7 Eylül 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

7 Eylül 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mn Araplar arasında Hepte Üni meleri . 5D kişi dl hapsedersiniz, çiyeizlm gibi 300 mağazaların ve Halebin heycan ulnnduğunu dünkü nüs- ma Yazmıştık halepteki son iklar hakkında Halep Meray mizden bugün yeni ma- Yazıyoruz: he Me po'is ile 200 ka- manın ve bir kaç yüz an müfrezelerinin ansindan sonra 700 vata- il etmeleri ni sabahleyin Öğrenince derin bir er. mim Mağazalar Kapanmış ve Halep İŞ bir şehir halini al- , Şi polisten başka kim- ülmiyordu, En küçuk ima bile menedilmişti. İevkalâde gerilen ve ga- Son dereceyi bulan halk bg yazzam bir kütle ha- bir nümayiş yaptı, ” do'aşan bu kütle mağazaları, dük- kaza icbar eyliyor- i iie lulak asmıyan '. kAğizin bir daki- yet bütün vitrin cam Tan | Medi çi bal alide yere döküldüğü- ima ei kan İn hadiseye inki- en €re iken çok kuv- eme . S asker müfrezeleri | Sağı daz, müşkülatla kala- ğıtabildiler, pa Dümayiş mürettip- iy kişi tevkif ve bir ik iie muhakemeleri yapı seneye mahküm edil- ai Yü griye mabkümiyet ka- vii Mm edildiği zaman bu a hi bizi hapisedebi- fakaş bu memleketin bi- gen üç yüzbin kişisi kadar vatanparver ŞE Ni di me bulamıyacaksınız ,, ışlardır. den kuvvetli bir şa- Vr ir şa saran bükümeti tahrik ki, Gul tevkif o edildi fakât bu memlekette bin kişi vardır. Onlar hapishane bulamıyacaksınız . eden sebeplerden birisi de üç gün evvel polis (müfettişi Karabetin çarşaflı ve meçhul bir erkek tarafından ağır su- rette yaralanmış olmasıdır. Vatanilerden tevkif edilenlerin başında İbrahim Paşa zade Hasan Fuat, avukat Raşit Raşi Beyler ve Sadullah Beyler de sıkı bir su- rette aranmaktadır. Bunlardan başka Vatani fırka- sma mensup bir kaç yüz kişinin daha tevkif edildiği anlaşılmak- tadır, Fırkanın büyük reislerin- den birisi olan İbrahim Hanano Beyin tevkifi için her tarafa şid- detli emirler verilmiştir. Maama- fih İbrahim Hanano Beyin ele geç miyeceğine muhakkak nazarile bakılmaktadır. hâdiselere intizar edilmektedir. Bu hâdiseler bilâ istisna bütün halkı Fransız düşmanı yapmıştır. Şehrin galeyanı son derecededir. Dün Ahmet Sıddikülmüderris, i Suphi Niyal, doktor Abdürral- man Keyyali, avukat Abdulkadir Sermi, avukat Abdülgafur Mes'- jeti ve Bahaettin Emri Beylerden İ mürekkep bir heyet Halepliler na | muna valiyi ziyaret ederek son | hâdiseleri protesto etmişler ve | halkın istediklerini şu suretle ifa- | de etmişlerdir. 1 — Memlekette bir Cümhuri- yet hükümeti değil bir Fransız saltanatı vardır. Fevkalâde karar- lar memleketi her gün biraz daha yontmaktadır. Binaenaleyh bu kararlara niha- | yet verilerek kanunu esasi muci- | bince milli ve halkı koruyacak insani kanunların tatbiki, 2 — Son defa tevkif edilen Va- tani reislerinin derhal tahliye e- dilmesi, aksi takdirde greve niha- yet verilmiyeceği, 3 — Bunlar icra edilmediği tak dirde bütün Halep ahalisinin mal ve mülklerini terkederek hicret e- decekleri. ü Kadın! Arsen e IŞ ia macerâsı — 39 Yazan; Motis Pöplan- üe kız, Bözlerini ondan ayır- a rd Daha söyle. çi e Beş e hem de hü- altın saçlı Antonin an - P din hissedince bigi < Anlat. Zarar yok, ie bir daha anlat... şatosunda beni nasıl O kurtardığını, ony a onundaki vaziyeti- dha ki ile mükâleme- Pır. anlat, i amma canım  değil süre ntonin idim. Fakat her sö- İs, in beni mestedi- çi pek iyi anlama- Yar. Hem sahiden *ma çıktın mı? « Hem de pen- den Tüekçeye çeviren : fa. cereden! — Yatağıma kadar gelmeğe ce- saret edemedin demek? — Doğrusu öyle! Volnik şato- sunda iken senden korkuyordum. — Benim odama gelmeden Mar kinin odasma da gittin mi? . -—— Evet.. Annenin gönderdiği mektubu okumak istiyordum.. Ha- ni ya şusenin (getirdiğin mektu- bu, okudum da, ve bu suretle se- nin Markinin kızı olduğunu an- ladım. Antonin düşünceli cevap veriyordu: — Ben zaten bunu, Markinin yazıhanesinden beni yakaladığın gece, annemin fotoğraflarını gö- rünce anlamıştım. Fakat şimdi bunun ehemmiyeti yok.. Söyle.... Mütemadiyen, durmadan söyle... düşünceli vardır, Cabiri zadelerden Fahri | VKİ A. Kadın parmağı Gene az kaldı bir cinayete sebep oluyordu Evelki gün bircinayet o'uyor- du, etraftan yetişildi, meydan verilmedi. Vak,a şudur Rizeli kahraman Recep Ayasolyada oturan Lütfiye H. isminde bir kadınla beş ay evvel tanışmış, işi ileri götürerek bu kadını kendisine metres yapmıştır. Lüt- fiye H. Receple 4 ay beraber i yaşamış, bilâhare geçinemediğini söyliyerek ayrılmak istemiştir. Recep kadının kendisini sevme- ısrar citiğini bilmektedir. Fakat kendisi kadını sevdiği için bı- rakmak istememektedir. Bundan birkaç gün evvel Lütfiye Hanım Recepten kat'i surettte ayrılmak istediğini söylemiş, (eşyalarını alarak başka bir yere taşınmış- tır. Bu hal Recebi çok müteessir etmiş eski meires'ne, tekrar eve dönmesini (söylemiştir. Kadın Recebin ricalarına ve tehditlerine ! ehemmiyet vermemiş; Her an, her dakika fevkalâde | — Sen bana birşey yapamaz" sın demiştir. Bu sözler Recebi çileden çıkarmış ve nihayet dön gene karşılaşmışlardır. LütfiyeH. gezmiye gitmektedir ve söüslen- miştir. Recebi görmesine rağmen tanımamazlığa gelmiş, tramvaya doğru ilerlemiştir. Bu esnada gözü kararan Recep derhal bıçağını çekmiş, eski met» resinin üzerine atılmış ve sol koluna saplamıştır. Vakanın ol duğu yer kalabalık bulunduğun- dan derbal birkaç . kişi hemen atılmışlar, ikinci bir bıçağın sap- lanmasına meydan bırakmamış- lardır.Lötfiye hanımın Kolundaki yara ağırdır. Kahraman Recep yakalanmıştır. Yanlış ilâç Beşiktaşta Şenlikdede soka- ğında 7 numarada oturan Sadi beyin zevcesi 24 yaşlarında Re- min hanım haricen kullanılması lâzım gelen zebirli bir ilâcı iç- miştir. Remin hanımda tesem- müm alâimi görüldüğünden der- hal Haseki hastahanesine kaldı- nlmış ve tedavi altına alınmıştır. Anlat, bir daha bolt, Tekrar et. | V İzahet.... Ve Raul tekrar yeniden bütün hâdisatı anlatıyor. Markinin, no- terin, kendisinin taklitlerini yapı- yordu. Sonra bir aralık bizzat An- tonin'in taklidini yaptı. Genç kız gülüyor ve itiraz ediyordu: — Hayır.. Ben öyle değilim... — Evvelki gün Velnik şatosun- da ve ilk geldiğin, yanlışlıkla be- nim kapımı çaldığın gün de işte şöyle yapıyordun.. Sonra da böy- le yapıyordun... İşte... Nah... — Hayır... Hayır. — İyi dikkat etmemişsin o vakit.. Ben işte kar- şında olduğum gibiyim... Ve Raul tekrar uzun bir nutka başlıyordu: — Evet.. Bu sabah nasıl oldu- ğunu görüyorum.. Parlak gözlerin ve harıkulâde nefis dişlerinle gö- rüyorum.. Hakikaten o günkü vi- lâyetten yeni gelmiş kız değilsin.. Ne de Volnik şatosundaki hırçın kız!.. Sen o zamankiler gibi değil sin. Bununla beraber çekingen halini de muhafaza ediyorsun... “Mektep Sayıfa 9 Kitapları Maarif vekâletinin yeni kararları : Tâbilerle görüşülüyor Hacmi küçültülmüş, fiatı muhafaza edilmiş kitap var mı? Bütün mekteplerde okutturu - lan kitaplar maarif © vekâletinin tetkik ve kabulünden sonra ba - sıldığı için bu kitapların fiatları ; da her sene maarif vekâleti na - mına devlet matbaasınca konu - lar. Vekâletçe kabul edilmiş olan İ kitapların isimlerini ve fiatlarını diğini ve bu yüzden ayrılmakta | bildiren bir liste her sene mektep- ler açılmadan evvel Devlet mat- baasınca basılıp mekteplere dağı- tılır. Bu sene için de hazırlanan liste devlet matbaasınca basılmak ! tadır, bu gün bu liste hakkında son defa görüşülmek üzere mek- tep kitapları tâbileri devlet mat- baaşı müdürlüğünce davet edil - mişlerdir. Tabiler bu gün basmış oldukları kitaplar ve bunların ha- cimleri hakkında son izahatı ve- recekler ve bugünk içtimada te - reddüdü'mucip bir nokta kalma - dığı takdirde kitap listesi (e yarın basılmış olacaktır. Maarif vekâleti bu sene liste - ye girecek kitaplar hakkında ba- zı yeni kararlar ittihaz etmiştir. Bu kararlara göre evvelce vekâ - letçe kabul edilmiş olup da her sene listeye giren, fakat tâbiler - ce yeniden bastırılmıyan mevcu- du tükenmiş kitaplar bu sene lis- teye konulmamaktadır. Bu kabil kitaplar, listede (bulunduğu için bazı mekteplerce istenilmekte, fa kat mevcudu (o bulunmadığından kitapçılar tarafından gönderile - memekte, bu yüzden karışıklıklar hâsıl olmakta idi. Maarif vekâleti geçenlerde bü tün mektep kitapları (o tabilerine bir tamimde bulunmuş ve ellerin de mevcut olan ve ya yeniden bastırmak niyetinde oldukları ki- tapların miktarını gösteren noter- likçe musaddak birer listeyi ve - kâlete göndermelerini istemişti. Tabiler vekâlete böyle birer liste göndererek ellerinde bulunan veya bastırmakta oldukları kitap ların miktarlarını bildirmişlerdir. Maarif vekâleti bunun © üzerine mevcudu az ve ihtiyaca gayri kâ- fi olan ve > m emi dün akşam nasıl tanıdım?. Bütün güzelliğini, letafetini dansöz kos- tümünün içinde muhafaza ediyor- dun, hattâ iki misli güzelleşmiş- tin.. Elân üzerinde dansöz elbisesi vardı. Raul ona bakarak o kadar meştoluyordu ki, kucaklıyor, ve yanak yanağa oldukları halde: — Evet, diyordu, seni derhal tanımıştım. Zira bu mest edici his si yalnız sen verebilirdin. Fakat doğrusunu söylemek lâzrm gelirse gene içimde bir şüphe vardı. Yü- zün maskeliydi ve bu maskeyi aç- tığım dakikada o kadar titriyor- dum kil... Nihayet sen olduğuru gördüm.. Evet.. Sendin.. Ve yarın, | öbürgün, ölene kadar sen kala- caksın! Bu esnada kapı vurulmuştu. — Giriniz! Hizmetçi elinde mektuplar ve | gazetelerle içeri girdi. — Getir bakalım, Mavi gazino | hâdisesi hakkında gazeteler neler | yazıyorlar.. Her halde İstakoz ba- rmdan da bahsolacak.. olan kitapların da bu seneki liste» ye konulmamasını kararlaştırmış* tır, Geçen sene mekteplerin açıl - masından sonra da bir müddet ki tap tab'iyatı bitmemiş ve mektep ler kitapsız kalmıştı. Maarif ve- kâleti bu sene böyle bir vaziyete meydan verilmemesi için lâzımge len tedbirleri almıştır. Orta mek - tepler ve liseler eylülün on yedi » sinde, ilk mektepler teşrinievelin birinde açılacaklar ve o zama - na kadar bütün mektep kitapları hazır bulunacaktır. Maarif vekâleti mekteplere de bir tamim göndererek bu seneki kitap listesinde büyük bir değişik lik olmıyacağını, onun için kitap ları şimdiden intihap ve temin et- melerini bildirmiştir. f Bir refikimiz, bazı tabilerin mekteplere bu sene yeni liste çık miyacağı, binaenaleyh geçen sene ki listenin mer'i olacağı, kitapla « rını ona göre intihap etmeleri yo- lunda bir tamim gönderdiklerini, bu hususta tahkikat (yapılması lâzım geldiğini yazmıştı. Kitapçı- ların mekteplere böyle bir tamim gönderdikleri haberinin doğru olmadığı anlaşılmıştır. Tabiler, kendi neşrettikleri e - serlere ait sirküler ve nümunele - ri de devlet matbaasınca basılan liste çıktıktan sonra göndere « ceklerdir. Diğer taraftan devlet matbaası müdürlüğüne bazı tabile rin evvelce bastırmış oldukları kitapları yeni tabılarında daha küçük harflerle dizdirerek daha küçük hacimde çıkarttıkları, bu suretle kâğrttan kazandıkları, bu na rağmen geçen seneki fiatları koydukları yolunda bir şikâyette bulunulmuştur. Devlet matbaası müdürü Ham- di Emin bey dün bu hususta ken- disinden malümat istiyen bir mu- harririmize şunları söylemiştir: “ Bu iddia üzerine bütün mektep kitaplarını yeniden tetkik ettiriyoruz, henüz böyle küçültül- müş ve eski fiatı muhafaza edil - miş bir kitaba rasgelmedik. ER Hizmetçi çıkınca Raul gazetele- ri açtı : — Vay, vay, vay... İlk sayfala" rina koymuşlar.. Fakat daha bakar bakmaz ser- lâvhadan vaziyeti anlamış ve su- ratı asılmıştı: — Amma da eşek bu herifler... Hele Jorjöre!.. Diye mırıldanarak başladı: “İri Pol, İstakoz barmda yapı» lan bir baskın esnasında polisin elinden kaçmağa muvaffak ol duktan sonra, Mavi gazinonun kü“ şat resminde yakalanmıştı, Fakat meşhur haydut, tevkif olunmasına rağmen baş müfettiş Jorjöre ile muavinlerinin elinden tekrar ya- kasını kurtarmağa muvaffak ol- muştu..,, okumağa Antonin rengi sapsarı kesilerek haykırdı: — Aman yarabbi... Müthiş!, — Neden müthiş canım? Niçin. Her halde bugünlerde yakalanır. Hem merak etme, ben bu işi üz rime alıyorum. gö © CBitmedi) Si

Bu sayıdan diğer sayfalar: