği ümit olun- maktadır. Alınan malümata gö- re, Karl Hessel elyevm ye- mişlerin bilfiil toz haline ifrağile meşgul olmak üzre “Deutsche Trocken Frucht G.m.b.f, is- minde merkezi Berlinde olaa bir şirket teşkil etmiştir. Yakında imalâta başlıyacaktır. hususta mutab:kız. Fakat geri bir ra- dikal görüşle de bütçe açığı kapatıl| mas. Bugün yapılacak cehit, bütün! <ümhuriyetçilerin, gelecek imtihapta| intihap edilmemek korkusundan 070! de olarak, birleşmelerini ve milli men | İnati her şeyin fevkinde tutmalarını! emrediyor, Bizim bu vadide almış ol- duğumuz tedbirler ozamandan bu za. mana kadar o kadar siddetli hilcum- Tara maruz kaldı ki, nihayet banların kaldırılması icap etti, ve bugün, min tehipler tarafmdan, İktisat edilmesi memnuniyetle kabul edilmiş olan; meblâğ ortada yoktur. 1924 ve 1925| teki yazıyete eğer tekrar düşmek is - temiyorsak bu parayı yeniden temin etmeliyiz. Bunu kim yapacak? Kime kabul ettirebilecek? Vaktiyle ıslaha. ta manj olup cömerilikleriyle nazarı dikkati celbetmiş olanların bu işi ba- şaracaklarmı iddia etmek garip olür. Bana öyle geliyorki, fırkalar, iş ya « pılacak zamanda siyasi mücadelelere | gireceklerine, birbirlerini o nazikâne| bir surette kontrol etmelidirler. İ Bizrnt M, Mae Donnid bile bunun! lüzumunu anladı, Fransada da bunu anlıyan radiksller ve hatta sesyalisi- ler bile vardır. Fakst ne Bi. Dala - dier ne de M. Bayet bunu anlıyan -| lardan değildir. M. Maginot'nun ölümü maalesef| işleri kolaylaştıracak değildir. Bu ölüm, Fransa için, hemen hemen O(Otamir edilmez bir felâ- kettir. M. Maginot pek cessur ve pek tecrlibeli bir harbiye nazırıydı. Mecliste büyük bir nüfuz elde etmiş ti. Herkes, onun emniyetimiz için el- zem tahsisat istediğine kanidi ve mi nakaşa elmeden bunu kendisine ve riyorlardı. Bütün fırkaların, radikal, olsun Sosyalist olsun kendisine em» siyeli vardı, Raymond Poincarâ, verdi: — Yok canım.. Hayır.. Doktor Gedalya kendisine, has- taya birşey söylememesi için sı- kı sıkı tembih etmişti. Tabii bir gün öğrenecekti, Fakat ona ait bir iş değildi. Zavallı adam, ö- lümden ne kadar korkuyordu. Hasta bakıcı iskambil kâğıtlarını göstererek: —Yanlış yaptınız.. Şuraya is- | pati beyini koyacaksınız, papazı değil, dokuzluyuda şuraya. Golder, onu dinlemiyordu: — Bugün ne? — Salı. — Ne çabuk salı olmuş. Hal- buki Londrada olmaklığım lâ- Zımdı. — Yok Mösyö Golder, şimdi artık eskisi gbi sık sık seyahat elmiyeceksiniz. Hasta bakıcı bu sözleri ağzın- dan istemiyerek kaçırmıştı, Gol- derin birdenbire sarardığını gör- dü. Kesik kesik, nefes nefese soruyordu: ,— Niçin, niçin? Ne diyorsun? Delimisin? Seyahat etmek.. Yasak mı?.. Müsaade etmiyorlar ımı? — Hayır efendim hayır, bunu da nereden çıkardınız! Böyle birşey demedim.. Sadece birkaç zaman için tedbirli davranmanız lâzım gelecek demek istedim. Bu kadar, Eğildi. Yüzünden, göz yaşları gibi akan iri, ter damlalarını sil- di. Golder içinden düşünüyordu: — Yalan söylüyor, sesinden anlıyorum. Yarabbi, acaba nem var? Ni- çin benden hakikati saklıyorlar? Karı değilim ya... Yavaşça hasta bakıcıyı itti: — Pencereyi kapatınız. Üşü- yorum. Hasta bakıcı yanından uzak- laşarak: — Uyumak mı istiyorsunuz? Diye sordu, — Evet, beni yalnız bırakınız. Saat on bire doğru, basla ba- kıcımn tam daldığı sıralarda içerden Golderin sesi duyuldu. Hasta bakıcı koştu, onu, yala- ğında, yözü kızarmış. elleri tit- rek buldu. — Yazmek istiyorum. Hasta bakıcı, içinden “gene buhran geziriyor,, diye döşüne- rek onu yatırmak istedi ve bir çocuğa hitap eder gibi; — Hayır, hayır, dedi, bu sa- atte olurmu biç... Yarın Mösyö Golder, yarın.. Şimdi uyumalı- Siniz. Go'der, küfretti, haykırdı, ba- gırdı. Fakat bütün bunların lü- zumsuz o duğunu anlamıştı. Çün- kü hasta bakıcı kend sini humma- ya tutulmuş zannediyordu, Euw- nun için soğukkanlılığını toplı- yarak emirlerini tekrar elli. Hastabakıcıda nihayet kâğıt kalem getirmişti. Yalnız, bu se- ferde, Go'der yazamıyordu. Eli titriyordu. İnliyerek: Nakledeni fa. — Siz, dedi, siz yazınız. — Kime? : — Profesör Vebere. Adresi ni, arar, bulursunuz.. Paristedif. Yazınız. Serian gelsin. Benim adresimi koyunuz, İsmimide» Anladınız mı? — Evet M, Geolder. Golder sakinleşti su istedi, yati” — Pencereleri açınız.. Boğw” tuyorum. — Burada kalayım, istermisinii — Hayır, lüzumu yok. leap ederse çağırırım. Telgrafı yarın, saat yedide, postahane açılır # çılmaz çekiniz. — Evet, merak etmeyiniz. Si istirabat ediniz. Golder, ahlıya, puflıya bir ya” mma döndü, gözlerini pencerey# dikerek öylece, hareketsiz kak dı. Rüzgâr esiyor, perdeleri şi” şiriyordu. Uzun müddet, dalga” ların fışıltısını dinledi... Bir, iki üç... Bir, iki, üç. Dalçalar g& lip fenerin kayalıklarında çatir yordu, sonra, taşların arasında" süzülen suların ahenktar mırıltısı. Daha sonra süküt... Ev, bomboş Düşündü : — Nedir? Nem var? Nem vaf yarabbi? Kalp mi? Aca kalbim mi var? Yalan söylüyorlar. Bili” yorum. Durdu. Ellerini sıktı. Titriyor” du. Ölümü düşünmekten açıkc# göz önüne getirmekten korku” yordu. Pencereyi dolduran köf semaya bayşiyetle baktı. — Hayır, hayır. Yapamam. (Birdenbire A'lshin o âna kadaf aklma getirmediği ve unuttuğu ismini hatırlıyarak ilâve etti) Ade“ noi pek âlâ bilirsin ki yapamam Fakat ne diye, niçin bana haki” kati söylemiyorlar? Garip şey. Hasta iken kendi sine ne dedilerse inanmıştı. Gedalya... Glorya... Mamafk iyileşmişti. Bu yalan değildi. Kali masına, dolaşmasına müsaadf ediyorlardı. Fakat bu Gedalyay? itimat edemiyordu. Hoş simasını pek te hatırla” yordu amma. İsmi... Ismi bilt onun bir şarlatan olduğuna deli let ediyordu. Gioryadan ise, bif bir iyilik urmmuyordu. Niçin doktor Veber'i, bütüf Fransanm en meşhur doktorum getirmeyi düşünmemişti? Kendifi basta olunca hemen onu getiri” mişti,, Elbette... Şimdi hasta o!” o değildi... Golder, ihtiyar Gol derdi. Kim olsa ona bakabilirdi, d€ gil mi? Veber'in yorgun, bakışlı, ta... Rublara kadar ok" masını bilen gözlerini hatır! “Ona, diyordu, herşeyi söyliyf” bilirim. İşlerim olduğunu... Eivet anlar.. Bana hakikati söyler.» Bununla beraber, neye yarat! Bunu önceden bilmek meye Y rar? Nasi olsa, bir gün, cek,, Hafif bir baygınlık. Kr lüpte,. Sonra.. Tamam.. Seni, ısyan ederek aksini gi şünüyordu: — Hayır, hayır, iyileşmiy' hastalık yoktur, Kalp. Ben de aptal gibi bep kalp yorum. Fakat kalp bile © tedaviyle, muntazam bir rejii daha ne bileyim ben kim ?. neyle geçer.. Belkide işten& vazgeçmem İâzimgelir?.. Asıl en güçü bu.. Fakat i ölene kadarda iş yapmaz” İşte şimdi Teisk işi Vi i Li

Bu sayıdan diğer sayfalar: