29 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

29 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| 1 Edebiyatın tesiri Edebiyat insanlarm hayatında tesirli midi? Kendinizi yoklamadan bir sü- rü söz söyliyebilirsiniz, hattâ bir az kurcalarsaniz: “.— Evet efendim, tümen tü- Men tesiri vardır dersiniz. Ve sa- Yar dökersiniz. “.« Efendim Verter yazıldı XIX uncu asrın bir hayli seneleri Almanca konuşan şehirlerde 40 kak kızları Jeşleri taşıdı. Mavi ve siyah yazıldı nice toy çocuklar muharrir kesildi.Çalı kuşu okundu nice kızlar Feride oldu, dersiniz. . İsterseniz sözü biraz daha uza- tp Namık Kemal okuyanlar “Hürriyet davasına,, çıktılar da diyebilirsiniz. Dilin kemiği yok - tur İnsan boğazı on sekiz boğum olsa da.... Bu sözleri söylemek, bu misalleri derleyip toplamak mutlaka doğru söylemek değildir. >... Edebiyat insanların hayatında tesirli midir, değil midirden evel, edebiyat hayatm nesidir? halletmelidir. Edebiyat, hayatın başı değil, #onudur. Hayat doğar, yaşar on- dan sonra bunu edebiyat aksetti tir. Edebiyat mevcut olmıyanı ve oİmıyacağı aksettirmez. Bolluk, İçinde yaşıyan bir cemiyette ta- Bavvuf edebiyatı çıkamaz, tasav - Yaf edebiyatının çıktığı yerde mu- Makkak tasavvufun yaşaması can- ası için lâzım olan muhiti bulmalıdır. Ne Mevlâna, ne Yu- Dus tasavvufu yoktan yaratan a- damlar değil, tasavvuf muhitinin İçinden çıkan, tasavvuf hayatının birer neticeleridir. Ayni şeyi “Verter,, için tekrar *debiliriz. “Verter,, niçin intihar- lara örnek olmuştur. İntiharlar ne- den moda halini almıştır? Bunun sebebini “Verterde,, a Parsak aldanırırz. Halbuki Verte- tin ortalığa çıktığı zaman Avru- Panm vaziyetini düşünürseniz Or- ta Avrupada hayat şartları bir- denbire değişen insanlarm vazi Yetinde aramalıdır. Hayat şartla- M birdenbire değişen yerlerde in- tharlar çoğalıyor. Eğer edebiyat *unları yapmıya müktedir olsay - Üs İtalyada İtalyan birliği kurul - Hnktan sonra İtalyanın lehine o- fakat alışkın olan insanlara * çünkü onlar küçük küçük dev ere tâbi olarak yaşıyorlardı - Yeni itiyatlara karşı intiharları durdururdu. Bir eserle âşık, bir &- *erle katil, bir eserle namuslu, bir *erle namussusz, bir eserle ahlâk- « bir eserle ahlâksız olmak müm- olsaydı, dünyanın ahlâklı ve doğru adamlarla dolması İâzrm #elirdi. Çünkü iyi olun diye insan- a vazeden eserler, baştan çrka W Yanlardan daha çoktur ve hattâ daha özlüdür. Ne ise... Filân memlekette bol cinayet “luyor, Çünkü orada cinayete da- ir edebiyat vardır demek işi hal - ez, edebiyatın elini ayağını bağlasanız cürümler gene harıl ha- Nİ yapılır. Bir memleketin edebi- İİ Yatı cinayeti bol, bol mevzu alı- Yorsa Bumu başka bir noktadan hösaba katmak lâzımdır. Cinayet- İetin, önüne geçmek için bu bir ça- olamaz. Bir memleket düşünü- Müz ki orada hapishane ile hapis- tane dışmda geçecek hayat ara- Wanda fark yoktur. Orada insanla- cürüm işlemeleri çok defa iti- halini alır, çünkü böyle yerler- cürüm işlemenin cezası haya- şartlarmı pek de değiştirimi- demektir. Bundan edebiyata m Onu | i Baroda Yarın istifa eden-| lerin yerine İstanbul barosu, yarn öğleden! sonra toplanarak, istifa eden birin! ci ve ikinci reislerle inzibat mec - lisi azalarınm yerine yenilerini se- İ çecektir. Bundan başka, hesap müfettişle | rinin raporu okunacak, adliye mes İlek mektebi mezunlarının beş ss - ne hâkimlik ettikten sonra avukat lık yapmaları meselesi görüşüle - cektir. Yeni kazanç kanununun tatbiki | zamanına kadar, bu hususta ya - pılacak hazırlıkların da müzakere edilmesi muhtemeldir. i Bir adam ezen şoför mu- hakeme olunuyor ve cezası İsteniyor İstanbul birinci ceza mahkeme » sinde, dün bir dikkatsizlik ve ted- birsizlikle ölüme sebep olmak da-| İ vasma bakılmıştır. | İ Şoför Avram Eskinazi Efendi,| idare ettiği otomobille, Osman E - fendi isminde birisinin bep olmaktan suçludur. İ Dünkü muhakemede keşif ra * poru okunmuş, sonra müddeiumu- mi, ceza istemiş, muhakeme, ka - rar için kalmıstır. Protesto ediliyor , Keriman H. a dair gelen ! haberler H.ları darıltıyor İ Keriman Halis Hanımın hiç bir| | davete gitmediğini ve gittiği yer - lerde beş kuruşa kendi resmini sat- İteğrmı bir Mısır gazetesinden ala - rak yazmıştık. Kadmlar birliği azasından bir banım dün bize dedi ki: “Kerimanı babası Mısırda para almadan hiç bir yere götürmiyor- sa ve beş kuruşa kart dağıtıyorlar- sa bunu Türk kadınlığı nâmma nefretle karşılar ve bu hareketi şiddetle protesto ederim. Benim gibi bütün kadınlar da bu hareket: leri çok çirkin bulmaktadır. Aley- himizde fena propağanda olmak: | tan başka bir işe yaramıyan dün -| ya güzelinin seyahatine artık bir nihayet vermek lâzımdır. Bunu fırka mı, hükümet mi kim yapa - İ caksa bir an evel yapsm ve bu ha le artık nihayet verilsin,, i yenileri seçilecek | Zarar etti Geçen bir sene zararı 7710 lira imiş Tünel şirketi hissedarlar umumi heyeti dün öğleden sonra Metro hanında toplanmıştır. İçtimaa, €- | velki gün şehrimize gelen sabık reji direktörü M. Veylde iştirak et- miştir. si raporuna göre, şirketin 932 se- nesi hesabatı 7710 lira zararla ka- İ panmıştır. Yalnız şirketin mali o- lan binalardan elde edilen gelir de kâr ve zarar hesabına ithal edildi- ği takdirde hesap 3586 lira kârla kapanmış olmaktadır. Şirketin 932 senesi bâsılatı 931 senesi hâsılatına nazaran biraz da- İba azalmıştır. Tünel arabalarında 931 senesinde 7 milyon 929 bin 344 yolcu taşındığı halde 932 senesin- de 7 milyon 156,426 yolcu nakli- yatı günlere takism edilirse 931 de bir günde vasat! olarak 21724 yol- cu nakledilmesine mukabil 932 se- nesinde 19553 yolcu nakledilmiş - tir, Tünel arabaları 931 senesinde 70732 defa, 932 senesinde de 71, 208 defa Galata ile Tünel arasın - da gidip gelmişlerdir. de vasati olarak 112 yolcu naklet- tikleri halde bu mikdar 932'de 100 e düşi ü Şirket umumi heyeti bu vaziyet karşısında bu sene hissedarlara kazanç dağıtmamağa karar ver - mişlerdir. son zamanlarda şiddetlendirmiş lerdir. Muhafaza memurları dün İ gece Ortaköyde bir kaç kişinin hal lerinden şüphe etmişler, takip e - derek iki bavul dolusu esrarla bir mikdar kaçak tütün yakalamışlar- dır. Yakalanan kaçakçılar ihtisas mahkemesine verileceklerdir. —— Ihtikârı tetkik Ibtikârr tetkik komisyonunun elinde hiç bir evrak kalmadığı gi- bi iş te bitmiştir. Komisyon bun - dan sonra toplantı yapmıyacak * tr. Şark şimendiferleri idare- sindeki Sul istimal | Şark şimendiferleri | yapılan suiistimal i iki memurun daha ifadesi alınmış- bu suiistimal hâdisesi demiştir ki: Komiser Refet ve memurlardan Suat, Asım, Murat, Hilmi Beylerle | hareket şefi M. Kohenin zabıtaca ! tice yakmda belli olacaktır.,, ti ıslah etmiştir. Bir cemiyetin i- yiliği ve kötülüğü hesabı haya- tın neticesi olan edebiyattan sor- İ maya hakkımız yoktur. Sadri Etem idaresinde (i tahkikatı de “İİ vam-'etmektedir. İkinci şubede dün Ni tır. Şirket müdürü M. Paskal dün İİ hakkında ( ne? Edebiyat kimi katil, kimi ca- | İ ni yapmıştır. Yahut hangi cemiye- Gündelik, Siyasi Garete İstanbul Ankara Caddesi, VAKTI yurdu Telefon Nu Yazı işleri tetefa Idare telefonu > 70 Telgraf adresi: Istanbul Posta kutusu No — VAKM . Aböne bedelleri * malümatlarma müracaat edildi. Tahkikat devam etmektedir. Ne - fl Resi ildaların bir satır Ticari fünların bir satın Ticari ilânların bir santim! Küçük Iânlar : Bir defnsı 30 İki defası S0 iç delasi 65 dört detam T5 ve on defasi 100 kuruştur. Üç aylik ilân veretilerin bir defası veci endir. Dört satırı geçen Mânların fezla satırları beş kuruştan bezap edilir. ii Küruş 12,5 Kuruş 25 Kuruş Toplantıda okunan idare mecli- | İz yumuş, | 931 de tren arabaları bir sefer- | Iki bavul esrar yakalandı Gümrük muhafaza memurları! kaçakçılarla mücadele faaliyetini | İ saray muallim ve talebelerinden | İ bazıları ve yedi hanım da birlikte | İ yapılabilecek yerlerde kat'i suret- Ev sahibi ile bir ' başkasını kira yüzünden yaraladı Kasımpaşada ev kirası yüzün -| den bir kavga olmuş, iki kişi yara” | lanmıştır. Vak'a şöyle geçmiştir: Kasımpaşada Fesçi sokağında İ bir evde sanayi bankası odacıla - rından Tahir kira ile oturmakta - dır. Ev sahibi de motörcü Ahmet - tir, Motörcü Ahmet, dün yanında arkadaşlarmdan Mehmet olduğu halde Tahirin önüne çıkmış: — Geçen aydan kalan beş lira- yı ver, yoksa evden çık! demiştir. Tahir, sokakta kendisinden para İ istenmesine fena halde kızmış, mo | törcü Ahmede: | .— Haydi şimdi işine git, paranı İda gel, ay başmda tamam olarak İal! cevabını vermiştir. Kiracı ile ev sahibi arasında baş yan münakaşa gittikçe bü - kavgaya dayanmış, ni - hayet Tahir biçağını çekerek ev * velâ motörcü Ahmedi göğsünden yaralamıştır. Ahmedin arkadaşı bu vaziyet karşısında kavgaya ka- | rışmış, o da baldırından bir biçak yemiştir. Mehmedin yarası ağır - dır. Hastahaneye kaldırılmıştır. Tahir yakalanmıştır. Bayram tatilinde Vali 25 kişilik bir kafile ile Uludağa gidiyor Vali ve Belediye reisi Muhittin | Bey, refikası ve kerimesi hanımlar ik bir kafile gelecek sa- İr günü Seyrisefain vapurların - dan birile Mudanyaya, oradan Bursaya gideceklerdir. Muhittin Beyle birlikte Mösyö Kastelno ve Madamı, Galata- saray omusilimlerinden ve ski mütehassıslarmdan Mösyö Kiyo- lo, Vedat Abut Beylerle Galata -| gideceklerdir. Heyet Bursada skilerle Ulu da ğa çıkacaklar ve dağdaki otelde dört gün dört gece kalacaklardır. Bu müddet esnasında muhtelif ski te tespit edilecektir. Heyet bayram dan sonra Yalova tarikile döne | cektir. Ulu dağın tepesindeki otelin a: ! | çılıp hazırlanması için Bursa be - lediye reisine dün Muhittin Bey| tarafından bir mektup yazılmıştır. İ Muhittin Bey ve diğer gidecekler için yerli skiler ve ayakkabılar i yaptırılmıştır. | — Alman imparatoru; Parisi yüz | kilometreden fazla bir mesafeden bombardıman eden topların âmlli Krop müessesesine bir telgraf çekerek beyanı tebrikâtta bulunmuştur. — Meclisi &yan evvelki günkü içti- manda mektebi miilkiyenin tesisi hak- kındaki kanun lâyihasıni müzakere ve | | kabul etmiştir. — Sadrı esbak merhum Salt Paşa- | İ nen Mişantaşında kâln konağından | dün sabah ateş zühur ederek mezkür konak muhterik olduğu halde bastı rılmıştır. . SOHBETLER Sinemada Orta oyunu İpek film, “Düğün gecesi,, isim- li filminde, orta oyununu perdeye aksettirdi. Karagözden sonra, or- ta oyununun filme çekilmesi; kay» bolmağa yüz tutan iki eski eğlen- ceyi tesbit etmiş olmak itibarile, iyi bir iştir. Karagözü ne kadar menuniyetle seyrettikse, geçen gece, orta oyununu da, ayni zevk- le seyrettik. Yalnız, şunu kaydet- meden geçemiyeceğiz: “Orta oyu- nu,, “Karagöz,, kadar muvaffak ol muş bir film değildir. Bu filmin, fotograf, ses, saz tenkidini yapa - cak değiliz. Bir düğün gecesi, oy- nanan bir orta oyunu, gösterildi- ği gibi oynanmaz, diyip, madde- ten yapılması imkân dahilinde ol mıyan şeyler, yapılmamış diye iti- razda bulunmıyacağız. Sadece, senaryonun yanlış tutulduğunu ve “Orta oyunu,, nun esasına ehem- miyet verilmediğini söyliyeceğiz. Orta oyunu deyince, akla sün- net düğünü değil, bir meydan ge- lir, Orta oyununun mümeyyiz vas“ fi bir meydanda oynanmasıdır. Orta oyunu, iflâs etmeğe başla- dıktan sonra, kapalı yerlere gir miş, düğünlerde oynatılmağa baş- lamıştır. Bizde alelekser sünnet düğünleri yaz günleri yapılır ve Orta oyunu gene bahçede oynatı - lr, Filmde, bu hususiyetler naza » rı dikkate alınmamış ve oyun, bir odada oynatılmıştır. Halbuki, yanrbaşında bir kır kahvesi bulu- nan bir meydanlık dekoru alınsay» dı, tesiri çok daha iyi olurdu. Çün- kü, bir konak sünnet dü yaşatabilmek için belki “Karım beni aldatırsa,, dan fazla para sarfetmek lâzımdı. Orta oyununda, belli başlı sah- ne Pişekâr - Kavuklu muhaveresi- dir. “Düğün gecesi,, filminde ise, bu muhavereye hiç ehemmiyet ve- rilmemiştir. Kavuklunun söyledik- leri canlandırılmalıydı. Bunlar canlandırılmadığı gibi, Arnavut, Lâz, Kürt, Acem rolleri de sadece kısa bir taklitle, şarkya inhisar et- tirilmiş. Halbuki, orta oyununun bütün güzelliği, bu eşhasla Kavuk- lunun muhaveresindedir. Filmin afişlerinde: Hâzım, Nâ- şit Beyler ve Halide Hanmm tara- fından oynanmıştır. yazılı. Halbu- ki Orta oyununda Halide Hanımın hiç bir rolü yok gibidir. Düğün gecesi de, kısaca bir cümle söylü- yor. Kabiliyetli san'atkârın ismin- den istifade edilmek için, kendisi- ni perdede göstermişler. Fakat Nâşit Beyle Hâzım Beyden çok daha fazla istifade edilebilirdi. Filme alınacak “Orta oyunu,, nda, | Kavukluyâ Nâşit Beyin çıkması ve Hâzım Beyle daha uzun konuşma» sı lâzımdı. İki anlaşılmaz taklit çıkarılıp, bunların yerine Hâzım - Nâşit muhaveresi koymak, pek âlâ kabildi. Filmdeki orta oyunu, dört beş taklitli şarkı ile, bir takım adam» ların dayak yiyip soyulmalarma inhisar ediyor, ki Orta oyunu hiç te bu değildir. 4 İşte, bütün bu noksanlar, Düğün gecesi filmini aksatmıştır. Filvaki, film gene zevkle sey » rediliyor, gülünüyor, eğleniliyor. Fakat dediğimiz gibi - yapılması kolay ve basit olan bu noksanlar tamamlansaydı - filmin muvaffas kiyeti çoh daha fazla olacaktı file rindeyiz. Selâmi izzet

Bu sayıdan diğer sayfalar: