28 Kasım 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

28 Kasım 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

z ki W Davidin vasiyeti Ihtiyar Davit Efendi son daki- | key yaşıyordu. Sevgili karısı ka gözleri yaş içinde yanı hilg ında idi, Çocukları, toronları, lâzade, amcazade, teyzezade- Eş ucunda idiler. İhtiyar Davit ei son dakikalarmı yaşıyor- Beyaza çalan kurşuni sakalını şafsız yorgandan dışarı çıka- doğrulmak istedi, sevgili ram elini tattu. o Titrek bir ©; — Rebeka, dedi.. Haham e. İendi burada mi? Soyle da yel- “in? Haham orada idi. Davit kalem İ âğıt işareti yaptı. Haham bir eler ve Davit vasiyetname- Mi yazdırmıya başladı ; ö > Altın yozlugum Moizin ol- uç deka birdenbire müdahale 8 > Yozluklarin Daniyele daha ! yeliyor.. > Sen sus Rebaka. m İsak olsun. i — İsakın kitabı var.. Haham e- *ndi daha yeçen yun verdi. o A- da Salamonun kitabı yok, ona B Dua kita- | Sem sus Rebekmı Ayak 'kap- armnı Mordohaya verirsiniz. Rekeka gene dayanamıyarak karıştı, | Senin ayak kapilarin Mordo- Ya kücük yeliyor. Unun üzerine Davit defa kızdı: Kai a, Orsan yel desen benim yeri» Yeber., Efendi Kuzum, mallarimi hanisine Arpa siparişi yi açıklarında büyük bir süt- * sahibi telefon ediyordu : 15 Alo, alo.. Orası neresi?. De- ye Ha. , Pekâlâ... Bana acele ilo arpa gönderin. fonun diğer ucunda kâtip lerek : Keki 200 kilo.. Kimin için? Haydi be.. Terbiyesizliği br- enim için olacak değilya .. lar için.. NE > 2e .— Ev, <eniz ha isine vereceyimi sen daha i iyi | &rj Tl Ye bunların çocukları hepsi | | *m ve kâğıt alarak onun yanı- | ENCELİ YAZILAR 4 KİNA GAMA AAA AAA Hay UNUN 0000008 081101 EM EO 000 boa same 0000 Sayıfa 7 EVE EVE BAM 0 A EMA 0 04 4 BA BBVA EN A BNA SUAN BANEA Fakir bir kadın Pazarlık Davit kan ter içinde Kadıköy iskelesine koştu. Bilet kişesine a- tıldı. Haydarpaşaya vapurun kaç- ta olduğunu sordu. Memur: — Yedi buçuk! Deyince Davit eski bir itiyatla i dedi ki: — Sekiz olsa olmaz mı?. Gidiyor!.. Salonda hanrmefendi piyanoya oturmuş; kızı da ona refakat e- derek şarkıya başlamıştı. Tam o sırada misafirlerden birinin git- miye kalktığını gören ev sahibi: — Gidiyor musunuz, iyi amma daha bitmedi ki!, — Onun için gidiyorum. yy KN A KA KO VA »« Hayret, tanıyamadık nekadar değişmişl, !yamazsınız, çünkü büsbütün değişti. telâşı Yazın,, Kalamışta.. Kıyamet gibi kalabalık bir halk kitlesi ban yo yapıyorlar.. (Bir tarafta karı koca bu banyo yapanlari seyre - derlerken şişman zevç dayanama- dr: — Hanım, bu güzel denizden istifade etmemek ahmaklıktır. . . Ben de gireceğim., Kadın ısrar etti, ısrar etti. Din- lemedi. Kocası soyundu, şöyle bir mayomsı kıyafetle denize gir- meğe başladı Yüz metre ilerisine kadar deniz insanın yarı beline geliyordu. Buna rağmen daha ilk adımda hanım telâş ediyordu: — Aman bey, çok açılma.. Bi- daha dün tazelettin, yarından itibaren baş- lıyacak.. Sana bir hal olursa ben ne yaparım... Motör horluyor ! Methi beyin pek acele bir işi vardı. Sirkeciden bir. otomobile atladı, fakat tam köprüyü geçip de tam yokuşu çıkacakları sıra « da motör durdu, şoför uğraştı, uğraştı, Kabil değil. Methi bey telâşla: — Gidemiyecek miyiz? Deği. Şoför: — Hayır, motör durdu. — Şimdi horluyordu ya — Uyudu da ondan.. liyorsun ya, sigortayı -abbi, kocam zengin olsaydı ayrı ayrı hizmetçilerimiz, uşâklarımız, ayrı odalarımız, hatia ayrı evlerimiz olur da ayrı ayrı oturur, ne kadar mes'ut olurduk ... AK BS EC BG AAA O GARO BAM KONTRA Hanımın | Hastanın ilâcı aiz Beyefendinin yeni aldığı uşak koşa koşa doktorun evine geldi. Yanına çıktı, Nefes nefese: — Doktor bey, dedi, bizim bey için dediğiniz gibi sülük aldım .. Amma ıskarasını yaptım, beğen- medi. Acaba bir de tavasını ver- | sem mi?, Hey gidi günler hey İki serseri Taksimdeki sıralara | uzanmışlar, eski günleri yadedi - yorlardı. Bir tanesi çorapsız ayas ğını uzatarak: — Nerede o günler, dedi. Bir zamanlar kirlendi diye iki üç ay- da bir çorap değiştirmiye kalkar- dım.. a ars aera amam Gülünç meslekler Bizim gazeteci arkadaşlardan birisi sevimli doktor Mazhar Os- man Beyin delâleti ile timarha- neyi geziyormuş. Doktor bir çok mecnunları gösterdikten sonra bir höcredekileri işaret ederek : — Bunların hepsi kendilerini gülünç birer meslek erbabı sanır- lar. İşte meselâ şu da kendisini gazeteci sanmaktadır, Büyük annenin adresi Annesi namaz kılarken küçük Tahsin de avucunu açarak duaya başladı: — Yarabbiciğim, büyük annes min hastalığı geçsin, iyi olsun.. Tahsin bu duayı bir iki defa tekrar ettikten sonra biraz düşün- dü, bu duada bir eksiklik vardır. İlâve etti : — Büyük annem (Aksarayda köşe başındaki evin üst katında oturur.. Kehanet Nadir Bey, o gün sokakta deli gibi sevinerek yürüyor, dairesine gidiyordu. Kimse onu bu derece sevinç içinde görmemişti. Arka- daşlarından biri onu'kolundan tu» tarak: — Bu ne sevinç, Nadir Bey?. Diye sordu. Nadir Bey: — Bu sabah bir çocuğum dün- ! yaya geldi... — Uğlan olduğuna çok mem- nun oldum, tebrik ederim.. Esassız bir iddia Fransızların çoğu Gaskonları sevmezler, Gaskonlar çok müba- lâğacı ve yalancı olarak tanırlar.. Bordel'de doğan bir Fransız Gaskonların şiddetle aleyhinde bulnuyormuş. Bir dostu ona: — Peki amma, sen de Gaskon- sun!.. — Ben neden Gaskon oluyor. muşum?. — Öyleya... Madamki Bordel- de doğdun, elbet Gaskonsun.. — Ahırda doğsaydım muhak- ' kak hayvan mı olacaktım!., ABA BURA A0 Al LA A AV AG Bg — Birader sizin evden işitiyorum . — Karım şarkı söylüyor. boğuk boğuk bir hayvan sesi — Hayvan sesi dedim, bülbüle benziyor da ..

Bu sayıdan diğer sayfalar: