2 Mayıs 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

2 Mayıs 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

alan. in Lİ Er MA YE > TASA Ea ml İNİ Namık Kemalin tası on Künlerde 16 sayfalık küçük Sakar | Mira teviyatı, iddinsi itibariyle ekem- İr eser çık, Eserin adı (Teri list telâirkisine göre Namik Eserin muharriri Kerim Sadi Km Pep, » ye Sadi Bey, küçük eserinde kaç sene evvel Namık Ke- iel akkında Türk o mubarrirlerinin m Ay) da çıkmış olan mütalesla- tenkik «diyor. Ba mütaleaları, warhçi Na gözüyle tetkik enikten sonra, tadı Ketnali Marksist bir objektif ol €viriyor, çeviriyor. i Sadi Bey bilhassa taritt çah: va sola maddeci gözüyle rollerini eş tin Sadi Beye göre Namık Kemal hş Desan sonra teşekküle çalışan Bür- Snihnın temelidir. Onun (vatan) 'UMu ancak bu Zümtenin ide olijisi € etmektedir. Nimik Kemel isa- bünyeye, iktisadi bir teşekküle den içtimal bir büviyetür. 4 hüviyet serbest ticaret, çalışma Yeti rekabet serbestliği ve şahsi Yetle damgalanır. İdealist götüşlere Keçi, veren Kerim Sadi Bey Namık ali ba zümrenin mümessili olarık orluva inklâpçası telâkki ediyor. O. 4 Narmık Kemal hakikaten Türk Burju- in inkılpçısı madir Bir Bakimi göre evet Çünkü kanunu esasi istiyor. Meşrutiyet inikrlâpçısıdır. Meclisi meb” in toplanması onun için bir geyedir. Hülaiz. hürriyet. N €faunkâr imişsin, ah, ey Aldarı hürriyet! Biri askın olduk, gerçi kurtulduk esaretlen Mistalarıyle Robespierre'in Ge suis yve de Ja Jiberte) sözünü sanlaan | Kemal görünüşte bir Burjuva in- « OPeasıdır. “ ... alay Kemalin “tedisil * eriği filsirleri memleketim Teinden celen | een Burj 'vazinin emeli değildi Bu | ha bilhassa Türkiyeyi açık pazar yeri İş koyan bankaların, imtyazie şirket. | p,, Ye onların önünde yürliyen İngiliz, | çiz, Avusturşa setirlerinin arzularıydı. Onlar pazatlarda Türk olmıyan Birinden kendilerine yardımcı bula- Klerdı. Aynı zamanda devlete borç pa- ha enler bir tarsftan da devletin mub- Sahalarda, hatta yerli eşyada bile yahni derilite örmişlerdi. Ordu- ey, eği, pirinci, eti, yağı bile bir In- irketi tedarik ediyordu. & Ingiliz, Fransız, Avusturya siyaseti İlci yan tebeanın müsavatını, 2) sakinlerin, devletten alacağı olanla” tag, evlen hazinesini konwol etmesini yaz Harict o borçlar meselesini Daki Mukaveleleriyle ballettmişlerdi. borçları da parlâmentonun hâki- ike konrol tâbi totmek istiyor. Kard atılma suretile gelen Namık hürriyetçiliği. ve meşrutiyet ielâk- ŞE m sadi Bünar e Bi Küre Miki Ne KER Yerli kâğıt fabrikası kurulacak , Fabrika, son sistem olacak, ambalâj,yazı kâğıdı yapacak | Ahiren memleketimizde. bir kâğıt fabrikası tesisi için bazı i teşebbüsler başlamıştır. Bu te- şebbüslerin yakın bir zamanda tabaklruk sahasina çıkacağı söy- lenmektedir. Teşebböste milli bankalarla yabancı bir grup — Her birinin bissesi yarı yan olmak (oOÜzere — alâkadardır. Fabrika ambalâj, yazı kâğıdı, karton yapacaktır. Gazete kâğı- dı yapmıyacaktır. Mevcut ista- tistiklere nazaran memleketimiz- de bir senede sarfedilen kâğıt- ların miktarı vasati 22 bin ton kadar tutmaktadır. Şimdiye ka- i e tetki Bir italyan vapuru- nuu kamarotu Yedi ay hapis cezasına mahküm oldu Loit Tiryistino kumpanyasının “Stellâ Ditali,, vapuru kamarot- larından Sinyor S. Kiyoder va- pur Galata rıhtımma yanaşıp yolcuyu çıkardıktan sonra ken- disi de karaya çıkmış ve gümrük mühafaza memurları tarafından şüphe üzerine üzeri aranınca 28 çift ipekli kadın çorabını beline kollarına ve bacaklarıma sarmış olduğu görülmüştür. Bunun üze- rine kamarot evrakıyla birlikte derhal gümrük başmüdüriyetin- deki sekizinci ihtisas mahkeme- sine getirilmiştir. Hakim Fevzi bey, maznunu muhakeme etmiş, Sinyor Kiyo- der, bu çüranlari Bit yulcu için | vapurdan çıkardığı 6 yulcunun kendisini köprü başında bekliye- ceğini; söylediği şeklinde ifade vermiştir. Cörüm sabit görül müş, Öd lira para cezasına ve | 7 ay hapse mahküm olmuştur. Kiyoder oObükmün tefbimini müteakip tavkifhaneye gönde- li Burjuvayla alâkadar değildi. Daha doj- rusu Sanayileşen dünyanın karşısında bir Türk Burjavazisi yoktu Yok olan bir şe- yin var gibi müdafaası hayalden gay bir şey olamaz Namık Kemalin ve arkadaşlannın ha- tası buradan başlıyor. Mamaalih Namik Kemal bu takmi Burjuva müdalassını, yapma Osmanlı hürriyetini son zamanlarında terketmiş ve İslâm ümmeti telikkisine dönmüştür. Bu o hulyat ilerinin hulya bir ricatiydi. Yazan : Yusuf Ziya e OSMAN mayi menba meçhul bir ka- İatyoydu Zin olan bir zatı an- 37 Otomobil kapıda. Yat rıh- di Devlet gibi bir adam: Bir rig ve babriyesi var!,, ki gün, şair Rasih Şev- ei tarif ediyordu : Sind, kendisine Fransız kitâp- aldığı ta adim, Beni görünce, bu, “çsitabı telâşia cebine sok- olduğunu bilseydim ai bakmazdım. Fakat, Verdi, “ös in İsmi gözüme ilişi- Aabayi amer,.. Demek, artık 1 sökmüş. İnatçı çocuktur. Maz Güle, dört seneye kal- Berabey *ide tasrife başlar... 5 © Yürüyorduk. Yolda sor- ele e e . dum; “Rasih, halâ bir iş bulmıya niyetin yok mu?..,, Hayretle yü- züme bakıp homurdandı: “İşmi? Sebep?.. Şekspirin işi var mıydı?. Dantenin işi var mıydı?..,, Seke seke yürüyor, geçenlere çarpı- yordu. Halindeki acaipliğin sebe- bini neden sonra keşfettim:Meğer ayaklarında yeni iskarpinler var- mışl.. Abdullahefendi Lokantası- nın önüne gelince durdum. Kar- nım açtı. E: “Haydi sen git, ben yemek yiyeceğim,, denmez a.. Çaresiz ona da teklif ettim: “Buyurmaz misin ?..,, Kibirsiz çocuktur. Reddetmedi... Girdik. Garson listeyi getirdi. Ben, mi- safirime örnek olmak için bir çorba ısmarladım. O, düşündü, düşündü ve buldu: | i i Sadri Etem etmişitr. İ mış, Peyami Safa Beyin avukatı kisi, Osmanlı millet (ütopisi) hakiki yer- | kat yaplımış, fabrikanm İstan | bulda tesisi mümkün “olamıya- | cağı neticesine varılmıştır. Ma- | amafih fabrikamn tesis edileceği | yer taayyün etmiş olup !stanbul- dan çok uzak bulunmıyacaktır. Bazı şayialara göre Almanya- dan eski bir kâğit fabrikası nakledileceğinden bahsedilmekte isede bu şayialar doğru değildir. Çünkü imkânı tehakkuku yoktur evvelâ eski makinelerle yapılmış fabrikalar rasyonel olmaz. Sonra Almanya hükümeti son zamanlarda bir kanun heşrederek eski ma- kinelerin memlek il Feci bir kaza Bir hamalbaşı loko- motif altında kaldı Dün saat on üçte Haydarpa- j şa İstasyonunda manevra yap- makta olan bir lokomotif, istas- yon hamalbaşısı Murat Efendiye çarpmış, feci şekilde ölümüne sebebiyet vermiştir. Lokomotifi idare eden makinist Ali Rıza Efendi hakkında takibata baş- lanmıştır. Teşkil edilen ehli vukuf, ma- hallinde tetkikat ypmıştır. Ve- receği rapora göre tahkikat devam edecektir. Tahkikatla Üsküdar müddei- “umumisi Burhaneddin Bey, biz- zat meşgul olmaktadır. rilmiştir. Bir cinayetin kararı - “Bekir #âminde bir'sini öldüren Ahmet bini Rüstehin davasına dün ağircezada bakılmış maznun küçük olması dalağnsiyle beş se- ne hapsa mahküm edilmiştir. Peyami ve Burhan beyler davası Dün üçüncü cezada Peyami Safa beyle Burhan Cahit B. ara- sındaki cinayet davasına bakıl- müdafaasını yapmış, muhakeme karar için 4 mayıs çarşamba gününe kalmıştır. Esrar kaçakçılığı Dün ihtisas mahkemesinde es- rar kaçakçılığından mazmun İs- tipanla Panayotun davalarına ba- kılmıştır. Panayotun 38 kilo es- rarı kaçırdığ sabit olduğundan 8 ay hapse ve 180 liraya mah- küm edilmiştir. İstipan beraet — Bir istakoz! Arkadan, ben: “Bir döner ksbap,, dedim. O, azametle emretti : — Bir bindi dolması ! Ben, mahcubane mırıldandım: “Bir şekerli kahve!, o pervasızca devam etti: — Bir yoğurlu bakla! , Ben boynumu böküp yalvar- dım: “Bir Kördan!,, o kaşlarını çatıp seslendi: — Bir kaymaklı komposto! Ve ben bir bardak su içtim, o iki kadeh bira içti. Benim he- sabım altmış beş kuruş tuttu. Ikimizin hesabı 310 kuruş! Bu hikâye bitince, derhal bir başkasına başlıyor, iyi Almanca bilen bir paşa zadeden şöyle bahsediyordu: — Babası için, Aptülhamidin çok sadık bir gözdesiydi derler, Padişahın, devamı saltanatı ve muhafazai şevketi uğurunda her i i Varda kaldırılacaktır. menetmiştir. Ancak beher ton için 400 mark gümrük resmi ve- rildiği takdirde bu makinelerin ibracma müsaade edilecektir. Bunun iki sebebi vardır. Bir kerre Almanya memleketinde yeni makine imalini teşvik et- mek suretiyle işsizlere iş bulmak istiyor. Diğer taraftan Almanya- daki müesses san'atların ecnebi memleketlerde: rakiplerinin te- | şekkülüne mümkün olduğu ka- dar müşkülât çıkarmak maksa- dını takip ediyor, Binaenaleyh memleketimizde yapılacak yeni kâğıt fabrikasının da son sistem ediyede T Tenbih ve yasaklarla kanunlar Belediye şubelerine alfabe sırasile bildirilecek Belediyece, yeniden vazedilen tenbih o ve yasaklar kanunlar, şimdiye kadar belediye şnbele- rine tamim sureliyle gönderil- mekte ve alâkadar memurlara, bu tamimleri okuyarak, ona göre hareket etmektediler. A'âkadar memurlara vazife esnasında bir kolaylık olmak üzere yasak ve emirlerin alfabe sırasiyle pek kısa olarak ufak bir kitap şeklinde bastırılmasına karar verilmiştir. Zeynep Kâmil hastanesi Belediye Üsküdardaki Zeynep Kâmil - hastanesini açmak için büyük gayret - sarfetmiye karar vermiştir. Daimi encümen yap- tığı tetkikat neticesinde 50 bin | lirayla hastanenin. tesisi ve bir senelik idate masrafını karşıla- nabileceğini tesbit etmiştir. Da- imi enecümenin bu kararı bütçe &ncümeni tarafındanda tasvip olunmuştur. istimlâk hareketleri Daimi encümen bundan sonra yapılacak istimlâk hareketlerini muayyen bir mıotakaya inhisar | ettirmiye karar vermiştir. Bu se- ne budceye konan tahsisatla Fatihden Beyazıda, Aksaraydan Beyazıda kadar olan caddeler üzerindeki istimlâklar yapılacak- tır. Bu arada Beyazıt medrese- sinin etrafındaki tahta dükkân- türlü, fedakârlığa okatianırmış: Jurnal yazmak gibi, iftira etmek gibi, işkence yapmak gibil. Gü- ya, mabtumuna Jisan öğretmek için yüz bin sarı altin sarfetmiş. Ne mutlu böyle evlâda,. Ya ba- bacığı hafiyelik, casus'uk edip yüz bin altın kazanmasaydı çocuk- cağızın hali ne olurdu?.. Işte böyle, her gece bir aile meclisinde, hergün bir ahbap salonunda anlalacak bin hikâye, bicvedecek bin kişi buluyor ve içi kan ağlarken, karşısındakileri kahkahadan çıldırtıyordu! ... Fahametle Cemal (arasında başlıyan yakınlık gitlikçe ilerli- yordü. Şeker Osman, bir kıvılcımdan nasıl böyük bir yangın çıktığını, gözleri tutuşarak seyrediyordu. Artık iki genç arasındaki bu aşk, gizli tutulmyacak bir hal almıştı. Fahamet, Cemalden baş- Şeker, kahve Ve limon Fiatlar niçin yükseliyor i yükselmekte olduğu hakkında i yapılan neşriyat üzerine yaptığı mız tahkikat şu neticeyi ver- miştir: Yerli şeker fabrikalarının stok beple piyasada nazımlık yazife- ker fabrikaları mamulalı azal- fülü kaydetmektedir. Bundaysa piyasadaki arz ve talebin mües- sir olduğu mubakktır. Mayıs ayı Şeker ve kahve fiatlarının kontenjanına memleketin ihtiyacına göre şeker verilmiştir. Nisan asynda Haydarpaşa gümrüğü hariç ol- mak üzere Sirkeci, Edirne ve Is- tanbul gümrükleri için 700 bin kilo şeker verildiği halde Mayıs ayı için bu mikdar 800 bin kilo- dur. Haziran ayı için de gene 800 bin kilodur. Bu itibarla şe- makla beraber şeker fiatlarınin tereffü etmesi de gayri » tabii görülmektedir. Ecnebi şekerler 40,5-42 ara sında muamele gördüğüne na- zaren bir okka şekerin peraken- de olarak 60 kuruşa satılması tamamiyle perakendecilerin bir ibtikâri olarak kabul edilmek» tedir. 64, yerli toz şekeri de 54 kuruşa satıldığı gibi ! bavayıci zeruriye fiyatlarında da İ aynı derecede olmak"üzere pe- | râkendecilerde sebepsiz mühim | tereffüü göstermektedir. En alâ Bombay pirinçlerinin | toptan fiatları 35 kuruşa, ekstra zeylinyağı 60 kuruşa, sabun bi- rinci kalite 36 kuruşa, patates birinci kolle 7 kuruşa olduğu sine göre yüzde yetmişe kadar tereffüler kaydetmektedir. | Ticaret mıntakası müdüriyeti belediyeye mufassal bir rapor yazarak ibtikâr yaptıkları mu bakkak olan perakendeciler hak- kında şiddetle takibatta bulunul- masını bildirmiştir. Limon fiyatları Limon fiyatlarının gayri tabii kadar makamlar tarafından ya (Lütfen sayfayı çeviriniz) ka kimse ile dans etmiyor, Ce- malin kolları Fahametten başka kimsenin beline dolanmıyordu.. i Şeker Osman, onları bir gece balkonun koyu karanlıkları ara- sında nefes nefese solurken gör- dü. Saçları bir birine karışmış Ve yine sıcak bir öğle üstü, Fsbameti, başı Cemali timi ve Çemali, elleri Fehametin saçlarında gördü.. e Bu iki tesadüften sonra Şeker Osman yeni tesadüflerden kor- kacağına, yeni tesadüfler ara- mıya başladı. Onları, gizli ba- kışlarla seyrediyordu. Fakat, günlerce süren bu iki mağlup çıktı! denecek kadar baş başa idiler, Şehrin muhtelif semtlerinde bakkallarda Avrupa küp şekeri sini gören Alpullu ve Uşak şe- 2 malları tükenmektedir. Bu se z dıkça ecnebi şekerleri de teref- - kahve ve diğer | halde perakendeciler de derece» | olarak yükselmesi üzerine alâ- ğ ker buhranı katiyen varit olmas wi » takip ediyor ve biri A birine nasıl sokulduklarını acı acı yüzlü boğuşmadan, Osman, yine â Onu bedbaht edenlerin gön kamaştırıcı saadetlerini görmiye, i, sıcak fısıltılarım duymıya, tahammülü kalmamıştı! (Bitmedi) ?

Bu sayıdan diğer sayfalar: