24 Ağustos 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

24 Ağustos 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bindik ve belki rahat | Sti, iğimız için vapurda rahat S4 oyle da, serpilmiş bir iki yok ül; > bizimle meşgul de- e, i düşüncelerine dalmış- Maş |, 'SYahatı bir çok defa yap- Hay, eelere benziyorlar. sıcak olduğu halde, pen- azı bazı bir serinlik ha- üy,, #*tiren hafif bir rüzgâr e- ln manzarası biribirine 1 den <miyor. Sağda eski tersa- La izde paslanan makine iske- P Nü bir cami gözüktü, güzel Le k z bir cami, ağaçlar, hat- yr, Ve, ğa benziyen eski, küçük Badı , ? » ür, solda, bede kocaman gile, şirkin bir kırmızı mek H,, *da okumak istemezdim. kü, evler, sâfiyetle, kırık ke * Küzelliklerini gösteriyor- ği camiler, ahenkli cami- de manastır. Toparlak Yaz bir bina. Sivrileşen ça- Yy, Mimda kalm duvarlar. ında anlatıyorlar; Üy, Oİzans imparatorunun hem- giz hanın oğlu Kublay miş, Kublay ölmüş, onun Yarmış. İkinci kocası da & me liği ifade eden bu İ, Oie Yaptırmış... Acaba ora- “Yatını Hazreti İsaya mı has- Yeki Yoksa hatıralarını tazeli- Büy herkesten uzak yaşıyorum MS mi ihtiyarlamış? İ n Smm kayboldu. Gözüme , anastırlar, camiler, mace- N Salar ilişti. Fakat ben onla- Myo, edim, imparatoriçayı düşü- ta, ie Eyüba yaklaşmışız. Kar- mezarlık çıktı. Tepede, Rey Süneşte yanmış bir me- Çokk Say, Mezarlık. ae İğrilen, kıvranan, yalvarı- tk X gibi, vatırap çeken kollar By I mezar taşları. ii mezarlıkta kimler gömülü? iyenler mi? Ölümden anlar mı? Hayatta yalnız hg 2? Va kimse oraya bir ağaç Taği Yoksa orada yatanlar aj “ mi etmişler? O mezar A iz gölgeyi sevmeyiz, ölü- di) öl amayız, ölümden usanma- » unutanlara ölecekleri- LR tırız, diyorlar, Dü, iskeleye yaklaştı. U telyiy ezarlığı göründü. Ha- m Ya *r çıplak mezarlığın için- ti, “And ©, “dığı helecanı teskin et- eni Mü göl, Mezarımı bir sel- m Besi okşar dedim... ; ği Main 1 Harry bi N vi bekl; zi caminin av- , “yecekti; bulamadık. ik **Yi yoldaki çocuklara “ Bazıları sağa gitti, de- "darı sola... vi açarlar, y Yüz Kırışıklıklar yüzleri çirkinleşti- rir. Bunu izale etmek çok kolay- dır. Resimde gördüğünüz hare ketleri yapar ve bunlara devam ederseniz buna muvaffak olur- sunuz.. Yüzünüzde kırışık kal- maz. Yüzünüzün adaleleri kuv- vetlenir. Resimde gördüğünüz ba reketleri üç dört ay tekrar ettiği- niz takdirde, çok mühim netice- ler elde edersiniz. Bu temrinlere başlamadn evvel derinizi temizleyiniz. Sonra biraz kremle yumuşatmız ve izah ede- ceğimiz şekilde çalışmız. 1 — ÇENE İÇİN: Maksadınız çenenizdeki kırışık- lıkları izale etmekse (soldan bi- rinci resimde görüldüğü gibi) parmaklarınızın ucunu yanakları- nızın kemikleri üzerine koyunuz.. Büyük parmağınız çenenizin ke- miğine dayansın. Büyük parmaklarmız diğer parmaklarınıza bitişinceye kadar onları harekete geçiriniz ve bu nu bir kaç kere yapınız. Bu saye- çok siyah çarşaflı kadınlar. Yere oturmuşlar, ilâhi sözleri dinliyor- lar. Önünde sekiz on yaşlarında temiz giyinmiş, uzunca pantalon- lu, takkeli, saatlı, kordonlu bir ço- cuk. Dikkatle dinliyor. Ne düşün- düğünü anlamak istedim, yüzüne bir hayli zaman baktım. Fakat çocuğun yüzü dikkatten başka bir şey ifade etmemek için yaratılmış gibi duruyor, uyanmıyor, sönmü- yor. Çocuk beni yordu. Yerde küçücük bir kız mümkün mertebe az hareketlerle yuvarlan- mağa çalışıyor, İnce kumral çok sıkı örülmüş örgüleri yerde tozla- nıyor. Hoca efendinin sesi gittikçe yükseliyor.... Ya eğlenceniz için paralar sar- fedeceğinize, çeşmeleri, camileri tamir ettirin, hastaneler, mektep- ler yaptırın... Diyor... Etrafıma baktım. Oradaki ka- dınların bütün gelirleri toplansa, biri çeşmeyi tamir etmek için kâfi gelmez... Fakat kadınlar bu sözleri anlı- yorlar, gözlerinden belli. Bili- yorlar ki herkes parasına göre ve- rir. Bu kadmlar belki de keselerini | iane için zenginlerden daha kolay Dişardan bize işaret ettiler. Gideceğimi gören ihtiyar bir de adaleleriniz kuvvetlenir ve teniniz tıravet kespeder, 2 — YANAKLAR İÇİN : Yukardan ortadaki resim ya-| naklarmızdaki kırışıklıkları nasıl | izale edeceğinizi gösterir. Bu şe- kilde hareketle yüzünüzün hatları daima genç görünür. Yanakları" nızda kırışık varsa zail olur. Orta parmaklarınızın uclarını ağzınızın kenarlarına koyarak ku laklarmızın ucuna Kadar parmak- larmızı tahrik ediniz. Parmakla» rınız kulaklarınızın ucuna vardık- tan sonra tekrar ağzımızın kena- rmdan başlayınız ve parmakları- »izı kulağınızın ortasına Kadar götürünüz. Üçüncüsünde parma- ğınız kulağınızın tepesine varsın. Bu hareket sayesinde yanakla- rınızın kırışıklarını izale edersi- DİZ. 3 — YÜZÜN HATLARINI GÜZELLEŞTİRMEK İÇİN : Sağdan birinci resimde görül- ES ünüzdekKiırışıkBırakmayınız düğü gibi hareket ediniz. Par - maklarınızın uclarile burun de- liklerinin © yanından başlıyarak onları yavaşyavaş yukarıya doğru götürerek gözlerinizin kenarına kadar getiriniz ve bunu bir kaç kere tekrar ediniz. Bu hareket yüzün bütün hat- larını güzelleştirir. 4—ALINİÇİN: Almdaki kırışıklıkları izale i- çin resimde gördüğünüzü yapınız ve alnmızı parmaklarınızla oğu- e nuz. Bilhassa kaşlar arasmdaki küçük mesafeyi ihmal etmeyiniz, Bu suretle alnmızın kırışıklıkları- nrizale edebilirsiniz, 5 — GÖZLER İÇİN » Gözler kenarlarındaki kırışık- lıkları izale için şehadet parma- ğınızın ucuyla gözünüzün iki ke- narımi oğunuz. Bu talimat dairesinde hareket * emin Annelik Muvaffakıyet Artık bir tesadüf işi değil, bir i — bilgi işidir Valde olan bir kadının mutla- ka riayete mecbur olduğu kaide- ler vardır. Bunların birincisi çocuğu, tabii surette gıdalandırmak onun ilk tabii hakkıdır. İkincisi, çocuğu, kendi yatağın- dan başka bir yatakta yatırma mak, geceleyin ona bir şey yedir- memek lâzımdır. Bilhassa çocuğu geceleyin bir şey yedirmemek pek mühimdir, Çocuk ağladıkça, bağırdıkça bunun sebebini bulmak ve izale etmek icap eder. Çocuğu sustur- mek için ona meme vermek doğ“ ru değildir. Sıhhatli bir çocuk daima ka“ naatkârdır. Böyle bir çocuk yir- mi dört saatin yirmi bir saatini u- yur. Çocuğu fazla giydirmemek lâ- zımdır, Sonra onun gece ve gündüz te- miz hava teneffüs etmesi temin olunmalıdır. senemi MODA edildiği takdirde elde edilecek netice çok kıymetli olur, EKERSEN EEE SESEANENE SELE EEEEEEEEEEEEEEEEEEAEEEEEANAEAE SEBE EAA EEEEEENE kadın “gitme, daha bitmedi,, de- di. İhtiyar kadına cevap verme- İ den gülümsedim. Miryam Harriyi bekletmek istemiyordum. Muharrire caminin arkasındaki küçük kahfedeymiş. Beni yanına oturttular, elime bir kâğıt kalem verdiler, Madam Harri bir kaç şey sor- mak istiyor, dediler, bildiğini ya- zarsın. Derken Madam Harrinin zevci, uzun dar sakallı heykeltraş “Per- | rault,, ile ressam oğlu geldiler, Ressamın da saçları uzun ikisi de pek az konuşuyorlar. Miryam Harri, bir gün evvel bulunduğumuz çayın kendisinde ne güzel hatıralar bıraktığını söy- ledi, ve kendisi ile görüşenlerin birer birer isimlerini sordu ve yaz- dırdı. Muharrire çok sade bir kadın. Gençliğindeki büyük güzelliği yü- zünde bir tatlılık bırakmış. — Memnun musunuz, diyor, €s- ki hayatınızla şimdiki hayatınız... — Ben eski hayatı bilmem ki... — Feminist misiniz? — Zamanımızla yaşamak mec- buriyetindeyiz, fakat ben feminist değilim, Şekilleri, düşünceleri ay- rı olan iki cinsin vazifeleri bir ol- | duğuna kani değilim. — Ben de feminist değilim a- ma, kısa bir zamanda Türk ka- dımlarının içtimat hayatları çok değiştiğinden, müstesna olarak fe minizm bahsi beni alâkadar edi- yor. Fakat beni burada ne çok şeyler alâkadar ediverdiler? Son seyahatnamemde memle- ketiniz için de bir kaç satır yaz- mak isterken, gördüklerimi bir ki- taba bile sığdıramiyacağımı anlıs yorum. Gelecek sene İstanbulda bir kaç ay geçirmek isterdim. Hava karamıya başlamıştı. İs- lenmiş, beyaz örtülere sarılmış, kurdelerle süslenmiş küçük bir ço- cuk ölüsünü taşıyan bir adam geç- tu İkişer, üçer, siyah çarşaflı kas dınlar camiden çıkıyorlardı. Etrafa hüzün basmıştı. Esmer bir Bey Miryam Harriye selâm verdi. Muharrire onu yanı- mıza çağırdı. Miryam Harriyi gezdirmiş ona İstanbula ait bir çok hikâyeler anlatmış, Gene anlatmağa başladı. Fran- sızcayı biraz müşkülâtla konuşu- yor. Bazı kendi söylüyor, bazı biz tercüme ediyoruz. Eyüp Sultanın hikâyesi, Vakit gecikmişti, Acele vapur iskelesine gitmek lâzımdı. Fakat her rasgeldiğimiz mezar önünde durduğumuz için vapuru kaçırdık. Otomobil aramağa karar verdik. İki kapalı taksi bulduk. Bilmem ki hangi seneden kalmış eski mo- deller! . Sağımda Miryam Harri, solum- Bu sene Sonbahar tuvaletleri yuka- rıki resimde gördüğünüz gibi etekler biraz daha uzun ve kalçalardan iliba- ren geniş, karından göğsün altına ka dar yapışık, omuzlar geniş ve serbest, kollar uzun olacaktır. İesansasnnsnsı usasasasnasnmaasnuntsannssssssssaoıurmatanansaaan da Lola Crespin. Karşımızda Ces lile Kenanla Fafa - Fafa, Miryam Harrinin süküti oğlu - , Pencere- lerin biri kırık, Celile memnun. Boynuna sardığı kırmızı mendil mantosunun eşarpı, Miryam Har- rinin başımı süsliyen tüller, uçu- yorlar, 5 Bir sarsıntı. Otomobilin körüğü açıldı. Miryam Harri o beklenilmiyen hadiselerden ne kadar hoşlandığı nı söylüyordu, İstanbula varmış» uk, ayrıldık, Nermin Dino

Bu sayıdan diğer sayfalar: