26 Ekim 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

26 Ekim 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayıfa,6 Kontluktan Dilenciliğe İspanyol kızları yüzlerinin çilli; le. keli olmamasına si Sevincinden yerlere kadar eği- lerek bizi selâmladı.. Sonra pa- sayı tekmil müşterilere gösterdi Kıymetinin en aşağı on iki peçeta oldluğunu söylüyordu.. Tekrar yola düştük.. Saf hava, çakıllar, toz, yol ar- Arkamızı takip Biz kadaşımız idiler.. edenler şehirde kalmışlardı.. şimale doğru yürümi Yıldızların altında fena bir gece daha geçirdikten sonra hayatımıza devam ettik. yelnız vermeyi ak- şamları ka- rarlaştırmıştı. o Maamafih yolda rasgeldiğimiz çiftliklerde durarak dinleniyorduk. Ekseri; muamel yorduk. ekseriyetle şarap ve nadiren bir kaç para veriyorlardı. San Gzav- yeye yanaşıyorduk. Oraya gün battıktan sonra girmekten ise yol üzerinde bulduğumuz terkedilmiş bir eve girmeğe karar verdik. Güsti tütün bulamadığından son derece meyustu, Son meteliğimiz- le de sigara kâğıdı almıştık. Sor- dum: — Sigara kâğıdı nene yarıya- cak? Tütünün olmadıktan ondan istifade edemezsin ki... göreceğimiz köy konser tle hüsnü Bize ekmek — Göreceksin nasıl tütün bula- cağım. Dikkat etmedin mi? Siga- ra içenler sigara uçlarını yol bo- yunca atmışlar. Bunların tütünü- nü alıp temiz kâğıda saracağım. Ateş her şeyi temizler. Bu tütün pekâlâ içilir. Sigarasız kalmak fe- | lâketine katlanmaktan ise böyle sigara uçları içmeyi tercih ederim. Bizim Güsti böylece “ızmarit toplayıcı,, olmuştu. Fakat o gün- den itibaren hayat kendisine tek- rar şen göründüğü zaman o vakit- ki hayatının pek acı bir eseri kal- dı. Yolda giderken bir sigara 1z- mariti görürse, düşünmeğe başlı- yor, Bu ızmaritin alınmağa lâyık. olup olmadığını tasarlıyordu. Metruk evin civarında bir çiflik vardı. Çiflikte oturanlar eve gir- diğimizi görünce şüphelendiler ve orada ne yaptığımızı anlamak için geldiler, İhtiyar çifçiye başımıza gelen felâketleri bir daha anlat- mak lâzım geldi. Sürgün olduğu- muzu çocuklarımızı düşman elle- rinde bıraktığımızı duyunca acır dr. Bize bir yatak verdirdi. Yal nız şehirde vereceğimiz konserden sonra çifliğe gelmemizi istedi. San Gzavyide gayet iyi muamele gör“ 'dük. Kitaraların tellerini yolda değiştirmiştim. Kocam icat ettiği şarkılardan birini söyledi. Halk çabucak etrafımıza toplandı. Az zamanda bir peçeta yirmi santim | kazandı. Bu bizim için büyük bir | kârdır. Hasta hayvan plâjı Biz çifçinin davetini unutmuş- tuk. Boş binada bir köşede uyuya- cağımız sırada bir gölge gördük. Gelen çifçinin oğlu idi, babası bi- zi bekliyormuş. Delikanlıyı takip ettik. Bizi iri dallı bir incir ağacı altına götürdü. Burada bir şişe şa- rap, bir sepet badem, ekmek ve sigara hazırlamışlardı. Sigaraları görünce son derece sevindik. Çif- çinin gösterdiği nezaket bana çok dokundu. Adeta gözlerim yaşar | 'dı; Güsti gönülden teşekkürler et- | vermek başladık. | sonra | | rece riayet ederler. dikkat ediyorlar ti. Delikanlı uzaklaştı. Rahat bir gece geçirdikten sonra ertesi bah çayırı kesen derede güzelce yıkandık. Çifçi bize beş peçeta edi, Fakat ber ne kadar dilenci isek te nezaket göstermek hakkımız olduğundan bu parayı reddettik. Çifci bize ismini söyle- İ mişti. O ismi bir minnet hissi ile şuraya kaydetmeği borç bi k Surçya eyaletinde San Gzavyede Antonyo Röyz. Bir müddet yürü- dükten sonra Surçya eyaletinin en lerinden biri olması icap Uzaktan eden bir köye yaklaştık. sahilde sefil bir çok araba ve ev- | ler görülüyordu. Damları yamalı ve pis keten bezinden yapılmıştı. Biraz daha yaklaşmca bura-'nın ne olduğunu anladık. Koca bir kamptı. At, katır ve eşekten mü- rekkep bir kamp. Hayvanların hepsi sıska ve uyuzdu. Burlar bir ün idaresine bırakıl- ülerden biri burasinın kaç sürücü muştı. Sürü vilâyet hasta hayvanlar yurdu ol- duğunu söyledi. İki yüz kadar hayvan denizde kişniyerek, titri- yerek yüzüyorlardı. Sahile yak- laşmak istedikleri zaman muhafiz sürücüler bağırarak tekrar denize sürüyorlardı. Muhafız sürücüler yalnız dizlerine kadar suya gir- mekle iktifa ediyorlardı. Seyaha- timiz esnasında gördüğümüz en garip ve en hayret verici manza- ralardan biri bu hasta hayvanlar plâjının manzarası olmuştur. Çiftçinin kumral kızları Akşama doğru Riberayı geçtik- ten sonra San Pedro yolunu tut- tuk. Akşam yemeği saatinde yo » lun bir köşesinde oturarak zevkle ekmeğimizi yedik. Bu sırada bir ihtiyar köylü yoldan geçiyordu. Selâmladı. Az sonra köylü elinde incirle dolu bir sepet olduğu hal- de geldi ve sepeti yanımıza bıra- karak: “Yemeğinizi bitirince evi” mize kadar geliniz, kızlarıma bir az saz çalarsınız,, dedi. İhtiyarın dokuz kızı vardı. Hepsi kumral dı. Yüzlerinde çil ve leke - yoktu. Genç İspanyol kızları yüzlerin - de çil ve leke olmamasına son de- Güneşte çok Az yüksek tabakaya mensup olanlar için yüzün kav- rulmuş olması âdiliğe delâlet e- der. Çifçinin gösterdiği nezakete mukabele olmak üzere kitaramda hakiki bir Arap şarkısı çalarak okudum. Bu şarki gariplerine git- durmazlar. | ti, fakat o kadar hoşlanmadılar. Meğer kocamın uydurma şarkıla- rı daha ziyade rağbet buluyormuş Ben şarkı söylerken Güsti biraz resim yaptığından bahsetmişti. Çifçi evinin bir krokisinin yapıl. | masını rica etti. Bu krokiden çok memnun oldu. Bu sefer kızlarının ayrı ayrı resimlerini istedi. Bu do- kuz resim de yapıldıktan hane sahibi memleketin adetince evin onun değil bizim (malımız sonra olduğunu istediğimiz şeyi alabile- | İ ceğimizi söyledi. Güstiye çıkarıp altı peçeta verdi. Görünür serveti dokuz kız, bir masa, bir kaç san- dalya ve on, on iki sahandan iba- ret olan bir adam için bu oldukça mühim bir fedakârlık demekti. (Devamı var) sa” AKITın Ağdkanı /' Nafaka işi Mükerrem imzalı mektuba: — Kardeşim bana bakmyor, yapayım? — Herkes anasına babasına, kar - ne deşlerine yardımla mükelleftir. Fa - İ kat babanız ve çocuğunuz varsa kar- deşinizin yardım — sırası onlardan sonra gelir. Bundan başka size yardım etmek için kardeş: in de “refah,, ta bu - lunması çarilır. Siz bu refahı ispat elmiye mecbursunuz, Bu da onların | mutat iradırı göstermekle olu | ca edip nafaka istiyebilirsiniz. Bağdatta Kıral aleyhine mek- tap yazanların beraeti Bağdat ( Hususi ) — Bir müd- dettenberi cereyan eden mühim bir mubakeme nihayet buldu. Geçen bazirandan itibaren ruiyet edilmekte olan bu dava ile alâkadar olanlar arasında bir çok tanınmış simalar vardı. Bunların biri evvelce Irak dahi- liye nazırı olan Müzahin Daçaçı Bey idi. Müzahin Bey ile dört arkadaşı, kıral Feysal aleyhinde zem ve kadehi mütezammın im- zasız mektuklar yazmak ve neş- retmekle mazrundular, Dava efkârı umumiye tarafın- dan derin bir dikkatle takip oluniyordu. mi Muhakeme neticesinde, maz- nunların hepsi beraet etmişlerdir. Dava, bir logiliz bakimi tara- fından idare olunuyordu. Beraet kararı umumi bir mem- nuniyetle karşılanmıştır. Tayyareci Lefevre Izmirde Izmir, 25(A.A.) — Tay- yareci Lefevrenin idaresinde Pa- risten Hindiçiniye uçmakta olan bir Fransız tayyaresi, Midilli üzerinde kanatlarına arız o'an sakatlık Oyüzünden müşkülâtla yoluna devam etmiş ve Söke'de yere inmeğe mecbur olmuştur. Tayyareci, sakatlanan tayya- resile beraber dün akşam şehri- mize gelmiştir. Kasesi. Aydına yağmur yağıyor Aydın, 25 (A.A) — Gece ya- rısı başlıyan feyizi bir yğmur aylardanberi devam eden kurak- lığı gidermiş ve çiftçilerin yüzü- nü güldürmüştür. Yağmur de- vam ediyor. Kumbara Sahipleri: 29 teşrinievvel kumbara- nızı do'durma günüdür Kumbarası Oimıyanlar: Bu hafta içinde Iş Bankasın- dan alacağınız kumbaraya, ilk arllıracağınız parayı 29 teşri- nievvelde atınız. i — Türkiye Bankası— mümkün | | Kardeşiniz bu vaziyette ise da- | İ yapayalnız bira- Melek Sinemasındâ Biisöm Olacaksın Alice OMe- nard, hovarda meşrep o kırklık bir adamın se- vimli karısı idi, Bir gece Me- nard bulunduk- ları O kabarede kızlarla o eğlen- mek için karısını bir masa başında kıyor. O sırada genç ve güzel bir delikanlı ka dının o masasına oluruyor, mülâ- zemette bulunu- yor, hatta kadını evine kadar takip edip “ Karım olacaksın!,, diyor. O günden sonrada müte- madiyen madam Merandı her yerde takip ediyor, mektup gönderiyor, velhasıl bir dakika rahat bırakmıyor. Menardın Loulou Gazelle is- minde bir metresi vardır. Genç Delikanlı güzel kadınm evine her zaman girebilmek için ko- casına gidüp kendisini metresi- nin eski dostu Henri Lafour diye tanıtıyor ve tehditle ken- disini büsusi kâtip olarak anga- je ettiriyor. Kadının evine tama- mile yerleşen genç adam, kocayı etrafından uzaklaştırmak için Loulouyu Menardla beraber bir seyahata çıkmaya razı ediyor. Elhamra Sinemasında Bu akşamdan iübeten Melek sinamasında gösteril olan (Karım olacaksın) filiminden bir sahne Alice, Henri zannettiği kocasına şikâyet ediyor. Me! karısını rahatsız etmemesi Henriye verilmek üzere Lo” ya bir az para veriyor. Tabi para hakiki Henriye verili ği Genç adamda Aliceyi takf&, devam ediyor, Zavallı k£ kurtulmak için kocasını b üzere bulunduğu yere gidi ve Menardı Loulounun k arâsında buluyor. Bu sırada genç aşıkta yf! da hakiki Henri olduğu bö” gelüp hakikatı meydana çık! yor. Gürültülü bir söyleşme! sonra kar koca boşanm karar veriyorlar. Menard Low”! ile kalıyor Alicete genç adaf arzusu gibi onunla evleniyor. | Şanghay Ekspresi Marlene Dietrich - Waruer Oland - Clive Bcook - Anna May » Wong Pekin istas- © yonu, Şanghay - Ekspresi ve her milletten bir çok halk Çinde bü- yük bir seyahat yapmak © üzere hazırlanıyor. Et- rafta tehlike ko- kusu var. Asker- ler dişlerine ka- dar müsellâbtır. Asilerin her da- kika yolda trene hücüm etmeleri ihtimali vardır. Yolcular ara- sında Çang is- minde Çinli bir tacirin pek ho- şuna giden “Şanghay Lili,, is- mile maruf Magdelaine isminde gayet güzel ve maceraperest bir kadın, zarif bir İngiliz zabiti, yüzbaşı Donald Harvey, genç bir Çinli kız Hue.Fey, Erik Baum isminde esrarlı bir Alman, ve şen bir kumarbaz Sam Salt na- zarı dikkati celbediyordu. Tren, yolcuların ve geçirmeğe gelenlerin gürültüsü (arasında hareket ediyor. Vagona giren Donalt beş sene evvel delicesine aşık olduğu “ Şanghay Lili ,, ile karşılaştı. Kendisini ciddi bir aşka lâyık görmediği için ter- ketmişti. Fakat kadının güzelliği ve buselerinin kuvveti yüzbaşıyı kurtuldum zannettiği tesiri altına aldı. Tren yeknisak ve sakin Şanghaya doğru ilerlerke, silâh sesleri yolcuları birdenbire yer- lerinden fırlattı. Asiler trene hücum ediyorlardı. Müsademe âsilerin askerleri mağlup etme- sile bitti. Çang hakikatte âsilerin reisi olduğundan yolcuları, - hükümet | . Elbimra”sinemasındi yarından itibaren . gösterilecek o” Şangbay ekspresi filminde Marlene: Dietrich tarafından ele geçirilen “bir bi fiyesine mukabil, rehin m. mında mubafaza ediyor. yalnız halan Çang kadına aş$' itiraf edip beraber gelme teklif ediyor, Kadının ret cevabı karşısın” Çinli tecavüze başliyor bunu ren yüzbaşı Donald aralar! girip bir yumrukta Çan seriyor. İntikam almak Çabg İngiliz zabitini tahliye meden evvel gözlerini yakmf karar veriyor. Fakat Li lisini - affetmek şartile Çi teklifini kabul ettiğini bil İd Kadının fedakârlığından bihab yüzbaşi haraket etmek si olan treni Lilisiz terkeder yamna Çinli kız Hue-Fey $ Çangı öldürdüğünü gidip vas dan Liliyi ölmesine söyliyor- suretle tren tekrar bütün yol, larile sağ salim yoluna dev ediyor. Büyük bir aşkın doğ duğu bu fedakârlığın kiye ğa anıyan yüzbaşı Donald Lili kolkola istasyondan uzaklaş! lar,

Bu sayıdan diğer sayfalar: