15 Ağustos 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

15 Ağustos 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Je, | 15 1937 , Kaltıtoın adaki bir mektepte 2 Dünyanın en büy İ âlimleri ders ohulyörlüri Burada ig başta Aynştayn olmi tebiiyat ve kimya mMuammasını halle uğraşmaktadırlar mektepleri içinde en Merz #eri, Kaliforinyanın şehrindedir. Çünkü bu Möyük, e in talebesi, dünyanın eh Bunlar |” meşhur âlimleridir. e di ve ilmin en esrarengiz, en yo halle çalışır. mektebin, Kaliforniyada te- in sebebi, orada â- ie yarıyacak bir çok bulunmasındandır. O- feknoloji müessesei, Vilson esi bu mektep talebesi- gündüz müracaat İ başlıca vesaiti topluyor. na mektebine devam İlimler dünyanm dört ta- in gelirler ve burada bu- müzakere ederler. Mek- ia talebesi şunlardır: et - Sneişer. sahibi Aynş- ol ik şuaların kâşifi Dr. izi ll ede- İİ m tevezzü : amk i ihtisasile meşhur il âlimlerinden (doktor Y, mn şua naâzariyesi- zı ve İngilterenin en ei ve bey'et âlimi | em Jeons ve saire. çimleri mevzuu bahset- taş Şöatları bu mekteptedirler. 2 her senenin başında —. Ve. iz yer ve si hey” ol ve kimya meselerini gö- yek ime muammasını hal- li her sene iki ay talebe- istirahatları i için lâzım olan ” temin ederek her talebe- nı bir oda vermektedir. âlimlerin mavzuu bahset- i meseleler o kadar derin, alar muğlaktır ki onları an- “veli on iki kişinin anladığı eli, Ncl, bunların dersleri- Nez ediyorlarsa da halka Si iü bir şey bulamıyorlar. 'ers mevsiminde gazete- ya namına söz söyliyen Epetien ile görüşmü; Ve gi şo V beyanatta bulunmuştur: Şi r Aynştayın diyor ki bir kadın var ki adı e- üm bir de kocası ki gü Ne o halde nereden sizi gör- Gigi aya V dn bu evin etrafında do- i üşlü kadın | Arsen Lüpenin yeni bir mac e ük üzere ilim aristokratları, elelerini görüşerek, kâinat Kalifornyadaki mettebin #'im talebelerinden Dr. Millikan vardır; Cazibe,,, kendisi bunları iyi geçindirmek için mütemadi- yen uğraşıp duruyor, fakat mu- vaffak olamıyordu. Nihayet bu- na muvaffak oldu ki bunu da ta- bii görmek icap eder. Arşimet, Kales, Uklid, Galilo | marajr bir kıt'a VAKIT Güzeller | Perşömbe günü Paris'te Entan- sijan gezetesinde bulunacaklar (Baş tarafı'1 nci sayfamızda) Keriman Halis H. Pariste çi | kan Entransijan o gazetesinden bir davetiye almıştır. Bunda bü- tün Parislilerin kendisini büyük bir sabırsızlıkla bekledikleri ya- zılmakta, ve Parye gelişinde gazete idarehanesini ziyaret et- mesi ricasında bulunulmaktadır. Keriman Halis Hanım bu daveti kabul etmiş ve 18 Ağustos Per- şembe günü öğle vakti Entran- sijanı ziyâret etmekle memnun olacağını bildirmiştir. Keriman Halis Hanımın Ent- ransijan gazetesine bu ziyareti | yanında Kolombiya, Meksika, Peru, Arjantin, Antil, Ispanya, Amerika, Brezilya ve Lehistan güzelleri bulunduğu halde yapa- caktır. Eyüp Sulh İcra Memurluğundan: 41793 metro murabbaı ve beher | metrosu üç yüz elli kuruştan 7 hisse itibarile mecmuu bin yüz on İki lira yetmiş beş kuruş kıymet takdir edi. len ve dört hisseye isabet eden iki yüz yetmiş sekiz lira on sekiz kuruş otuz para Üzerinden Balatta Karabaş mahallesinde Dibek sokağında 8i nu- arena müzayedeye konularak elli liraya talip zuhur €- dip ve fazlasma talip çıkmadığın- dan ve kıymetini de bulmadığı ci- ve Newton'un bu hayrülhalefle- ri son derece mütevazı adamlar» dır. O kadar ki ilimlerinin bütün derinliğine rağmen, semilerine kâinatın bir muamma olduğunu, insan kafasının bu ucsuz bucak» | sız kâinatı kavrıyamadığını, ©- nun sırrına varamadığını söyle- mali ef, Ayi, Pk. bununla beraber bu âlimler ça- | lışmaktadırlar. Aynştayın eb'adı dörde çıkarmakla iktifa etmiye- | rek beşinci bir buut bulmuştur. Sir Veans, kâinatın uzak bir atide hurdehaş olacağma kani» dir. Millikan ise başka bir kana- attedir. Ona göre madde, yeni- den vücüt bulmakta ve kozmik şualar maddeyi yeniden dirilt- mektedir. Mektebin talebesi de ona taraftardırlar. Dotkor Tol- man ise bütün kâinatı bir ak ci- ğer gibi görmektedir. Bu ciğer mütemadiyen şişmekte ve boşal. maktadır. Fakat bu teneffüsün her biri milyarlarca sene içinde vukubuluyor. Pasadena mektebinin talebesi | çık arttırma suretile satılacaktır. tarihinde divanhaneye talik edileceks | tir, 4—9—932 tarihine müsadif Pa- İ zar günü sant 14 ten 16 ya kadara Arttırmaya iştirak için yüzde 10 tem'aat akçesi alınır, Müterakim vergi, tanzifat, vakıf icaresi arsa sahiplerine dellâliyesi milsterive T HakTârı tâbu sieiertye sâbit olmas dkça ipotekli alaciklilar diğet alüka- daranın irtifak hakkı sahiperiac ilân tarihinden itibaren 7; pin içinde ev- rakı - müsbitelerile “bildirmeleri lâ zımidır. Aksi halde hakları tapu sicillerile sabit olmayanlar satış bedelinin pay- laşmasından hariç kalırlar Alâkadarların icra ve iflâs kanu- nunun 119 oncu maddesi hükmilne göre tevfiki hareket etmeleri ve da. ha fazla malümat almak istiyenlerin 942064 numaralı memüriyetimizde mevcut dosyaya müracaatları ilân olunur, (3691) “Ralisküpler bunlar arasında» dır. Buna rağmen âlimler zerre kadar aldanmıyorlar ve hâlâ kendilerini mektep talebesi sa- | tarafımdan kullanılan vesait pek müthiştir. Muazzam teleskoplar, | 2 milyon volt kullanan X şua: tüpü, güneş şualarımnı tetkik eden Tefrika — Bilmem. Fakat zanneder- sem Monmartre'de bir barda. Bir ! gün ismini de duymuştum. — Hatırlıyor musunuz? — Evet.. Karides barında.. Lüpen daha fazla sormadı. O gün, genç kızın daha fazla ce- vap vermiyeceğini anlamıştı. mağ ilk çarpışma — O halde gidelim, dedi, ve ne olursa olsun, bir an korkma- yınız. Yanınızda ben varım. Raul her şeyin yerli yerinde olup olmadığını tetkik etti. Son- | ra elektriği söndürerek, Antoni- | ni elinden tuttu, kapıdan çıkıp, | merdivenleri indiler. Lüpen bir an evvel;“sokağa | / gölgenin geçip bir yıyorlar. Çünkü insan kafasının olgunlaşması için daha bir çok İda bizdeki sirayetinden endişeye | varmış Kadın çocuğu doğurma- hetle ikinci arttırma suretile satıla- caktır, Satış şartnamesj 26 Ağustos 952 | İ şünüştür, i daha kuvvetli hangi manevi kuv- zamanların geçmesi lâzım oldu- ğunu biliyorlar. çıkmak istiyor, genç kızın aldat- ; mış olmasından korkuyordu. Zi- ra, onu müdafaa etmeyi şiddet- ! le istiyordu. Fakat tuttuğu el o kadar soğuktu ki, durdu, iki avu cuna alıp rsıtti. — Eğer, dedi, beni biraz da- ha İyi tanımış olsaydınız, benim yanımdayken, tehlike (denilen hadisenin mevcut olmadığını bi- lirdiniz. Kıpırdamayınız. Eliniz ısındığı zaman, ne kadar sakin ve müsterih olduğunuzu göre - ceksiniz. Böylece, bir müddt, kıpırda- madan ve elleri biribirlerine ke- netli durdular. Sonra, genç kız: — Haydi, dedi, gidelim. Raul kapıyı açıp sokağa çık- tılar, Sisli bir geceydi. Aydınlıklar gölgeler içinde ( eriyorlardı. Bu saatte gelen geçen pek azdı. Fa- kat derhal, Raul, karşıdan iki otomobilin yanmda bekliyen iki “başka göl | ği genin yanma yaklaştıklarmı gör- yi © Çocuk Düşürmek Sahife 5 Mazur Görülebilir mi? (Baş tarafr 1 nci sayfamızda) tinden bahsediyorlar. Aleyhte olanlar bu 1 Bun bir eihayet olduğunu ve nüfus mese lesi meldedilmek icap Rusyada serbest olan söylüyorlar. | skatt cenin hakkın. | düşerek bir #nket açtık ve maruf âlimlerimize, dok torlarımıza soruyoruz. Göz doktoru Heat Paşa bu bahiste çok giddetli düşünüyor. z #iddetle aleyhindedir. Hatta sihhi sebep yokken çocuk düşüren doktorların tesbit edilmesini, buhların dip: Jomalarının etlerinden ülmarak hudüt ha- ricine çıkarılmasını tavsiye ediyor. Esat paşa fikirlerini şöyle anlatıyor: O, çocuk dişüri “— Fena bir cereyan vardır. Avrupada da bunu görüyoruz. i Faydalı faydasız yenilik yapmek.. i Çocuk düşürmek te bence işte | bunlardan biridir. Yani faydasız yeniliklerden biri... İskatı cenin ihtiyacatı fenniye ve sıhhiye tahtında olursa bir cü- rüm teşkil etmez, Bunun haricin- de herhangi bir sebep tahtında | olürsa olsun bir cinayettir. Çocuk düşürmekte çok kere velidelerin hayatınr da tehlikede görüyoruz. Bu da ayrıca düşünülmesi lâzım gelen bir meseledir. Çekoslovakyada bir cereyan dan evvel kadının bir uzvu sayıl- malıymış. Nasıl ki bir adamın her hangi bir uzvuna müdahale edi- İ lemiyorsa çocuk ta sahibinin bir | uzvu sayılmalı, müdahale olun- | mamalı imiş... Çocuk bende iken benim uz- vumdur demek cahilâne bir dü- Dünyada şefkati maderaneden | vet ve hangi manevi haz vardır? Ben bundan daha kuvvetli bir manevi kuvvet ve haz tanımıyo- rum. Tababetin en mühim gaye- si beşeri hayatı mümkün olduğu kadar tabii bir hale sokmak ve beşeri âlâm ve ıstırabı teskin et- mektir. Yeni başlıyan bir hayatı ifna etmeğe kendimizde nereden ve nasıl bir hak buluyoruz? Bu hususta iktısadi ve malt za- rureti de aslâ kabul etmem. Ço- cuk beslemeğe iktidarı olmıyan- lar evvelden düşünsünler ve ço- cuk yapmasınlar. Yoksa yaptıktan sonra yangın yerlerine, köşe başlarına, şuraya buraya, cami kapılarma bırakan- ların şiddetle tecziye edilmesi Jâ- zımdır ve şiddetle tecziye edil melidir. Tıp Doktai nazarından Çekos- dü. Bir an, genç kadını aksi isti. kamete götürmek istedi. Fakat sonra vazgeçti. Bu fırsat her za - man ele geçmezdi. Esasen göl - geler derhal ayrılmışlar, onları | muhasara edecek bir şekilde i - lerliyorlardı. Yeniden korkmıya başlıyan Antonin: — İşte, dedi, onlar. — İri Pol, şu uzun boylu ©- lan mı? — Evet. | — Çok iyi, anlaşırız. — Korkmuyor musunuz? | — Eğer haykırmazsanız kork | mam. O dakikada rıhtımda kimse - ler yoktu. Uzun boylu adam bun dan istifade etmek istedi. Adamlarından birisi ile hera- ber kaldırıma doğru ilerlediler. Öteki iki kişi duvar dibinden ge- iyonlar. Otomsilini Getiri. l lovakya Almanya ve Fransadan daha geridir. Eğer böyle bir ce- reyan Almariya ve Fransada baş- lamış olsa idi bu mevzu üzerin- de biraz meşgul olunabilirdi. Fakat lip noktai nazarından böy» le bir cereyan Çekoslovakyadan geldiği icin en küçük mikyasta yeni fikirleri bir esas diye alama- yız. Fikrimce bu işte şiddet ister. Fenni ve sıhhi mecburiyet yok- ken çocuk düşüren doktorların diplomaları ellerinden alınmalı ve kendileri memleket haricine atılmalı ve ebedi sürgüne uğra- tulmalıdır. Çünkü sıhhati umumüi- yenin tanzimi vazife ve mes'uli- yetini üzerine almış bir adam de- i mek olan bir doktorun cinayet işlemesi, diğer herhangi bir ada- mın cinayet işlemesi demek de- ğildir. Ve buna benzemez. Ara- da mukayese kabul etmiyecek kadar derin bir fark vardır.,, Tayyare bayramına hazırlık 30 Ağustos Zafer ve Tayyare bayramını parlak bir surette tes- it için bugün saat 17 de Cağal- oğlunda Tayyare şubesinde kaza ve nahiye şubeleri reislerinin iş- tirakile bir içtima aktedilecektir. Eyüp Sulh Icra Memurluğundan: Kirk iki buçuk metre mürabba! beher metre murabbal iki buçuk li- radan on al hissede on hissesine isabet eden 66 lira 41 kuruş takdir efilen Balotta Karabaş mahallesinde Dibek sokağında 88 mükerrer numa- rali bir kıt'a arsa birinei arttırmada 50 bedel mukabilinde talip zuhur et- mis ise de kıymetini bulmadığından ve başkaca fazla bedel ile talip 7w- hür etmediğinden ikinci arttırma sus retile satılacaktır. Satış şartnamesi 26 Ağustos 972 tarihinde divanhameye talik edilecek« tir. 4-9 992 tarihine müsadif Pazar i günü saat M ten 16 ya kadar açil arttırma suretile satılacaktır. Art- tırmaya iştirak için yüzde 10 teminat akçesi alınır, Müterakim vergi, tan- zifat, vakıf icaresi arsa sahiplerine ve dellâliyesi müşteriye aittir. Hakları tapu sicillerile sabit olma- dıkça ipotekli alacaklılarla diğer n- lâkadaranın irtifak hakkı sahiplerini ilân tarihinden itibaren 7 yün içinde evrakı müsbitelerile bildirmeleri lâ- i zmdır. Aksi halde hakları tapu si cillerile sabit olmıyanlar satış bede linin paylaşmasından hariç kalırlar, Alâkadarların icra ve Hflâs kanunu nun 119 uncu maddesi hükmüne gö- Te tevfiki hareket etmeleri ve daha fazla malümat almak istiyenlerin 922363 numaralı memuriyetimizde i mevcut dosyaya müracaatları ilân olunur. (3600) : burbilsiyi başladi, her halde bis gürültüyü bastırmak, bem de der hal harskete geçebilmek için De zırlanıyordu. Ve sonra hafif bir islik? Üç kişi birden genç kızın ü « | zerine atılarak onu o otomobile İ sürüklemek istediler. Pol deni» len adam Raulun önüne dikile « rek tabancasını burnuna dayadr. Fakat daha tetiği (o çekemeden, Raul, elinin tersi ile tabancayı yere yuvarlamış ve: — Aptal, demişti, önce ateş e derler, sonra nişan alırlar, Derhal, kızı sürükilyenlerin üzerine hücum etti. | İçlerinden birisi geri dönmüştü. Fakat Ra- ul, hiç ümit edilmedik “ surette herifin çenesine Fransız boks usü- lü ile bir tekme vurarak onu yere yuvarlamışi;. Öteki iki kişi, bu- nu görünce derhal tabanları yağ lâyıp sırra kadem basmışlardı. © (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: