11 Ağustos 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

11 Ağustos 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| N Ağstos 1932 l Ke Aa ya lenin ilk kısımları 45,9 pe İİ Sayılarını zdadır. | olga Türkleri, yah . dediği Yerine t ince “rusça, , Volga di ürkçe “İdil. ismini b enlrayı nz » isminin kul İ İ rafından verilen siyasi ve idari | İ Mücltiç İN m kler a ada “İdil, Türk- i trahan ve o Kundur © ilâve edildikten son m & "193,009 kişiden iba - Münür b DU yazmıştır. (S. 150). | vg tp da nispeten yeni İrini tahriri nüfusu netice- | Soy <n ettiği gibi, yepyeni | Baia, p sümeti istatistiklerini mağ atırma bile getirmemiş- *laj ri istatistiklerine gö Bi #rinin adedi 3760000 ki in € müellif Kazan Türk- | teş ea #ayısmı gösterir »- 3, m meden, adet ve e - w İYetleri e a pek az olan “kire- ti, e amış ve O mehazlarını Va Ne nt cetveli de koy - h, *anada Mamadış, La- lriyz >ol. Kazan ve Sivil i « ler o sayarak, bunların vilâ- Vk m vilâyetteki orto- Naş, a nklarm © adedini gös Na duğunu zannetmiştir. yaydığı bu isimler hiç Tag isimleri olmayıp Ka- a e birer kazala - rıdırlar, | halde müellif Kazan vi- Mai tane yeni vilâyet yer Kö A nitekim Sibirya mep Yeni toms vilâyetine iki ta- “4, Yilâyet yerleştirmişti. » ve “Tipterler,, için: iç id Perm, Penza ve piki “âyetlerinde İL Vin... deniliyor (5. a ik, aki tte ise, Kazan, Pen e arâtov vilâyetlerinde | Ni balyy ile higbir Türk züm- 1, Mir, “ge Diğer oyandan / alg 'unların daha © fazla yi dı, Olduğu kabul edil Yiyerek (S. 171), Mişer İN Uğeyi menşe itibarile v Ru ç ardan olduğuna dair de Pahlı, e Avrupa etnologları- | lk eri kabul etmiş la i bu iki zümre menşe Ni Pakaç katılmadık Türkler- İNE etyyeunların isimleri doğ isim değildir. “Mi - ortodoks O kazani dar) | tm day, “erek 2'i b... bunlar hakkın İ Türkçe (Orta Asya, Azerbaycan, İ rinin lisanı ve 3) Çuvaşça. Bu duğunu yazmış ve böy - | i kutçada İ mıyan pek iptidai ve yanlış bir oturan | »(M; | ela) vaktiyle Oka neh | Ray A Yaşamış ve söonra- | Ha bir p, tarafmdan yudulmuş ce abilesinin adıdır. uptan gelerek o - yl en Türk zümrelerine ia ndan bu isim | ti bi iştir. Demek bu, iş olam, Türk kavminin et- “ az. Bugün kendi- denilen Türk “ * mene göste- tak işerlerde asıl ka - Y bulunmuyan ve an- yı zümresine mensup 1 yan bir çok keli - Ve rasgelinir. İ Mişer,, | le “Ugorlardan,, değil, l er vardır (me- | Türk Dünyası Yazan : Abdullah Battal Eu “Tipter,, kelimesi 'iyyen et- nik bir isim olma; muhacir Kazan Türklerinden bir kısmı - na ve hatta Finlerden Ar (Vot- » yak) larla Çirmişlere Ruslar ta- bir isimdir; (o“Tipter, in aslı “Depter - defter,, dir ve benim “Kazan Türkleri,, atlı eserimin | 7 inci sahifesinde bunun izahı vardır. | Müellif Türklerin mevkii coğ rafi noktai nazarmdan tasnifini Vambery'den almış, fakat, ne - | dense, bunu tasrih eylemeyip, yalnız “bazı âlimler,, demekle ik tifa etmiştir. Bu tasnif tarzı Vambery'nin “Das Türkenvolk,, inin 85 - 86 sahifelerindedir. Di- ğer taraftan, müellifin dediği- ne göre, “Macar âlimleri lisan noktai nazarından Türklerin di- ini üç büyük şubeye ayırırlar » mış,, (8. 41): Yakut, 2) Orta | Başkırt ve Küçük Asya Türkle - tasnif iyi midir? Namık B. ye göre, “Türk dilinin en şayanı dikkat şekillerini Çuvaşça ve Ya gördüğümüzden bu tarzı taksim, lisan noktai naza- rından şayanı kabul addedilebi- lir,, miş (S. 41). Halbuki bu, artık hiçbir ilmi kıymeti haiz ol- tasniftir. Görüldüğü üzere, bu tasnifte (Sibirya Türk lehçeleri büsbütün alınmamış olduğu gi- bi, Orta Asya, Azerbaycan ve As! nadolu lehçeleri ayni zümreden sayılmışlardır ki, bu elbette doğ ru değildir. Daha doğru ve i- lim dünyasında daha makbul o- lan W. Radolf'un ve Rus âlimi F. Korş'm Türk lehçelerini tas- | niflerinden Namık B. nedense, hiç (o bahsetmiyor. Bunlardan bahsetmeyince, in bu tasniflere ait mütemmim fi kirlerinden elbette bahsedemez- di; (Samoiloviç'in Türk dilleri- nin tasnifine bazı O tetimmeler,, atlı eseri 1922 S.den Petrograd- da basılmıştır.) Müellif: “Anadolu lehçesi ve etnografyasına ait tek bir ki - tap yoktur.,, diyor (S. 196). Bu gibi kat'i bir yokluk hükmü de hayrete şayandır. Malümdur ki, V. Radlof'un “Türk kabileleri » nin halk edebiyatı örnekleri” nin 8 nci cildi Macaristanlı Dr. İgnats Kunos tarafından top » lanılan Osmanlı lehçesinin nü- munelerine tahsis O edilmiştir. Rumeli ve Anadolu lehçesi hak- kında başka bir tek değil, bir çok eserlerin bulunduğunu öğ - renmek için Namık B. ye ehli A. Samoiloviç- âlim T. Kowalskiy'nin — “İslâm Ansiklopedisi,, ndeki “Dialectes türko - osmanlis,, başlıklı eseri - ni okumayı tavsiye ederim (Zira onları burada saymak için yeri- miz dardır). Namık B. in “Türklerin biri- birini hiç tanımadıkları, (2 in- ci mukaddimede), “Türklerden İ âlim yetişmediği ve Türk mille- tinin tetkik edilmemiş olduğu,, (S. 41), “Türk lisan ve edebiya- tının da tetkik edilmediği, (S. 48) hakkındaki kat'i hükümleri de mucibi hayrettir... Meselin manası; Yiğit ata bi nip de yarışlar yapmak, mühare be etmek Türkün şanındandır. Türk olmıyanlar yorulmamak, eş- yasın rtaşıtmak ve saire için hay» vanr kullanırlar. Öyle ise sen e Sahife 9... Sanatlar mektebi Mükemmel ve asri bir müessese haline getirildi ? şeğine binip koşturmıya bak.) | | * * — Av büyüğün, yavu ortancanın, Ocak küçüğün. (Türkün türesidir.) 1 — Av, Türkün en büyük teşrifatmdandır. Hakanın av- landığı ormanda kimse teşrifat- sız avlanıp kuşlanamaz. Hakan ava çıktığı vakit, azim bir hen- gâme maiyetinde giderdi. Kuş çular, zağarcılar, yedekçiler, si « lâh ve edevat ve eşya ve yiyecek içeceğe müteallik şeyler. Hadsiz hesapsız. Hakan avlağma izinsiz giren o öldürülür. Ha- kanın en büyük adamları ava ha zır bulunurdu. Bu sebeple (Ar büyüğün) denildi, / 2 — Yavu — yağı, düşman, | yani muharebeye gitmek ortan » ca evlâdın. 3 — Ocak yani yurdu bekle- mek, aileyi başına toplayıp oca- ğı söndürmemek küçük oğlun i- şidir. . * 4 — Avcı tavşana (Sana bir kürk | vereyim) demiş tavşan da: soyma da senin -kürkünden vargeç- tim) diye mukabele etmiş. Derimi | Bahşeyledim atasını veçhi abusu- na. » » 4 — Ay ışığında nahaş (nakış) iş- lenmez. — Ay ışığında yanı yanılmaz. (Atalar sözüdür. Nakıs vası » talarla iş görülmez, makammda kullanılır. Fakat ben Medine » de aylıda değil de yıldızlı gece- de bile kitap okurdum. Hicazm cenneti olan yeşil Medinede ha - va o kadar saf ve berraktır. Ke- zalik bundan otuz şu kadar se - ne evvel İstanbulun büyük zel « zelesinde biz de hanemizden çı- kıp bahçemizde gül çardağı üs- tüne kilimler örterek kendimize şairane, ayni zamanda sıhhi bir yuva düzmüştük. Hastalıktan | baş kaldırmazken deniz kena - rında rütubetli bahçemizde hiç i hasta olmadık. Havuz başmda mehtaplı gecede kaym pederim gazete okurdu. Hava o kadar saf olmuştu bahçemizin havuzuna a- kan kendine mahsus menba su - yu da üç dört misli artmıştı. De- mek zelzele esnasında İstanbul gibi, alelhusus Haliç içinde Fes- hane yanında bizim hanenin ol- duğu rütubetli yerlerde bile ha» va gayet açık oluyor.) . * * — Aydedeye misafir olmuş, (Sokakta kalmış, açıkta yat: mış, demektir.) a — Ayran içen böyle biçer, Getir böreği, çalayım orağı (Herifler ekin biçerken ağır | davranırlarmış. Çünkü ekin sa- hibi yemek olarak yalnız bir ay- ran ile bir parça ekmek verirmiş. İmeceye gelen komşularma (Ya- | hu, bir parça elinizi çabuk tutu- nuz da bu akşam şu ekini biti - relim) deyince içlerinden bir yaş hcası balâdaki sözü söylemiştir.) ». — Ayrılan: ayı yer. Bölüneni börü yer, (Börü — Kur. Kastamonu Meb... Velet Çelebi i ! | i Ateiyâlerden birisi Istanbul belediyesile civar be- lediyelerin yardımile geçen se- neden itibaren mükemmel bir hale getirilen Sultanahmetteki san'atlar mektebi Eylül başında açılacaktır. Mektebe talebe ka- yıt ve kabulüne başlanmıştır. İlk taksilini yapmış çocuklar mektebe alınmakta, kendilerine ameli ve nazari olarak san'at öğretilmektedir. Birçok çocuk velileri mektebe gelerek izahat almakta ve şeraiti beğendikleri için çocuklarımı getirerek yazdır- İ maktadırlar. Mektebe geceli ve gündüzlü olmak üzere talebe İ alınmaktadır. Bu öene leyli olarak Istanbul ve civar vilâyetlerden 43 talebe alınacaktır. Leyli talebeler fakir- lerden seçilecektir. e Mektepte hümali bir şekilde inşaat faali- yeti göze çarpmaktadır, Bu işle bizzat uğraşan mekte- bin başına geçen sene getirilen İ genç ve kıymetli müdürü Yusuf Ziya beyle dün görüştük. Bize yeni faaliyetleri etrafında şunla- rı söyledi: “Mektebe 275 talebe müda- vimdi bunlardan 44 tanesi iki ay evvel mezun oldu ve bir hay- hisi hariçte iş buldu. Busene 44 talebe haha alınacaktır. Mektebe | mektebi alınan talebeler iki sene ihzari sınıflarda dörder ay muhtelif iş- lerde çalışırlar. Üçüncü sımfa geçtikleri zaman kabiliyet ve arzularına göre ihtisas peyda edecekleri şubelere ayrılırlar ve i üç sene bu şubede çalışırlar. Mektepte halen mevcut ihtisas şubeleri elektrikcilik, tesviyecilik, demircilik, marangozluk şubelerile sıhhi tesisattır. Mektebimiz geçen seneden itibaren yeni baştan ibya edildi. Asri bir hale kondu. Mitat Pş. tarafından sokaktan toplanan çocuklara san'at öğret- mek gayesile tesis edilen San,at bugün hükümetimizin gösterdiği alâka ve himmet kar- şısında tekemmül etmiştir. Gün geçtikçe de eski altelyelerin ah- şap tavanları, zeminleri kârgire takvil edilmekte, yeni makine- ler getirtilmektedir. Elyevm tes- viyehane, elektrik atelyesi, de- mirhane lanzim edilmektedir. Bu işler için bir haylı para sarfo- lunmaktadır. yakında Avrupaya gönderil- mek üzere mezun talebeler ara- sından 13 genç ayrıldı. Mektebimiz pek yakında ye- liştireceği | kıymetli © uzuvlarla memleketin sınai sahadaki ib- tiyaçlarını tatmin edecektir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: