9 Eylül 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

9 Eylül 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e 8 — VAKİ” En çok 300 kelimelik bir 9 Eylül 1933 mooeasamesesasasa samensan meme 0neeome sa sssanemeasasnan i Edebi müsabakrmız Gençler için açtığımız edebi müsa- bakamız devam ediyor.. hikâye veyahut 15 mısralık bir manzume ile müsabakamıza iştirak edebilirsiniz. Birincilere mükâfat verilecektir. Mukaddes vazife Küçük fakir bir aile idiler, bek. jılllMuyyysh yayla İİ çi Mehmet kuvayi milliyeye iane için sattığı halının boş yerlerine bakarak anlatıyordu: — Geceleyin bunları güç olmuyor fakat dün geceki ge- çirdiğim korkuyu tasavvur mezsin Nuriye, bizim iane topla - dığımızı haber almışlar, devriyele- ri çoğaltmışlardı. Bir evin kapısını çalıyordum, yanımda yüksek bir ses: satmak ede - — Burada ne arıyorsun? diye bağırdı. Korkarak bir sürü yalan - larla yakayı kurtardım, sonra bu| teşebbüste vazgeçtiğimi zannede - ceksin değil mi? Hayır bilâkis fa - kat tabit ihtiyatlı hareket ederek.. İanenin toplanarak Kuvayi Mil- liyeye gönderilmesi bir banka mu - amelâtı kadar düzgün gidiyor ve bu paraları en temiz bir kalp mu- hafaza ediyor. Babam bu işler için öyle yorgun düşüyor ki. Son yekün 4000 lira. Bu yekünun içinde bi - zim halı parası da dahil, Müsterih ol Nüriye ,pek yakın bir zamanda | bayvağımızın gölgesi altnda Türk- lüğümüzle müftehir olarak yaşıya- cağız, bu bayrak havalarda dal - | galandıkça yavrusunu koruyan bir anne gibi vatanı kanatları altında müdafaa edecek, Bir an için odada * hazin bir süküt oldu. Sokakta po- lis düdüklerinden başka bir sey i- şitilmiyordu. Kapının tokmağı ha - fif hafif vuruldu, Nuriye Hanım - la zevci korku ve hayret. içinde! biribirlerine baktılar. Bu (saatte evlerine kim gelebilirdi? Mehmet telâşla şamdanı aldı ve yavaş ya - | vaş merdivenleri inmiye başladı. Şamdanın hafif ziyaları © altında gelen kimsenin yüzünü güç farke- debilmişti. İmam Hayri EF. bekçi- nin yüzüne bakarak: — Haberin var mı? Baban dün akşam kumarda tam 2000 lira kay- betti. — Nesetr.: Mehmet, kurşunla vurulmuş gi- bi sendeledi. — Biçare adam bunu hiç dü.| şünmedi mi? Ailemizin namusu mahvoldu, diyerek kendini bir kö- şeye attı. Birden kalkarak: — Hayri sen çok yüksek kalpli bir adamsın, babamın bu hırsızlı - ğını kimseye söyleme, ben bir haf- ta zarfmda bu parayı ödiyeceğim, ricamı reddetmezsin değil mi? Hayri Efendi o müteredditti, Çünkü, bu haberi vatandaşlara an- latmayı vicdan borcu biliyordu. Birkaç saniye hareketsiz kaldı - lar. İmam müteredditti. (oFakat kararını vererek muvafakat etti. Zavalk bekçinin bütün ümitleri sönmüş, babası onların iyi muame- | lelerini suiistimal etmişti. Gözleri- ri halınm beş kalan yerine dik - wiş: — Zen bunu nasıl ödiyebilirim? Jemek ister gibi bakıyordu. Zev - İ liahmere yardım ediyordu. Yanla-| dağların arkasında batarken Meh- sesini yanma çağırdı. e Söylemek “iözdiği cümleleri o söyliyemiyor. MP in “ Nirvana gibi,, Günün gün olmaz ise, gecen zindansı eğe Oksüz kalan ruhuna sağken bir türbe Bilir misin! Asırlar arkasından bir ses der istiraptir. Beşeriyet ömründe hayat bir Gü e kanmaz ki nasihstten ws Janis Onun ermeden kalmiş bin bir omu- radı vardır. Cefa çekenler şuna katiyetle inansın Istırabı doğuran o korkunç arzulardır. Eğer fâni ömrünün kudreti büyük ise, “Istek, denen yılana “yok, denen bir pala çal O hisler vaktile omuzunda vük ise ölen arzilar ile istirap bulur zeyal Dünyada herşey mümkün bunun da var çaresi Sırtından hayat denen şu yükü bir ativer, Ey yıllan talin cefâkeş biçaresi Mesut olmak istersen, ruhumt böşal- vwer, Şemsettin Sair yy yg yyl i bir hasta gibi halsiz kalıyordu. Nuriye Hanım zevcine sordu: — Mehmet! biselerimi çıkar yarın kuvayı milli- yeye geçeceğim muhakkak gidece- ğim, gitmem lâzım, vatan bizden i yardım istiyor, o tehlikede... Nuriye Hanım ağlıyor, yalva » rıyordu: — Ya ben... Ya çocuklar? Bu masum yavrucuklar ölüp gidecek- ler mi? Vatan onlardan daha mı kiymetli? Bekçinin tüyleri ürperdi. Haya- | linde müthiş harp sahnelerini, 6 - | ilen vatandaşlarının kendisine bizi | kurtar diye bağırdıklarını işitiyor» İ du. Vicdanı ona daima vatan için | kelimelerini tekrarlıyordu. . . Bu onun son gecesi idi ve hiç uyumamıştı. Sabahleyin erkenden kalkarak giyindi ve çocuklarını öptü. Fakat müşfik baba ayrılamı» | yor, onları mütemadiyen öpüyor, | ağlıyordu. Yavrucuklar her şey - i den bihaber uyuyorlardı. Mehmet saatlerce çocuklarına baktı ve on- ları son defa öpreke ayrıldı. Kapı | aralığında zevcesile yaptıkları ve- da çok hazin olmuştu. LR Şafak sökerken iki kahranan lasker gizli geçitlerden ilerlediler. Düşman her tarafı sarmış, onların daha yakın gitmek istedikleri yol- ları kapatmıştı. Dört saat mesafe - deki karagâhlarına müşkülâtla bir günde gidebildiler. .. 26 Ağustos günü üç zabit Hilâ- rında bir inilti duydular. Bu Meh- metti, Gözlerini açarak etrafına — Nuriyeciğim benim asker el- | Kahraman nasıl temsil edildi ? 30 Ağustos Çarşamba günü ak - şamı Tayyare bayramı olması iti - lerinden birini vermiştir. Müsame- rede Faruk Nafiz Beyin “Kahra - | man,, isimli manzum eesri oynan: | mıştır, İ Fatma rolünde Handan Hanım | iyi idi. Emine rolünde Samiha H. | da Handan Hanım gibi fazlasiyle muvaffak oldu. Yalnız | onu bu rolünde biraz durgun gör. düm. Modern eserlerindeki roller- de daha fazla muvaffak Hüseyin rolünü oynıyan genç çok iyi, şimdiye kadar manzum eserlerde hep muvaffak | rolünde oluyor. | seyrettiğimiz oluyor. Bekir çavuş rolünde Saim Bey pek muvaffaktr. İmam rolün- | de Hikmet Bey Makyaj itibarile şaheserdi. Yalnız sesi o güzelim manzum eserin ahengini bozuyor - du. Osman rolünde Hilmi Bey baş- kı başına bir tip yarattı denilebilir. Binbaşı Aziz rolünde Niyazi Bey de muvafak oldu. Hasan rolünde Bekir çavuş rolünde Saim B. Sadi B. eserde en iyi oynıyan yegâ ne artistti, Kendisini bir çok ko - medi ve piyes rollerinde muvaffak | olarak tanıdığımız Sadi bize bu e- seri de hazmederek pek güzel oy- nıyabileceğini ispat etti. Hattâ bir az daha ileriye gidiyorum. Sadi B. İstanbulda trajedilerde oOJön ve Gran rollerde en iyi oynıyan bir amatördür denilebilir. Melih Nazmi Çorlu gençleri orlu, (Hususi) — Geçen hafta Çorlu gençler birliği Uzunköprü ye giderek Ergene spor klü bir maç yapmış ve 2 —İ galip gelmiştir. Sikmek Futbol maçı Yavuz futbol takımile İttihatspor takımı arasında bir maç İ yapılmış ve neticede Yavuz futbol | takımı gençleri 5 — 1 gibi büyük bir farkla galip gelmişlerdir. Maç heyecanlı olmuştur. İzmir baktı ve kesik cümlelerle: — Nail... Nail... Köve döner - sen.. İanecilere... Hayri... Efendiye söyle.. De ki, Mehmet borcunu ö - | dedi..... ve ailesinin namusunu | temizledi. Hafif bir tebessümle i kapattı, İ Güneş 26 Ağustosa veda ede - rek korkunç kızıllıklarla çıplak gözlerini | metçik can vermişti.. | Mefküre Selcuk ; almanın, medeni ihtiyaçlardan bi- ri olan okumanın ve sabahtan be - | İ rici vaziyeti, faaliyet misali Balıkesir gençliği Hal- 7 . kevı nde nasıl çalışıyor? l Balıkesir gençliği inkılâpçı hamlelerle ilerliyor. Sahne barile Halkevi mutat müsamere - | ve kütüphane işleri memnun olunacak bir şekildedir Balıkesir hükümet konağı ve şehrin umumi manzarasi Muntazam tarhlı bahçesi ve yep | yeni binasile Balıkesir Halkevi, varlık göstermek hususunda biri - birile âdeta yarış eden bütün Hal- kevlerinin ön safında geliyor. Halkevi kelimesinin ifade ettiği mânayı, burada en ufaktan en b yüğe kadar idrak etmiyen, bütün mânasına nüfuz etmiyen yok gi - bidir. Yemeklerden sonra temiz hava çalıştıktan sonra musiki dinleyip | dimağı dinlettirmenin bir ihtiyaç olduğunu çok yi anlıyan halk, ken- di öz evinin bahçesine, mütalca sa lonlarına akın akın gelir ve bu ih- | tiyaçlarını tatmine uğraşır. | Velhâsıl yalnız Halkevinin ha- olan arı kovanını andırmaktadır. Halkevinin reisi daimi encümen azasından, Esat Adil Bey isminde bir gençtir, Esat Adil Bey azami randman almak için arkadaşlarını çok iyi tanıyan ve müşterek çalışabilmek için de onlarla çok iyi uyuşan bir zatlır. Evin ilk açılış tarihi olan ( 24 Şubat 932 ) e kadar, muhtelif şu- belere yazılan vatandaşların mik - tarı beşyüzü geçmiş ve on gün için de de bütün kolların faaliyetleri verimli neticeler vermeğe başla - miştı, Meselâ buna en büyük misal, içtimai vaziyetleri yüksek bir çok | zevatın haricin dedikoduları dü- | şünmiyerek refikalarile birlikte sahneye çıkıp inkılâp piyeslerini beraberce oynamalarıdır. Bu ha -| reket, çok dedikoducu olan eskiye bağlı kimselerin yüzüne vurulmuş en kuvvetli ve en kahir tokat ol - mak noktai nazarından çok şayanı takdirdir. Açılış günü olan 24 şubatta kü- tüphane, müsamere, neşriyat kolla rı umumi bir müsamere yaptılar ve geceli gündüzlü çalışmakla çok gü- zel bir surette çıkarılan (Kaytak) mecmuasmı dağıtmak, ve bin beş yüz kitabı olan kütüphanesini aç - makla halka faaliyetlerinin ilk se- merelerini göstermiş oldular. Bu Halkevi çatısının, muhtelif devirleri idrak etmiş yaşlılarla, | Cümhuriyetin ilk yetiştirdiği ateş- | li gençlerini, ayni gayeye koşmak- "ta birleşi'smiş olduğunu görmek. | ne zevk veren bir şeydir. Harici vaziyeti şöyle bir görüşle hülâsa ettiğim Balıkesir Halkevi © nin şube faaliyetleri üzerinde ay * rı ayrı duracağım. Fakat ilk mek” tubumun çok uzun olacağını dü “ şündüm ve hiç bir sıra gözetmiye" rek, yalnız gazetenin sütunları#! göz önüne getirerek birinci mek” tubumda yalnız kütüphane ve neş” riyat şubesinden bahselmeği mu * vafık buldum. Faaliyette çok mu” vaffakiyet gösteren şubelerden bf ri muhakkak ki kütüphane ve nef” riyat şubesidir.. Bu şube, şehir ds” hilinde, üç muhtelif yerde okum8 odaları açmakla ihtiyacım bir kıs ” mının önüne geçmeğe uğraşıyor. Halkevi binası dahilinde (1500) kitaplı okuma salonunda fiş w sulü caridir. Her hangi bir kitabi okumak istiyen meraklı, numaral! gözlerden aradığı kitabı alır ve © kuduktan sonra tekrar yerine yer * leştirir. İçinde muhtelif meslekler ait kitabı bulunan bu salonun bif memuru vardır; o da umumi işl& re bakar yoksa kitap alanlar tek - rar kitabı yerine koyarken büyük deftere yalnız isimlerini yazmak!8 İ iktifa ederler. Burada nazari dikati celbedef bir nokta varsa, o da yerlilerin bil hassa tarih kitaplarına çok ehem * miyet verdikleridir. Türkiyenin ek İ seri gazeteleri (Kaynak) mecmu# İ sile mübadele suretile buraya gel mekte ve salonda halk tarafında okunmaktadır. o Edebiyat kolil€ müşterek hareket eden neşriyat kolundan ikinci mektubumda bal” sedeceğim. Baha Hulusi Malatyada lise Malatya, 8 (A.A.) — Bu sen açılan yeni liseye talebe kayt < kabulüne devam olunmaktadır. senin açılması münasebetiyle Hali evinde bir toplantı yapılmıştır” Toplantıda muhtelif hatipler, Cü” huriyet hükümetinin bu yeni €**” ri dolayısile hararetli sözler söyl” mişlerdir. “üğ Halk, özlü ve samimi tezabür” ta bulunmuştur. 3 Toplantıda, Reisicümbur Har N Toplantıda Reisicümhur e retlerine ve Maarif Vekâleti ve li Refik Beyefendiye şükran te grafları çekilmesine karar ver miştir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: