31 Temmuz 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

31 Temmuz 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ Hitler | kden Ml nk Ve övelki günkü b N Ras sıkan yazılarında çi , Yetiştiğini, umumi i lg, Za ederek siyasete ani i, daha sonra yahu- a Stığını, onları na- giy Gini, onlara niçin aç NU anlatmıştı. | erin, Yahudiler hakkında Ni Mya » Yahüdilerin Alman- Hi için neler yaptıklarını ti la Yazılarını tekmille- iz, Onları ayrıca tenkit ay Ni bertaraf etmek i - 4 ya koyuldum. Mev haini Yecek derecede ge - 1 Sab, aksız bir hüküm ver li. SAN kurtulmak için - ilerlettim. Yahudi - İM, Piya, in ile mütedeyyin Siri; Yoksa başka bir Ki Viya, tetkika başladıktan ei gözüme bam eve, görünmiye baş - Öle Bidersem Yahu - te m. Onları tet ii diğer insanlar- i Sap duklarını görmekte eri ve Tuna kana- & i kısımlar, Alman İnzemiyen insanlarla A MR ce RR Re e Gm Yazıyor 1 Troçki, Yahudi düşmanı? M. Stalinle barış- wi, ahudilerle nasıl karşılaştığını Ja, 2 düşman olduğunu anlatıyor mek ister. Bu mezhep, cihanşümul bir prensip olmak haysiyetile, in - sanlığın bir nizam olmak üzere ta le bir kanunun tatbikile bütün kâi nat ancak bir hercü merçten iba ret kalır. Yer yüzünde ikamet e - denlerin akıbeti de muzmahil olmak olur. Şayet Yahudiler Marks mezhe- bile dünya milletlerini fethe mu - milletlerin cenaze çelengi bir taç gibi geçecek, yer yüzü, eskisi gibi, boşluklar içinde yüzecek. Tabiat, kendisine karşı vuku bu Ilan her tecavüzden müthiş bir in - | tikam alır. Ben böylece düşünerek Yahudi lerle mücadele edersem ( Allahın benden yapılmasını istediği bir işi yapmış olacağıma kani oldum. Yahudiler Arı ırkın, tam zıddı dırlar. Dünyada hiç bir millette, ği derecede inkişaf (o etmemiştir. Bunun en bahir delili, bu mille- tin hâlâ var olmasıdır. Dünya yü- zünde, yahudiler kadar, iki bin sene içinde farık sıfatları değişmi- yen bir millet var mıdır? Hiç bir millet, yahudiler gibi ihtilâl ta - havvüllerine maruz O kalmamış ve en müthiş felâketleri geçirdiği hal de tamamlığını muhafaza etme - | , san'at, o edebiyat, miştir, vaffak olursa onun başıma, bütün | kendini muhafaza ve müdafaa sev | ki, yahudi miletinde inkişaf etti-| mak istiyormuş Beyaz Ruslar tarafından Paris- te çıkarılan Postliedni o Novotsti i gazetesi Fransaya gitmiş olan Mösyö Troçki ile Mösyö Litvinof arasında bir mülâkat olacağını yazıyor, isti 2. : ğe Ştirak ettiğini, nasıl | nıdığı her şeyi sıfıra indirir ve böy i Beyaz Rus gazetesine nazaran bu mülâkatın hedefi oOM. Stalin ile sabık Sovyet haribye komiseri- nin barışmaları için zemin hazır lamaktır. M. Troçki bundan son- ra Madride Sovyet büyük elçisi tayin edilecekmiş. Çünkü M, Troç ki İspanyayı tanımakla maruftur. —im——- Almanlar Sarr'i istiyor Sarrebruk, 30 (A.A) — Sarre hududundan on beş kilometre u - zakta Monnveiller Alman nahiye- sinde bugün bir nazi tezahürü ya: pılacaktır. Hücum kıt'alarının da geçit resmi yapacakları bu teza - hür Sarre'in Almanyaya geri ve - rilmesi İehine olacaktır. Sarbruk, 30 (A.A) — Bütün | Alman radyoları, dün akşam Stut | gart'ta Sarre'in Almanyaya © geri verilmesi için yapılan tezahür ha vadislerini neşretmişlerdir. Demirhane müdürü Röhling, Sarre hükümeti komisyonu | ile Fransa aleyhinde bir nutuk söyle- çağırıldım. Boğazdan geçme te 2 miştir. duğuna kani olur. Yahudiler, amele sındıka ha -| ve gün ışıyınca, suyun anane, İngiliz, Kin İtalyan tık. Plânımız gece, ay doğduk - olduğuna, yalnız dinin ayrı bulun | tan sonra girmek ve mümkün oldu. ! Çanakkaleden geçen ilk tahtelbahir (Baş tarafı 1 inci sayıfada) teşebbüsünü düşündüm. Güçlük - ler meydandaydı. Bir kere boğaz- da beş mil akıntı vardı. Bu sular- da gemiye omanevra yaptırmak müşküldü. Sonra da boğazın ge çidini kaplıyan torpil (o tarlasına i düşmek ihtimali kuvvetliydi. O zamanki denizaltı gemileri - nin içinde, “A.E.2,son sistem bir denizaltı gemisiydi. Buna rağ ! men, torpil tarlasına gelindiği za- İ man suyun üstüne çıkmak mecbu- gi kasırgaya kapılmamak için yo- lumuzu değiştirdik. (Bu geminin Mesudiye olması muhtemeldir.) O esnada bildiğim bir şey var- dı: Bir şark sahiline doğru gidiyor duk ve elli metre kadar ötede bir Türk kalesi yükseliyordu. Bu vazi yet pek hoş değildi. Kaleden üze- rimize ateş ediyorlardı. Fakat biz tam ağızlarındaydık. Ateş mesafe- ilerde olduğu için isabet ettiremiyorlardı. Büyük (küçük riyeti vardı, bu sırada da batabi -| bütün harp gemileri de bizi yaylı- lirdi. Torpil tarlalarını geçtiğini-| ma tutmuşlardı. Geçit yerinin, zi farzetseniz bile, birkaç mil öte | tam gittiğimiz istikametin aksi ci- deki Nagar burnunu geçmemiz lâ-| hetinde olduğunu gördük. Akıntı İzem geleçekti. Boğazm o noktası! da ve dört tarafımız düşmanla ku- birdenbire sağa sapar. O nokta| şatılmışken manevra yapmak müş ! da, nerelere torpil konduğu da meç küldü. buldü. Suyun üstüne çıkmak, bir Gemimizin burnunu doğru isti top ateşiyle de batabilirdik. İşte bu bilinen tehlikelere karşı koyacaktık. Fakat daha bilmedi - ğimizne tehlikeler vardı. Uzun müddet, bu teşebbüs geri bırakıl- dı. Yalnız bir (o kere kumandan Hobbrooh boğaza yedi mil kadar girdi, fakat bataryaları boşaldığı için geri dönmek mecburiyetinde kalmıştı. İ için yukarı çıkarken, başka (bir kale ile karşılaştık. Rumeli sahilindeydik. Etrafa bir göz gezdirdim. Destroyerlerle başka bir vapur boyuna bize ateş ediyordu. Daha ötede bir alay kü çük gemi, batan kruvazörün mü- rettebatını kurtarmağa uğraşıyor » du. Buanda, ta derinlere daldığı muz halde, bana bu müddet bir asır kadar uzun geldi. Kararımız bir mucizedir. Hâlâ nasıl oldu da bir gülle isabetine uğramadığımı 7a şaşıyorum. Bu maceradan sonra bir müd « det denizin dibinde uslu akıllı otur Bir gün amiral Sir John Robe- in gemisi (o “Öcen - Elizabet, e şebbüsü için beklediğim izin ve * rildi. Birkaç saat sonra yola çık ğu kadar suyun üzerinde geminin altından | nizde tarama © yapıyorlardı. Bir o ke e men il A ERMENİ ” e 7 eş ve —. kamete çevirdik. Ben etrafı tetkik mağa karar verdik. Türkler, des - iki defa yakalanmak tehlikesi at » Jattık. Nihayet sükün avdet etti, Yirmi dört saat deniz dibinde kal- reketlerinin İiderliğini 'ele almış «| yolu almaktı. Seyahatimizin baş- lardı. Bu işi kolaylıkla başarabil. | langıcı iyi geçti. Fakat tam biri- Yütro âlemindeki fa- tetkik melerinin sebebi, bir takım içti birimizi tebrik edeceğimiz sirada Yahudilerin dimağları, asırlar , k ettiğim zaman! inde inki i ün bi rü ümden düştü. içinde inkişaf etti. Bugün biz ya- hudiyi hilekâr tanıyoruz. Yahudi Ya; ptıkları o posta için ibda ettik ; Sinema her devirde böyleydi. Yahudinin, Meler “İfikir kabiliyeti, şahsi inkişaf neti- Bl zi e | cesi değildir. Yabancılardan gör | e i bir ars ei yi düğü terbiyenin neticesidir. Yahu | Zİ ruhani bir a idi. dilerin kendilerine mahsus kültür- İh İİ veb lez. leri bulunmadığı için, fikri faa - hh ş liyetin esaslarını daima başkala - RA rından almıştır. Yahudilerin ka - X a an fası, her türlü, mücavir mede- N UN Adağunu a niyetlerle temas neticesinde inki- ği Sarpan bir ik işaf etti. Bu her vakit böyle idi. çİ Mi Sülkeli; © Başka türlü değildi. “erin biri de milli Arılar, esas itibariyle, belki de dile, göçebe idiler. Sonradan yetiştiler, getelerini mi Bu hal, başka bir şey ispat etme- : V güzeteler. Karl | *© de, Arının yahudi olmadığını zi <> dolu idi. Ben | ispat eder. Hayır, yahudi göçebe il & udukça Yahudile- iş, “tiyordu. değildir. Çünkü göçebenin bile l “İş, mefhumu hakkında muayyen İ 1 Yi bu Yazıları ya - ! bir telâkkisi vardır. Ve bu telâk- p “mak istedim ve | ki onun daha sonraki inkişafları - N il r i , , 'R Nİ rlerin Yahudi ol | nın esasıdır. Fakat (yahudilerin bey bir mefküre icat etmeğe © kabili- A ma de mütaassıp bir | yetleri vardır. Bundan dolayı ya- işim. | hudinin hayat telâkkisi Arı ırkla - | le lık tarihi üze- | rm hayat telâkkisine yabancıdır. * Mi, getkik ettiğim | Yahudi, hayat O telâkkisine bir Düny *me hep düşü - | kıymet vermez, Çünkü o hiç bir li, vakit göcebe değildi. Başka mil- ün yeılmıyan mu: | letlerin vücudüne girmiş bir tıfeyli R anlıyama- | idi. çi Mülgçlerden do -| © Yahudinin başka milletler için li Miz kat'i bir za-| de hayatının devamı © için onun bir ırk değil, fakat ayrı bir din sa- z mezhebi ta | hibi olduğu fikrini vermek ister. bari redde Büyük yalanların birincisi bu » N A, ag ezeli im | dur! Fakat yahudi, hulül | ettiği h eleri ileri | cemiyetin içinde bir parazit olarak Ni in 1? insan - | yaşamağa devam için kendini in Yöği “ymetini in - | kâr etmekten o çekinir. Bu inkâr mazariyeleri - | keyfiyeti, yahudilerin zekâsı de- omü : ele ede , | recesinde, insanı iğfal eder. Hat- a, liğin mâ- | ta bu iğfal o dereceye varır ki hal- ©n tecrit et| kın büyük bir kismi yahudilerin mai zulümleri ittihaz etmeleri (değildir. Milli, iktisadi istiklâlleri yıkmak için! asker ihraç körü körüne muti, mücadeleci bir | teşebbüsümüze kuvvet bulmalarıdır. dıktan sonra yukarı çıktık, Temiz kaldırmayı hedef gemimiz sakatlandı, geri döndük. Ertesi gece — önce Çanakaleye edilecekti — tekrar giriştik. Torpil dal- tarlasına geldiğimiz zaman, Yahudi, bu sadece bütün reka | dık, yavaş yavaş yolumuzu bul - betleri bertaraf eder ve (amele sındıkalarr o hareketini, cebbar, mütemerrit bir kuvvet haline geti- rerek doymaz ihtirazını ifade eder, Yahudinin bu tahakkümüne kar $ gelecek münevver insan, ne ya- parsa yapsın, mutlaka kırılır. Yahudilerin bu — hattı hareketi vasi mikyasta muvaffak oldu. A. mele sındıkaları milleti kurtarmak için mükemmel bir vasıta olduğu halde yahudi bu vasıtayı milletin! iktrsadi istiklâlini yıkmak için esas tutar, Almanyanın bütün inhidam se- beplerini tetkik edecek olursak en mühim ve en kati sebebin yahudi tehlikesini anlamamak olduğu gö- rülür. Almanyanın 1918 senesi ağus- tosunda uğradığı o mağlâbiyetle- re kolaylıkla tahammül edebilirler di. Almanyayı yıkan âmil bu mağ- lâbiyetler değildi. Fakat onu yı- kan âmiller, milleti siyasi ve ma- nevi kudretinden mahrum ederek asırlardanberi için için bu mağlü- biyetleri (o hazırlıyan © esrarengiz kuvvetti. Halbuki bir milletin var lığını tahkim eden, oOnun siyasi ve manevi kuvvetidir. İngilterenin hedefi, Almanyayı mahvetmek değildi. Fakat yahu- dilerin gayesi Almanyayı mahvet- mekti. n Bugün Japonyanın yıkılması | mağa çalışıyor, arada sırada da suyun yüzüne çıkıp, nerede oldu ğumuza bakıyorduk. Altımızda, torpilleri tutan kabloların sürtün -| me sesleri duyuluyordu. Birinden birinin takılıp üzerimize düşmesi ihtimalini düşünerek canımız $i - kılıyordu. Birkaç kere düşündüğü müz oldu, bereket versin torpiller patlamadı, gemiyi sıyırıp geçti. Bu tehlikeli sahayı (geçtikten sonra, öteki tehlikeli yere geldik. ! ve yolumuzu tayin etmek için uzun zaman suyun yüzünde kaldık. O esnada, müthiş bir ateşe nişangâh olmuştuk. Fakat isabet vaki ol - muyordu. Bomba yapan gemileri batırmak için var kuvvetimizle ça- lışmak emrini o almıştık. Çünkü torpiller, boğazın geçidinde, bir iki gemimizin batmasına sebep ol- muştu. İlk fırsatta, bu işi gördü- ğü zannettiğimiz bir kruvatöre bü- cum ettik. Yakından torpili attık ve henüz bizi görmemiş (olan bir Destroyerin takibine maruz kal - mamak için derhal daldık. Torpil lediğimiz gemiye yaklaşıyorduk... Geminin batarken husule getirece- mmm Bm Zİ den ziyade bütün (dünyayı saran bir yahudi imparatorluğu vücude getirmeyi istihdaf edenlerin men- faatine daha fazla hizmet eder, İngiltere, dünyadaki varlığını ve mevkiini muhafazaya (o çalışır- ken yahudi, İngiltereyi fethetmek belki İngilterenin o menfaatlerine için tedbir alıyor. hizmet edebilir, (Fakat İngiltere| (Devanu var) havaya ihtiyacımız vardı. Marmaraya girinciye kadar da- ha birçok maceralar geçirdik ve ni hayet Çanakkaleden ilk defa geç- meğe muvaffak olduk. “A.E,2, nin mürettebatı ve zabitanı bu ge çişi, harp hatıraları meyanında en ehemmiyetli tecrübe addederler ve bu macerayı katiyen unutmaz « lar. “Garip bir vak'a Yaralı iki kişiye moto- siklet mi çarptı? Edirnekapı civarında gârip bir vak'a olmuştur. Gece vakti iki kişi yüzleri gözleri yara, bere için- de olduğu halde Edirnekapısından içeriye girerek o civarda bir ecza» neye gitmişler ve burada yarala « rının ilk tedavisini yaptırmışlar « dır.. Tedavi esnasmda eczacı bun « lardan birisinin yarasmın ağir ok. duğunu görmüş ve ihtiyaten hadi- seyi polise haber vermiştir. Vaka- ya zabıta vaziyet etmiş ve bu iki yaralının ifadeleri alınmıştır. Bunlar verdikleri ifadede gece ikisi bir motosikletin üzerinde ol- dukları halde Edirnekapi haricin- deki yoldan geçerlerken karşıdan bir kamyon da hızla gelerek ken- dilerine çarptığını ve bu şiddetli çarpışma neticesinde ikisi de ba- yılıp, oldukları yerde kaldıklarını bir müddet sonra kendilerine ge- lince yanlarındaki motosikletin de aşırılmış olduğunu söylemişleridir. Zabıta bu esrarengiz çarpışma hadisesini ve bunlara çarpan oto- mobili amaktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: