3 Temmuz 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

3 Temmuz 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Boerlerin intikamı ! Lord Kiçneri öldüren adam tahliye edildi Bu serlâvha, Amerikada neş- redilmiş bir kitabın ismidir. Üç yüz sayfa tutan bu eserin içinde en barikelâde ve aklın almıya- cağı hadiseler debdebeli bir üs“ Jöple anlatılıyordu, Kitabı, kısaca hülâsa edelim: Hatırlardadır ki Lord Kiçner, Hampshir kruvazöründe batarak ölmüştü. Kleman Vud ismindeki müe iyi batıran Düken isminde birisidir ve mak- sadıda, 1902 senesinde Ingilizin barp edip mağlüp ettikleri Bo- erlerin intil ni almak imiş. fe şu sözleri söy nazaran, çe «en m — 1901 sen-snde henuz on beş yaşında bir ço lizler çiftliğimizi işzal edip yağ- ma ar, Babamı tum. İngi- iple kazığ kız kardeşimin ve annemin isme tini Jekelediler. ra, ananem, henuz memede o'an üç aylık kar- deşimle ösera karargâhına götü- Amucalarımdan birisi o & duçar o'- rü'rlü kadar şeni işten du'ci çıldırdı. Sadece ben kaçmı- ya muvaffak o'dum ve o günden- beri hayatımı, İngilizlerden inti- mıya hasrettim, bir kolayını burp karargâba sokulabildim ve bi Ir'andalı nöbetçinin lütfu Sayesinde zavallı annemin yanına sokuldum, bizi ayıran dikenli tel- ler arssindan ko'umu uzstarak elini öptüm. Kız kardeşim kuca- “ında duruyordu. Onu nasıl bes- liyebildiğine hayret ediyordum Zira annemin bir iskeletten far- &ı yostu. Esasen beni takdis gilisten sonra öldü ve son söz- leri “seni iyi bir evlât olarak tanıdım yavrum, Allah senden râzı o'sun, Sakın bizi unulma, namusunla yaşa,, o'du. Düken sonra Amerikaya gitmiş ve 1912 senesinde bir gszetenin vilâyet havadisleri tahrir müdürü o'maş. İ9idte harp patlayınca Düken senelerdenberi kafasında tasarladığı plânı tatbika fırsat bulmuştur. Harbin ilk günlerinde Alman sefaretine gidip sefir kont Berustof ile arkadaşlarını görmüş onlara hikâyesini anlata- rak emniyet telkin etmiye mu- vaffak olmuştur. Sonra muhtelif ten sonra a T Tetrika Roz Nuvar ) No.: 35 Nataşa bu söze şiddetle mu- kabele etti, Jiti namuslu bir adamdı. Birbuçuk senedir Ja- ponyalı ona bakıyordu. Paraları elinden alması menfaatini koru- mak içindi. Mura böyle yanlış düşüncelere kapılmamak idi. Mu- ra bu sözler üzerine Tagamiye bir garibe imiş gibi bakarak: — Ben bu adamı anlıyamadım? Dedi, Hareket sabahi Japonyalı genç kadını istasyona götürdü, trenin kalkmasına yarım saat vardı. Boş büfede oturdular. Ateşli gözlerini birbirine dikmişlerdi. Nataşa tahta iskemle Üzerinde sabit bakışı, kül renği teni, uy- | kusuzluktan kızarmış gözleri ile dim dik oturan küçük adamı dik- katla seyrediyordu. Elini tutarak dudaklarına götürdü. — Rahat duralım Nataşa cid- ©'unu; Çörtik büyümüştü. Temizce Yıkanmış, boynuna kırmızı ba- yerlere giderek itilâf kuvvetleri- ne ait kütün barp levazımatını berhava etmiştir. Daha sonraları da bir çiçek ve nebatat müte- hassısı sıfatile Cenubi Amerika- ya giderek oradan İngilizlerin bindikleri gemilerle sevkedilmek üzre birçok çiçek demetleri gö dermiye başlamıştır. Halbuki bu demetler birçok bombaları set- relmiye yanıyordu ve gemilerin birçoğu (o bunların (opatlamasile batmıştır. 1916 senesinde Döken en ma- hir Alman casuslarından birka- çile beraber Avrupaya geçiyor- du. Vazifeleri İngiliz donanma- sını tarassut idi. Bir gün, Lord | Kiçnerin Rusyaya gideceğini ha- ber alıyor. Alman erkânı harbi- yesi bu seyahate büyük bir ehemmiyet vermektedir ve her şeye rağmen buna mani olmıya çaiışıyor. Lord Kiçneri Rusyaya in Kont Beris Zakrevski isminde birisi Rusyadan hareket | i. Alman casusları bu ada- mı ortadan şok ediyorlar ve onun yerine Düken gidiyor, ve Lord Kiçnere Çarın adarsı sıfa- tile müracaat ediyor. Lord Kiç- ner, 5 Haziran sast 5,15de Hampshir kruvazörü ile Skapa F n hareket ediyor. Iki muh- rip kruvazöre refakat etmekte- dir, Hava sert ve berbaltır. Ge- mi komandanı bu kadar sert bir havada Alman tahtelbahirlerinin faa iyette © bulunamıyacaklarını temin ediyor ve muhripleri geri gönderiyor. Bu esnada Düken intikamını hazırlamak üzeredir. Her he ba- ına olursa o'sun Lord Kiçner Rusyaya gitmemelidir. Şayet tah- telbahirler omuvaffak olmazsa, Düken Kiçneri öldürecektir. Fa- kat denize benüz açılmışlardıki Diken titriyor. Zira, Alman tah- telbahirleri oradadır ve işaret vermiş'erdir, ve tsm saat 7,45te gemi batıyor. Düken geminin batışını şöyle anlatıyor: — Bütün 2zabitler güverteye fırlıyarak “Lorda yer veriniz, diye bağırmışlardı. Lort Kiçner güverteye çıkınca herkes sıraya girdi. Herkes ölüm karşısında soğuk kanlılığını muhafaza edi- yordu. Ben, son dakikaya kadar, kurtulmasına imkân vermemek Yazan; Mm. Rube Janski kırdan bir tasma takılmıştı. En- dişeli bir tavurla aralarında du: ruyordu. Tagami cebinden bir zarf çı- kardı ve iyi dikkat etmesini tavsiye ederek Nataşaya verdi. Zarfın erkasındaki rakamlar masraflarla beraber zarfın için- deki Dinarların ve Koronların hesabını gösteriyordu. Genç ka- dın hınçkırmıya başladı. O va- kıt Tagami olanca azmini ele alarak dedi ki: — Ağlamayınız demiyorüm , cesaret gösteriniz. Eğer rabat ederseniz Tagamiyi düşünmeyi- niz, bir daha gelmeyiniz. Evlât barbe gittiği zaman ihtiyar ana baba, evlerinin kapısı önünde haragiri yaparlar. O vakıt evlât geride hiç bir vazifesi kalmadı- ğını anlar, kendisini vatanına tahsis eder, Ne dersiniz Nataşa? Japonlar cesurdular, Tagami de bir Japonyalıdır, | şayanı | cc. Sokağın serin havasını kokluyo- Üst taraf 1 inci sayfamı İtalya, Japonya, Yenizelinda, Pa- nama, Hollanda, İran, Lehistan, Romanya, İsveç, İsviçre, Çekosio-| vakya ve Yugoslâvya heyeti mu- rahhasaları bir devletin Cemiyeti Ak- vama aza olabilmesi için misakın bi. rinci maddesinde derpiş olunan umu- kiye Cümhuriyetinin ye olduğunu müşahede e- rkiyenin Cemiyeti Akva- ma girmiye ve kıymeili teşriki me. saisinden Cemiyeti istifade ettirmiye davet olunmasını teklif ediyoruz... Bu davetiyenin temenni ettiğimiz hü: nü kabulü yakında göreceği ümidi ni izhar etmekle heyeti umumiyenizin na tercüman olduğunu Zzânne- diyorum. Bir çok mahafil, geçir. mekte olduğumuz buhranın Cemiye- ti Akvamın istikbaline tesir ettiği mü- taleasına mütemayildir. o Bu endişe-; Yi ben katiyen hissetmedim. Vatan:| daşlarım da benim gibi Cemiyeti Akvamın istikbalinden katiyen endi- şeye mahal olmıyan ve beynelmilel minasebatta daha ziyade İntizama, adalet ve sarahate doğru beşeriye- tin tekâmülünde zaruri bir merha- ği kanaati, di hadisesile karşılaşmış lunuyoruz. Bu hadiseye muhakkak nazarile (o baakbiliriz. o Binaenaleyh ne münhasıran Avrupa, nede mün- hasıran harici olmıyan ve in Lordun yanında duruyordum, Fakat kurtulmasına imkân da yoktu, İri bir dalga gelerek onu aldı, götürdü. Ona “bütün bun- | ları ben yaptım, annemin, baba- mın, kardeşlerimin katili olan senden intikam almak için yap” tım,, diye bağıramadığıma mü- teessifim, Dükenia nasıl kurtulduğu hak- kında kitapta fazla malümat yoktur, yanlız bu adamı bitkin ve bir kolu kırık bir halde sa- hilde bulmuşlar, İşte bu kitabın hulâsası, işin dikkat Düken hatıratını 1931 senesinde Martinik adasında müellife an- latmış, Müellif te not etmiş, ki- tabı yazmış, gelip kendisine gös- termek isteyince Dükeni ortada bulamamıştır. Zira Düken harbı umumi için- tarafı şudur ki, | daha ziyade bir Akdenizli olan bir milletten bahsedebiliriz. ; nizler, ayırmaktan zi, rilir, Türkiyenin Cemiyeti Akvama du-| hulünün, akı ın mezkür cemiyc- tin buhran rmekte ol » rini tümamen silmesi mücaseret ediyorum , ran geçirmekte olması, Akvamın bilhassa daha kuvvetli masını İstilzam etmektedir. Reis M. Hymans, M. Mihalâkopü. losun Cenevreyi terketmek o meeburi- tinde bulunduğundan heyeti umumi yenin mesaisini takip edemiyeceğini ve mevzuu bahsedilen meselenin i Dünyanın buh Cemiyeti| ol- rerek sözü M. Mihalâkopulosa veriyo rum, demiştir. M. Mihalâkopulos, Reise teşekkür ettikten sonra demiştir ki: ( “İspanya mu lerine, üç genç Ispanya Yunanista k üksek ideâlinde birleşmiş olduklarını gör - mekle duyduğum < sürürdan mülhem bir kaç kelime e deceğim, Zira burada umumi şahede de bu, Tunacağım. span sulh ve mil- letlerin teşriki ideâllerinin tahakkukuna hâdim olduysa, Yu. istan da ket nin verdiği i t bir nisbet dahilinde cemiyetimizde hâdim olan prensiplere derin merbutiyetini isbat 2 Temmuz 1932 Nukut © (Satış Kuruş 20 1. Fransiz 1 Serin 1 Dolar 20 Hrer 9 £ Belçika 20 drahmi 20 £ İsviçre 20 leva 1 Morin 0 kuron Çek Çek fiatları 12 1 çervoneç 1 Alan # 1 Mecidiye 1 Ban not Ya— (kap. sa. 16) Prat Viyan Bükreş Delgrat Amsterdam İTE | Moskova Esham İş bankası de Tennison gemisini bomba ile uçurmak (o töhmetile Nevyorkta tevkif edilmişti, İngiliz polisi de kendisinin casus olduğunu iddia | ederek hudut haricine atılmasını istiyordu. Fakat son gelen haberlere gö- re, Nevyork mahkemesi Dükeni tahliye etmiştir. Düken'in üzerinde, yakalandığı zaman, Hampsbir krovazörünün battığı yeri göslerir bir hatıra defteri bulunmuştu. Maamafih rengi o kadar bo- zulmuştu ki tirende pençereye dayanmış veda eden Nalaşa'nın kalbini büyük bir merhamet hissi kapladı. Köpeği tutup Japoüya- ya uzattı ve rica ett: — Çörtik sizde kalsın. Onu size rehin olarak bırakıyorum. Böylece geri geleceğime emin olursunuz. Tagami, Çörtiğin ipini tuttu. Hayvan haykırıyor, la çırpı nıyordu, Japonyalı ise uzaklaşan treni ciddiyetine balel getirmek- sizin seyrediyordu. İkinci — Viyana — Küçük bir yazıhane başına otur » muş olan Nafaşa ihtimamla yazıyor: Sevgili İttinka Viyana çok güzel bir şehir. Şe' rin en güzel oteli olan Grandelelde bir I dairem var. Salonun önün- de büyük bir balkon var. o Oradan Ringstraseyi görüyorum. Şimdi ge -| rum, Dışarda halk dolu, her taraf) aydınlık içinde. Her tarafta menek. je satıcıları var, Dönerken otelimin pencerelerine bakmıştım. Hemen hepsi karanlıktı. Öteden beriden kalın kadife perdele.| Anadolu Reji Şir hayriye (014.50 Yanma GA Umumi sizorta 14,2) Börmonti 31,10 | istikrazlar | st, dahili 0525 Şark d; yolları 285 D, Mavahhide 467 Gümrükler Saydi mah Vapdat, Askeriye Şark dey Fa'ya Şark m, ceza Teleton 1 Tahviller ektrik Trarsvay | Tüsel yordu. Bu kapalı perdeler arkasında! şehir, meyus âşık, iş sakihi binlerce! kimsenin yaşadığını ve bunların kâf fesi için meçhul bir kimae olduğumu düşündüm. O vakit titredim ve salo- na Gvdet etilm. Perdelerimi kapa dım. Fotoğrafımıı o karşıma aldım. Ve sizinle baş başa kalınca kendimi daha rahat buldum. Az sonra iki di rektörümle tiyatroya gideceğim. Ka - kat hangi tiyatroya gide ceğimi daha bilmiyorum. Arkamda siyah taftadan güzel bir rop var. Kunıldadığım zaman fx şır fişır ölüyor. Daha bir e»k rop « lar satın aldım. Bu suretle sizi mas raftan kurtarıyorum, Nihayet bir #imde çalışmaya baş- ladım. Bu filmin ismi (Tabla, Lokantacının kısı (Elsa) roli dım. Projektörler gözlerimi fazla yo:| ruyor. Evvelsi gece milthiş bir ağri| ile uyand.m. Göz kapaklarımın icine kum dökülmüş gibi bir acı duyuyor. dum. Gözlerimi bir türlü açamıyor - dum. G rinden yaşlar akıyordu. Sizin zavallı Nataşa Kavay'ınız seyi uyandıramcdı. Sabaha kadar kör olduğumu zannettim, Şimdi gö - züme damla ile bir ilâç damlatıyor. lar. Bu suretle iğtğa tahammül ede.| biliyorum kim. Her sabah saat beşte kalkıyo - rin arasından hafif bir ziya süzülü - i ki rum, Direktörün otomobili kapinn ö YE TE “ — 5 — VAKIT 3 Temmuz 1937 —— Akvama Girmemiz Ruznameye Alındı Yeni Türkiye hepimi - eylediğimiz - yüksek için o sarlolunan zmini o mükerrer eylemiştir. zin istihdaf gayelere erişmek mesaiye iştirak defalar izhar etmi Yeni Türkiye ne te feransının izhari ko > wezkür konferansa İştirakten imtina eylemiştir. o Türkiye o Cümhuriyeti Avrupa ittihadı komisyonunun mesai- sine faaliyetle iştirak etmiş ve dainin sulh için çalışmak hususundaki samis mi arzusunu göstermiştir, - Türkiye Cümhuriyeti, beşeriyete daha iyi bir istikbal temin için müte- sanit bir şekilde birleşmiş olan milletlerin arasında kendisine isabet e den mevkii işgal hususundaki das vet şerefine kesbi liyakat etmiştir. Türkiye, Yunan milletile kendisk ni ayıran asırdide münafereti izale hususunda gösterdiği hüsnü niyet ve münaferetin yerine hudutsuz bir ame etmek yolunda sarfet- € mesai ile ibtilâfların ve erin ocağı olarak telâkki edilen bir toprak parçasında sulha sami- miyetle hizmet ederek, Avrupaya ve bütün dünyaya büyük bir iyilik yap- mıştır. Bu hayırlı eserde Yunanis- tanın da ayni derecede müşterek ol - duğunu beyan edebilmekle büyük bir gurur duyuyorum, Şayet birisi bu kürsüden Yunanistanın bir gün Tür - kiye ile elele vererek müşterek ideâle doğru yürüyceğini söylemiş olsay « di, bu adam kehanetlerinde çok i“ leri giden bir hayalperest gibi tebes - sümlerle karşılanırdı. Bu veviden daha bir çok dostlukların tahakku - selâmlamaklığımızı temenni ede Daha âmeli bir sa - hada diyebilirim ki; Türkiye ile Yunanistan bugün terki teslihat kon - feransının o kadar züşkülütla elde i teslihat kon» nuna, ne de yakında İ etmye çalıştıkları gayelerin büyük bir kısmını aralarmda tâhakkuk ettir - miş bülunuyorlâr. Bunun içindir Yunan heyeti murahhasası Tür - kiyenin Cemiyeti Akvama girmesi» ni, bilhassa selâmlıyacaktır. Ben, arkadaşım ve dostum Tevfik Rüştü Beyi aramızda göreceğimizden dolayı şahsen bahtiyarım.,, Reis yukarıdaki teklifin metnini okuduktan sonra demiştir ki: “Bu tek lif heyeti umumiyenin ruznamesin- ç vak teklifin ruznameye ke numasını heyeti umumiyenin tasvip edip etmediğini bilmektir , Heyeti umumiye o nizamnamenin dördüneli maddesinin 4 üncü fıkrası mucibince bu meseleyi ruznameye ko- yabilir. Hiç bir itiraz vâki ol mazsa, heyeti umumiyenin bu me- selenin Tuznameye konulmasını kabul ettiği suretinde telâkki edeceğim .., Reis meselenin ruznameye konuldu. Bunu bildirmiştir. Emir Faysal Hz. Iran yolunda Iran, 2(A.A) — Irana gitmek» te olan Emir Faysal Hazretleri, Tiflis, Batum ve Bakü'yü ziya- ret etmiş ve hususi bir vapurla Bakü'den hareket etmiştir. Emir Hazretleri bududa gelmeden ev- vel Karahan'a bir telgraf çeke- rek gördüğü misafir perverlikten dolayı Sovyet Rusyaya teşekkür etmiştir. nünde bekler ve beni (studyo) ya götürür. Saat dokuzdan itibaren film çekmiye başlıyoruz. Fakat ma- kiyaj uzun sürdüğü için erken git « miye mecburum. Mit şimdiden çok zengin oldum. Avdet etliğin zoman o göreceksi; sevgilim , Sekiz günde bülün tiyatroları, dansinkleri, şık lokentaları gezdir, Otelde verilen çaylarda çörekler gü yet tatlıdır. İçleri kaymak dolu., Hiç bir yerde böyle güzel götolar yemedim. Size de onlardan geti « receğim.. Çorlik ne yapıyor? Nyan- yo ne halde? İtti biliyorsunuz ii size #adıkım, Ah! ne vakit yanvuzda bulunacağım, Sizinle gene keklik atı kadar özlüyorum ki, $, ın başka ka « dınlarla kiraz ağaçları a; sında dolaş mayınız. Ban uzun mektuplar va « zimiz, mayı 9 Allaha ismarlcdık. Yarına tekrar yazar, bu akşamı nasıl geçirdiğimi an latırım, işti zde diz çöktüm, düşüncelerinizi keşfetmiye çalışıyo rum, Anladım; Si öpmekliğime mlis #nade 6itiniz. Bunu yavaşca dudakla, rınızı slatmadan yapacağım. Çiğ ba - dığı bol bol per misiniz cicim. Fanilâ kuşağınızı da dikkatle sarınız. Çörlis fe fena müümele ettirmeyini. Nnlaşanız “— (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: