26 Ekim 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

26 Ekim 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Büyük adamlar kim bilir kaç defa söylediler? Fakat bu hakika- ti ben de bir daha tekrarlamak is- tiyorum: Dünyada insanı en sinir- lendirici mahlük, kendisinin her şeyi bildiğine inanmış olan adam- | dır. ... Saim Bey, yukarıda üç satırla ahlâkını çizmiş olduğumuz dam- lardan birisidir. İnsanların baş belâsi, kıymetsizlerin kâmisi olan tesadüf, onu bir ticarethanenin başına getirmiştir. Saim Beyin müessesesinde ça» şan kadın ve erkeklerin hemen hepsi, teker teker kıymetli kimse- lerdir. Fakat Saim Bey, onlara iş gördürmek istemez, onlardan is- tifade etmesini (o bilmez, onların kendi müessesesinde memur va» ziyetinde çalışmıya razı olmuş olmaları Saim Bey icin bir kıy »- metsizlik teşkil etmektedir, ve fil- bakikâ bu cahil adam için, kendi emri altında olmak demek, tah - tessıfır olmakla ssüsavidir. Saim bey, müessesenin mu < vaffak olamâyışmı hep memur- larma atfeder, halbuki emreden o | dur, memurlardan birisi . ortaya iyi bir fikir atacak olursa, bü fi - kir kendisinden O çıkmadığı için, tatbikma mâni olan gene odur. ir Muhasebeci Ali bey, ticaretha- nenin temel direği idi. Rakip mü- #ssesclerin kazançları yolunda ol» masına rağmen hemen hepsinin muhasebeleri fena (tutulmakta idi. Saim beyin müessesesinin iyi İş yapmamasına rağmeğ kapan - mamasma Ali beyin çok dürüst, çok namuslu idaresi sebep olu - yordu. Ali bey, altmış yaşlarında | ihtiyar bir muhasipti. O sabah, Saim bey, vapurda gazetenin iktrsadi ve ticari sütu - | nunda, artık eski usulü terkedilme zamanının geldiğini, bütün müesseselerin gençleştirilmesinin lâzım oldu- Sunu okudu ve düşündü. — Tevekkeli değil, bizim me- murların çoğu ihtiyar, halâ eski usulde devam ediyorlar da onun n çalışamıyoruz. Bunun icabı - na bakmalı. Yazıhaneye gelir gelmez, Sa- im beyin ilk işi memurlarının dos- yasını getirtip tetkik oldu. Hay - ret, bütün memurları Ali Bey müstesna, hep 35 yaşından aşa- ğı yaşlarda idi. Demek müessese gençti, denilebilir yalnız Ali bey.. Evet., Ali bey işi bozuyordu. Saim bey uzun uzun düşün - dükten sonra Ali beye yol vermi- ye karar verdi. Öyle ya, müesse- senin yürümesi için bir kurban vermek lâzımdı. Vakıa Ali bey 0- tuz senedir muhasebeci idi ve kendinden bir kere olsun şikâyet ettirmemişti ama.. Hem zavallı a- 'damı ne gibi bir vesile ile işten çıkarmalı? Kendisine: — Artık 60 yaşına geldin.. İh- tiyarladın, biraz istirahat et!.. Denebilirdi amma, otuz sene- lik bir memura muhakkak bir ik- ramiye, hatta bir tekaüt maaşına benzer bir şey vermek icap eder- di. Saim Bey ise bunu yapamaz - dı. Evvelâ hasisliği sonra da işle rin bozukluğu buna manidi. Saim bey o gün, bütün vakti- ni bu meseleyi düşünmekle ge - çirdi, hademeleri, memurları haş- ladı. Böylece günler geçiyordu. Sa- im Bey muhasebeciyi, kendisine bir para filin vermeden atlata « ticaretin çoktan bilmek için fırsat bekliyor, ona mümkün olduğu kadar ters mua - mele ediyor, bir taraftan da dü rüst ve namuslu bir memurun ka- bahatinin tutulmasının ne kadar müşkül bir şey olduğunu görerek hiddetinden çıldırıyordu. ». 4 Bir gün, Ali bey, Saim 'beyin odasma gelerek dedi ki: — Beyefendi, size fena bir ha- vadis vermek mecburiyetindeyim. Bunu yapmak doğrusu beni muz - tarip ediyorsa da, müessesenin s€ lâmeti namına içimizden birisini feda etmek mecburiyetindeyiz. Saim bey sigârasımı söndüre - rek merakla ona baktı. Ali bey devam etti: -- Evet, Lütfi efendiye yol İ vermek mecburiyetindeyiz. gi iğ Mi he > 5 | eğ Bu çocuk Niçin Mahzun duruyor ? Çünkü onun kumbarası yok! 29 teşrinievvelde bir Kumbalâ Hediye ederek onu da sevindirinil Türkiye'de Cumhuriyetin kuruluşu günü, bütün dü” — Neden? Bu genç pek alâ va- / zifesime bakıyor. Hem onu kendi- nize muavin olarak siz ettiniz. Ne gibi bir yolsuzluk ya- pıyor. intihap /ğ — Evet, onu müesseseye ben al Da l P dım,'bu cihetten bana ne söyle- seniz hakkınız var, Saim bey kaç zamandır ara - dığı fırsatın yaklaşmakta oldu - yanın (Tasarruf günü) dür. Küçük, büyük, kadın, ©" kek herkes o gün para biriktirmeğe başlar. Bu hatta içinde Iş bankasından alacağınız Kumbaraya para atmıya başlayınız " Gelecek sene bu tarihte bir çok paranız oluf ğunu sezerek memnun oluyordu. & Nihayetten bu bunaktan kurtula - '© caktı: — Anlatınız bakalım, ne yap - mış? lışıyordu. İki sene sonra, maaşı - nın arttırılmasını istedi. Vaziyet icabı bunun şimdilik kabil olmu - yacağını söyledim. Bir sene son - ra gene “ayni > talepte bulundu. Doğrusu bu hakkı idi, size müra- caat ettim, reddettiniz. Saim Bey hiddetle haykırdı: — Yani ne demek istiyorsu - nuz? Kabahati benim üstüme mi atacaksınız. Siz, Ali bey artık ih- tiyarladınız, galiba Lütfiyi ken - dinize rakip telâkki ediyorsunuz da.. İhtiyarın yüzü sapsarı kesilmiş ti. Elleri titriyor, göz o kapakları şiddetle açılıp kapanıyordu. Bun- ca senelik bir memura, büyütmüş olduğu bu adam nasıl böyle sözler | söyliyebilirdi. Ona, | rakip müesseseler, ne zamandır gelip kendilerinde ; çalışmalarını teklif ediyorlardı da, o, sadece merhum babasının hatırı için bu az para getiren işini bırakmıyor- du. Kendisine yapılan arasında vakıa dürüst olmıyanla- rı da vardı. Meselâ, en mühim ra- kiplerden “Çeşmezadeler,, Saim Beyin muamelâtının bir nüshası - nı verdiği takdirde ona mühim bir para teklif etmişlerdi. Zira Saim beyin müessesesi, memle - kette ve Anadoluda en çok adam | tanıyan müessese idi. Bunlarm adreslerini öğrenecek bir rakip müessese, muhakkak ki bu adam ları kendisine bağlıyabilirdi. İşte zaten Ali bey, Lütfinin adresleri çalıp sattığını öğrenmiş, onu söylemiye gelmişti. Muhak - Halbuki karşılaştığı patron ken - disine başka türlü muamele edi - yordu. Muhasebeci Ali bey artık ka - rarını vermişti, Mücsseseden isti - fa edecek, rakip müesseselerden birisine girecekti. Maamafih Sa - im beye bir ders vermeden git - mek istemedi ve: — Beyefendi, dedi, ne demek istediğinizi anlıyorum. Hakika- ten ben ihtiyarlamışım. hakkı - nız var. Son zamanlarda bana karşı aldığınız vaziyetin manası - . zi : -— Lütfi önceleri gayet iyi ça- elinde ! teklifler ! kak bir tedbir almak linmdz, | Istanbul Ikinci İcra Memurluğundun : Bir sacı mini İçin mahcuz r 14100 1 911.932 Tari- mba günü sas 10 Istanbul Esham — ve açık artırma suretile dan talip olanların mezkür gün mahallinde hazır bulunacak memüruns müracaatları İlin olunur. İstanbul İkinci İcra Memurluğundan: karar verilen ev eşyası sarihine müsadif perşenbe Si» nan paşai stk mahallesinde, Köprü başı IE No h sahilhinede açık günü saat sekiz buçunta Peşiktaşta, Yında e le paraya çeyrileceğinden tlipletin yevmi mezkür ve saatte mahal linde hazır bulenmalart ilân olunur. ERA RARA87 ar BAM BERELERİ nı derhal anlıyamamış olmaklı - İ ğrm da buna kuvvetli bir delildir. Binaenaleyh, bu dakikadan itiba- ren kendimi, yarım asırdan fazla dır çalıştığım müessesenizden is « tifa etmiş sanıyorum. Yalnız size $u fıkrayı anlatmadan gitmiye - ceğim: Vaktile Mısırda hâkim olan | Karakuş isimli bir hükümdar var- dı. Bir gün, hükümdarın huzuru - na bir adam getirdiler ve: — Bu adam, dediler, birisini katletti, Cezasını veriniz. Karakuş bir saniye bile te « reddüt etmeden: — Hemen, dedi, kafasını kesi- niz, Yanındakiler itiraz ettiler: — Efendimiz kafasını keselim, güzel ama, bu adam sarayınızın nalbant başısıdır. Kafasını keser- sek, atlarmızı kim nallar? Karakuş düşündü ve sordu: — Sarayın kapılarma bakır kakmalar yapan sana'tktr atları - mı nallıyamaz mı? — Hayır efendim. — O halde bunu bırakınız, o - nun kafasını kesiniz. Bu suretle nalbant yerine, o, sana'tkârın kafası kesildi, İhtiyar muhasebeci, ağzı ap | açık kalan Saim beyi selâmladı, çıktı. » : 5: Üç ay sonra, Saim bey mües « sesesi, bu kırk beş senelik mües- se3€ top atıyordu. ztsazımmındımsanını | TÜRKİYE İŞ BANKASI Kayseri tayyare fabrikesi ib- tiyacı için aşağıda miktarı yazılı 37 kalem döküm malzemesi ka- pahlı zarf usulü ile münakesaya konmuşlur. İhalesi 15-11-932 Salı günü saat 15 te yapılacak- lır. Şartnamesini görmek Üzere herğün Findıkhda Ill, “ko'ordu satınalma” komisyonuna “ve iha- leye iştirak edeceklerin o gün ve sastinden evvel Ankara'da Hava satınalma “komisyonuna müracaatları, (1006) (5629) 1 sandık komple döküm takır mı: Fu nam altında sipariş edil meli, : Derununda bulunacak alât Adet 2 Mala 2 Iki tarafı düz ispati 2 Bir tarafı kevisli ispati 8 Muhtelif kanca 4 Mubtelif boru malası 4 sö köşe malası 4 vi ütü kancası 2 Iki tarafı kavisli kanca 5 Mütenddit “çelik kaz ayağı (kavisli ve düz). 2 Pirinç kaz ayağı. 4 Müteaddit pirinç kaşık, 4 Mütesddit kordon kancası (iç ve dış kavisli), 4 Müteaddit kordon (düz). 700-1000 Ateş tuğlası, 10 Ton sarı döküm kömürü (pik döküm için). 5 Ton beyaz döküm kömürü (pirinç döküm için). 4 Adet Pota NR 10 20 30 40 50 60 0 100 ” ww 120 60 Kio Lama demiri 40 M-MM genişlik ve 6 MM kalınlık (10-40 numaraya kadar olan potaların kol çemberleri ve ocaktan çıkarmak (kıskacı SAA ARR 3 üncü Kolordu Satınalma Komisyonu İlânları | ağzı imali için). 100 Kilo Lama demiri 40 genişlik ve 10 M-M kal! 150-120 numaraya kadar potaların kol çemberleri ocaklan çikarmak kı$ ağzı imali için). | 40 Kilo Yuvarlak demir çel 30 M-M (10-20 numaralı talarm kolları imali içli 95 Kilo yuvarlak demir çe? 35 M-M (30 60 numarali taların kolları imali için) 155 Kilo yuvarlak demir çv' 45 M-M (30.60 numarali taların kolları imali içini 30 Kilo yuvarlak demir çu 25 M-M (kıskaç sapları için). 5 Kilo kıl fırça No. 7 5 ,, yuvarlak samur fırça fi 8 “w “ge ” yi 5 Metre uzunlukta kalbirl! (6 M.M delik genişliği kutru). 10 Kilo grafi. p. 3 Ton sarı çamur (pot çar" 15629) » 59 kalem alât ve mele baytariye kapalı zarfla müntl saya konulmuştur. ihalesi 2 tarihine müsadif Çarşamba £ saat İdte yapılacaktır. Talip” rin şartnamesini görmek Si her gün ve münakasaya i * edeceklerin o gün ve manti vel Ankara'da M.M.V. Ss g6)! wa Kom. na muracaatları. # »* * 30,000 kilo toz şeker zarf usulü ile münakasay8 * muştur. İhalesi 14 Teşrin” 932 pazaitesi günü saat dir, Şartramesini görmek ) Istanbul'da Fındıklıda 1. © Sa. Al, Ko, nuna müraca ve ihale günü de vaktinde 18 nat ve teklif meklup'erir! " , buz mukabilinde Ankara Me K. Sa. Al Rs.liğine verm 4ovs, ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: