30 Ocak 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

30 Ocak 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—. ee Mi e, SE btn he mek m eke lan birinde n Paris civa iyoları hak- y ereceğimi f (VAKIT) ma- 1 için ümatı ici fotog müsaade ve| bir vazife 30 Kârurusani"1993 — var, montaj salonu, projeksiyon | salonu, artist locası, makiyaj salo- nuna, bazısı da duğramacılık atel» | törleri besliyen elektrik merkezi bulunmaktadır. ilk katta (o atelyelerden gelen Ölümle (şakalar? Hastane? Daha yazılacak neler var? Fakat yesi, resim, dekorasyon ve akse-! muhtelif cereyanları gösteren tab- | gecen hayatın bütün teferrüatmı süvar atelyelerine, elektrik fabri - kasına, bar ve lokantaya, garaja tahsis edilmiştir. (Foto: Numara 2,3, 4). Paris muhitinde sinemadan a an- olar dünyanm en asri stüdyola - rından talakki ve Holivuttakilerle I mükayese edilebilirmiş.. ATELYELER : an satımalı- p stüdyo ve hali ara- me içinide parlak hatlara | nalarla örtülmüştür.. Foto: Numara 1) rflerini taşıyan a içinde: Umu:| SES ZAPTI: Bildiğiniz gibi Paramunt sesli | filmlerinin anrejistermanı için Western oElecktric ve R.C. A, ! (Radyo Korporişin Of America) sistem ve makinelerini kullanmak- tadır. Ses zaptı işi hususi bir surette Avrupa ve Fransanın eski güzellik Kraliçelerindendir.Bu. sefer arında yapılân bir t, san'at, idare ve ilân muhasebe, mi mü < ğa müdüriyetleri, üyük binayı ve bü nin yapıldı- Diğer gayri muntazam küçüklü büyüklü binalara gelince bunların Lâboratu - bazısı teknik işlerine: film ile sinema hayatına girmiştir, yapılmaktadır: Evvelden de söyle- diğim gibi seslerin zaptı Stayç (a- telye) lerden uzakta bir binada - dır. Bu bina yer altı kablolariyle atelyelere bağlıdır. Yer altında hiç durmaksızın ça- lışan zapt edici makinelerin ampi- lifikatör ve motörlerini, akümülâ - lolar, zaptedici makineler (W. E. sistemi) ötekilerinden ayrılmış odalarda duruyor.. Gene bu birin: ci katta hususi dolapların içinde daimi 30 derece sıcaklıkta ve klo- rür dö kalsiyormla tamamen kuru - anlatmak kabil mi? Hem, bilmem dikkat ettiniz mi? En realist pi yes veya filmlerde bile artistleri on Jon beş senelik hayatı müddetince İ takip ettiğiniz halde, onları, tabii İbir takım ihtiyaçları tatmin eder “ İken görmezsiniz: Maksat, sadece | bir fikir vermektir. İ Bunun için, ben de, “Ölümle şa- | kalar,,ı burada bitiriyorum. Çün - kü, bir gün herkes gibi ben de ö - |leceğim. Herkes gibi.. İşte beni si- İ nirlendiren nokta bu: Herkes gi - İbi. Yoksa ölüm denilen küçük hâ diseyi ben hiçe sayanlardanım. Ben ruhun da bakasına inanmıyo - rum. Ben hiç bir seye inanmıyo - rum. Yalnız kendime inanıyorum. Bunun için ölüme “herkes gibi, olduğu için sinirlenmemi bir ori - jinal olmak hevesine atfetmeyiniz. Buna “benlik,, demek daha doğru j olur. İİ İ Bununla beraber ölüm beni hiç , te titretmedi değil. Lâkin düşünü- yorum, bu titreme ölümden ziya - de — hatta sadece — onu doğu - Jran sebeplerin toplanmasmdadır, tulmuş bir havada mikrofonlar saklanılmaktadır. “Ses saray,, ında (binaya bu is- mi vermişler) bunlardan başka a- kömülâtörler salonu, makine dai | resi, balmumundan plâkları dü * zeltmek ve. parlatmağa yarıyan | makine, ampilifikartöler ve saire ve saire.. vardır.. LABORATUVARLAR VE SA: IR ATELYELER: Stüdyolarm yanı başında dekor atelyesi, kostüm ve aksesüvar ma- ğazaları (Foto: Numara 5) doğra macı atelyeler bulunuyor. Montaj salonları, senkrobenzasyon ve pro- jeksiyon salonları. İDARE: Bütün stüdyo bir idarecinin e- lindedir. o Bu'daire muhasebe vc vezne, mimari ve inşaat işlerini doğrudan doğruya, atelye doğra - RE Meörhieicet Yasa n800 seansa sarsam Yetmişlik Fikret AdilPin Hastane intibaları e. 2 asıl feci ölüm bu sebeplerdir. İn « sanın bunlara dayanamayıp çürük bir ev gibi yıkılıvermesi, o insanm iddialarını ümitlerini düşünürsek, ne kadar gülünçtür. İnsan heroi-comigue bir mah « lük. şakuli bir hayvan. Kangren olan bir bacağın kesilmesi, çürük eve konulan bir payanda. Bir gün — eğer o güne kadar matbuatta kalmışsam — gazete « ler “bir arkadaş daha kaybettik,, başlığı altında benim de yarım sü- tunluk bir resmimi koyacaklar, Ve | bütün hayatım, tabii ömürleri ye « di sekiz saati aşamıyan bu gazete» lerde yarım sütunluk bir klişeye hak kazanmakla geçecek. Belki ga zeteden bu küçük resmi kesip sak- lıyacaklar bulunacak. Fakat bun- lar da bir çekmecenin kâğıdı altm da, tozlarla kardeş, kaybolacak. Ve ne gülünç şey, eğer gazetenin mürekkebi iktısat olsun diye ucu- zundan alınmışsa, “hayalim,, de uçup gidecek. Ve daha... Daha bir takım şeyler, Bunlardan size ne? Bu düşünce» neden? Endişem bir tektir. Yalnız adam,, olarak kalama « mak. Bitti Fikret Adil ei bir kadın Parasula talla cülicıchk Öldürüldü AYDIN, (Hususi) — Aydında| feci bir cinayet olmuş ve Şerife is- minde 75 yaşında bir kadın öldü - rülmüştür. Hâdise şöyle olmuştur: Aydının orta mahallesinde otu * ran Şerife Hanımın hayatta ken - dinden başka kimsesi yoktur. Şe - rife hanımı evvelki gece yatağında bastıran bir kaç mütecaviz ken - Adanada bereketli yağmurlar Adanada yağan feyizli yağmur- lar, çifçiyi sevindirmiş hububat! için pek faydalı olmuştur. Yağmur | pamuk ziraati için kâfi olmamak - la beraber mevsim yağmura mü - saittir. Havaların pamuk ekicileri- ni de güldüreceği beklenmektedir. Akseki bankasında IZMIR 29 (Hususi) — Kavas| Hulüsi Ef., Akseki bankasının! 1000 lirasını zimmetine geçirmek: | ten mahkemeye verilmiştir. macılık ve kontrat işlerini de bil - vasıta kontrol ediyor. ÇIKARMA DAİRESİ: Asıl idarenin emri altımda bulu- nan çıkarma (röalisation) dairesi vazı sahneleri, yardımcı vazı sahneleri, atelye işlerini, makiyaj, dekor ve aksesüvar, elektrik ve ses fotograf ve kamera işlerini kont - rol etmektedir. (Foto: Numara6). İşte bir kaç satırla size anlatmağa çalıştığım Paramunt stüdyolarınm umumi hatları.. Yazımı bitirmeden evvel sevdi: — ———— mit, saadet.. Ve bazı zamanda hid- det... Burada her şey evvelden dü- şünülmüş ve icra edilmiştir. İnti Stüdyoda | kendinizi uzun seyahatte vapurun | tide farzedebilirsiniz.. Çabucak | tanışılır, ve çabucak dost olunur, yalnı zvapurlar bazı zaman yana - şırlar. Sinemaya gelince o daima engin denizdedir. Henry Garat: — İntizam, disip- lin ve nezaket! Burada herkes ta- | inden memnun ve ne yapacağını zam... Gene intizam.. giniz bazı artistlerin o Paramunt| biliyor.. Benim gibi bir adam için stüdyoları hakkında ne düşün - | bundan büyük bir saadet olamaz. düklerini fısıldayayım.. Fernand | Yalnız rolüm beni alâkadar edi Gravey bakm ne diyor: yı disinden para istemiştir. Şerife H. bunlara parası olmadığını bildir - miştir. Şerife Hanımın öetdenberi paralı olduğu hakkımdaki şayiaları işiden mütecavizler buna inanamiı- yacaklarını söylemişler ve kadın - cağızın boğazına çullanarak feci bir şekilde öldürmüşlerdir. Zabıta tahkikata devam etmektedir. izmir Amerikan mek» tebihadisesietrafında IZMIR, 29 (Hususi) — Gözte * pe Amerikan Kollejindeki tahki- kat bitmiştir. Tahkikata göre vaka şöyle olmuştur: 20 K. evvelde talebe mektepte * ki dershanelerden birini o mektep idaresinden aldıkları müsaade üze rine bir müsamere salonu haline koymuşlardır. Dershanenin dışın - i daki sütunları da kırmızı — beyaz" irenkli kâğıtlarla süslemişlerdir. Ertesi sabah Mr. Partriç ismindeki muallim bu renkli kâğıtları görmüş ve muallim Mis Hinmen'e: “— Bu berber dükkânmı da bu- raya kim yaptı, diye aklınca bir nükte savurmuştur. Ayni sözleri biraz sonra bir kız talebeye de tek tar etmek istiyen muallim talebe » den şu cevabı almıştır. “ — Ne demek istiyorsun?.. Buna Amerikada berber dük » kânlarının böyle süslendiği yolun- da kurnazca cevap vermek istiyen muallimin sözleri derhal talebe a- rasında şayi olmuş ve heyecan baş göstermiştir. Bunun üzerine hâdise müddeiumumiliğe aksetmiştir. Mu allim tahkikatta Türk bayrağına hakaret etmek istemediğini ve renklerden bir şey kastetmediğini or.. İnsan istediği gibi hazırlanı- — Ben artık mesleğin kurdu ol- | yor ve tabii ekseriya muvaffak o- dum.. Bu stüdyonun her köşesinde | luyor.. İşte Paramunt stüdyoları - ve bucağmda kendimden bir par: nın esrarı. ça bıraktım: Keder, düşünce, ü- A. Fuat söylemiştir. Muallim Partriç'in bu sözleri tar ziye mahiyetinde kabul edildiğin * | den takibâttan vaz geçilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: