17 Şubat 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

17 Şubat 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

börk A Kabuki nedir? — AE . e > bl 18 kl E 9 © as EK dan tercüme ve iktibas ediyo- 1s” Hi Lu Japonyayı ziyaret eden her ec- a i Orada demiryollarının, diğer n Memleket demiryollarından da - dar olduğunu görürler. Fakat darlık, yolculuğun rahat geç - ine mâni olmaz. Bilâkis Ja - demiryolları temiz, azamdır. Japon tiyatrosu da buna ben- #Japön tiyatrosunda hâlâ klâ- “Kabuki”, beynelmilel dram üne göre dardır. Çünkü hâlâ sahneye iştirak etmez. Hâ “hi san'at hükümfermadır. Bu beraber Japon sahnesinin li manzaraları, eşsiz dekorla- üzel bir dram mektebi teşkil r, rahat ve ir. olu mühendisleri Sovyet ada çalışmak ve demiryolu ına iştirak etmek üzere çağ- ardı, Daha sonra Japonyanın Sadn- wo tropu da Rusyaya da- © ©dilmiş, Rusya Hükümetinin iri olarak izaz olunmuş, ve Leningratta temsil « Vermiş, ve hararetle alkışlan- O zaman bu eski ve an'ane- Bir kaç sene evel Japonyanın | Japon sahnesi ne halde Kadın rolünü yapan “rkekler — Yeni cereyanlar — Asri tiyatro. Japon tiyatrosundan bir sahne : Kabuki ( Burada görülen kadınlar kadın kıyafetine girmiş erkeklerdir Bu yazıyı Japonların ingilizce | musikişinaslar onlara refakat e - gerli sanatkârın söyleyiş ve muh ak neşrettikleri Asahi mecmu | derler. Kadın rollerini, kadın kı- | telif makamları biribirine bağla - yafetine girmiş erkekler yaparlar. ken Bunlarm kadm rollerinde fevka- | Kiyetinin tebarüzüne vesile oldu. lâde muvaffak oldukları, bilhas- sa nazarı dikkati celbedegelmek - tedir, Erkeklerin muaşaka sahne- lerinde, erkek olduklarını büsbü - tün unutturarak vak'anın bütün heyecanını muhafaza ettikleri gö rülmüştür, Japonyanm bu kendine mah- sus sahnesi mazinin bir eseri ol- duğundan, bu sahnede rol alan - lardân her biri eskidenberi ayni rolü yapagelmekte olan ailelere mensupturlar, : Japon halkınm en çok sevdi- İ ği ve rağbet gösterdiği sahne bur- | e sebebi, artistleriz dereze mümtaz olmaları, sahne- i lerinin renk ve musiki ile canlan- dırılması, eserlerin milli zevki tatmin etmesidir. Mazinin bu san'ati, şüphesiz, bugünkü zevki tatmin etmiyor. Herkes, bugünün san'atine de iş- tiyak duymaktadır. Çünkü halkın itiyatları, fikirleri, telâkkileri, de- ğişmiştir. Bununla beraber vuku bulan teşebbüslerin hepsi, sahne üzerinde pek fazla tesir et - memiştir, Bilâkis yeni teşebbüsle- rin hepsi Kabukinin bir istihale - sinden başka bir şey değildi. | kârlarından Behzat Hâki Beyin Son zamanlarda Kabukiye ka dmlar da almmış ve bu suretle bu sahne intikal devri geçirmeğe başlamıştır. Fakat Japonyada klâsik mahi- yette olmıyan eserler, pek fazla rağbet göremiyor, Japonyanm asri bir tiyatroya sahip olup olamaması meselesi henüz mevzu bahistir Japonya 1910 dan beri bu mesele ile meş- gul olduğu ve liberal tiyatro na- mında bir tiyatro tesis ettiği hal- de, ammenin rağbetsizliği bu ti- yatronun inkişafına mâni olmuş, ve halk Kabukiye karşı sadakati- ni muhafaza etmiştir. Bir müddet mukaddem, Profe- sör Osanai Küçük Tiyatro namı altında yeni bir tiyatro vücuda ge tirerek yeni aktörler, yeni aktris- ler yetiştirmeğe çalışmış ise de profesörün ansızın ölümü bu te - şebbüsü akim bırakmıştır. Maa - Sapon san'atinin, Rusyada ko- yeni medeniyete de yardım unacağı anlaşılmıştı. Yapon sahnesi, Japonyanın bu ü hayatımı aksettirmekten Japonyanın derebeylik de - i i hayatını ve 1600 se - “vvelki günlerini yaşatır. Japonyanın en büyük piyes iri, Margaemon Çikamot - Atağı yukarı Şekspire mua - ; “Japon sahnesi hâlâ onun te- altındadır. Bu itibarla Japon i, mazinin kıymetli bir mi- a beraber, bu günün değildir. Alle Yeponyada “Kabi: he mahiyettedir? Bu bir nevi Münir Nurettin Beyin konseri Kıymetli muganni Münir Nuret- tin, evelki akşam ikinci konserini verdi. Glorya salonu, başlama sa- atine rasgelen şiddetli yağmura | rağmen baştan başa dolmuş, he - men hiç nturacak yer kalmamıştı. Proğram, birincisine nispetle da-' i ha dolgundu. Dede Efendi mer «| İ humun yirmi dört makamdan mü - . rekkep “kârı natık, 1 bu proğramın ilk numarasını teşkil ediyordu. Münir Nurettin Bey bunu sanatı *! na lâyık bir maharet ve vukufla teganni etti, çok alkışlandı. Fa » kat gecenin daha çok alkış toplı - yan kısmı ikinci kısım oldu. İzmir li H. Rakım Beyin “Kürdili Hicaz kâr,,dan “demedim hiç ona kim- sin,, ve Yesari Asım Beyin “Neha vent,, ten “Bir kış gecesi,, şarkı - 'arı çok alkışlandı, tekrar ettiril - j di. “Çamlıca, isimli şarkı da, de- yış noktasından yeni bir muvaffa- Üçüncü kısım halk şarkıların « dan mürekkepti, Bunlar da çok ho $a gitti. Münir Nurettin Beyle, arkadaş ları Mes'ut Cemil, Rüşen Ferit ve Artaki Beyleri tebrik ediyoruz. A.S. | Behzat Beyin sabneye intisabı yıldövümü Darülbedayiin kiymetli, sanat - sahneye intisabının 25 inci yıl dö nümü için büyük bir proğram ha- zırlanmaktadır. Merasim gecesi Son | olarak 31 mart cuma gecesi tespit edilmiştir. Merasime Rusyadan ve Avrupadan bu merasimde bulun - mak üzere sanatkârlar davet edi . lecektir. — a. Güzel sam'atlar sergisi Halkevi Güzel san'atlar şubesinden: 9 Mart perşembe günü alay köşkünde Güzel san'atlar sergini » resim, keykel, mi - mari, tezyini, san'at - Açılacağından ogerie- rin martın beşinci günü akşamma Okadar saat 17 — 20 arasında &lây köşkündeki mildiriyete teslimi | m m mem mafih her şeye rağmen Japonya- da beş yeni tiyatro bulunmakta - dır. Sol Cenah Tiyatrosu, Yeni Tsukiji Tiyatrosu bunlar arasın - dadır. Bunların ikisi de komo- nizm tesiri altındadır. Tsukiziza Tiyatrosu ile Tokyo Dram Grubu “san'at san'at içindir,, esasını gö- zetmektedirler . Bunların ikisinden hangisine, asri tiyatro demek icap ettiği he- nüz taayyün etmemiştir. Bunu an cak halkın zevki ve rağbeti tayin edecektir. Japon tiyatrosunun bügünkü vaziyeti, Japonlar için hem ifti - har, hem teessüf vesilesi teşkil ediyor, Japonyanın mazisini muhafa- za etmesi kendisi için bir şereftir. Fakat Japonyanm asri bir tiyat- roya sahip olamaması hiç şüphe- siz tecssüfe değer, Tenkit ITLA RLER Boş saallerde - Mebmcet Nur Sıcak yaz gecelerinde, ay ışı - gile sarılarak, otların üzerine uza- nıp gök yüzüne baktmızsa, u - zaktaki denizi, yanınızdaki çam - ları seyrettinizse, kolunuzu daya - dığınız toprağın kolunuzun al - tında çarpan kalbini dinlediniz - se içinizi tatir, ılık bir doldurmuştur. o Bu, sinirlerinize kadar işliyen, vücudünüzü baştan başa dolaşan ve dimağmızın tat alma ve düşünme kabiliyetini art- tıran bir heyecandır. Tabiatin içinde, tabiatle baş « başa kalmak, insana bütün güzel şeyleri, gelmiş geçmiş sevgileri hatırlatır ve gelecek zamanlar i « çin istekler verir. Mehmet Nurettinin “Boş saat- ( lerde,, sini okurken içim bu hisle doldu. & Bu kitabı çıkmaz ilk eline alanlardan biri benim. Onun hakkında en son yazı yazanlardan biri de ben olu- yorum. Bu gecikmenin sebebi, o - nu şimdiye kadar okumağa vakit bulamayışım değildir; çünkü bu kitabın çıkmasını alâka, merak ve heyecanla bekliyordum. Çün » kü bü küçük kadehin içindeki tatlı ve tesirli içkinin İezzetini'bi- liyordum, bu kitaptaki parçalar - dan bazılarını basılmadan evvel okumak zevkini tatmışıtm. Bu se- bepledir ki “Boş saatlerde,, çık - tıktan sonra onu okumak için boş saatler beklemeğe tahammülüm olamazdı. Bu kitantan her eiin hir narca Musiki ——— beyecan | matbaadan çıkar ettin'in mensureleri - İ okudum, kitabın yapraklarını ka- padım, dimağımm aldığı hazzı sindire sindire hissettim. Bu ki « taptan bahsetmekte gecikişim, o- nu yavaş yavaş, yudum yudum okuyuşumdandır. » Mehmet Nurettinin mensure « lerinden bir tane okumak, dima - ğı bir zaman için doyuruyor. O- nun içindir ki bütün kitabı bir - den bitirip muharririn bize ver - diği bedii kıymeti israf etmemek muvafık olur. Bu mensurelerden her biri komprime bir hale getirilmiş şi - ir mahiyetindedir. Kalp çarpmtı sı, doymak ve bitmek bilmiyen ve bunun için bir kat daha gü- zel olan hasret, birleşmenin şu - uru durduran büyük tadı, bu mensurelerde biribirine karıştırıl- mış bir haldedir. Ve bu hal, şiire yeni bir çeşni vermektedir. Sürekli olan şiir, içinde düşün » cenin İezzetini taşıyandır. Meh - met Nurettin'in mensurelerinde bu kaynaşmayı görüyoruz. Üstadın mistik ruhunda Hay » yam, Mevlâna ve Tagor dile gel » miş gibidir. Işığını asırlardan asır lara uzatan meşale, bu kitabin sa- tırları içinden ruhları aydınlatı » yor. Olgun bir varlığın kuvvetli e- seri Türk dilinde çoktan beri sus- muş olan bir nağmenin yeniden canlanmasıdır. Bu küçük kitap, edebiyatımız için büyük bir kazançtır. Refik Ahmet Vagner'in yıldönümü Zeki Beyin beyanatı Bu hafta, beynelmilel şöhretli büyük musiki sanatkârı Vağmnerin ölümünün ellinci yıl dönümüne te sadüf ediyordu. Bu münasebetle bütün Almanyada ve diğer bazı yerlerde 18 şubatta musiki ihtifal leri yapılarak büyük sanatkârın namı tebeil edilmiştir. Bizim mem leketimizde de bugün Ankarada riyaseticümhur senfonik orkestra- sı tarafından bir Vagner konseri verilecektir. Bu münasebetle riya- seticümhur senfonik orkestrası ş€- fi ve musiki muallim mektebi mü - dürü Zeki Bey şu beyanatta bum muştur; — Vagnerin ölümünün yıldönü mü 13 şubata düşmektedir. Vağ- nere karşı beslediğimiz hürmet hissinin ifadesi olarak münbası - ran Vağnerin eserlerinden mürek kep bir proğramı o gün orkestra ile çalmağı ve bu suretle müstakil bir Vağner günü yapmağı hafta lardanberi düşündüm, Proğramın provalarına başlamıştık. (Fakat gerek orkestramın mühim birkaç azası ve gerek M.M.mektebinin alt mış talebesi bir aydan beri Halke vinde verilmesi mükarrer revünün Operete mi, operaya mı daha evel başlamâlı provalarına çalışmakta oldukları için esas vazifelerile — bu arada Zagner gününün programile — iâyıkile uğraşılamıyordu. Netice | Zeki By de Vagner programını ayın 17 in ci cuma gününe bırakmak mecbu riyetinde kaldık. — Vagner musikisile orkestra » nız ne derecelerde temastadır? — Vagner umumi mesaimizin en yüksek mevzularından birini (Lütfen sayfayı çeviriniz) i İl i j

Bu sayıdan diğer sayfalar: