1 Şubat 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

1 Şubat 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1u$ u ım © iş m let cek ai it ie di | e e ini y pi” Li ii yaf | den ibare e leştirme an lana itiş ah artırmıştı, gene bir ra- erine işte kur'anın türk mümi Yen kendi ana dillerile söy Pali Onu heman herkes için ka- bir muska halinden çıkarıp rakiplerini umumun iz'an ve id- dili diren bir hareketin men- oluyor, allah kelâmı olarak yer yüzün- ül, kesin yalnız işitmesini de- anlamasını murat eden bir din kitabı on üç buçuk ve bu hadise müslüman- A Bi Sonra ilk defadır ki çoğu agi salikleri olan milyonlarca yi, v9 doğrudan doğruya tem- Basladi Vicdanma bitap etmiye 1 Wa bir devir içinde biribiri koşan ve biribirini ta- yalıya inkılâp bareketlerimi- bu tabii olduğu kadar mü- vti mel doğan neticesinden mes- bu netice türkün muhake- şip ne gelen taze kuvveti göste- ğı vicdanında yükselen uyanık- AD anlatır, iy âmiyet, kendinden evvelki iy vi ikmal eden birdindi. bu- aYZ Üzerine serpilen milyon- devi mümini taklidi bir iman kita sinde kalmamak için ya o in dilini öğrenerek doğru "imi Oğruya hükümlerine nüfuz diki $ yahut bu bükümleri kendi aş çevrilmiş bir metninden olmak lâzımgelirdi. a Payı resmi lisan, umumi Yapmak istiyenlerin arzusu « mukavemetler önünde bit- hiz, Pâğlüp oldu. kur'anı türk len ana diline nakil için sayılı (o himmetler de bir üzerinde bittabi mahdut gabada kaldı. bir Saatlik adaletin bin yıllık iten hayırlı olduğunu ifade me,.bu vaziyet,merssimden Malz Zannını verdi. islâmlık rüh- inç reddediyor, ve her mü- k Damazda imam olmak hak- tapa, Tiyorken gene din ticareti D, gene din hükümlerini vale türedi; islâm, fitri ve Mere i ,din olmak bakkının se- hag rinden uzaklaştı, koca bir Kabigcin imamı olan ebuhanife tiz en başka bir dillede kıraati Mgörür ve mana değişmemek kün © lügatte farkolması müm- Kang örülürken kur'anı insanlara Bak, ilinde anlıyarak okumak kur'an tanımak şöyle dursun Baz hay rkçeye tercüme oluna- kmünü veren betbabtler Ey, Sydan aldı, Merin; prumi ve basit bir his e- Mek, birinden öbürüne maklet- © bile güçlük çekildiğini A bi fakat bu güçlük bir san'- a2? ilim, bir felsefe, bir tarih Muharrirle rejisör arasındaki davanın rüyetine başlanıldı açılan Mahi, €saplarma istismar eden | e islâ İ mın mahiyet ve hakikatini bi- i taklitten tahkika — dini metinleri türkçe- bir ramazan içinde nazil | bu aya verdikleri kıymeti, | İ çevin güzel kelimeleri arasında > maş” hareketi için — eserinin tercümesi o hakkını biz- den alıyor mu? Biz onüç bu- çuk asırdır müslümanlığı tercü- manla konuşan biralim gibi din- ledik. ibrahim suresinin 4 üncü ayetinde şunu okursunuz: “biz ancak kendi kavminin diliyle pey- gamber gönderdik ki onlara be- yan ve izahta bulunabilsin,, bir kavme, bir millete söylenmesi istenilen bir hakikati, kendi di- liyle söylendiği zaman daha ko- Jay anlaşılmak tabii olduğu için dir ki bizzat kur'an bile kendi- si hakka çağırdığı kavmin dilini kullanmıyan bir peygamber ol- madığını kaydetmiş, bir kavmi davetin o anlaşılabilmesi (kendi dilile bitap etmiye bağlı olduğu anlatılmıştır öyle ki, tibyan sahibi bile bu ayeti tefsir ederken “on- lar onu ondan sühuletle fehmet- tiklerinden sonra onu gayriye nakil ve terceme ederler ,, şer- hini koyarak kuran hükümlerinin bir dilden bir dile nakil' ve tercemesi lüzum ve zaruretini ta 9 zamandan kabul etmiştir. ifade edemiyorsak anlıyamı- yoruz demekti, anlıyamıyacaksak ifade edememek tabiiydi. ax anladık,hiç ifade edemedik. asır- lardır muhammet dininin kitabını bir cemaate kendi dilile ve yüksek sesle okumak böyle bir tasavvur, bir cevaz olarak, meşin ciltlerin sayıfalarında o süküta mahküm durdu. bugün beş vakıt minare- den haykıran müezzinin ne de- diğini kelimelerinden anlıyorsu- nuz, okuduğunuz surenin Sizi ça- ğırdığı âlem gözünüzün önünde- dir. yarın otrinin meşhur bes- tesindeki ürpertici » venkle türk- bir yeni imtizaç vücut bulacak... ibadet ve dya etmek istiyenler alim sıfatını yalnız arapçaya has- reder görünmek küfründen kur- tulacaklar,.. insanlara doğru yol gösterenlerin ne büyü'; bir cehit sarfettikleri kitaplarında (daha kolay anlaşılacak. dinin ve islâ- lenleri çoğaltacaksınız. hakikate kolundan yederek götürmiye çalışılan insanlar, şim di umumi bir yürüyüş bareketile gidecekler, obakikatin o sesisini kendi kulaklarile işitecekler, ha- kikatin çehresini kendi gözlerile göreceklerdir. kelâm kitapları mü'minlerin imanını ikiye ayırır- lar, inceden inceye anlamadan iman edenlerinkine taklidi der- lerdi; evet, şimdi taklitten tab- kika ; “en büyük türk,, en büyük rehberliklerinden birini daha yapıyor ! hakkı tarık EE Se Meya Âhmet Hidayet B. tarafından Ertuğrul Muhsin Bey söğme davasının rüyetine Sultanahmet sulh ceza Miz ig sinde dün başlanılmıştır. Dava Ahmet Hidayet Beyin a yazdığı makale üzerine Ertuğrul Muhsin Be- Salih Murat B. Sofyadan Geldi | Üst tarafı birinci sayfada | nu hıncahınç doluydu. Sefirimiz Tevfik Kâmil beyle sefaret er- kânı bütün konferans'arı dinledi- ler. Konferans Fen faköltesi re- isi: Biyoşimi müderris doktor Zlotosef tarafından açıldı, dok- tor memleketimiz hakkında Sıta- yışkârane sözler söyledi, bunevi konferansların fikri mukaretine hizmet ettiğini ilâve etti ve şah- sım hakkında iltifatta bulundu. Ben de kendisine münasip şekilde cevap vererdim, Bu sözleri kon- ferans pek alkışladı. Bu konferansları beğenen Bul- gar mühendisleri birliği de birlik binasında bir konferans vermek- liğimi rica etti. Bu talebi kabul ederek ayın 28 inci günü akşamı birlik binasında akostik filtreleri, radyoteknik nazariyeleri bakkın- da bir konferans verdım. Konferansı açan mühendis bir- liği kâtibi umumisi mühendis Todori Gorgiyef irat ettiği nu- tukta memleketim hakkında dik- kat ve takdire şayân sözler söy- ledi ve kendisine mukabele edildi Gerek Darülfünu ve gerekse mühendis birliği bu mevzua dair münasip zamanda bir kaç kon- ferans daba vermekliğimi istedi- ler. Her iki müessese konferans- ların o muvaffakıyetle (verilmesi için her nevi yardımdan çekinme- miştir. Konferanslarımı lisanımız- la verdim. Birincisi avukat gospo- din Lomokof tarafından, ikincisi üçüncüsü ve dördüncüsümühendis gospolin Serepof tarafından Bul- garcaya tercüme edilmiştir. Fizik fakültesi talebeleri ve bilhassa ordu mühendisleri çok alâkadar oldular ve not tuttular. Konferansta episkoptan çok is- tifade edildi, maarif, nezareti, talim ve - terbiye heyeti -azasın- dan doktor Stoyanefi” mihman dar tayin etmişti. Bu muhterem zatla beraber Sofyanın entere- sân yerlerini! gezdik, öpera “ve operetlere davet edildim. Mühendis birliğinde konferans tan sonra bir kaç mühendise beraber yemek yedik, Geçen ayın 29 uncu günü akşamı Ün- Istanbul-Soiya-serlin telefonu Sofya — Berlin telefon battı - nın umuma açıldığını yazmıştık. Haber aldığımıza göre bu hattın Sofya — İstanbul hattına bağlan- ması da takarrür (o etmiştir. Bu günlerde hazırlıkları ikmal edile rek İstanbul ve o Ankaranın 'da Berlinle görüşmesi mümkün ola - caktır. tarafımdan yon kolüpte fen fakültesi tarafın- i dan bir ziyafet verildi, Pek sa- İ mimi geçen bu ziyafette Darül- lünun emini profesör Felesof Bulgar lisanındaki samimi nutkü- na İürkçe münasip &evap ver- dim. Bu konferanslar Buigarista- nın fen aleminde iyi bır intiba bırakmışve bütün nutuklarda fikri mukarenet mes'slesine temas edil- miştir. Sofya darülfünununun fen fakültesi profesörlerile mühen- dislik birliğine gösterdiğ alâka, misafirperverlik ve nezaketten dolayı müteşekkirim. yin kendisine gönderdiği mekt- | uptan çıkmıştır. Dün mahkeme- de Ahmet Hidayet Bey, avukatı Methi Sait Beyle birlikte, Ertuğ- rul Muhsin B, de yalnız olarak bulunmuştur. Bir çok sâmiler mahkeme salonunu tamamen doldurmuşlardı. Ahmet Hidayet Bey davasını 5 iatmış, bâkimin suali üzerine “rtuğrul Muhsin Bey mektubun kendisi tarafından yazıldığını söylemiştir. Muhakeme 14 Şubat sabahına bırakılmıştır. Resmimiz' iki tarafi mahkeme huzurunda gösteriyor, Musayı sazl ıklâb 5 | bulan Prenses... Eriha civarında yapı lan Baffiyat tah, karanlık köşelerini aydınlatıyor “ Fılistinde Eriha civarında ya- pılan hafriyat, 33000 sene evvel Nil sularının o kenarın- ,da bir sazlık içinde Hz. Musayı Prenses Hatasu bulan Mısırlı prensesin büviyeti- ni tesbite imkân vermiştir. Malüm olduğu üzere Musanın valdesi, erkek çocuğunu Fravu- nun takibinden kurtarmak için bir sepete koyup Nil nehrine atmiş, nehrin suları çocuğu alıp bir sazlığa götürmüştü. Hali hazırda Filistinde hafri- yat yapmakla meşgul olan sir Şarl Marston'la profesör Gastrang Musayı bulan Mısırlı prensesin hüviyetini tayine muvaffak ol- muşlardır. Sir Şarl deyli meyil gazetesine vuku bulan beyana- tında şu sözleri söylemiştir: “Son bulduğumuz çanak ve Balkan | Usttarah Hinci sayıfada çömlekler sayesinde Yahudilerin Mısırdan kablelmilât 1440 sene- sinde hicret ettiklerini tesbit et- tik. Bulduğumuz bu tarihle kitabı mukaddesin gösterdiği tarih bir birine tetabuk ediyor. Beni Isra- ilin Mısırdan hurucu Fravun üçün- cü Totmesin vefatından kısa bir zaman sonra voku bulmuştur, Fravub Totmes elli üç sene fra- vunluk o miştir. Ikinci Totmesin devrinde ve üçüncü (otmesin iik öndördüncü senesind- Mısırın hakiki hüküm- darı Misir tarihinin en kuvvetli ve nüfuslu prensesi olan prenses Hatasuydu. Bu prenses ikinci Totmesin hemşiresiydi. Erihada vuku bulan keşifler sayesinde Musayı sazlıklar ara- sında bulan prensesin prenses Hatasu olduğunu anlıyoruz. Musaya ancak bu nüfuzlu ve kudretli prensesin o himayesine nail olduğu için, diğer Yahudi çocukları gibi öldürülmemiş ve onun büyümesine ve yetişmesne imkân hasıl olmuştur. Bu prensesin vefatı, Musayı büyük bir hamiden mahrum et- tiğinden kendisi Mısırdan kaç- mıya ve üçüncü Totmesin geride kalan kırk yıllık devrini Midyen de geçirmiye mecbur olmuştur. Erihada vuku bulan keşfiyat tarihin birçok karanlık köşeleri- ni daha aydınlatacaktır, Misakı caret akademisinde Balkan lisanlarını lanmış, bir müddet sonra Balkan mi-İöğretmek için serbest dersler açılmış» sakı komitesi halinde müzakerelere de-İtır. yam etmiştir. Bu içtimada Yunan murahhasların. dan profesör M. Spiropulo tarafmdan hazırlanan Balkan misakı avan projesi müzakere edilmiştir. Bu mesele bu; gün de müzakere edilecek (ve Bükreş konfransına verilmek üzere bir Balkan misakı projesi hazırlanacaktır. Dün Balkan tebaası rejimi komitesi snat 16 da bir toplantı daha yapmıştır, Bu içtimada komiteye havale edil- miş ikinei vazife olan bir Balkan mes sai ofisi teşkili projesi görüşülmüş ve gelecek konferanstan evvelk komite içtimama kadar her murahhas heye» tin kendi memleketlerindeki iş kanun ları hakkında tetkikat yaparak hazır- lıyacakları raporları komiteye verme lerine karar verilmiştir. Murahhaslar şerefine dün akşam Darülbedayide bir müsamere verilmiş, Müsahip zade Celâl beyin (Mum söndü) piyesi temsil edilmiştir. Murahhaslar beyanat veremiyecek Malöm olduğu üzere meclis içtima» ları hafi olmakta ve murahhaslardan! başka kimse bulunmamaktadır. İçti- malarda bülhssa akalliyetler meselesi etrafımda cereyan etmesi muhtemel ©- lan münakaşalarm harice aksetmeme- si için dün meeliste murahhaslardan hiç birinin gazetecilere beyanatta bu» Tunmaması ve gözetecilere yalnız ümü- mi kâtibin malümat vermesi kararlaş- tırilmişter. Balkan milletleri lisanlarını öğrenmek için 'Teşrinievvelde şehrimizde toplanan Balkan konferansında Balkan memle- ketlerinde Balkan milletleri lisanları. nım öğrenimesi temenni olunmuştu. Ha- ber aldığımıza göre geçen konferansta Romanya milli grubunu . temsil eden murahhaslardan (Bükres yüksek sana- yi akademisi) rektörü M. Jenn Dadu- canunun teşebbüsü üzerine Bükreş ti Türkçe dersleri haftada iki saat olmak üzere (Bükreş cenubu şar- ki Avrapa enstitüsü) muallimlerinden M. Tararescu tarafından verilmekte - dir. Türkçe dersleri alan akademi tas lebesi yirmiden fazladır. M. Paducamu geçen eylülde şehri- mizin hukuk fakültesinde iktrsadiyat mevzulu bir konferans vermişti. Bu konferansın metnj yakında Türkçe ve Fransizca olarak neşredilecektir. Gülhane Müsamereleri Bu seneki Gülhane tıbbi müsa- merelerinin beşincisi Gülhane kon ferans salonunda yapilmiş, Hari- ciye muavinleri doktor Salihi ve Selâmi, Cildiye muavini dektor Kemal, muallim Nâzım Şakir beylerle Tevfik Salim paşa tas rafından muhtelif enteresan tıb- bi vak'alar hakkımda izahat ve- rilmiştir. Yapılan münakaşaya muallim doktor Kemal, Lütfi, Abdülkadir Lütfi, Kemal Hüseyin, Süreyya Hidayet ve doktor Salih beyler iştirak etmişlerdir. Gelecek müsamere bayrama tesadüf ettiğinden bir ay sonra içlima etmek Özere müsamereye ! hitam verilmiştir. Vefat — Ezzincan eşrafından Hop Bey zade müteahhit Osman B. kerimesi ve seyriselain idaresi kalemi mahsüs memurlarından Adnan. Beyin refiası Mihriban Hanım, bir seneden beri çek» mekte olduğu hastalıktan kurtulamıyarak dün gece rahmeti rahmana kavuşmuştur. Censzesi kendisini sevenlerin göz yaş” ları arasında Eren öy aile kabristanına defnedilmiştir. Allah rahmet etsin.

Bu sayıdan diğer sayfalar: