14 Temmuz 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

14 Temmuz 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- SÜRETLER bip Pinkkapoyer yahudilerin hali * Çünkü mektupları bi- tarafmdan açılıyor, için. t birer birer okunu - elerin hüveleri kazılı- U Mümki; LE içkin olsa yahudilerin ka - Mektupla ri ahudileri sözle değil, alama, ile Naziler aleyhinde Yanya, m menediyorlar. Al - Dİ başı itlerin arması yahudile- b; e bir ölüm tırpanı gi- eri Bündey, or. Alman toprakları Aiyoy, Süne bir iğneli fıçı halini " Bi »., ie N ç yor, Mazi taraftarı şunları anla- “ > gil Yahudiler, biribirlerine yaz- Ak, i mektuplarda hep Nazilerin i e Hi söylüyorlar, Bütün yahudi- erin ömrüne duacıdır. Al - dünyanın cennetidir Yahu- Davut ve ne de Süleyman ne inde ba aa etmedi - vi Sazetelerin palavralarma Yın ç zi hükümeti gibi bir hükü - | daha dünyaya gelmemiştir. Meg 7 okuyunuz biribirlerine dl ları mektupları. dt, P bir gazeteci şunları ya- “ aa büdiler vakıâ biribirleri- ) ikları mektuplarda meselâ ri peynir gönder demek *velâ, Almanyanın üstünlü- Hitlerin dehasından, ya - ., mn mes'utluğundan bahse - vi ama mektupların altında- a, a yerindeki #öz gözümüzden uyyor. Bu imza şudur: kapoyer,,. kapoyer,, i evvelâ, Al - bir aile ismi sandılar. Fa- Almanyadaki yahudiler er ailesinin çocuğu ya... Nihayet mesele an - r ir Ni keli kapoyer,, eski ibranicede B, yedir. “ kelimenin manası şudur: #raini anla!.., » $ $ a Ben, Yahudilerin mektupları - j Üy, bir düziye Pink kapoyer l İz koyacaklarma ihtimal nm Çünkü yahudi aklı 1 ihtiyatı buna mânidir. in Minar mi istiyorsunuz?. O atiye, liba Dördüncü M : gali ördüncü Mu- anında Mr Ame yesinde olduğu gibi / Şıkmış, kimse küfretmiye- yi, nm e amanın oldukça şöhret ka- İ in küfürbaz bir yahudisi, bir Sg endisi varmış!. Ki ane 1, asabi, yanında sinek kı- , m hiddetlenirmiş. Gerçi siz e “iy * edeceksiniz. Böyle yahudi NM diyeceksiniz ama, mü- i Maginiz de size söyliyeyim. p Ne yahudilerin en çok iti - Kin leri, insan sayıldıkları memleketi. Onun için Miş leketteki bir yahudinin t olmasına hiçte mâni Efendi küfredilmiyecek 1 N alınca berbat bir hale nin kırk yıllık küfür- r Fi Nan iş AMA Yünde nasıl itiyatlarından 747 0 inizi bıçak açmaz ya bastırmış! Dertlendik- Miş, "© bozulmuş... Onun bu 4 edenler başma m114>1!-* £eçenleri bile kontrol | Sıktıktan sonra Avram | z g YA da | Bir ihtilâf Tacirlerle kambiyo Pa arasında Tacirlerle kambiyo murakipliği arasında bir ihtilâf çıkmıştır. İh - tilâfın biri şudur: Yunanistanla Türkiye arasmda | yapılan ve 1 haziran tarihinden beri tatbik mevkiinde ticaret mukavelesine göre Türki yeden Yunanistana gönderilecek Türk mallarının bedeli şu suretle! ödenecektir. İlk üç ayda malların yüzde altmış (beşi döviz, yüzde beşi navlun ve yüzde otuzu da em- tia bonosu verilmek suretiyle öde- necektir. Türk ihracat tacirlerinden bir kismı bu yüzde otuz emtia bono- siyle Yunan malı almış ve Türki. yeye getirmişler ve malların konş- mentolar bankalara (gelince İz- mir kambiyo : murakipliğine mü- racaat ederek konşmentoların Türk parasiyle ödenmesi için müsaade istemişlerdir. Fakat mü- rakiplik bu malların bedelleri esasen evelce ihraç edilmiş olan Türk mallarının o bedelleri olan emtia bonolariyle ödenmiş olduğu- nu ve binaenaleyh konşmentoların malların satışndan hasıl olacak para ile ödenmesi icap ettiğini söylemiştir. Alâkadarlar mura - kipliğin bu noktada hakkı olduğu- nu teslim etmekle beraber sirkü - lâsyonu seri bir surette temin ve konşmentoların derhal ödenme - leri için talep vukuunda tacirlere para müsaadesi verilmesi müna - sip olacağını ileri sürmektedirler. Bununla beraber İktısat Vekâ - leti ile Maliye Vekâletine bildiril - miştir. Öğrendiğimize göre iki Vekâletin bu meseleyi biran evel halletmesi için tacirler İktısat ve Maliye Vekâletlerine müracaat et- mişlerdir. Kurulacak ofis Memleketimizle Yunanistan a- rasında yapılan ticaret muahede - sinin müddeti altı aydır. Üç ayı geçmiş olan bu muahedeye (göre Istanbulda bir ofis kurulacaktı. Ofisin nizamnameleri | İktısat Vekâleti tarafından hazırlanarak ihracat ofisine gönderilmiştir. Türk — Yunan ofisinin yarın - dan itibaren yeni o nizamnameye göre teşkiline başlanacaktır. —ş olmuşlar.. Kimi kulağını çeker, kimi bur- nuna fiskeyle vururmuş! Hulâsa Avram Efendiyi kızdı - rıp da küfrettirmek isterlermiş! Avram Efendi mukabelenin ça- resini bulmuş! Başkaları saldır - dıkça, kaşlarını çatarak: “.- Gözünü seveyim... “.- Teşekkür ederim, dermiş... Nihayet bir gün sormuşlar: İ Avram Efendi neye bunların İ gözlerini seviyorsun, neye teşek - * kür ediyorsun... Cevap vermiş: İ “ Ama ne manada söylüyo - irum dikkat et.. İ Bu inceliği birkaç yüz sene ev- i vel gösteren yahudi aklı hiç ibti- İ yatsızlık eder mi?. Edeceğine ihti. mal vermiyorum. Pink (kapoyer, ses çıkarmıyan yahudiler aleyhine Sadri Etem bulunan ! > anam e e e eye VAKIT 14Temmuz 1933 — Müsaadesi neden verilmiyordu © | ? | Yeni ebniye kanunu henüz tet- 3 (kik edilmediği için o yeni inşaata belediyece müsaade edilmediği | | malümdur. Belediyenin böyle bir İ sebeple inşaat müsaadesi verme- | | mesi teşkilâtı esasiye © kanununa | muhalif bir hareket olarak telâkki edilmektedir. Filbakika yeni eb- niye kanunu bugün meriyet mev- kiinde bulunmaktadır. Henüz ka. nun tetkik edilmedi diye inşaata ! müsaade edilmemesinden meriyet mevkiinde olan bir kanun hükmü: | nü idareten tatil etmek (gibi bir mana çıkabilir. Galiba bu mülâ -| hazadan dolayı olacak ki önü - müzdeki pazartesinden (itibaren belediye İstanbul içinde yeniden inşaata müsaade verecektir. Es - kiden — apartımanlar müstesna— diğer İnşaat için şube fen heyet - leri inşaat müsaadesi veriyorlardı. Yeni bir emirle bundan sonra bü- | tün inşaat müsaadesi merkez fen Sınıfı faydasız v lüzumsuz mudur Tevfik Recep Fey Tıp fakültesinin ihzari sınıfı sa- | heyetince verilecektir. yılan ve fen fakültesi binasında İ bulunan P. C, N. smıfı hakkında İzaman zaman bazı şikâyetler ya - Gümrük muhafaza kumandanı pılmakta, bu sınıfın lüzumsuzlu * | olup Ankaradan şehrimize gelen ğundan ve yahut bu sınıfta oku - | Seyfi Paşa dün İstanbuldaki mu - tulan derslerin lüzumsuz derece -| hafaza teşkilâtını teftiş etmiştir. | de geniş tutulduğundan bahsedil - Seyfi Paşa İstanbul hududu içi- mektedir, ne giren bütün mıntakaları teftiş | Darülfünun meselelerinin tet -| ettikten sonra Ankaraya dönecek- kik edildiği şu sıralarda bu bahis üzerinde kısa bir tetkik yapmayı faydalı gördük. Tah'sikatımıza gö- re bu smıfta dört ders okutulmak- Seyfi paşanın tetkikleri tir, lak Adana yağmur bekliyor İstanbulda müthiş surette de - yer anat, nebatat, Hikmet,| vam eden yağmurlara mukabil A- el iy dana ve Mersinde son (günlerde İ hemen biç yağmur oyağmamıştır. Şikâyette bulunanlar bu dört dersin Tiselerde de okunduğunu! bu itibarla tekrar okunmasına lü- zum olmadığını iddia etmekte ve bilhassa nebatat dersinin pek faz la mufassal okutulduğundan bah - İ setmektedirler, Filhakika bu dersler liselerde de okunmaktadır. Bu itibarla bü - tün bir sene daha tekrar ettirilme- İ si ilk nazarda lüzumsuz görülme- si telâkkisine hak verdiriyor. Fa- kat alâkadarların verdikleri iza - hattan sonra vaziyet iyice aydın - lanıyor. Verilen izahata göre bu si- nıfın ihdası, liseler teşkilâtının ki- | fayetsizliği yüzünden ileriye gel - | mekte ve bazı liselerimizde ( bü! derslerden bilhassa tıp fakültesi için lâzım gelen malümatın tama- mı verilememektedir. İ liselerin vaziyetine — bağlı olarak kalmaktadır . Öğrendiğimize göre Maarif Ves! kâletinin geniş tetkik mevzularm * | İ dan birisini de lise programları İ teşkil etmekte ve vekâlet liselerin İ bütün ihtiyaçlarını nazarı dikkate almaktadır. Liselerin son iki sı * nıflarında telebeyi muhtelif ilim şubelerine daha iyi yetiştirecek su relte teşkilât vücude © getirilerek! ayni derslerin tekrar okutulmama: ; sı cihetlerinin temin edilmesi ih İ ümallerinden kuvvetle bahsolu nuyor, Muhakkak olan cihet, ve -| kâletin liselerle yüksek mektepler arasındaki alâkayı da büyük bir yeni bir nazi hücum plânı olsa g€-| dikkat ve itina ile tetkik ettiği ci- | ziyade nebatât dersinin biraz da hetidir. Alâkadarlar, bugünkü vaziyet a0 40800 AN ABANA Bu itibarla bu sınıfın vaziyeti | devam ettikçe P.C. N. çin lâzım ve faydalı Pamukların tam neşvünema zama- nı olduğu için yağmurlara ihtiyaç vardır. Fakat yağmurlar yağma -| dığından yeni pamuk mahsulünün iyi olmıyacağından endişe edilmek tedir. Amezikalı mütehassıslar Memleketimizde muhtelif saha- larda tetkikler yapmaları için İk - tısat vekâleti tarafından çağırılan Amerikalı mütehassısların reisi ve iktisat mütehassısı M. Hines dün Stella Ditalya (— vapuriyle İtalya- ya gitmiştir. M. Hines Italyada bir müddet kaldıktan sonra Amerikaya geçe - cek ve üç ay sonra tekrar memle - ketimize gelerek tetkiklerine de - vam edecektir. sınıfının kaldırılması mevzuu ( bahsolamı yacağını işaret ediyorlar. Dün bu | mevzu üzerinde mütaleasına mü - racaat ettiğimiz Tıp fakültesi re-| isi ve Darülfünun emin vekili Dr. | İ Tevfik Recep Bey bize | şunları! söyledi: | «... P, O. N. smıfı fakültemiz i- bir sınıftır. | Bir çok Avrupa fakültelerinde de böyle smıflar vardır. Yapıldığını söylediğiniz şikâyetleri bu itibarla doğru bulmıyorum. Nebatat der - sinin fazla geniş tutulduğu iddi - ası ise gene varit olamaz. Bu ders neyi ihtiva ediyorsa, bu tabii oku- nacaktır. Galiba şikâyetler daha | ezber bir ders olmasından çıkıyor. Bu ise zaruridir.,, 5 h SOHBETLER VARLIK ON LEŞ GÜNLÜK SAN'AT VE FIKİR MECMUASI Ankaradan yükselen (o ülkülü gençlerin coşkun sesi, bugün yur - dumuzun dört bucağında çınlıyor. Ankaradan yükselen bu coşkun sesi, biz de dün, can kulağı ile din- ledik... San'ata susayanlar, “Var « lik,, mecmuasının kaynağına yak» laşsın!. Bu kaynağın başında, ne gülgülü, kerrakeli, mor hareli, Sa- dabadın yosmaları var, ne de bir acem seccadesinde bağdaş kurup , yakut renk ufukları tarif oOeden sembolistlerin sesi işidiliyor. “Varlık,, da Türk inkılâbının hamlesi var; “Varlık, da dünkü ve bugünkü Anadolunun O farkı var; “Varlık,, da yapıcı ve yaratı” cı bir birlik var; “Varlık,, da cüm- | huriyet imanının akisleri var;“Var ilık,, ta istediğimiz edebiyat var; “Varlık, da Türk gençliği var, Behçet Kemal var, Kemalettin Kâ- mi var, Yaşar Nâbi var, Cevdet Kudret var, Vasfi Mahir, Sabri E- sat, Ahmet Kudsi, Ahmet Hamdi , Muzaffer Reşit, Şevket Hıfzı, Ah- met Muhip, Ziya Osman, Hâmit Macit, Feridun Fazıl var., Bu değerli gençlerin ve Kâzmm ! Nami, İbrahim Necmi gibi mual « limlerin kaleminden çıkan “Var « lık, Ankaradan, feyizli bir mem - badan kaynayıp, yurdun dört bu - cağını kaplıyan fikir selidir. Ce » İmiyet edebiyatının yalın kılıç akı - nıdır. . » 4 Bu gençler kim mi? Bu “Varlık,, ne mi?, Bunu Kemalettin Kâmi kır saca, fakat çok güzel anlatıyor. Bunu anlamak için, “zaman için » de,, manzumesinin son beytini o « kumak kâfi: Odamda iki kardeş Biri dün, biri yarm... Ve ben aralarında, Bir köprüyüm onların.. Ve Yaşar Nabi “Gençlik ve in- kâr,, başlıklı yazısında geçen ne - sille bugünkü neslin elele vererek bu köprüden geçmelerini tavsiye ediyor ve diyor ki: “Artık yapıcılık ve yaratıcılık devresine girmek isüyen Türk san'ati, temenni olunur, ki anarşi yıllarının fena tesirlerinden kur « tularak ve maziyi unutnrak, mâna- 1 ki sız nesil ihtilâflariyle kıymetli 24 (© manlarnı ziyan etmesin.,, “Varlrk,, mecmuası Kâzım Na « minin “İnkılâp edebiyatı, makas lesinde dediği gibi “edebiyatımızı, edebiyatın tavı olan halk edebi « yatına aşılamıştır; insanlığın asır- lar arasında yarattığı bilgilerle söyliyerek,, aşılamıştır. 44 “Varlık,, ta ne mey, ne de mah- bup edebiyatı yoktur. “Varlık,, da Kontes dö Noay'dan (Sabahattin Rahmi tarafından tercüme edilen iki şiirle, Muzaffer Reşidin güzel tercüme ettiği bir Macar hikâyesi okuyacaksınız ve Sabri Esadın | “Antalya hatıraları,, sizi Anadolu- nun temiz, saf, lekesiz havasında yaşatacaktır. Ve “Varlık,, da Behçet Kemalle, Kemalizm imanını bulacaksmız , Milli duyguları, sağlam inanışla terennüm eden genç ve kudretli şairin “İnanıyorum,, o manzumesi gençliğin, bugünkü duygusunun is | fadesidir, Görsem bir gencin daha alnımda emekteriş | Selâmi izzet “(Lütfen sayıfayı çeviriniz)

Bu sayıdan diğer sayfalar: