18 Ekim 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

18 Ekim 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

VAKTTI Beyaz Kadın ticareti © Viyanada Bir kadının satılığa çıkarılması se- bepleri ve satış şartları Yazan :? Hayretle yüzüne baktım. O va- | tekrarla - | kit Viktor hem sözünü dı, hem de mazeret makamında olarak insanı hayrete düşüren bir tabiilikle şunları ilâve etti: — Evet cüzamiı var.. Neden a- koyuyorsunuz dersiniz değil mi? | Öyle amma cüzama tutulmuş diye zavallı adamı köpek gibi sokağın ortasına atamayız ya. . Satılık kadınlar Jako Laroz bana sordu: — Loleti tanır mısınız? -— Güzel olmamakla © beraber cazip bir ağzı ve şehvetli dudak- ! ları olan esmer kız değil mi? Evet Fransızdır. Kendisi ile bir defa görüşmüştüm, Bunu neden sorduğunu anlıya- ! mamıştım. Gözlerimin önüne Lo- letin hırçın fakat her şeyi kabul eden bakışı gelmişti. Jako gayet tabii bir eda ile dedi ki: — Satılıktır. Bu söz tuhafıma gitti. Maama- fih bir kadının böyle birdenbire | satılığa çıkmasındaki sebepleri ve satış suretini öğrenmiye güzel bir vesile bulmuştum. Sordum: — Kaça alınabilir? — Siz bir defa alıcı olunuz, işin ötesi kolay. Sahibi önçe 3000 pe- 70 istiyecek ama, 2500 ze uyuşu- lur sanırım. Jakonun böyle şeylerde aslâ şa- ka etmediğini biliyordum. Sözleri son derece ciddi ve hakikate uy- gundu. Hayretle yüzüne baktığı- mı görünce şunları ilâve etti; — Evet biraz sıkı pazarlık edi- lecek olursa 2500 pezoya kadar düşürülmesi Tabii ki, bu fiat çırçıplak alış fiatıdır. Eğer müşteri kadının elbiselerini çamaşırlarını, mücevherlerini de istiyecek olursa onun için de ayrı ca bir şey vermeğe mecburdur. i ger sattığı kadına hediye ede- © mez ya! — Ya çamaşırlarını satın almak istemezsem? — O başka mesele, kimse buna itiraz edemez. Yalnız tabii Leleti satın alınca ona yeni elbiseler te- darikine mecbur olacaksınız. Bun. lar da bedavaya malolmaz ya! mümkündür. Bir de kız belki kocasınm kendi- İlyö gider alan adamla beraber ka- sine almış olduğu şeylerden bazı- sının kendisinde kalmasını istiyor | Konya, 16 (Hususi) — Çöm- renin Alemdar köyünde çok fe- | ci bir cinayet olmuştur: Konyada Ulu ırmak mahalle- sinde oturan bakkal küçük Ali- | nin Mehmet uzun bir müddet tenberi beraber yaşadığı Şahen- de isminde bir kadını birkaç gün için Alemdar köyünde ta- nıdıklarından Refet isminde bi- risine vermiş : Bu kadın sende birkaç gün kalsın, ben sonra gelir, alırım demiştir. Dört gün sonra Mehmet köye giderek Refeti görmüş, emanet ettiği kadını istemişse de ters cevap salmış ve üstelik bir de; — Sen: bir daha buralarda görünme ve kadından ümidini kes cevabımı almışlır. | nin bir çok tarzları tatbik olunur. | zaman Mösyö aslâ tereddüt etmez j Onun için sarfettiği parayı tekrar | yö taliple pazarlık eder, Bir kadın meselesi yüzünden köylü- ler arasında bir cinayet çıktı! — | Tefrika : 29 belki sevdiği eşya vardır. Onları satın almak nezaketsizlik olur. | — Pekâlâ, kızın elbisesi, çama- şırı, mücevheri için vereceğim pa- rayı naşıl hesap edöceğim? O da ayrıca bir pazarlığa mı tâbi? Hayır azizim, pazarlığa ha- cet yek. Polo size faturaları gös- terir, siz de faturalardan biraz is- konto yaparak alırsınız. yaparsak Biz ne yaparız, Kimsenin beş parasını haksız ye- re elinden almağa veya dolandır- mağa tenezzül etmeyiz. Polo da hepimiz gibi hareket eden bir de- likanlıdır. namusluca *».. Buenos Ayreste kadın ticareti bilfiil alım satımı her vakit yapı- lan bir iştir. Maamefih Bucnos Ayresin kadın tüccarları buna a- | İn satım demezler, mübadele is- mini verirler. Böylece meseleye sözde zarafet vermiş oluyorlar. Kullandıkları usule gelince koca- nın nef'ine olarak bir nevi boşan- ma gibi bir şeydir. Zaten talâkın bir çok nevileri olduğu gibi Bue- nos Ayreste de karı mübadelesi- Evvelâ doğrudan doğruya satış vardır. Bu işin en kaba tarzıdır. Bu usule sık sık müracaat edilir. Fakat bu yalnız kadınlara yapıla- bilir, eskilerin faka basmıyacağı malümdur. Meselâ Mösyö Avru- padan bir kadın getirmiştir. Ka- dmın meşleki istidadı epi, zayıf- tır. İnatçıdır, kendisinden isteni- len işi yapmamakta israr eder. O | onun her şeyden evvel düşündüğü nokta parasını ziyan etmemektir. elde etmek masraflarını kurtara- rak mümkünse biraz da kâr etmek için bir çareye başvurur, Madamı satılığa çıkarır. Tuhaf değil mi? Satılığa çıkan kadın ne kadar ca- zibesiz olsa mutlaka istiyenler o- | luyor. Jako Laroz bu noktayı an- latırken diyor ki: — Kadına biraz çeki düzen ve- rip bir parça da boyarsan müşte- risi çıkmaması imkânsızdır. Mös- uyuşur. Paraları alır. Günün birinde Mös- dmı bulup der ki: (Devanat var) aa 2 Kendi elile götürüp verdiği kadının verilmemesi Mehmedin canını çok sıkmış, kar bıyık Mık- tadın müavenetini rica etmiştir. Evvelki gün Miktat ile Mehmet | ve birkaç arkadaş'arı bir olo- mobile binerek köye bitmişler ve köy meydanında e'omobilden merek köy odasına coğru iler lemişlerdir. maksatları, köy muh- larma vak'ayı şikâyet etmektir. Fakat tam bu esnada sağlı, sol- lu köy evlerinden bir kaçından ansızın ateş açılmış, Mıktat ye- diği kurşunlardan derhal yere düşüp ölmüştür. Mehmet te iki yerinden yaralanmıştır. Arkadaş- lan otomobile binüöp zorla ha- vatlarını kurtarmişlardir, Vak'aya Çömre adliyesi el koymuştur. Bazı köylüler tevkif edilmiştir. l İ sında Sokak mubarebeleri: Polis yetmiş kişi tevkif etti Viyana, 17 (A.A) — Dün Na- zi'lerle sosyal demokratlar ara- | bir arbede çık- şiddetli mıştır, Naziler, sosyal demokratların merkezinde bir binanın önünden | geçmekte oldukları sırada tüfek- ler atılmıya başlamıştır. Birisi polis amiri olmak üzere dört kişi telef olmuştur. Nazilerle sosyalistler bu hadi selerin mesuliyelini birbirlerinin üzerlerine atmaktadırlar. Polis yetmiş kişiyi tevkif etmiştir. Ek- serisi sosyal demokrattır, Sosyal demokratların binaları işgal ve içerisine girilmesi mebedilmiştir. Zabıtanın resmi tebliği 8 polis | memurunun yaralanmış olduğunu | bildiriyor. Tüfek ateşi takriben on beş dakika devam etmiştir. “Arbeiter Zeitung,, neşretmiş | diselerin mesuliyetini . polise at- fetmiş o'duğundan, nüshaları mü- sadere edilmiştir Franzız âyanı Yeni intihapta sola doğru bir meyil görünüyor! Paris, 17 (A.A) — Ayan mec lisi için yapılan intihabatın birinci devresinde bilhassa zevat inlibap edilmiştir; Sahık nazır ve müsleşarlardan M, Rerier. M, Dumont ve M. Rio. j re Ayan M. Rabier, âyan meclisi maliye encümeni mazbata muharriri M. Roy inti- hap edilmişlerdir. Paris, 17 (A.A) — Ayan mec- lisinin. üçle birinin teedidi. için vapılan intihabatın birinci devre- sinde M. Poincare 822 reyden 697 isini kazanmak suretile tek- rar intibap edilmiştir. Paris, 17 (A.A) — Ayan in- tihabatının neticeleri bir sürpriz tevlit edecek mahiyette değildir. Şimdiye kadar bilinen neticeler sol cenaha doğru hafif bir tema- yül göstermektedir. y. a Ikinci reisi Çekosinvakyada ko: münistler Prague 17 (A.A) — Çekos'o- vakya komünistleri icra komite- sinin. tertip etmiş olduğu bir | konferansta komünist fırkası s05- yal demokrat fırkasile birleşme» yi ittifak ile kabul etmiştir. Son intibabatta komünistler, sosya- listlerin lehine miktarda azalık kaybetmişlerdi. Bunun için bu karar Çekosle- vakya amele sınıfının günden | güne komünizmden uzaklaşmak- | ta ve sosyalistlerle faal bir su- relte teşriki mesai etmekte ol- duklarına bir yeni delildir, m Bir tren kazası ölüler ve yaralılar var Coutanes. 17 (A A) — İstas- yon civarında bir yo'cu treni ile bir marşandiz treni birbirine gir- miştir Bu tenlerden birisi meyilli yukuştan o'dukca bir inmekte olduğundan müsademe şiddetli | olmuştur öndeki vaçonlar ezil- miştir. Şimdiye kadar 3 ceset çıkarılmıştır. 15 kadar; yaralı vardır. Ekserisinin yarası ağırdır. aşağıdaki | olarak mühim | Mütercimi : Zonguldak mebusu Halil Yedinci fasıl lerce malümdur. Çok güç bir babsi tetsika cesaret ettiğimiz- den dolayı özür dilemek istemi- mizden üstün bir mevzu olduğu- nu İtiraf ederek işin içinden sıy- nlabilirdik. Fakat sözün sırası, bizi di. Gösterdiğimiz bu ibtiyatkâr- muvaffak olmasak da * beyhudedir. İ Çünkü, bizim bu tetkikatımız, | ancak bir takım denemelerden araştırma Ve balırlalmalardan ibarettir. Genç kızların yetiştirilmesi, delikanlılarınkinden çok daha daha intizamsız olduğu halde biraz iyiliği, birçok kötülüklerini affettirmiye sebep olur. Delikan- lının adeta bir imtiyazı vardır: losanlar, bir erkek hakkında hüküm verirken delikanlılıkta işlediği şeyleri hatırlamazlar bile. Delikanlı, bata yaparken, daima bunları tasbih edeceği umulur ve tashih edince de herşey unu- tulur. Genç kız için iş aksinedir değil yalnız fenalık, fenalığın gölgesi, fenalığın muhtemel ol- masi bile, bütün bayatının ze birlenmesine, saadetinin tehlike- ye düşmesine, ve bilhassa şeref ve haysiyetinn kirlenmesine s6- | bep olur. Akıllanmak ve durul- mak için, kadının bata süzgeçin- den geçmesine aslâ müsaade edilemez, Bazı faziletler vardır ki sevimli kalmak şartile, delikan- lıyı * muvakkat bir zaman için olsun - bunlardan istisna edebi- liriz. Halbuki kadının daha ilk adımda bunlara sâhip olması zaruridir. Kadından bir taraftan edep ve hayâ, saygı ve mülâha- za, eksiksiz ve lekesiz olmak şar- tile iffet ve ismet beklenir, diğer taraftan hoş ve cana ya- kın olmasıda istenir, Arzu edi. lir ki kadın, zarafelsiz olmasın; fakat aym zamanda kendi var- lığından zevk almasın, Genç kızı muhayyelesinin ateşini söndür- meden, revnak ve zarafetini aşın- dırmadan işlek ve metin bir ha- yata hazırlamak; usandınıcı bir ukalâlığa veyhut . netameli bir i sinirliliğe kapılmasına sebep ol- madan, fikrini inkişaf ettirerek kendisine güzel şeyler hakkında vukuf ve malümat vermek; ce iniyet hayatının gereklerine ya- bancı kalmasına meydan verme- den aile içinde ve sırf aile için yetiştirmek; işte kadın terbiye- sine lâzım olan çok müşkil ve biribirine zıt esaslar. Bazı kimşe- ler, pek haklı olarak kızın me- tin bir terbiye almasına ekem- miyet vermekle beraber bu nok- tayı dar ve sıkı manasile kav- ramak, yâni revnaklı ve şaşaalı olan şeyler şöyle dursun, boşa gidecek cihetlere hiç bir kıymet atfelmemek ve kadının şive ve cazibesini hiçe saymak isterler. Bun'ardan daba fena düşünen diğer bir takım kimseler vardır ki hakiki meziyetlere hiç bir kıymet ver- Bu fasıldaki mevzuumuz kari- | yoruz. Gerçi, bünun salâhiyeti- | tabii bir ıztırarla bu sahaya sürükle: | lik - tetkik ve münakaşamızda | Tasi No: 492. | Genç kızların yetişmesi Delikaf blardan daha güçtür mezler ve münbasıran ai rünecek şeylere ebhemmiy€ federler, Bunların Öze şey, zarif ve cicili bicili B lar yaratmı ktır, Hatırlams zarafet, ruhun “bir basi tutan ve bağlıyan kuvvet, iç yözümüzün cazibesidir. Delikanlının, tahsilini mekteplerde başarmasını ye rece faideli ve makul © eltikse kızın, bilâkis evde vi masını ve anasının gözü önü büyütülmesini iltizam ederiz. T i erkeğin hayatında pek mühidi rol oynar ve terbiyenin pek him bir kısmını teşkil eder. del buki bu ihtiyacı tatmin €d€ İ bir tahsil ancak umumi me müşkül bir iştir. Erkek, her za- İ olduğu hususi bir tabıda bu ha- | an kadından daba karışık ve | | | Bundan başka (metin ve İ bir hanım kız için, hiçbir İ$ i milyon İngliz lirası kıyme ” id işti temin “eden şeyleri İ kömür vermeği teklif Sn lerde temin o'unabilir. Eu İt la fedakârlığa katlanmak # ridir. Fakat kızlar için t3' ehemmiyeti pek azdır. Eğer # iddia edilirse, umumi tabsil doğacak mabzurların telâfi bazırlanmalıdır. Usul ve kaideye bağlı soğ ve kuru bir tahsil delikanli” rubuna pek uygun düşsede ş* kızları pek az alâkadar di başlı) yı, (hoş ve zarif) ola ” ayıracak. hakiki ö'çüyü evin *; şında bulmak pek güçtür. Li kız mekteplerinde, en zi) zengin çocukların sesi bakin Mali vaziyetleri nisbeten 8 olanlar, orada kendilerine * lüzumu olmüiyâcak birçok 4 öğrenirler, bilhassa imrenmöf” örnek almak gibi, iktidarin! yetişemiyeceği bir takım 9 suz temayüllere sahip olurlaf » * # Hayatın ber devri için bus! bir terbiye tarzı vardır. Çi ğun terbiyesi, delikanlının ve $© kızın terbiyesine uymaz. Bir | man gelir ki muhayyele uyari Kalbin kapıları ardına k# açılır; Dimağ' yeni yeni fıki zenginleşir; Cemiyet, merak! tecessüs hislerimizi yardırÜğ bayat, muhtelif ibtimallerle ve bayalimizi işgal elmeğeş Ür lâsa ruhumuz, hiç duymadığı” tebayyül etmediği bir takım sıntılar duymava başlar. Şi ni bu saf ve tabii temayüllere yapmalı? Bunları, soğuk ve şüncesiz bir tazyık ile sö mek mi, yoksa kör ve aki” görmekten rciz bir ihmalile gın ve başıboş. bir: balde türlü dalâletlere maruz bırak” m lâzımdır ? Bu iki münt arasındaki haklı ve hatasız ! noktasını anadan başka kim yin edebilir ? Hulâsa, aile yetişen bir genç kızın, aile ig de yetiştirilmesi, pek tab ol icap etmez mi? Pu itibaf ba ia işi kadar, hiçbir ders ana” ba muhaveresi kadar f99 olamaz. kömürü satılıyor” Bir Ingiliz firması Yunan babriyesi ve demiryolları Sİ i Verilen malümata göre Yw lar bubup üçte birini tütüR üzüm ihracı suretile ve kışmını da iki senelik vade © azar azar ödeyeceklerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: