31 Mayıs 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

31 Mayıs 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mes AD V. AKTT'ın Tefrikası :14 esmere meme se vee 3 MAYIS — Siz, bu çeki geri almak, bu i ağ şimdi vermeğe hazırsınız, bu kadar paraya ver - pe h kaç paraya verirsin? “— Beş yüz liradan aşağı ver - — Peki, farzet, ki bu mektubu Yazdım. Kerime Hanımı öl - © imkân var mıdır?. > Beyefendi imkân görüyor. i— ei görüyor?. Hanımefendi, bu mektubu! e adamla kaçmağa razi ol - ie Fakat tam kaçacağı sırada, iğ sediri herkesten fazla sev - "ğini hisssetimiş, kaçmaktan vaz ** O adam da bunun üzeri- Yi hay; ımefen3iyi öldürmüş. | > — Demek Beyefendi böyle di - — Evet, Bunun için mektubu ya. » Onca mektubu yazan ön dn >> Dediğiniz kadar değil efen - İnn, Hele siz mevzuu bahsoldu - Z zaman hiç te deli değil, yal- > tehlikeli, 5 >> Doğru; fakat kendisi için da- day likeli Sen de benden, çok yy nazın. Daha bir hafta 'endinin yazımı gördüğünü is- yorum, Bana çeki iade et, ya | Orda gel, sana bes yüz lira vere- Vin, ik dikkatle Müfidin yüzüne © Söz veriyor musunuz? apar sen söz veriyorsan, ben | yorum. Ben söz veriyorum efendim. fta, beyefendi yazınızı gö- > *cektir, iii gi ei ey çeki cebine koydu ve iken tekrar etti: Arın gel, parayı al. a Bir ses Yukat Müfit Bey, evine döner Z sordu: | var, ne yok? İli iki mektup geldi, odanıza m, | Ki Wa, , se gelmedi mi, telefonla | Ci olmadı mar? ayır efendim. e Ç Safa ad uyanmadı mı? eyi efendim. Rahatsız et- da gi İçin odaya girmedim. Ses de “ he için uyuyor ty Atık P Yaabil va rim yok, gi- “ri in yattığı odanın önün- ken, Müfit kulak verdi. yordu. Usulca kapıyı den daş göten e girdi, ışığı yaktı. Safa hap yatırdığı gibi yatıyordu. Ra- Reg, Ne işa Nefes alıyordu. Müfit Birgi, Ür söndürdü, çıktı, odasına yatan bi Miray a el r müddet dolaştı. Oraya atta Ne yapacağımı bir een ve Kiler arkasma Kenaj <p di kendine gülümsedi: UN esi gece ne oluyor? Ga- b He ui Yatsam iyi ola- ününe. Sİ yuyayım, yarm Aca il lum başıma gelir... iz Safanın bir şeye ihtiyacı yı Mankin Bir kere daha gidip ba- oi. Bir kü adımı attı Za İlk ik GECESİ .. tan sonra durdu, kulak kabarttı: — Her halde rüya görmüyorum. | Cinler bu gece benimle alay edi - yorlar.., Birden gözleri yerinden oynadı. Tüyleri diken diken oldü: — Can kurtaran yok mu diye bağıran, beni imdadına çağıran kimdir?.. Bir kadın, bir genç kız sesi... Tanımadığım bir 8es.. Daha dikkatle dinledi: — Ayşe değil, buna eminim. Öy. leyse kimdir?. Bu ses nereden ge- liyor? Evin içinde değil, sokakta değil., Bu ne demek?. Yüzü takallüs etti: — Öyle can havliyle bağırıyor ki... Biçare kız.. Acaba kimdir?. Birden gülümsedi, gerilen âsâbı gevşedi: — Kulağıma sesler geliyor.. Ha- yal görüyorum. Eğer birisi bağır- mış olseydi, herkesduyardı... Ama ben de sesi pek iyi duydum. Artık bin sesin arasından bu sesi tanı * tım... Fazla yorgunluk, âsâbı ber- bat ediyor. Briaz durdu: — Ne olursa olsun, gidip yata- rım. Safaya bakacağım da ne ola- cak? Yemek odasına girdi, büfeyi aç- tu — Bir kadeh konyak içeyim, iyi gelir. Kadehi doldurdu. getirecekti, vaz geçti, — Nahide!.. Nahide tevkifha - nede!.. Onu, Kerime Hanımı kat- letmekle itham ediyorlar.. Peki ama, şimdi: neden onuduşunüyo- rum?....Açaba beni çağıran o mu- dur?. Öyle ya, beni çağırmayıp ta kimi çağıracak... Bir ümidi ben- de... Biçare kız... Aklına bile gel - mez... Ne garip tasadüf!, Kadehi tekrar dudaklarına gö - türdü, tekrar çekti: — Hayır, içmiyeceğim!, Asabı- ma alkolle değil, irademle hâkim olacağım. Müstehzi bir gülüşle güldü: Bir kadah konyağa da yazık o- lacak. Kadehi kaldırdı, boçlukta salla- dı: — Beni çağıran sıhhatine, şerefi- Dudaklarma | ne içiyorum. Sen de benim gibi! rahat rahat uyu.. Bir yudumda kadehi içti: — Haydi bakalım, artık tomba- la yatak!, Odasına girdi, soyunmağa baş * ladı. Ceplerini boşalttı, cüzdanın- dan gene o resmi çıkarıp baktı. Gene gözlerinin içi güldü ve gene düşündü: Devamı Ver Rus talim gemisi Rusyada Rostof deniz ticareti mektebinin talim gemisi Vega dün İzmirden limanımıza gelmiştir. Ge mide 36 ticaret bahriye talebesi vardır, Vega bir müddet evvel bo ğazdan geçmiş ve burada durmı - yarak İzmire gitmişti. Dönüşte bir | kaç gün kalmak için limanımıza! İ uğramıştır. Gemi iki decektir. emma Mekteplerde milli and İlk mektep talebesinin her sa - bah mektep bahçelerinde toplu o- larak milli ant yapmaları mektep- lere bildirilmiştir. Yalnız mektep- ler yarın tatid edileceği için mera- sim yapılamıyacaktır. Ders senesi başmda milli anda başlanacaktır. musir a Dali be eli / Ruski ve Sirzof'un da Yy 7 > : Uyg” 77 inci liste ANKARA 30'A.A, — TDT. Ce miyerinden Kaışılıslan aranacak arapça ve tarsça Kelimelerin 77 numaralı Tistesi şudur | — Memleker 8 — Meyva-mive-| 2 Memn i — Mide 10 Miktar “ Mikvas ı2 13 14 — Mizah Mimar Mizaç EA Darülfünun Islâhat heyeti Fen fakültesinde Profesör fişlere mütalaa-| sını ilâve ediyor Profesör M. Malş ve ıslahat he- yeti azaları sabah Haydarpaşaya geçerek Tıp fakültesini ve hastaha neyi gezmişlerdir. Profesör öğleden sonra Darülfü nuna dönmüş ve akşama kadar meşgul olmuştur. M. Malş ve ıslahat heyeti aza - ları fakültede yaptıkları tetkikler hakkında noktai nazarlarınn tes - bit etmektedirler, Bina meselesi hakkındaki rapor bir iki gün zar - fında hazırlanacaktır. rileceği tahmin edilmektedir. Müderris, müderris muavini ve muallimlerin gönderdikleri fişle - rinde sonu alınmış gibidir. M. Malş bu fişleri tetkik ederek hep- sinin yanma mütaleasını yazmak- tadır. Bu fişlerde bir kaç güne ka- dar Maarif vekâletine gönderile - cektir. Rusyada Stalin siyasi barış- ma yolunda Moskova, 29 — Stalinin etra- fonda bulunanlar Sovyet Şüralar icra heyeti reisinin bazı siyasi ha- reketlerin icabatından olarak en inatçı eski muarızları ile barışma- ğa taraftar olduğunu söylüyorlar. “Zinoviyef,, ve “Kamenef,, in bir beyanatı Stalin ile aralarında ihtilâf kalmamış olduğu suretinde tefsir ediliyor. Rus amele sindikası sabık reisi Tomskinin ve bir suikastten dola- yı Siberyaya nefyedilmiş (olan inkıyadı bekleniyor. Nihayet Stalin, en büyük düş manı olan Leon Troçkiyle de ba - rışmak istiyormuş. Bunun için İs -| / tanbula Troçkinin nezdine müza - kereye girişecek kimseler derdiği rivayeti dolaşıyor. gön - Kral Faysalın heykeli | Heykeltraş Kanonika Kral F. ay- | salın bir heykelini yapmış, heykel, 20 mayısta Kral Faysalın doğduğu | İ güne müsadif olduğundan heykel | gün sonra Batuma gi -İ de o gün merasimle açılmıştır. ——e— Danzigte Hitlerciler Varşova, 30 (A.A) — Dançigten | bildirildiğine göre, Hitlerciler, inti | habatta kazandıkları zafer müna «| sebetile tezahürat yapılmasını ya - sak etmişlerdir. Şehirde tabii vaziyet O hüküm ü tedir. Raporun ! perşenme akşamı Ankaraya gönde | 5 — VAKIT 31 Mayıs1933 Dilimiz / Istanbul Cehennemi TARİHTE BÜYÜK YANGINLAR nn .Ateş bir kuduz gibi Yazan: Niyazi Ahmet il i insan kalabalığını yararak ilerlemekte idi Zeyrekten “ol bi vefaya gide- riz,, diye Vefaya uzandı. Vefa, dört tarafı tutuşarak yanarken, kudurmuş ejderha yuttuğu binler - ce evle doymamış gibi Kapıcılara oradan Molla Hüsrev ve Şehza - de başma ilerledi. Öğle olmuştu. O gün cumaydı. Cuma namazı kılmak mümkün ol- İ madı. Ezan yerine minarelerden halka yangına koşmaları ve nakzı siyam hakkındaki ferman okun - du. Şehzadebaşı mahşer gibi kala - balıktı. Ve ateş kudurmuş bir ku- duz gibi insan kalabalığını yara - | rak ilerliyordu. Tiryakiler çarşısı, Kirazlı mes- çit te yanan kısımlara ilâve olduk- tan sonra Acemoğlu meydanın - dan eski odalara ilerledi. Sarıgüzel ve Yeni ziyaret etmeği unutmıyarak ku - duz ejderha buraları da biribirine karıştırdı. Halıcılar köşkünde yeni bir hamleyle ileri atılan alevler, Ak- saraya fırladı. Koska Kazasker hamamı civarlarmdan Haseki mey danı, bir taraftan Tozkoparan tu- tuştu. Koca Mustafapaşadan ilerliyen bir kol Hekim Alipaşa camiini de yakarak Silivrikapısına ilerledi. Yedikuleden ilerliyen bir kol da Lâleliyi de sildi süpürdü. Üçüncü Mustafa tarafından in- (Muallâ camii rânayı sultan Mus- tafadır bu..,, mısraiyle 1177 tari - bi söylediği Lâleli camileri bu yan gında hasara uğradı. Yangın başlangıcındanberi dört yüzden fazla insan zayiatı vardı. Bir çoğu evlerinde yanmış, bir kıs- odaları da | şa etirilen ve şair Fitnet Hanımın | Çelebi camiini yaktı. Zahire pazar larının yanması büyük bir hâdise idi. İstanbulun her semtinden bu- raya koşan yüzlerce insan, ateşi söndürmiye değil, çuval çuval eşya taşımıya çalışıyorlardı. Buna kim- | se de mâni olamıyordu. Ambar sahiplerinden biri, kol » | tuğunun altında küçük bir torba. | pirinç taşıyan ihtiyar bir kadını | yakalamış, bastonunu başına indi” rerek kadını bayıltmıştı. Bunu gören yeniçerilerden biri: — Bre nadan.. Nardan eşyanı | sakınamazsın, hayıra giderken fa: kir bir kadını bayıltırsın.. Diye İ ensesinden yakalamış, bayılmış kadının yanma çökerterek ayakla» rile çiğnemişti. Bu hali. görenler cesaret aldılar. Eşya taşımıya ni « yeti olmıyanlar bile ellerine geçir: “ diklerini aşırmıya başladılar, Ateşin bir ucu Tekirdağı iske- lesine yanaşmış bir ucu çarşımın ni hayetine kadar devam etmişti. İs- tanbul şehrinin zahire anbarları 11 saat zarfında kömür haline geldik ten sonra ateş söndürülebildi. Azapkapı yangını 1796 senesi İstanbul şehrinin en ui çok karışık ve korkulu bir senesi » || dir. Bu sene, harici siyaset çok be zuktu, Rusya harp ediyor, Sırbis - tan Babsâliden istiklâl istiyor. A « | rabistan isyanla (o kaynaşıyordu. i Bunlardan başka dahili | isyanlar | gün geçtikçe artıyordu. ş Bu sene, üç yeni gemi inşa edil- mişti, Fakat bir gece çıkan müthiş bir fırtına denizdeki bütün gemile # ri biribirine katmış hepsini Bahçe , kapısı ile Yalı köşkü arasına fırlat mıştı, Ayni gece Cibalide bir yan ğ mi eşya kurtarırken çöken evlerin altında kalarak ezilmişti. “ Bu bir gazap, buna kanca, tu- | lamba kâr etinez,, | Diyen şairlere tarih bile hak ve-! riyor, Halk, bitkin bir haldeydi ..| Tulumbacılar bile yangını seyret- mekten başka bir şey yapamıyor -| lardı. Hattâ bir çokları çoktan sıvış - mışlardı. Lâleli camilerinin yan - ması yangın köşkünden eski ve yeni odalardan ve hattâ Halıcı köşkünden daha mühim bir hâdi- se teşkil etti. Ateş evvelâ cami O avlusunda mevcut 5 bin çeki oduun tutuştur» | du... Bu Ramazan bayrmaı, İstanbu- lun fethinden sonra gelen bayram- larm en neş'esizi oldu. Ve bu bay- ram (Kızıl bayram) diye tarihle - re geçti. Balık pazarı yangını 1794 yılında Galata Kulesinin tamiri yapıldı. Yangınları bir an evvel haber vermek için tedbirler düşünülüyordu. Bu esnalarda Ba - İrkpazarının dışında, Hasır iskele. sinde bir yangın çıktı. 11 saat fa - sılasız devam eden bu yangın, şeh rin en kalabalık bir yeri olan Ba - | i lıkpazarı ve civarını baştan başa yaktı, pazarda çıkan yangın, taş - çılar, balmumcular, keresteciler, zeytinyağcılar, nalbantlar, kutu - cular, kantarcılar, sepetçiler çar - şılarını, .pirinçi mahzenlerini, Ahi ali all ğe, gın çıktı. Tulumbacı ocakları ateş karşsın da en büyük tehlikeleri göze alır » lardı, Fırtınalı bir gece olmasına rağmen her tarafta Cibalideki yan f gın ilân edildi. V Buna lüzum kalmadı. Arkasın » | dan sürekli bir kar başlamıştı. A. teş, alınan bazı tedbirlerle söndü- rüldü, Ertesi gün bir zelzele İstan- | bul halkını dehşetli korkutmuştu. N İskenderiye ve Mısırda da ayni sekilde zuhür eden fırtma ile bü» f yük kalyonlar ve kırk sekiz tüccar gemisinin battığı haberleri geli » İ yordu. ) Bir Cumartesi Azap kapısında | çıkan ve her şeye rağmen yedi sa- | at devam eden yangında kırktan fazla nefer yaralanmış, Muhzir As anın kaburga kemikleri kırılmış» tı. Bu yıl, yangın ve felâketler yılı sayıldı. Büyük bir idman ei Fener Yılmaz klübüZ haziran :l pazar günü Rami spor sahasında g büyük bir idman bayramı tertip et miştir, Hazırlanan programa gö * | re, bayrama Fener Yılmaz, Rami j ve diğer bazı kluplerin geçit res « mi ile başlanacak, voleybol oyna - İ (Devamı var) —— ——————— i nacak, 100, 200, 1500 ve 3400 met 4 re mukavemet koşuları yapılacak, Fener yılmaz ve Rami birinci ta « kımları arasmda pe Yanarak tar. vi / P

Bu sayıdan diğer sayfalar: