6 Haziran 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

6 Haziran 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Lü vi —— 4 — VAKIT 6 Haziran 1932 —— Ingiltere ile dominyonları arasında Ottava konferansı niçin toplanıyor? Bu toplantı ile buhranı yenmek teşebbüsü: nün müsbet netice vereceği, şüphelidir Yakında Britanya imparatorlu - Hunun eczası tarafından gönderi - len murahhaslar, Oltouva şehrinde bir iktisadi konferans kurarak inpa - yatorluk eczasının birbirine daha sıkı ve daha faydalı bir surette teşriki me sai etmesi İçin tedbirler alacak - lardır. Bu konferansa İngiltere namma iştirak edecek heyete muhafazakâr - ların lideri Mister Boldvin riyaset| ve kendisine İngilterenin iş âlemini ve tredüyonlarını temsil eden mu - rahhaslar refakat edecektir. İ Konferansın bütün mesaisi, impa - rTâlorluğun iktisadi hayatmı azami inkişafa vardırmak esası üzerinde dö-! nüp dolaşacaktır. Yani İngiltere, dominyonlara mallarmı ve mas - nuatını daha fazla satmak mukabi - İlinde onların yetiştirdiği gıdai mad - deleri ve ham eşyayı daha fazla is- tihlâk edecektir. Gerek İngiltere, gerek dominyonları iktısadi buhrandan mustarip bulunu - yorlar. İki tarafın satamadıkları, yahut istedikleri fiatla süremedikleri muazzam istokları vardır. Bunun meticesi olarak İngilterede de, Bri - tanya dominyonlarmda da işsizlik artmış, parasızlık ortalığı sarmış, bu yüzden bunlarla iktısadi ve içtimai sis temleri tehlikeli bir felce uğratmıştır. Bu vaziyet karşısında İngiltere ile Britanya dominyonları dertlerine der man bulmak mecburiyetini hissetti - Ter, Bunlarm uğradıkları dert, bütün! dünyayı mustarip eden umumi bir â - fet mahiyetindedir. OBuhranm az çok sarsmadığı hiçbir mühit yok - tur. Fakat İngilizlerle onların domin - yonları bütün dünyanın ıstrrabını tah Hf edemiyeceklerini nazarı dikkate! alarak kendi başların çaresine bak -| mıya karar verdiler. Britanya impa - ratorluğu son derece geniş olduğun - - dan imparatorluk eczası arasmdaki © Ktısadi tesanüdü kayvetlendirmekle| imparatorluğun buhranını tahfif et - miye karar verdiler, İşte Ottoura konferansının menşei bu endişedir, Fakat konferansın kolaylıkla mu - vaffak olacağını zannetmek doğru değildir. Çünkü Britanya domlayonları, ihracatçı olmak «rfatile yalnız gı. dai mevat ve ham (eşya ile alâkadar! dırlar. Fakat dominyolarm hemen Mer biri, kendi işini yoluna koymak i - çin himaye esasına İstinat eden güm - Tük tarifelerini tatbik ederek da- hili sanaytini teşvik etmek yolunu da tutmuş bulunuyor ve bu yoldan ay - rılmak İstemiyor. Bu itibarla İn- giltere sanayii istediği mahreci ko -| © Jaylıkla temin edömiyecektir. Tefrika No.: 11 Oraya ne için girmişti? Pek basit.. Paraya muhtaç olan Rus kadınlarının ancak barlarda ça- hşabileceğini söylemişlerdi. Tür- kiyede kadınlar evleri dışarısın- da çalışmazlardı. Nataşa Kontes ve prenseslerin yaptıklarını tak- İitten başka birşey yapmamıştı. Şampanya içmek adeti değildi; bir kerre çok sevdiği şekerli sı- cak süt içmek istemiş, Hirşfeld bir daba süt içerse kendisini koğacağını söylemişti, Kızlar o- nunla alay etmişler ve “Emzik, ismini vermişlerdi. Tagami tam vaktinde yetişmiş, onu kurtamıştı. Çünkü Mura Las- kanın verdiği derslere rağmen o hiç bir zaman bir müştiyi vur- manın yolunu bilemiyecekti. Ona bususi bir usulden bahsetmişler- Bu yüzden İngiltere sanayiini tem - sil eden rical ile dominyonlardaki sanayi teşkilâtını temsil eden rical & - rasında harıl harıl müzakereler vuku bulmakta ve İngiliz sanayicileri ba müşkülü halletmek için çare aramak - tadırlar. Fakat bu çareyi bulmak, hiç te kolay olmuıyacaktır. Mesele bununla da kalmıyor. Çün - kü İngilterenin muhtaç olduğu gıdai mevadı ve ham eşyayı yalnız impa - ratorluk eczasından tedarik etmesine mâni olan pek mühim sebepler var - Öne Meselâ cenubi Amerikanın Arjan - tin eümhuriyeti, beş yüz milyon Ster - linden fazla borçludur. o Arjantin cümhuriyeti İngiltereye olan bor - cununun faizlerini, ona et ve un gön - dererek ödemiye mecburdur. Bu yüz - den İngiltere, muhtaç olduğu ve hariçten tedarik ettiği en mühim gı - dai maddeleri de kendi dominyonla - rma hasredemiyecektir. Sonra cenubi Amerikanın diğer devletleri de İngiltere ticaretini inki - şaf ettiren en zengin sahalardandır. İngiltere hükümeti bunlara mallarını sattığı halde, onlardan mal almıya - cak olursa, onlar da İngiltereye mu - kabele edecekler ve İngiltereyi bira »| karak daha başka bir devletle alışve - riş etmiye başlıyacaklardır. İngiltere buna meydan vermemiye mecburdur. Çünkü aksi takdirde ticareti daha tahripkâr buhranlara uğrar. Görülüyor ki, İngilterenin en mü - him ihtiyaçlarını dominyonlarından, dominyonların hitiyaçlarını da İngil - tereden temin ederek imparatorluk! dahilinde iktisadi buhranı hafiflet - mek imkânma karşı pek mühim ma - nialar da vardır. Bunları bertaraf etmek çok güç ol - duğundan İngiltere kendisile yeni ticaret müahedeleri yapmak istiyen devletlerle müahedeler aktini, Otton - va konferansından sonraya tecile ka - rar vermiş ve bu suretle dominyon - ları şimdiden ürkütmek istememiş - tir. Şimdi İngiltere ricalin!, geceli gün - düzlü düşündüren mesele, konfe - ransını İyi bir neticeye İsal etmek için mümkün olan her şeyi yapmak, her tedbiri düşünmek ve tartmaktır. Fakat yukarıda gösterdiğimiz gibi bu konferanstan müsbet bir netice al- mak ihtimali çok zayiftir, Dünya işleri, ve devletlerin müna - sebetleri o kadar girift olmuştur ki, bir devletin, umumi bir buhrana yalnız başma galebe etmesi imkânı, çok güçlükle hasıl olabilir. ÖMER RIZA Yazan: Mim. Rube- Janski di. Aşık müşteriye şöyle demek lâzımdı : “Bugün benim yıl dönümüm- dür. Çok meyusum. Odamın ki- rasını vermiye mecburum. Yok- sa ev sahibi beni kapı dışarı edecek. Bana kırk lira veriniz ge- lecek haftaya iade ederim.,, Yabut şampanyadan sersem- lemiş bir müşteriye yüz paraya seyyar satıcıdan alınmış bir yü- zük gösterip ağlar bir tavırla: “Babamın son yadıgârıdır. Kıy- metini bilmiyorum. Mutlaka çok pahalıdır. Ne yapayım ki mütbiş borcum var, Bana yüz lira borç veriniz bu yüzük rehin dursun, parayı iade ettiğim zaman geri alırım. Fakat rica ederim, Bunu kaybetmeyiniz, aile yadıgândır.,, Evet, hep bir söz: “Borç ve- | edeceklerdir. Muhafız gücü Bisikletçiler: Aiyona, suvariler Eskişehire geldiler Afyon, 5 (A. A.) — Muhafız Gücü bisikletçileri, dün saat 7 de Afyona muvasalât etmişlerdir. Afyon genç » leri sporeuları şehre 30 kilometre me - safede karşılaşmışlardır. Sporcu - lar şehir methalinde Kolordu bando - su ve kalabalık bir halk tarafından karşılanmışlardır. Bu akşam şerefle - rine lisede bir müsamere verilecektir. Sporcular yarın Sandıklıya hareket Eskişehir, 5 (A, A.) — Muhafız Gücü süvarileri dün şehrimize gel - mişlerdir. Ağapmari köyünden karşılanan atlılar, şehre muvasalâtlarmda halk tarafmdan şiddetle alkışlandılar. At - lılar Cümhuriyet Halk frrkasınm ve Halkevinin - misafiridirler. Burada iki gün kalacaklardır. İ Roma, 5 (A. A.) — alya bisiklet devrinin 12 inci merhalesi olan Geneş| TTurin kısmı Meini tarıfından kaza - nılmıştır. Meiniyi müteakip Guerra ve Binda gelmekte idiler. Güreşçiler Milli takıma Kimler seçildi ? Istanbul, 5 (A.A) — Güreş Federasyonundan tebliğ edilmiş- tir; 1 — Güreş milli takım seçme müsabakaları neticesinde ağır sıklet güreşçiler hariç olmak ü- zere müsabaka yaparak milli ta- kıma tefrik edilen güreşçiler şunlardır : Istanbul Anadolu kulübünden Hikmet, Beşiktaştan Abbas, Ve- fadan Vefik, Vefadan Saim, Ha- liçten Nuri, Vefadan Mustafa Beyler, Ağır siklet sınıfı için namzet olarak Himmet ve Mehmet Bey- ler vardır. Kongre Nişantaş İdman yurdu Umumi Kâtipliğinden: Cümhuriyet Halk fırkasının kıy - metli himayelerile daha geniş faali - yet bulan yurdumuzun 10 —6 — 92 cuma günü saat 10 da yurt nizamna -| mesinin bir maddesini tadil ve idare) heyetini intihap etmek üzere içtima! mukarrerdir. Bütün azanm © gün yurt merkezine behemehal gelmeleri| rica olunur. Yeni neşriyat: Kıymetli bir Tetkik eseri Hakimiyeti Milliye gazetesi yazı işleri müdürü Naşit Hakkı Bey arkadaşımız “Derebeyi ve Dersim,, isimli İbymetli bir tetkik eseri neşret. Naşit Hakkı Bey biri 1925 te, biri de geçen sene olmak üzere Şark hüvalisinde iki defa uzunca seyahatte bulunmuştu. Pu İki seyabar esnasında tesbit edilen zotlar Türk ço. cuklarında memleketi tetkik etmek he- vesini uyandıracak, Cümburiyetin bra riniz | iade ederim.,, Kızarmadan, şaşırmadan hikâyesini uydurmak terbiyeli nazik bir Hanım tav- rile asil bir dilencilik yapmak herkesin kârı değildir. Nataşa şaşırıyor, sözünü bitir- meden kaçıyordu. Bu tahammü- lünün fevkinde bir şeydi. İsterse Japonyalı olsun bir tek adamla yaşamak bayırlı idi. Filhakika bu adamı sevmiyor- du. Fakat başkasinı da sevmi- yordu ki... Itti Tagami sükütu bozdu; — Mösyö karşınızda olduğu zaman böyle mi durulur ? Eğlen- ce yerindeyiz! Mösyö işinden yorgun gelmiştir. Tatlı tatlı ko- nuşarak, cıvıldıyarak onu eğlen- dirmek, şen olmak lâzımdır. Işa- ret ederse susmalı. O vakit de süküluna bürmet ederek fikirle- rini anlamıya çalışmalı | Nataşa kahkaha ile güldü. Yakın masalarda oturanlar bu çocukça kahkahayı duyunca hoş- lanarak döndüler. Nataşa dirsek- İ m adeta kapalı bir hale getir i güzel | SPOR | Memlekette VAKIT Muğlada tütüncülük ne halde ? yetişti, ne kadarı Muğla nasıl yer?—Geçen yıl ne kadar tü satıldı, ne kadar! duruyor?—Bu sene ne kadar ekilecek? Moğla hususf muhabirimizden : Şimali kesif ormanlar ile, diğer tarafları engin Adalar denizile | çevrilen Muğla vilâyetinin coğra- fi vaziyeti kapalı bir şekildedir. Hariçle muvasalasının mahdut yollara münhasır kalması, şimen- düferi ve sairesi olmaması bu vilâyetin iktisadi, içtimai hayatı- miştir. Muğla vilâyeti, belki Türkiye- nin tabii bedayiile süslenmiş en vilâyetlerinden biridir. Mebzul ormanları dillerde destan- | dır. Fakat bu güzel ve bol çam ormanları zamanm tabripkâr ve kıymet bilmez ellerile hayli sar- sılmıştır. Vaktile H'caz şimendi- fer hattının, Mısır, Tunus, Ceza- yir ve diğer şimali Afrika hükü- metlerinin kereste, kömür, odun | ihtiyacını vilâyetimiz temin ederdi. Vilâyet sahillerini baştan başa kaplıyan ve kucaklıyan ve bize çok yakın bulunan Adalar bile su ihtiyacına varıncıya kadar vilâyetimizden temin ederdi. Vi- lâyetin girift ve ince dantel gibi dalgalara gömülmüş sahille- rinde gemi direklerinden orman- lar türerdi. Umumi harp bütün bunları altüst etti. Halk bülün kuvvetini tütüne verdi. Vilâyetimiz tülüncülükte, de- nebilir ki, Türkiyemizde birinci mevkii işgal eder. Milâs, Muğla, Bodrum, Fethi- ye, Reşadiye tütünleri Amerika- hlarca çok makbul tötünlerden sayı'ır. Fakat bu sene o da ya- kasını buhrana' “kaptırdı; Veya” henüz kat'iyetle bilinmiyen sebep ler altında çok fena bir“paniğe uğradı. Vilâyetimizin en mühim va ridat membaı hiç şüphesiz tütün- dür. Geçen seneye kadar vilâ- yete senede dört, beş, hatta altı milyon kadar bir para getirirdi. Ve bu yüzden vilâyetimiz bir sıkıntı görmez, çekmezdi. Bütün vilâyet refah içinde idi. Hatta tütün yalnız bizim vilâyet halkını larımı ne halde eline aldığını gelecek nesillere anlatacak ve eskile yeniyi mu- kayesede onları aydınlaracak mahiyettedir. Kitapta müteaddit fetoğrafiler de vardır. Tavsiye ederiz. Göz yaşları Etem Izzet Beyin Göz yaşları ismin- deki romanı kitap bslinde basılmaktadır. Yakında intişar sahasına konulacastr. Her genç kız ve erkeğin dikkat ve bil- hassa ibretle okuyacağı içtimat ve tahlili bir eserdir. Edebiyat karilerine şimdiden | müjdeliyoruz lerini masaya dayalı. .Ç elleri içine aldı. Tagami'ye gö- e yi gibi bakarak de- i kiz — Ne düşündüğünüzü keşfe- deceğim, fakat sonrada siz dü- genlerini keşfedeceksiniz . wvelâ bir bardak içiniz baka- yım. Bu mutlaka lâzım. Fikirle- riniz parlıyan gözlerinizden daha iyi anlaşılır. Hah, şimdi iyi! Gör- miye, anlamıya başladım.. Göz- lerinizin biri Mikadoyu, öteki Nataşayı düşünüyor. Evet şu gö- zün içinde kendimi görüyorum. Fakat benim için ne düşündü- ğünü anlıyamıyorum. Bir lâbze durunuz. Sakın kımıldamayınız. Burnum parladı biraz podra sü- rüneyim. Şimdi sıra sizin. Keş- fediniz bakayım. Tagami mırıldandı: — Haydi.. Rica ederim uslu durunuz. Bize bakıyorlar.. — Siz Mösyöyü eğlendirmek enin diye emir vermediniz mi enesini değil, Denizli ve Aydın kalarından gelen binlerce #8 leyi de beslerdi. Geçen sene İ tün vilâyet tütüncülüğe dökü amele fiatları vasati olarak yüz yirmiye kadar çıktı. a nakleitiğim ve resmi vesaike tinat eden rakamlar wlâyetim” de tütüncülüğün ehemmiyel” göstermiye kâfidir : Ekilen tütün miktarı şu idi: Muğla mıntakası (o 1,814,“ Ahıköy mutakası 665,000 , Mi mıntakası 2,181,100, Bodr“' mıntakası 478,500, Marms! mıntakası 21,500, Reşadiye m takası 116,000, Fethiye mın kası 680,500, Köyceğiz mıntaki sı 7,000 kilo. Bu miktarlar diğer senelef nisbetle çok fazladır. Bu fazl bu seneki satışlara azami te! yapmıştır. Vilâyetin satılmamış daha çok tütünü vardır. Şimdiye k dar vilâyet dahilinde satılan tün miktarı şudur: Muğla 859,500 kilo, Abık 55,000, Miâs 986,000 , Bodrü 110,000 , Marmaris O, Reşadif O, Fethiye 210,000 kilo. Fıatlar akıl ve fikre gelmi cek derecede düşüktür. İlk zamanlarda tütünleri 1 135 kuruşa kadar satanlar ol Fakat bunlar o kadar mahdut zikre bile değmez. Bugün el mevcut tütün miktarıda şudur! Muğla 354,600 kilo, Ahıköll 610,000, Milâs 1,195,10), Beğ rum 368,500, Marmaris 21; Reşadiye 116,000, Fetbiye4 70,51) Köyceğiz 7.000 ki'o satışlar hif| te hararetli “olmamıştır, Elyetii tek tük mubayaat olmakta ise” buda gayet batı devam ediyo”; Fiatlar alabildiğine düşüktü”! Vilâyet zürraı çok sıkıntıdad Bu yüzden tütün ekimi bu se” çok azalmıştır. Alım geçen #f neye nisbetle yüzde ondur. Ki lerde katiyen ekilmemiştir. Zır#f mühim bir kısmı bankalara borfil ludur. İş bankası zira tazyfi ediyor. Vilâyet zürra tazyik e©'| yor. Vilâyet zürraı borcuna # derece sadıktır. Fakat para b“) lamadığından borcunu veremiyf Muğla zürraı Iş bankasına 1 bin lira mikdarında bir bor* vardı. Bu borcunun mühim &* mını ödedi. İste vilâyetin en mühim sef vetini teşkil edet tütüncülük y halde ve bu vaziyettedir. M. Cavit Neş'eli olun, fakat gürü” etmeyin. i — Arzumu keşfedemiyorsun” ki... Ben Murayı şu masaya mak istiyorum.. Olmaz mı? Burada beklemiyerek Mursf* işaret etti, Mura İsveçliden 8 larak geldi. i Iki adam ayağa kalkma başlarını eğerek selam vi Sonra b ki mıya başladılar. Nataşa sord — Ne için bu gün “gece, is verdiğin bu robu giydin? Yı bir Aşık mı bekliyorsun, onu 9” mıyım? Mura kalın sesi ile c€*” verdi. pe — Bak kendini yorma, Bir 545 devüm var. Fakat makst y avlamak değil. Dün akşam çek | Ti Alman masama oturdu, Bir dansederek (gevezelik yaP mevzu toplamak için dolaşa” nınmış bir.romancı İmiş, a de, nibayet bir haftada bir © leketin ruhunu anlarmış,öyle ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: