6 Temmuz 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

6 Temmuz 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© i e, Mekin. mk ri LA Geyik boynuzları Ne olur? Geyiklerin boynuzlarını bilirsi « : niz?. Her sene bir yaş aldıkça bü- p N gitmek görmek yürler.. Şu halde yirmi yaşına gel- te İN anlamakarzusu vardır. Maal- | en bir geyik muazzam © bir ağacı A8sf şimdiye kadar buna kimse | başında taşır mı? . Mvatfak olamadı. Âlimler, fen| İşte tabiat buna bir kolaylık bul. lari, profesörler bin türlü iş“ |muşturGeyiğin boynuzları her se- gşpan adamlar düşündüler, ta- ne 'düeşr:; Ertesi'sene gene büyür . “ir. Fakat buna çare bulama- | Bu büyüme mevsimi gelince gene ya , | düşer, tıpkı tırnaklar gibi, eğre öy ismindeki İle olmasaydı, geyikler bu kadar 1 hülyasında daha doğ- | ağırlığı nasıl kaldırırlardı?. “ Tomanında aya gitti. Nasıl?. : “$hur bir topçu büyük bir top Sulardaki tuz Denizler tuzludur. o Amma biç merak etiniz mi? Dünyadaki tuz - lu suları kurutsak geri kalan tuz İ tabakası acaba ne kadar kalır?. Mirıyor. Butopa' birde gülle is Kliyor, Günlerce güllenin: içi : miyor, İçine üç arkadaş bi - *. Güllenin arkasında top a- Yor. Yüzlerce okkalık baru- y birdenbire patlaması çok müt- 9lüyor. Yerler sarsılıyor, At - izi biribirine (karışıyor. « Patlıyor ve ilrei.. Haydi boş- Dünyanın dörtte üçü su olduğ- na göre bu kadar çok su güneşin tesiriyle buhar olursa geriye mil - yonlarca,milyarlarca kilo tuz kalır. Haş Bunun rakamı çok uzundur. Fa- j, anın boşluğunda saattler, | kat ben size malümat olması için haftalarca gülle gidiyor, &- söyliyeyim. Eğer dünya üzerinde Haklaşıyor. Fakat aym cazibe- İki sular buhar olsa sülarda bulu - e arak ayın etrafında dönü | nan tuzları dünyanın üzerine ya - İ yarsak tamam 47 metre irtifamda yet o kadar hızlı dönüyor | bir yükseklik yapar . hayet geri geriye fırlıyor ve üm Sandülal Sapa k alel me i i minarelerin hepsi tuzun ğru sür'atle geliyor. En ir Atlas denizinin müthiş dal- i arasına düşüyor. Gülle açı - A armalar çıkıyorlar. alim bu roman hangi gün olacak?. İş: telleri nerede İn yapılır ? X telleri, hele keman telleri Yvanların bağırsaklarından ni bağırsağın da koyun ba- Olduğunu söylerler. i n en hassas nağme - maa Tan telleri yapmak olduk - ax dn *n camilerindeki altında i bir san'attir, İşte bu ?iyade İtalyada terakki Sebeple, İtalyan telleri dün- tok rine Diğer tellere bahalıdır. Dünyadaki deniz suları kurumuş olsaydı Galata kolesinin mühim bir kıs- mı tuz içinde kalırdı. unları Biliyor Musun Tembelliğin Neticesi Geçen gün babamın ahbabından bir zat bize gelmişti. Söz açıldı da bize şöyle bir şey hikâye etti: Ben pek küçüktüm daha henüz ilk mektebe devam ediyordum. Bi- zim sınıfta Ekrem isminde bir ço - cuk vardı. Bu çocuk gayet tembel ve haylazdı. Her derste hocasm - dan işittiği ağır sözlere ehemmiyet vermez bunlar bir kulağından gi - re diğerinden çıkardı. İmtihan za manlarında biz teneffüslerde ders müzakere ettiğimiz esnada o baş - ka sınıfla ya top ya koşmaca oynar dı. Bir gün Ekremi yanıma çağır - dim bahçenin bir köşesine çekerek Ekrem dedim: Senin halin ne olacak kardeşim niçin çalışmıyorsun? O bana şu ce- wahr verdi. — Çalışıp da ne olacağım, : ba- bam zengin paraya ihtiyacemız yok. — Ekrem ana, baba ve para in- f sana baki değildir, dedimse de: — Aman Ali, beni, böyle lüzum- suz sözlerle oyunumdan alıkoyma diyerek yanımdan savuştu. Ben ilkmektebi bitirdim aradan | hayli zaman geçti. Bir gün işittim ki Ekremin babası ölmüş. * Bir iki ay sonrada annesinin öldüğünü ha ber aldık, bundan sonra Ekremin başına bir çok dalkavuklar topla - narak parasini yemişler para bitin ce hepsi Ekremi""terketmişlerdi. Sonra artık Ekremi kaybettik. Ben Tıbbiyeyi bitirmiş bir doktor çıkmıştım. Bir gün bir arkadaşim la köprüden geçiyordum, Birdenbire saç, sakal birbirine karışmış bir adamın avucunu bize doğru uzattığını gördüm. Yüzüne bakınca Ekremi derhal tanıdım. Pek müteessir olarak, gayri ihtiya- ri ihtiyari ağzımdan şu söz . çıktı: Ah işte tembelliğin neticesi, | Makarna fabrikası Şimendiferin küçük bir istasyon- da durmasından istifade eden sey- yah istasyon memuruna sordu: — Burada ne kadar duracağız. İ — Bir saat.. — Bu bir saatte ne yapayım.. — Şeker fabrikasını geziniz. Seyyah kasabaya doğru ilerledi. Fakat fabrikanın yerini bilmediği için rast geldiği bir adama sordu: — Rica ederim efendim. Burada şeker fabrikası varmış acaba nere- de? — Bilmiyorum.. | Seyyah yürümeğe başladı. Bu es nada arkasından bir adam koşa ko | İ şa yetişti. Bu biraz evvel sorduğu adamdı. oluya soluya sordu: — Affedersiniz. Siz şeker fab - rikasını sormuştunuz. Acaba sor - duğunuz bu fabrika pancarların iş lendiği fabrika olmasın.. Seyyah geniş nefes aldı. — Evet. dedi.. O fabrika nere - de.. “Bu sual karşısında koşa koşa gelen adam terlemeğe (başladı. Mendilini çıkardı. Terini sildi. Düşündü düşündü, nihayet şu ce- vabı verdi: — Maalesef onun da nerede ol - |, duğunu bilemiyorum. | ÇOCUK Eşi uz? O A I man babasını kızdırıyordu. Baba - O nereden bilecek ? Annesi küçük Alinin ominimini kardeşini yıkıyacaktı. Hava gazi ocağına su koydu. Çocuğun ufak tefek — ihtiyaçlarımı O hazımlamıya başladı. Vakit biraz gecikmişti. Annesi küçük Aliy: — Oğlum.. Dedi.. Mutfağa git te suya bak.. Kaç derece ısınmış. Ben kalkamıyorum. Küçük Ali mutfağa gitti ve koşa koşa geldi.. — Anne.. Anne 40 derece ısın- Miş... Aman oğlum kardeşini yaka- cak mısın.. Biraz soğuk su koya - lım.. Hiç olmazsa 20 derece olsun.. Küçük Ali boynunu büktü: — Aman anne,, Dedi. Kardeşim dereceden rakamdan ne anlıya - cak? Ha 20.. Ha 40... Kazın dişleri !.. Küçük Ali derse çalışmadığı za- sı da oğlunu (kaz) diye azarlardı. Bir gün sınıfta muallim > küçük Aliye sordu, — Kazın kaç yaşında olduğunu nasıl anlarsın!.. — Dişlerinden.. — A.. oğlum kazm dişleri var mı? Küçük Ali safiyane ağzını açtı ve dedi ki. — Bakmız Muallim Bey ne ka - İki çocuk arasında. Küçük bir çocuk kapı önünde ağ lıyordu. Uzaktan geçen bir adam bu kücük bebeği ağlarken gördü. Yanına yaklaştı. — Yavrum.. Dedi.. Neye ağliyor sun.. — Ağabeyimin mektebi tatil ol- du., Babamla gezmiye gittiler.. — Senin mektebin olmadı mi? — Hayır.. Ben daha mektebe gitmiyorum ki.... in Vahşi hayvan... Küçük Ali tabiat dersinden ik « male kaldığı için babası derse ça - lıştiriyordu. Gene bir gün dersi anlattıktan sonra $u suali sordu: — Afrikada yaşıyan 10 vahşi hayvan ismi say.. Küçük Ali hemen atıldı: — Beş aslan.. Beş kaplan.. İki çavuş 1. Ali ile Veli sınıfın en tanınmış iki kahramanı idiler. İkisi de yaramazlıkta . biribir- lerinden daha üstündü. Bir gün iki ahbap Ali ile Veli konuşurken Ali sordu: Veli — Ben riyaziyede sınıfta birinciyim . Hasan Ben coğrafyada sınıf- ta birinciyim, Ali de göğsünü kabartarak : — Ben de zil çaldığı zaman bah dar çok.. çede birinciyim.. İ TEMMUZ BİLMECESİ: 7 | — Bilmecede kazanan 150 okuyucu- musa hediye veriyoruz Bu haftaki bilmecemiz yepyeni bir şekildedir. Her parça içindeki İ heceleri bir araya getirerek cümle- yi tamamlayınız. ek..eçec.. mur..lug..eyağ. sen..babu.. gali. Hediyelerimizin içinde şeker , şekerleme, çikolta, kitap, oyuncak- lar, kartpostal var, $ İsimlerinizi açık ve okunaklı yazınız. Geçen ay bilmecesinde kaza- nanların hediyeleri idaremizde ve. Bu bilmeceyi doğru halledenler i rilmektedir. Hediye kaaznanların arasında 150 okuyucumuza muhte. VE hediyeler vereceğiz. 27 inci ilkmektep talebeleri hocalarile bu hediyelerini almalarını rica e deriz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: