3 Aralık 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

3 Aralık 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

» — 6 — VAKIT 3 Lacikânun 1933 - Ankaradan Gelişigüzel Mektuplar : Memleket Haberleri © Ankaranın “Tabarin, barına dair... Yazan: Toplu iğne Abidin Daverin “İcabında baş- ; rası, o, daha bu yerlere düşman makale yerine de konulabilsin, | kesilmeden evvel yerin dibine geç kaygusile yazdığı fıkralara galiba! “e? mir. ET Urlada Davacı, suçluya verile İBir kuyudan motorin yağı| olüm cezasını az gördü! çıkıyormuş | ; k Izmirde Melek Hanımı parasına tam#' Urla kazasının Yelaltı mahalle- | sinde boyacı Hüsnü Efendinin c-| lanl : : A olanlar | inde mevcut bir kuyudan motö - iş, Coğrafyası kuvvetli Skal en idi imrenen Felek, geçenlerde bir ah- lâk kitabına geçebilecek ve Protestan kilisesinde Galiba, Feleğin Beyoğlunda otur - | duğu ev, oradaki barlardan birisi ne yakındır ve gece geç vakit, ya- tak odasına kadar gelen caz sesi, üstadın sinirlerini | gıcrklamakta, | bara girenlerin, hele çıkanların gürültüsü uykusunu kaçırmakta - | dır. Feleğin bu ahlâki fıkrası kendi gazetesinde bir akis de yaptı. Ga-| zete ve otomobil sahibi muharrir « lerimizden Bürhan Cahit bey de| bir fıkrayla davaya destek oldu. İ Yalnız, İstanbul müftülüğüne, | diyanet işleri reisliğine (o dair bir Yazı yazarken bile Piyer Benua'- dan, Andre Morua'dan misal getir- mesi beklenen bu asri romancının | “bar,, hususunda en hoşuna giden mütalea, eski bir müfti efendi- nin mütaleası oluyor. Geçen yıllar- dan nde kendisine bar hakkın: | daki fikir ve mütaleasını sormak münasebetsizlığınde o bulunan bir gazeteciye “Efendim bara nelü- zum var; herkes barı kendi evin - de yapsın,, yollu cevap veren bu müftü efendiyi Bürhan Cahit Bey pek beğenmiş. Aşağı yukarı, o da: #-— Evet, evlerimizde bar yapa- İsmil diyor. Güzel ama, müftü efendi barın | ne olduğunu bilmediği için, Burhan | Cahit bey de Köroğlunun geliriyle | evinde tam bir bar sefahatı yapa- | bileceği için bu fikirde bulunuyor. Bar dediğin caz ister, şarap ister, | şampanya ister, dansedilecek bü - yük salon ister. Herkes bunları bu- labilir mi?. Bu iki ahlâki fıkra bana ve bir kaç arkadaşıma o kadar tesir ede- memiş olacak ki, bunları okuduk- tan bir müddet sonra Ankaranın meşhur Tabarin barına gidiver « dik. Gittik, bir iki saat oturduk; iç- ki içenleri, para harcıyanları, dan- | sedenleri ve kadınlarla önüne tül perde çekilmiş iki katlı localara her ne kadar bulunduğu mev- bir | ki sizin Kayışdağından bile yüzler okunabile - | ce metre yüksekte bulunsa da Ta- cek bir fıkra yazmştı: “Bar tehli- | barin bara burada beş altı basa- kesi,, başlığını taşıyan bu hakima- | mak merdivenle iniliyor. Yani a » ne yazıyı bilmem okudunuz mu? | sağı yukarı yerin dibindedir Bu basamakları inip paltonuzu vestiyere verdikten sonra eğer bu- Tabarin barmın (Nüzhet Havım)ı ve ( Sehmet)i ranın acemisi iseniz bir an irkilir, daha çiviye yeni asılan paltonuz - la şapkanızı alıp gerisi geriye çık» | mak istersiniz Çünkü kapının üze rinde “Davetiyesiz girilmez,, lev - hası asılıdır. Bu levhanın üzeri - nizdeki tesirini anlıyan vestiyer çırağı hemen yanınıza sokulur: — Size göre değil efendim. der, bazıları pek sarhoş;“pek kıyas eftsiz ve boyunbağsız geliyorlar da onları içeriye sokmamak için bu levhayı astık. Bu kapıyı da geçtikten sonra bardasınız. Müşterilerin göze gö - rünürleri dört köşe oturmuşlar - dır; ortada kalan dört köşe yerde de dansedilir. Göze görünmiyen müşteriler lo cadadırlar. Onların bir müddet sonra sesini, kahkahasını, kısık bir sesle şarkı söylediğini, yahut da: — Perihan hanıma bir şişe şa- rap daha getırmız! — Mehmet, Nahide meyve istiyor! - Nüzhet hanımın locasına bir şişe şampanya daha! Yollu seslendiğini duyarsınız. hanım rin yağı çıkmağa başlamıştır. Bu evde reji Ziya B. ikamet etmektedir. nın sim siyah bir mâyi görülmüş; defatla sallanan kova mıştır, derlerin üzüm boyama törin yağı olduğunu söylemiş hattâ kendi motörlerinde edilmek üzere şimdiye kadar on verilmiştir. İki gecedenberi kasaba elekt - riklerinde görülen sızlıktan ileri geldiği söylenmiş ve İ bu kuyudan çıkarılan yağlar ten - virat dairesi motöründe kullanıla - rak müspet netice vermiştir. Bunun üzerine evin sahibi Hüs- nü Efendi, aklını başına toplıya- rak, kuyusundaki yağları parasız zanın yağ - dağıtmaktan sarfınazar etmiştir. Bir haydutluk Bireciğin Telatusa köyünde bir baskın hadisesi olmuştur. ! haydut, köyü basmışlar, köyün zen İgini Bekir ağa-— evini sarmıste- Bekir aganm karısına, paralarının yerin! göstermesini söylemişlerdir. l « 'rağanın karısile oğlu pa - rala “ı yerini bilmedikleri ceva - bını vermişler, bunun üzerine hay de karma karışık etmişlerdir. vi araşlırırken dokuz yüz gümüş mecidiye bulmuşlar, almışlar, sa- yuşmuşlardır. Jandarma hadiseyi haber alın- ca haydutlarm takıbine başlamış, ikisini yakalamıştır. Ötekiler ara- İniyor, rdan , ikisi de gözüne kestırdığı kadını başkasına kaptırırsa ö zaman bü- İtün neşesi sönen, ümidi dağılan biraz gecikir memurlarından Kuyudan her zaman; bildiği - İ miz su çekilirken, bir gün sabah - her çekilişinde bu mâyii çıkar - Bu evin ittisalinde Alyoti bira- fabrikası vardır. Bu mâyi fabrikanm maki- nistine gösterilmiş, bu adam mo - Yedi | dutlar ikisini de yaralamışlar, evi | E-| bir | İ bir maznünun ölüm cezasile teczi- yasina 'kafır veğilmiştir. Heyeti hâkimeyi bu karara sev leyin; kuyuya sallanan bir kova - keden hadise şudur: çıkardığı nın getirdiği iple boğulmuş, bir çu | kura gömülmüştü. karısı Zek-anın evvelce muhake ve istimal elilmek üzere sindire kadar » | Bir mevkuf Hapisaneden kaçtı Akhisarda fırtınalı bir gecede hapishane inevkuflarından bizi dı- İ varı delmek suretile kaçmağa mu- vaffak olmuştur. Firari Meder İM nl yüne salarında Abime fadır. Bu yaman delikanlı, kaçmadan evvel hapishanede mevkuflardan Ahmedin elbiselerini çalmıştır. Ta harrisine devam edilmektedir. Kaçan Mustafa geçenlerde bir | âmanın gözlerini açacağım diye İ parasını dolandırmıştı. Kendisine yüz“vermiyen kaaını yaraladı Bozdoğanın Kızılca köyünde bir cinayet olmuş, bir adam genç bir kadını ağır surette (o yaralamıştır. Vaka şöyle olmuştur: Kızılca köyünde 18 yaşında Molla Ahmet oğlu Şükrü, komşu - kundur. Şükrü ötedenberi takip ettiği genç kadını evinde olarak sıkıştırmışsa da kadın Şük- rünün teklifini reddetmiş, mağa başlamıştır. Bundan kızan Şükrü tabanca - yalnız bağır- | memesi altından ağır surette yara- memleket has- tanesine getirilmiş, Şükrü de ya- kalanarak adliyeye teslim edilmiş- tir, famıştır. Yaralı İzmir ağırceza mahkemesinde | meleri yapılmış ve ip getiren Bir kaç gün firardan sonra ya- kalanan İbrahim oğlu Hüseyin ve su Mustafanın genç karısına tut -| sını çekerek kadına ateş etmiş, sol | ederek öldüren Hüseyin mahküm oldi 4s” dının 10 sene hapsine, Hüseyin” | idamına karar verilmişti. gil” Bu karar temyizçe nak3€ miş ve tekrar muhakemey€ Bundan bir müddet evvel Beş- | lanmıştı. Bu sefer neticelener pe tepelerde Melek H. namında bir | hakemede, reis kararı okW kadm parasına tamaen, bir kadı - | Hüseyin sararmış, sendelemisli”” Kenarda duran maktul gi Hanımın kocası Bayram kararı tebliğ eden reis beye: — “Bu ceza azdır efendim» İ miştir. Balıkesirde Bir çocuk yandı Balıkesirde dört yaşında bir kek çocuğunun ölümü ile neti€ nen acıklı bir hadise olmuştur” İ Umurbey mahallesinden Hs oğlu bahçıvan İsmail ağanın ki bir dört, diğeri iki buçuk yaş” bulunan iki çocuğunu yanma a rak istasyon civarındaki bahçeli Kadın bahçeyi kulübede b | mış, kendisi de fide ekmek ü# Kulübede mangal ve içinde biraz ateş bt maktadır, ei imi İrine gitmiştir. rmca çocukları bahçeye girmiştir. ln İ şümüştür. Avni isminde olan çocuk etraftan biraz çalı çırpı © liyarak mangala atmış ve karşı#” i geçerek ısınmağa başlamıştır: Mangaldan kıvılcım sıçr8! ve çocuğun elbisesini tutaştarali tur. Bu suretle zavallı çocuk mel telif yerlerinden yanmıştır. Annesi yanık kokusunu duy ta geldiği vakıt oğlunun bitap İ halde yerde yatmakta oldu görmüştür. Zavallı çocuk derhal hasta altına * meli Müddeiumumi muavini Hİ. B, tahkıkata vazıyet etmiştir. İ dise hakkında tahkikata dev” edilmektedir. ef” kaldırılmış ve tedavi lunmış ise de aradan çok geçi ölmüştür. bu adamcağızın süklüm püklüm, sümsük sümsük yerine bir dönüşü|,,.. i IKöy muhtarları ve imam- ları için kurs çekilenleri ,Amerikan barının ö - Bu kendiler: görünmeyip sesle- nünde sarışın, kumral, buğday ve iri gelenler Tabarin barın bahtiyar esmer renkli kızlara sevgisinden, | müşterileridir. Onlar cazda foks- visalinden bahsedenleri gördük ve | trot, tango, rumba, blak botom, —— | Bir fen memuru vazife” uğrunda öldü var ki, yürekler dağlar... Buranın hanrmları — kendi ri- | duyduk. Çıktığımız zaman ne ah- lâkımızda bir bozukluk peyda ol - du; ne kesemizde büyük bir boş - luk hissettik. Şişesi doksan kuruşa satılan bira için purbuvarı ile bir- likte birer lira verdik ki bu parayı meşhur iktisatçımız Fazıl bey bile pek büyük bir meblâğ saymaz sa- nir. vals başlayınca hemen yanlar « daki hanımı — eğer şamapnya ya hut şarap şişesi bitip hanım sa -|; vaşmamışsa — dansa kaldırabilir. ler. Oyun da bilmeseler, sarhoş » lukla yalpa da vursalar, hanımla- rım rengârenk iskarpinlerine de bassalar şişe bitinceye kadar hoş | görülürler. Ayağına basılıp canı vayetlerine göre — Ankarada il ham perisi vazifesini de görürler. Meselâ birisi çantasında genç şa-| bey tarafından kendisi için yazılmış altı, yedi şiir bulunduğu İnu söyler, Bırısı yanağındaki çu » kur için muharrir .... beyin sekiz yüz sayıfalık bir roman yazacağı- nı anlatır. İşte bizim Ankaranın Tabarin | Eskişehirde Vali İsmail Hakkı, fırka reisi Osman ve belediye reisi Kâmil Beylerle halkevi ve frıka teşkilâtına mensup bir heyet Kara pazar, Kırka köylerini ziyaret et - ! mişler, köylülerle yapılan temaslar neticesinde Eskişehir halkevi bi - | nasmda köy muhtar ve Muş ile Bulanık arasında lan yollar üzerine memur olaki fia fen memuru Sinani Bey 19 da çalışırken şiddetli bir ei yağmur ve doluya tutulmu$, bi saat uğraşmıştır. PE Vilâyet merkezinde derhal at davi altına alınan bu gene “to LL : ö 0 müdürü Remzi ve hükümet v7 imamları için bir kurs açılması tekarrür et - e | miştir. Bu kursta köylülere köy yanan bir artist nihayet “ben bu A bir iki barı daha varmış; yolumuz düşmedi, görmedik. Fakat Taba - rin Ankaranın gazete hayatıyle alâkadar olanların pek ayağı al » tında, Hakimiyeti Milliyeye, res- mi ilânlar bürosuna, Yurt gazetesi | idarehanesine, Hakkı Tarık Beyin evine sapan caddenin köşesinde - dir. Barın kapısından içeri girer » ken: — Feleğin kulakları çınlasın, dedim, o, barları yerin dibine ge - girecek yazılar yazdı. Halbuki bu- hayata tahammül edemiyorum, diye içindeki sızıyı süsler, püsler de öyle ağlar. Cazda bir dans havası başla - yınca pistin dört tarafında kendi kendilerine oturanları görmelisi - niz. Bunların “angaje,, edilmemiş | kadınların toplu bulunduğu tarafa bir koşuşmaları var ki, ömürdür. | Bir an içinde beş on kişiyi yele tu- tulmuş, yahut sel önünde sürükle - niyor sanırsınız. Ümit ve neşeyle hepsinin yüzü güler. Eğer bu akın- barı budur. Daha fazla tafsilât is. tiyenler bayram günlerini burada geçiren Sadri Etem beye müraca- at etsinler. Arada bir yolunuz düşerse gi- rer burada bir iki saat vakit geçi- rir, sonra gider yatarsınız. Dört tarafı kafesi andıran bu eğlenti ye içuğa, polisin tayin ettiği bu kapan ma saatine kadar orada eğlene - dır. Ankara : Toplu iğne rindeki gece kuşları daha iki bu | cekler, yahut eğlendik sanacaklar | kanunu ve medeni bilgiler hakkın da dersler verilecektir. Kursa de- | yam edecek köy imam ve muhtar- İ larının iaşesini halkevi temin ede- | cektir, inelim Bir ölü çocuk bulundu Balıkesirde bir dere içinde 9 yaşlarında bir kız çocuğu (o cesedi çıkmıştır. e Cesedin muhtelif yer - lerinde yara ve bere izleri görül - müştür. Müddeiumumilik tahki - kata el koymuştur. ru Ali Fahir Beylerin bütün — ret ve ihtimamlarına rağ” iştir. etmiş! şti» ! tarılamamış, vefat a nazesi merasimle defnedilM" —— — | sog Bandırmada kanlı bir e Bandırmanın Çınarlı m ar” ol sinde oturan gümrük hama in 9” İ İ dan Mehmet ile Sıtkı arası” ğa Sıtkıyı ar0” m et, ga çıkmış, Mehmet sekte YP Ta dört yerinden ağır sur lamıştır. | Mehmet ölüm hastaneye kaldırılmıştır»

Bu sayıdan diğer sayfalar: