9 Şubat 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

9 Şubat 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yağmurlu bir hava idi. Bey” oğlu caddesi, bu ıslak gece yarı - sında, her zamankinden daha feci bir manzara gösteriyordu. Yakası kalkık, elleri cebinde, Suphi, Parmakkapıya doğru, dam altlarmı kendine siper alarak yü - rüyor, aksi bir damla yağmur, ne - reden de yolunu bulmuş? Tam ensesine düşerek belkemiğine ka - dar soğuk bir ceryan geçiriyor Ve Suphi titriyor. Çünkü tam bu aralık gözleri Cavidenin apar - tımanının penceresine ilişmiştir. Ve bu pencerelerden, dışarıya gü- zel bir ahenk gibi bir aydmlık, lik bir aydınlık süzülüyor. Suphinin parmakları, paltosu - nun cebinde madeni bir cisim 8, - kıyor. Fakat bu bir tabanca de » “ ğildir, sadece bir anahtar. Üç ay evvel son defa olarak Cavidenin yüzüne: — Kepaze! Diyerek haykırarak çıkarken geri vermeği unuttuğu apartıma - nın anahtarı, Bu üç ay, Suphi için, uzun bir sarhoşluk gecesi gibi (o geçmişti. Cavideden ayrıldıktan sonra dur - madan içmişti. | Suphi, o akşamda içmişti. Doksan gün içen bir adamın dok - san birinci gün de içmesinde bir fevkalâdelik yoktur. Yalnız, o akşam, Suphi, çok mahdut serve - tinin son lirasını da sarfetmiş bu - lunuyordu, ve en fenası, Suphi son akşamını yaşadığına karar vermişti. a Yağmur. Gece. Feci bir tenha - lıkla Beyoğlu caddesi. Saat 1. Suphi, eperetlerdeki o caniler gibi bir sağa, bir sola baktı, Kim - seler yoktu. Yürüdü. Büyük bir apartımanın kapısına üç adım ka- la durdu. Düşündü. Kapıyı ça- kıp da açtırsa, kapıcı kendisini görecekti, Halbuki... Tesadüf, kendisine yardım et- ti. Apartrnanm önünde bir oto- mobil durdu. İçinden iki kadın, bir erkek indiler, : apartımanın kapısını çaldılar. Burlar, her hâlde apartımanın bir katmda oturuyorlardı. Suphi, derhal peş- lerine takıldı, uykudan gözlerini uğuşlyırarak kalkıp kapıyı açmış olan Kapıcıya görünmeden, mer - diverleri çıkmıya başladı. İşte, şimdi Cavidenin kapısı önünde Yuruyordu. Anehtarı çı kardı. Kapıyı açtı. Aydınlık ve içerde kalabalık olduğu seslerden belli olan büyük salona girmedi. Arka taraftaki Cavidenin yatak o- dasma doğru yürüdü. Kapıyı Cavide, kapısının tokmağının hareketini görür görmez, kime - nosufun önünü kapamıştı. — Ne o? Seni buralara hangi rüzgâr attı? — Fırtına! Cavide, kendisine hakaret e - derek uyrılmış olan âşıkınmn yü - | züne bekıyordu. Ne kadar ıstı- rap çekmişti? Yanakları çukura kaçm;ş, omuzları düşmüş, gözle - rinin etrafında siyah birer çizgi peyda olmuştu. Cavide, Suphinin bu bitkin halinde de başka bir güzellik bul- du, affetmiye hazır bir sesle: — Haydi, dedi, paltonu, şap- kanı, eldivenini çıkar, şöyle yanı- ma gel. Fakat Suphi, hareketsiz duru « yordu. Cavide, garip bir rahat - sazlık duydu: — Ne oluyorsun? Buraya ne « ye geldin? Suphi güldü: — Neye mi geldim?Param bit - ti. Para istemiye geldim. Cavide hayretle Suphiye ba - kıyordu. Vâkıa ondan yaşlı idi amma... Suphi, öteki âşıkları gibi kendisinden para istiyecek vazi - yette, yaradılışta bir adam değil « di. — Maşallah, dedi, çok değiş - mişsin! — Hayır, hiç te değil, eline dü- şüp mahvolan ötekiler gibi yapı- İ yorum. İçerde oyunda kimler var? kiler, Bir de tanrmadığın birisi. — Yani, yeni âşıkın demek is - i tiyorsun! Cavide buna cevap vermedi. İlerliyen Suphiye, kendisini ku - caklıyacak zannı ile, boynunu u - zattı. Fakat gözleri Suphinin el - divenli ellerine rasgelirce, müt - hiş bir hamle ile geriye sıçrıya - rak, elmaslarını koyduğu ve ka « pağı açık duran kutudan bir ta - banca aldı: — Sokulma, dedi, sokulma... Seni hain seni.... İz kalmasın di - ye eldivenlerini çıkarmadın ha... Suphi, Cavidenin bu korkusu - nu görünce güldü. Onu boğmak aklından bile geçmemişti. Para isteyişi de, Cavidenin kendisini hâlâ sevip sevmediğini tecrübe içindi. Acaba onun için ne ka - dar fedakârlık edebilecekti? Fa - kat mesele şimdi bu şekli alınca biç bozmadı: — Haydi, dedi, ateş etsene... Yakut içerdekileri.. Yahut ta po « lis çağır. Ben, seni boğmak için eldiven mi koyarım zannediyar » sun.. Bak... Cavidenin yüzüne gitti. —— m amımı a Zonguldakta yeni bir cemiyet ZONGULDAK, 7 (Hususi) — | Zonguldakta, inşaat sanatkârları İ tarafından, umum dülger, maran- goz, doğramacı, dıvarcı, taşçı, be- ! toncu, mozayikçi, sıvacı, boyacı, i demirci, tenekeci, usta ve kalfala- rından mürekkep bir esnaf cemiye tinin teşkiline karar verilmiştir. A- lâkadarlar vilâyet fırka salonuna davet edilerek bu cemiyet hakkın- da hazırlanan nizamname üzerin- de uzun uzadıya müzakereler ya - pılmıştır. Burada bözle bir cemi - yetin doğması hissedilen ihtiyacın mahsvlü olup gerek mensubinini ve gerek yapı sahiplerini mem - mun edecektir. Şimdiden muvaffa- kiyet ve uzun ömürler dileriz. at, çıktı, — Kimler olacak. Her zaman: | Suphi, eldivenlerini çıkararak | Barı ! | . Muğlada suyun bolluğuna rağ- men sıhhi hiç bir suyu yok gibidir. Altmış kadar memba Muğlaya su verir, Fakat su yolları eski sistem, arıklar içinde gelir ve evden eve geçerek sıhhi şartlarmı ve meziye- vardır. Bu havuzun içine cl girer, tencere girer, velhasıl her ne olur- sa olsun girer, çıkar. Hattâ Muğla- da sırf bu su yüzünden tifo hasta- lığı eksik değildir. Her sene beş on kurban verilmekte olduğu görülü- yor. İhtimal bu tifo hastalığında başka âmillerde vardır; fakat şu muhakkak ki, su tifoda esaslır. Senelerdenberi bu suların sıhhi bir tarzda kasabaya getirilmesi dü şünülmüş, fakat projeler tatbik mevkine konmamışlır. Her yeni İ gelen belediye heyetine bir raka - rat gibi su bahsi söylenmiş fakat herne sebepten şimdiye kadar ya- pılamamıştır. Bundan iki sene ev « vel belediye işlerini deruhte eden heyet her şeyden evvel bu hayati meseleyi nazari dikkate almış, cid di teşebbüslerle ise başlamıştır. Su teşebbüsüne girişileli bir sene ka * dar olmuştur. Bu işte şehrimizin genç belsdiye reisi İskender Bey mühim bir âmil olmuştur. Her şey- den evvel bir su projesi yaptırıl- mıştır, Projeyi Avusturyalı mühen dis İskarpe Efendi yapmıştır. Bu projeye göre bütün şehir sularmın sıhbi şartlar içinde şehire getiril - messi seksen bin liraya bağlıdır. Belediyemizin bütçesi ise otuz altı bin liradır. Maamafih bu müvaze- nesizlik belediye heyetini yıldır - mamıj, heyet işe daha ciddi bir şe - i kilde sarılmıştır. Belediye, Muğ - la itibar ve iktrsat sandığından u- cuz faizle istikraza teşebbüs etmiş, vilâyet umumi meclisi üç sene va- de ile otuz bin liva istikraz edilme- sine karar vermiştir. Paranm üst tarafı da belediyenin emlâk ve ara Zisi satılmak ewretile temin edile - cektir, Proje mucibince şehirin en yük - sek yeri olan (Şahidi) camii civa - rina dört, beş yüz tonluk bir depo yapılacak, şehire tevziat buradan | yapılacaktır. Su, evlere tazyikli! olarak isale edilecek, şehirin en! i münhat noktasında tazyik yetmiş metreyi bulacaktır. | Tesisat tn şehirin iki muhtelif nok tasında ve ayni zamanda yangın zuhurunda su verilebilecek bir şe- kilde yapılmıştır. Belediyenin, bu inşaat için ta « kip ettiği şekil, Avrupadan celbe « deceği boru, yangın mevzuatı ve müteaddit malzemeyi münakasa « ten temin ettikten sonra, depoların inşası ve boruların ferşiyatı ikinci bir münakasaya koymaktır. Sebze kali Muğlada ötedenberi perşembe günleri pazar kurulur. Muğlada yakın zamanlara kadar muayyen İ ve &sas bir pazar yeri yoktu. Her - kes malını, satacağı eşyasını çar - sının muhtelif yerlerine, cadde ke- narlarma, çarşıya yakm yerlerde Kütahya cinileri satardr. Tabii ne intizam vardı, ne de bir kontrol temin edilirdi. Son tini kaybeder, Her evde bir havuz | m m m » Memleket Haberleri o Muğlada su işi nasıl İ halledilecek ? 'Avusturyalı mütehassıs ve istikraz — Sebze hali yapılıyor — Muğla bu yıl ucuzdur zamanlarda bu karma karışık pa - zar kaldırılmış, muayyen yerlerde ve muvakkat şekilde pazar yerle - ri tefrik ve levhalarla tayin edil - miştir. Bundan maada çarşının en mü tena yerine asri bir sebze hali inşa edilmektedir. Hal 400 metre mu - rabbaı bir sahayı işgal etmektedir. Hal kârgir olup tuğladan inşa edil mektedir. Halin üzeri tamamile ör tülecektir, hal bütün asri teçhizatı haiz olacaktır. Bundan maada ayrıca zahire ve kat bir tesisat vücüde getirilmiştir. Muğla belediyesi ve Genç bele- diye reisi İskender bey şehirin ima kadar olmaktadır. Ucuzluk Türkiyenin pahalı şehirlerinden bi ridi, Çünkü mevkiinin yayla olma- 8: ve denizden 600 küsur metro ir- tifamda bulunması yiyecek ve içe ceğin vakit ve zamanile yetişme - sine mani oluyordu. Son zamanla- ra kadar yollarida fena olduğu için hariçten de eşya güçlükle ge- liyordu. Fakat eşya ve yiyecek gi- bi mevadı bolluğu fiatları düşür- inüs, Müğlada bu sene “bü Kabil şeyler ucuzlamıştır. Bir fikir ve - rebilmek maksadile bazı yiyecek fiatlarını kaydediyorum. Buğdayın okkası bes, altı, yedi kuruştur, Ak darı altı yedi kuruş- tar. Sade yağ doksan, yüz kuruş arasındadır. Zeytinyağı 45, Kuzu eti 40, Sığır 25, Domates 2, 3, So- ğa“ 3, 4, Fasulye 10, Patates 7,5 kuruştur. Yumurtanın tanesi 40 paradır. e Umur Bey köyü nasıl yerdir ? Gemlik iünüsi ewahabirimizden : Gemliğin dahil ve güzel köyle- rinden biri olan “Umur Bey,, köyü buraya otobüsle yirmi dakika me- amfededir. Senede bir milyon zeytin yetişti- ren bu güzel manzaralı köy halkı çok çalışkandır. Şimdiye kadar bu köyden birçok kıymetli kimseler yetişmiştir. İktısat vekili Celâl Bay de bu a- radadır. Celâl Beyin babası Hafız Aptullah Efendi merhum burada tam otuz üç sene fasılasız hocalık etmiş, muhitte kendisine karşı de. rin bir alâka ve hürmet uyandır - mustır. Aptullah Efendi bir za - manliar o kadar büyük bir şöhret almıştır ki; “Gemlik,, te dahil ol - duğu halde birçok civar yerler aha lisi cocuklarını onun mektebine göndermekte imişler. Köy Küçük yeri son dörece çalışılmaktadır. ler akla gelmesini; Umur Bey ma- mur bir nahiye halindedir. Tam teşkilâtlı beş sınıflı mektebi var - arr. Halkım maarife karşı olan de- rin alâkası zikre değer. Halk bu - rada bir zirai kredi kooperatifi a- çılması için müracaat ederek, açıl- masını temin etmiştir. İstiklâl harbinde yakılan yıkılan İkale mi e at ke e dn a ii İRK lk e şi o a İS 2 al kz eşya pazarları da ayrılmış, muvak | rt ve halkın ihtiyacile cidden alâ - | Muğla yakın zamanlara kadar! verilmekte, bağlara Âmerikan çur ! buğu ekilmek suretile umumi harp, 9 Subat 1933. Zonguldakta İ Emin çavuş, orta ğını öldürdü ZONGULDAK, 7 (Hususi) *vj Sehrimiz o civarındaki Üzülmi, mevkiinde, 2 şubat 933 Ni “| günü aksamı, saat beş yı kahvenin içinde, herkesin gözü ri nünde çok acıklı bir cinayet 5 — ti Ölen kahveci barutçu Mahi 3 öldüren de Emin çavuş isminde N ridir, bunların her ikiside lâz i hemşeridirler. Yapılan tahki nazaran vak'a şöyle olmuştur: Cinayete kurban olan ba; Mahmut evvelce Ereğli şirketi: İ Üzülmezdeki ocağında barutçul yapıyormuş. Bilâhara Üzül mevkiinde açtığı kahvehaneyi i letmekle meşgulken dan Emin çavuşun boşta oldu görünce onu kahvesine ortak mış, bir müddettenberi ber çalışıyorlarmış. Son günlerde ii ri fena gidip kahvehane ikisine yetecek kadar kâr biri başlyamca kahvehanenin ikisin den birisinin üzetinde kalması retile ötekinin başka bir iş tut düşünülmüş. Kahveci Mahaut kadaşıma yaptığı teklifinde: *““ veyi ya sen üzerine al, yahut alayım!,, demiş. Emin ça kahveyi üzerine almağa parası madığı için kahve gene evelki takil sahibi barutçu Mahmuda miş. Fakat, Emin çavuş bu « N tan müteessir olmuştur. — w Tki ortak biribirlerinden “ayr 4 ' dıktan sonra kahveci Mahmut, kadaşına: — Sen Zonguldağa iniy. belki sana daha para lâzım ol para vereyim! Diyerek çantasından para makta iken Emin çavuş: — Al, sana para!., Diyerek arkadaşının dört el silâh boşaltmıştır. Birden bire neye uğradığmı İ kahveci Mahmut can havlile kah veden dışarı fırlamış, ancak bir d€ fa: “Polis!,, diye bağırabilmiş, İ re düşmüş ve ölmüştür. Emin çavuş hemen cinayet halline pek yakın olan Üzülmez lis karakoluna giderek teslim ol * muştur, Emin çavuş, hücumuna maruz kaldığını, cina yeti nefsini müdafaa uğrunda i diğini söylemiştir. Vak'a esnasın * da kahvede hazır bulunan riler kahveci Mahmudun bi, olarak hunharca öldürüldüğ söylemişlerdir. Vak'aya mumilik vazıyet etmiştir. tevkif olunmuştur. PE ama Dm. .—... e yerler yeniden yapılmıya başlan * mış ve köy imar edilmiştir. Zeytin cilik gibi bağcılığa da ehemmiyet ten evvelki haline getirilmesine “Umur Bey,, de üç tane yağhan8 vardır. Bu yağhanelerden senevi 200 bin okka yağ çıkarılmaktadır. Burada inkılâp fırkamızın de teşkilâtı tam ve mükemmeldir. B8 | teşkilâtı vücude getiren Gemlik mutemedi Dr. Ziya beye büyük bif hürmet beslenilmektedir. Z. V.

Bu sayıdan diğer sayfalar: