10 Şubat 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

10 Şubat 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Sayıfa Salihlideki yobaz | İ sırrolmuş ! RENEE (Baş tarafı 1 net sayıfamızda) bulmamakla beraber, resmi bir imza taşıyan bir tekzibi aynen koymayı da bitaraflık ve adalet vazifesi bildik. Muhabirimizden dün aldığı - mız telgraf, bu ihtiyat lüzurmu - riyor. Muhabirimiz verdiği haberin doğruluğunda musirdir. Bu vaizin yeniden vaiz kürsüsünü işgal et - memesinin de orada fırka reisi, himayci etfal reisi, gürbuzlar bir- liği reisi, hükümet hekimi (o gibi Salihli münevverleri tarafından , temin edildiğini bildiriyor. Ona göre bu tekzibi de müddeiumumi bey kendiliğinden yazmaya lü - zum görmüştür. Hattâ daha ileri gidilerek: “Hocanın söylediği söz- ler “ayetli,, imiş; onun için suç saymadılar,, deniliyor! Suç say - mıyan kim? Burası belli değil; fa- kat her halde Salihlide bir şeyler olduğu muhakkak. Salihliye Ma - nisa valisi, Manisa vilâyet firka reisi, bir de adliye müfettişi gel- Dahası var: Bir kasabanın bu- gün münevver #huhitini temsil e- denlerin âdeta şahitliğini yaptığı bir hâdise, bu telgrafa göre, yal - nız böyle bir tekzip telgrafı da « vet etmemiştir. Orada ayrıca bu - nu mesele yapan bu gençler “ke- lâm hürriyetini selbetmek,, töh - meti altında bırakılmıştır, bırakıl mıştır değil bırakılmaktadır. Kim bırakıyor? Telgraf Oburasını da söyliyemiyor. o Acaba “fotograf günahtır”, Arapça harfleredn baş- ka harf kullanmak dine uymaz,, | gibi saçmaları, içinde taşıdıkları y fesat ve tahrik tohumlarına göz © yummnıyarak bunu yüksek (sesle ğ boğanları bu memleketin Salihli —— gibi münevver bir köşesinde han- vi cür'et “kelâm hürriyetini sel - , le kabahatli görebilir? © Ve böyle bir işte bu yobazın kim kendiliğinden müddeiliğini üze - rine alabilir? Muhabirimizin bu son telgrafı» nı daha çok dikkate lâyik bula « rak, hassaten hükümete arzedi - yoruz. i oi » » © İzmirde çıkan “Anadolu, ar - kadaşımız, başmuharriri Denizli “Dikkat isteriz!,, başlıklı bir ma- kalesini neşrediyoruz; makale bu Rün diyor ki: “Sa ide,, hocanın biri vaiz — Dünya düzdür; kerimesi! Biraz sonra: — Ezanı Türkçe okumak doğ - zanı Muhamedi)dir; (Ezanı Tür- ki) değildir! Hem ezanm ve ka- “kanun da yoktur! Cevherini yumurtlamış. .. kaç zat hocaya itiraz etmişler, bir daha kürsüye çıkıp ta böyle cahi- etmişler. Bu hâdise üzerine kanu- ni takibat ve tahkikat başlamış.. Diyeceksiniz. Haber verelim: Hocayı saçma saban sözleri va- , Dikkat isteriz! meb'usu Haydar Rüştü Beyin dokunmaktadır. Haydar kürsüsünde: Demiş ve bir ayet okumuş... ru değildir. Çünkü ezanın adı (E- metin Türkçe okunmasına dair Bu sözleri dinliyenlerden O bir Jâne sözler söylememesini tenbih — Kimin aleyhine? *z kürsüsünden söylemekten me - nün pek yerinde olduğunu göste - ! miş, bu gelişin bu işle alâkası var- | dır, işte ayeti | Baladişelii için bir banka , açıııyor ANKARA, 9 (Hususi) — ! Teskil edilecek olan belediyeler bankası nizeamnamesi hazırlan - maktadır. Bankanm sermayesi, 20 sens müddetle yüzde beş ihtiyat akçesi ayırmak suretile temin e- dilecektir. Banka Belediyelerin | modern tesisatına, gelirli işlerine kredi açacaktır. Şimdiden bele - | diyelerin mevcut ihtiyat akçeleri 1,5 milyon lira tutmaktadır. Be - lediyeler kanunile Oyirmi sene müddetle belediyelerin (ihtiyat akçeleri ayırmaları mecburiyeti | konulacağı için bu müddetin 80 - nunda banka sermayesinin yirmi milyon lirayı bulacağı tahmin e - diliyor. M. Hitler Hürriyetten, şid- detli tedbirlerden | bahsediyor PARIS, 9 (AA.) — Başvekil M, Hitler dün öğleden sonra belli baş- lı birçok Alman gazetelerinin mü - messillerini kabul ederek, onlara evelâ matbuat hürriyetine taraftar bulunduğunu ve “zaruri ve arzu e- dilir,, telâkki etmekte bulunduğu müspet ve samimi tenkitleri muhik bulunmakta olduğunu söylemiştir. Başvekil, bazı gazetelerin tut - muş oldukları yol dolayısile şid- detli tedbirler ittihazma mecbur olduğundan dolayı müteessir bu - lunduğunu ilâve etmiştir. M. Hitler, bundan sonra siyasi vaziyeti tetki ketmiştir. Mumaileyh, kabinesine karşı bir ekseriyet vücude gelmesinin müm- kün olduğunu fakat bu ekseriyetin tamamen “menfi bir mahiyet,, te olacağmı beyan etmiştir. m nlaçam neden münevver zevat aleyhine! Ve hem de: — Hocanm kelâm hürriyetini ihlâl eylediniz! Töhmetile!. . ..»; “Ne Salihlideki hocanm sözle- ri, ne İzmirdeki Tunuslu Habip hocanm saçmaları, ne Bursada; — Arapça isteriz! Diye şamata yapan güruhun | hareketleri bizi düşündürmüyor. i Bizi düşündüren şey bu hareket- lerin ne cesaretle ve ne cür'etle yapıldığıdır. Anlaşıldı ki lüzumu kadar kıskanç ve uyanık durmu- yoruz. Bu cesaretler, bu cür'etler hep bundan ileri geliyor. Rahim davranıyoruz, mühimsemiyoruz, aldırış etmiyoruz. Bilmiyenlerin saçma sapan söz söyliyenlerin, zehir ve hezeyan kusanların hal - ka pervasızca hitap etmelerine müsaade ediyoruz. Bursada sokakları çınlatan: — Arapça isteriz! Avazesinden kat'iyyen korku » muz yoktur. Çünkü bu hâdiseler bize, münevverlerimize, hüküme- timize: — Dikkat isteriz! Emniyet ve sılâhları bırakma meselesi Konferansta Tevfik Rüştü Beyin izahları M. Litvinof tarafından yapılan teklifi Türkiye kabul ediyor CENEVRE, 9 (A.A.) — Fran - j sız plânınm münakaşası müna - sebetile söz alan hariciye vekili Tevfik Rüştü B., emniyet ve terki teslihat arasında rabıta olduğunu ve bu noktayı Türk heyetinin €s- kidenberi müdafaa ettiğini hatır - latmıştır. Tevfik Rüştü Bey, Fran- sız plânmın emniyet buhreninin bir ifadesi olduğunu beyan ve plâ- nın askeri kısmı hakkında geçen sene konferansta söylediği nutku hatırlatarak emniyet buhranınm daha ziyade ruhi amillerden ileri geldiğini izah etmiştir. M. Politisin Türk — Yunan mü - nasebati hakkında zikrettiği misa- li tekrar ederek kendisine teşek - kür etmiş ve her şeyden evel mes ul devlet adamlarının her hangi bir meselenin müzakeresinde mu: hakkak bir netice elde edileceği - ne kanaat sahibi olmaları lâzım geldiğini ve harpten sonra doğan yeni şeraite intibak mecburiyetin- de olan cemiyetlerin tereddüt dev resi geçirdiğini ve bu devrenin çok uzun sürmesi için mütekabil bir fe dakârlık ve muavenet hissile ça - lışmak lâzım geldiğini » söylemiş, Fransız plânının bu haleti ruhiye- nin bir neticesi olduğunu izahı et- miştir. konferans muhitinde pek iyi tesir Tevfik Rüştü B., emniyet mese | ler uyandırmış ve fevkalâde alkış lesi her hangi bir şekilde halledil | lanmıştır. Bir Felemenk zırhlısında para yüzünden isyan. Felemenk donanması takibe çıktı, yola gelmezlerse ateş açacak !.. medikçe “silâhları bırakmak,, me | selesinin halledilemiyeceğini ve bu çıkmazdan kurtulmak için de ame- Wi bir çare bulmak lâzım geldiğini söyledikten sonra, Fransız plânı - nın derpiş ettiği siyasi emniyet teş kilâtını sırasile tenkit ve tetkik et: miş ve plânın Avrupada derpiş ettiği teşkilâta bazı devletlerin bil hassa İngilterenin iltihak etmediği ni, bunun için şimdilik daha alem şümul olan Briand — Kelloğ mi- sakını daha ziyade tasrihle temsil etmek suretile bir netice elde edi- lebileceğini ve mutaarrız devlet hakkında Litvinof tarafından tek- lif edilen tarif şeklini Türkiyenin kabul ettiğini ve buna Türk heye » tinin bilâhara bazı ilâveler teklif edebileceğini söylemiş ve şimdiye kadar muhtelif heyetler tarafın - dan vâki olan kemiyyet ve keyfi - yet itibarile teklif ve tadillerin heyeti umumiyesniden konferansm bu safhasında tahakkuku kabil bir terki teslihat mukavelesi elde ede bileceğini ve hülâsa hem siyasi em niyet hem de “Desarmement,, sa- basmda konferans bu defa fili Tevfik Rüştü Beyin bu nutku yen Pelemengin İsvan "eden De Zeven Provincian zirh LA HAYE, 9 (A.A.) — Asi zırh lıyı takip eden gemilerin bugün ve yarın ona yetişmeleri ümit edilmektedir. Asilere, kayıt ve şartsız olarak hemen teslim olmaları teklif edile cek ve mukavemet ettikleri takdir de kendilerini.takip eden harp ge mileri ateş açacaklardır. BATVA, 9 (A.A.) — De Zeven Provincien âsilerinden alman bir deki şerait mucibince teslim ola - kif edilmiş olmasını protesto et mek istiyoruz. Vapurda her şey yo lundadır.,, Son resmi haberlere göre zırhlı Somatra yakinindaki South-Pora adası boyunca ve saatte takriben yedi mil süratle ilerlemektedir. Bir tayyare kazası TOK!1O, 9 (A.A.) — Japon de- nanması en yeni ve en kuvvetli tay ğız.,, yarelerinden birisinin Tokio kör - Telsizin imzası şudur: “Avrupa: fezinde mecburi surette denize in- hı ve yerli tayfa,, mesi neticesinde 3 zabit telef ol- mustur. Tayyare, motöre ariz olan bir sakatlık yüzünden düşmüştür. Zabitler, kendilerini vaktinde dı şarı atmıya muvaffak olmuşlardır. Bu üç zabitten başka tayyarede bu lunan yedi kişi yüzerek sahile çık mıya muvaffak olmuşlardır. ” Telsizde şöyle denilmektedir: “Aramızda kat'iyyen komünist temayülü olmadığı ve hiç bir şid - det hareketinde bulunmak niyetin de değiliz. Biz yalnız ücretlerimi - zin tenzil ve bizim namımıza sö” “İve emsali memlekette hayat pahi” Istanbul belediy memurları pan kooperatifi — Vic KA i Burs (Başmakaleden devam) Nihayet kooperatif lokanta sından yalnız belediye memur! değil, İstanbulda diğer idare beleri memurları da istifade bileceklerdir. bu suretle beledi kooperatifinin hizmeti sahası d. ha ziyade genişlemiş olacaktır. Belediye kooperatifinin ya kadar izah ettiğimiz hizmet leri doğrudan doğruya yapa: vazifelerdir. Fakat bundan başi bir de dolayısile koperatif hari cindekilere yapacağı (hizmeti vardır, Fikrimizce belediye me murlar kooperatifile memleketi mizde sür'atle inkişafını arzu et 9 tiğimiz istihlâk kooperatifleri yeni ve güzel bir nümüne kurul muş oluyor. Bu koperatifin mu vaffakiyetleri gerek | İstanbuld gerek İstanbul haricinde olan d ğer vatandaşlar için teşvik olac: tır. Bir müddet sonra bu yolda başka teşkilâtlar meydana çık “ mağa başlıyacaktır. Belediye memurları koo; finin dolayısile yapacağı diğer hizmet te umumiyetle müstehli lerden mümkün olduğu kadar faz” la kâr koparmak maksadını eden esnaf tabakasını yola. getir' mek olacaktır. Çünkü Belediye kantası gibi kooperatif müesse * selerinin meydana çıktığını “gö * ren esnaf müşterilerine karşı is ter istemez az kârla iktifa etme ğe mecbur olacaktır. Bu itibarla belediye memurları (o kooperati! “Tlığına Kaysı FİY “Bir müğanel€ tesiri yapacaktır. mız İstanbul belediye memurla ” rının muhtelif şekillerde ifa «“ mekte olduğu hizmetleri “göster * meğa kâfidir ve.bu hizmetler ha- kikatte çok mühimdir. Bu cihet nazari dikkate almınca Kristof Kolombun yumurtası gibi . basit ve fakat o nisbette mühim (ol bu işe nasıl olup ta şimdiye ka » .dar teşebbüs edilmemiş olduğu * nu sormamak mümkün olmuyor. “ Nihayet bu teşebbüste unutul » mamak icap eden bir cihet daha var ki o da şudur: Belediye me » murları kooperatifi İstanbul Be * lediyesinin varidatından bir hisse ayırarak vücuda getirdiği bir teş” kilât değildir. Bu teşkilât “doğ * rudan doğruya belediye memur - larından herbirinin peşin olarak iki lira vermesi ve bir tene içinde taksitle üç lira vermeği * taahhüt etmesi suretile tesis edilmiştir. Bu kadar az bir fedakârlikla say* dığımız büyük hizmetleri görebis lecek bir teşkilâtın vücuda gele * bilmesi diğer müstehlik tabaka * larını teşvik edecek bir noktadır ve bilhassa bu noktayı göz önüne getirdikten sonra İstanbul beledi” | ye memurlarınm bu köoperatif i*. şinde gösterdikleri muvaffakiye « tin derecsi anlaşılabilir. UN Bu münasebetle Belediye rei A si Muhiddin Beyle muavini Hâ « mit, İktisat müdürü Asım Beyleri ve arkadaşlarını takdir etmek bir zim için bir vazifedir. ğ Mehmet Asım —————— — ————> Kâzım Paşa Hz. ANKARA, 9 (Hususi) — Büyük Millet Meclisi Reisi Kâzım Pş. Hz., bugün, maarif Vekili Re git Galip Si makamında yi paexwya Wes eN a "

Bu sayıdan diğer sayfalar: