20 Mart 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

20 Mart 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e a rast gelinen ii dava İ Köpek ısırmış, dava açılmış! Madum Frosodan davacı olan genç, sokak ortasında ba- cağını ısran köpeğin Madama ait olduğunu isbat edecek Madam Froso, Beyoğlunda Be- | tor Min-s Efendi tedavi etti. Fakat kâr sokağında oturuyor. o Andon | rapor vermedi. Bundan başka bir Efendinin karısı... Davacısı fabri- söyliyeceğim daha var. Ben, tahki- ka idare eden bir genç, Agop E- | kat yaptım. Beni ısıran köpeğin fendi... Agop efendinin davasına ! madama ait olduğuna deir vesika sebep, madsmım koyu gri renkte | elde ettim. İşte, belediye dairesin- tüylü köpeğinin pantalon paçasını | den aldığım şu numara ile köpe- yırtması, bacağını iirması.. Üste | gin kime ait olduğu meydana çıkar lik, köpek sahibinin yakışık almı- İ Çünkü, belediye, - ısırma hâdise yacek sözleriyle karşılaşması.. İd- sinden dolayı usulen köpeği ma- diasına göre, böyle can sıkıcı şey" damın evinden almış, müşahede al- le: olmuş. Davacı, hem ceza, hem | tmda bulundurmuştur. o Köpeğin zara ve Ziyan istiyor. İ hasta olmadığı anlaşılınca tekrar İsterbul ikinci ceran mahkeme: | madamın evine göndermiştir. sinde muhakeme başlıyor. Madam i Reis Haydar Naki Bey, şahitleri Froso şöyle diyer: | çağırdı. Agop Efendirin bacağını, — Onun üzerine hücum eden | köpek ısırdıktan sonra görüp gör- köpek, benim köpeğim değildir. mediklerini sordu. Üç şahitten iki Bs işten ben mes'ul sayılamam.. | si “biz gördük. Köpek dişlerinin Ona karşı yakışık almıyacak söz izleri vardı. dediler. de söylemiş değilim. Kabul et | Mahkeme heyeti, belediye da- mez! iz iresinden müşahede hususunun $0- Şahitler dinleniyor. Emlâk del | rulması için muhakemeyi başka lâlr Artin Efendi, köpeğin mada- | güne bıraktı. mın evinden çıkarak yoldan geçen | idaği : N göncir bacağına saldırdığını Ben- ene Beyin muhakemesi cin madama “gel kafakola!,, de | Kumkapı merkezinde komiser- diğini, madarfim da “sen poliesin? | lik ettiği sırada bir gece attıkları Nez'nXBeni karakola götüremez- | kurşunla şoför Nuri efendinin ölü- sirt, dediğini anlattı. müne sebep olmaktan suçlu Mücip Birmüessesede kâtip Herant | Beyle mahalle bekçisi Adil efendi- E#sndi, köpeğin arkadaşının baca | nin muhakemelerine dün İstanbul Zını ısırdığını sonra madam evi. | ağır ceza mahkemesinde devam e ps girdiğini söyledi. dilmiştir. Davacınm O fabrikasında işçi Dünkü muhakemede, vaka ye- Matmezel Kişak'çe o madamın rinde yapilâh keşfin Yaporu' ökün- Kendisine “sözek benimdir. Kız-| muğ, muhakeme, bazı şahitlerin , o gence İsna (sözler söyle- çağırılması için sekiz nisan saat on ,, dediğinden bahsetti. ! üç buçuğa kalmıştır. Hadam Froso itiraz ettiz İ Yunanistanla Kanada ara- — Hüyir, ksbul etmem.. Dava | sında yeni bir Ticaret cıyı Kipıyorlar da ondan O tarafa mukavelesi çıkıyorlar. Ne köpek benimdir, ne Yunanistanla Kanada hüküme- de ben kötü lâkırdı ettim. Evimin | ti arasında yeni bir ticari zmukave- kapışı açıktı. © Anlaşılan yabancı le aktedilmistir. Bu mukaveleye bir köpek içeriye girmiş, dışarıya göre Yunanistan oOKanadaya iki çıkmış. Oralarda (o dolaşmış ve milyon dolarlık tütün verecek ve efeni'n'n pantalon paçasını yırt- | mukabilinde hububat alacaktır. mığlu yo Kıbrisa alam Frono meleri vi gidecek kereste diği bir mile de, da- Memleketimizden Kıbrsa gi: vacınm sıhhati o bozulmadığını, | decek ve orada telefon işinde kul- çismen eza duymadığını (ortada o 5 heye mlm Sirin > | hasta yattığına dair rapor bulun- Da E itibaren gümrük geen maadığını ileri sürerek, bu işin cezâ | den istisna edilmiştir. i kanunundaki 459 uncu maddeye | Halkevinde uygun düşmediğini kayediyordu . o Halkevi idare (heyeti dün ak- Reis Haydar Naki Bey, bunun $âm toplanmış, 31 martta yapıla- üzerine devacıdan (o bazı cihetler İ cak Mimar Sinan ibtifalinin prog- 8 — VAKIT 20 MART 11344 —— op UMUMI HARPTE sw TEŞKİLÂTI Lİ VAKIT'ın Yeni Tefrikası : 135 Kantarciyef, Halil Ef.yi saklıyor Bu esnada Obıcağı Obüsbü- tün kırılarak (o sürüklenmeğe - başlamış. Oo Fakat O( Sandans- ki) itidalini muhafaza ederek sü- rüne sürüne bir meşe ağacının ar- kasma gizlenmiş. Ve oradan re volverile düşmanlarına karşı ateş etmiş. Bu müsademe yarım s2at kadar sürmüş. Pusuyu tertip eden altı ki- şide mütemadiyen (Sandanski) | yi tüfek ateşi altında bulunduru- yorlarmış. Bir aralık kurşunlardan | birisi (Sandanski) nin revolverini | tuttuğu sağ elinin parmaklırına isabet etmiş ve parmaklarını ko- parmış, revolver yere düşmüş, fa- kat (Sandanski) silâhını sol eliyle | yerden kaldırarak bu sefer sol eliy le kendisini müdafaaye devem et- miş. Düşmanları onu kolay kolay öldüremiyeceklerini anlayınca bu sefer ikiye ayrılmışlar. içlerinden üç tanesi yerlerini değiştirip bir nı- sıf daire çizerek (Sandanski) nin arkasına gelen bir noktaya birleş - mişler ve oradan ateş etmeğe baş- lamışlar, Bu suretle iki ateş arasm- dâ kalan (Sandanski) nin bir ba- cağı kırıldıktan, bir eli parçalan dıktan ve muhtelif yerlerinden kur şun yedikten sonra öldürülmesine muvaffakıyet hasıl olmuştur.,, — Peki ama, ben hâlâ bu hâdi- senin Tütk çetelerile olan alâkası- ni anlıyamadım. (Sandanski) yi öldüren altı kişinin Türk olduğunu nereden anlamışlar?,, — “Henüz anladıkları bir şey yoktur. Mesele bir zan ve şüphe- den ibarettir, Çünkü katil mahal linde Türk tüfeklerine mahsus o- lan mermilerin fişeklerinden bu- lunmuştu, Onun için (Sandanski) nin Türkler tarafından öldürülmüş olmasına ihtimal veriliyormu$.,, Bu muhavereden sonra Halil 'E ji ki Türklere atfederk ithamdın kurtulmağa çalışmak istiyecekler- di. Böyle olduğu takdirde en ya kında bulunan Halil Efendiyle çe- tesi yakayı Bulgarların elinden pek zor kurtarabileceklerdi. Halil EZ Sİ Ortadaki Kantarciyef'tir Efendi için çetesile beraber Bulga- cak ilk Bulgur müfrezesile ya mü- sademeye tutuşmak veyahut ona teslim olmaktan başka bir çare kal mı hk Halil Efendi bir taraftan bunla: rı düşünürken diğer taraftan teşki- lâtı mahsusanın Makedonya ve mumisi olan İbrahim Beyle muha- bere ederek vaziyeti ona anlatmak için bir çare arıyordu. O esnada Ibrahim Beyin nerede olduğunu bilmiyordu.Çünkü Valandova mü- sademesinden sonra Halil Efendi Ustrumcadan ayrılmış ve doğru ' Nevrekopa gelmişti. İbrahim Be- İ yin Bulgar, Sırp hududuna gitmek: Efendi (S.) Çavuşun © yanından| ayrıldığı Zaman gayet müşkül bir mevkide bulunuyordu. (Sandans ki) nin Türkler tarafından öldü- rülmediğine hiç şüphesi yoktu. Fa- kat Bulgarların, (Aleksandrof) ve (Protogerof) gibi komitecilerin bu gibi suikastları yaptiktan sogra onları başkalarına atefederek işin içinden sıyrılmak hususundı o pek mahir olduklarmı biliyordu. Onla” rın Makedonyada senelerden beri ten menedildiğinden ve onun için muvakkaten Sofyada beklemekte olduğundan haberi yoktu. Halil Efendi bir çok vasıtalara müracaât ettikten ve Nevrekop müftüsü Ali Efendiyi araya koy duktan sonra nihayet İbrahim Be- yin Sofyada olduğunu haber ala" bilmişti. Bunun üzerine derhal ona bir mektup yazarak vaziyeti bil- dirmiş ve kendisinden talimat iste mişti, Bir kaç gün sonra İbrihim Bey- den gelen cevapta derhal Sofyâya gelmesi emrolunmuştu. Halil Efen halikında izahat istedi. Agop E- Tümını hazırlamıştır. Bundan baş- | yaptıkları suikastlar hep ayni tarz: di bu emri alır almaz, çetesini fendi, su cevapları verdi: — Raporum yoktu. Beni, dek- lıkları etrafındada görüşülmüştür. | ka 5 nisanda verilecek balo hazır- | da cereyan etmişti. Bu defa da (Fistanı) da bırakmış ve kendisi: | (Sandanski)nin öldürülmesini bel | ni gene tebdili kıyafet ederek Cu: | ristanda dolaşmak ve önüne çıka - | Trakya Türk çeteleri müfettişi u - | MAHSUSA ANAMA A Yazan: A. MİL mai Balâ tarikiyle Sofyaya gitmek üzere atına binip yola çıkmıştı. V © Halil Efendi Cumaibalâya yak- İ laştığı zaman (Sandönski) taraf- tarlarmdan ve Makedonyanın Bul- yetini istiyenlerden komiteci (Kan tarciyef) e tesadüf etmişti. (Kan - İ tarciyef) Halil Efendiyi gördüğü zaman kendisine: — “Halil Efendi, Cumaibalâ yerek onu ikaz etmişti. Halil Efen- di bir an evvel Sofyada İbrahim Beye iltihak etmek (istediğinden ! Makedonyalının bu ihtarı karşısın- da gene ne yapacağını şaşırmıştı. Bütün yollar kendisine kapalı mı kalıcaktı?. Haksız yere niha- ! yet Bulgarların eline mi düşecek” ti? Onun için bir kere (Kantarci « yef) in fikrini almak istemiş ve o- na sormuştu: — “Cumaibalâya gidersem ya kalınacağımı söylüyorsun. O hal- hareket edeyimde biran evvel Sofyaya vâsıl olayım.,, douya milletinden sayarız. Onun için sana her z3mân yardım etme- ğe hazırım, Sen simdi burada bek» Oradan sana birisin igönderirim,O gelir seni buradan alır. Gizlice Cu- maibalâya götürür ve oradan Sof- yaya gidersin.,, Halil Efendi (Kantarciyef) in Filhakika Makedönya, muhtariye* rez mıntakası ihtilâl komitesinin sabık âzasmdan bulunan Bulgar dıktan bir müddet sonra ortalık ka rardığı zaman Cumaibalâlı Hüse « yin Efendi namında bir zatın ken- disine doğru geldiğini görmüştü. nu Cumaibalâdaki evine almış ve hayvanını da hanlardan birine bağ lamıştı.Ondan sonra gene gece ya” İ ba Halil Efendiyi alarak Cumai- | balâdan (Dubniça) ya götürmüş” tü, (Devamı var) şehrine girme. Çünkü seni arıyor”. lar, Görülürsen yakslanırsın!, di: de bana bir akıl öğret ki ona göre — “Biz Makedonyalılar, Bük gar hükümetine benzemeyiz,Ma»« kedonyadaki Türkleri de Make lersin. Ben Cumaibalâya dönerim. bu yardımına teşekkür etmişti. tinin hararetli taraftarı olan ve Se elinden alırlar. Bu kavga öğle üstü olmuş. Ben akşam eve geldiğim zaman daha Halide ağlıyor, öf'senini yenemiyordu. Şefik Bey Ayaş- Im odasmda oturuyor, eli ayağı titri- yor, kendi kendine homurdanıyordu. Aysşımın ne kadar tütünü © varsa içmiş ben gidince benim pakete sarıldı. — O karı bu evde varken ben bu evde durmâm. Beni öldürür. Ben polise hı- ber vereceğim, diyor. Ayaşlı da pişkin pişkin, onun suratma bakıyor, -« Canım şu örtünün parasını versen, diyor. — Vermem, neye vereyim? Örtü ya» neki. — O da kimsesiz yzksulun biri. — Yoksul ama beni öl'ürecekti. — Yok canım nasıl öldürür. Bir sr- olsun yaşlınmi Beyi Halidenin | kımlık canı var. Sen dağ gibi adamsın! — Hn, yakalasın seni, boğazından da bak! Halide de Faikanm odasında bir köşe- ye büzülmüş ağlıyor. İşin kötüsü yukarı katın hizmetçisini kovacaklar. Bir çare bulalım diye düşünürken Hasan Bey gel- di. İşi dinledikten sonra: — Parayı biz verelim, yazık o zavallı da işinden olmasın. Nedir at deve değil ya, dedi. Parayı ben verdim, Ayaşlı da yukarı çıktı, yahudi madamdan rica etti ki hiz- metçiyi koğmasınlar, İs basıldı. Bunlar Ayaşlı'nın odasında, Şefik Beyin gözü önünde oldu. O somurtmuş oturdu, hiç sesini çıkarmadı, sanki işitmedi. Sonri Ayaşlı ile Hasan Bey mezelerini hazırla» yıp çilingir sofralarını kurdukları zaman © da sokuldu, içmeğe başladılar, * Faika'nın kaynanısınm sözüne bakı- | lırsa, Şefik Bey her akşam üstü uğrayıp Ayaşlı ile Hasan Beyin skşam yemeğine hazırlıkları var mı diye bakıyor, varsa kalıyor, yoksa çıkıp gidiyormuş. Ayaşlı ile Hasan Bey onun huyunu (biliyorlar. Hasan Bey biraz kızıyor. Aysşlı o aldır- maz görünüyor. Ayaşlı oda kirasını da doğru dürüst alamıyormuş. Ben sofra ör- tüsü parasını verirken bana dedi ki: — Halide aynayı kırdı bana ziyan ol- du! — Niçin? dedim. — E nasıl olsa Şefik Bey kirayı miyecek eşyası banı kalacaktı! Şefik Bey orta boylu, eskiden şişman ca iken şinidi biraz bozulmuş yanakları sarkmış, ucu kırmızı ufak burunlu, göz kapaklarının altı, sanki su dolu imiş gibi şişkin, tepesi saçsız, yandan saçlarımı u- zatmış, kafasının dazlak yerini bu saç- larla kapamak istemiş, bu yağlı saçlar | ver tepesinde çile çile yağlı parl-k derisini sanki örtüyor, Sağ elinin iki parmağı cıgaradan, tentürdi- yota batırmış gibi koyu tarçın rengi al mış. Üstü başı eski değil yalnız lekeli, en yeni giydiğinin de yakası yağlı. Şefik Bey Arnavut bir baba ile Lüb - nanlı Arap Hiristiyan bir anadan İstan- bul'da doğmüuş, babasının sağlığında İs tanbulda, babası öldükten sonra Beyrut” ta Frenk papaslarının yanlarında okumuş, 20 yaşlarında iken, o zaman büyük bir hiz- met sahibi olan Lübnan'lı bir tanıdığın yardımı ile Hariciye Nezaretine alınmış- tir. O z»mandan bu güne kadar kaç sene | geçti? Bu hesap biraz karışık! Bir (o 2a- man onu tekaüde çıkarmışlardı, — geldi çalıştı, çabsladr, eh eski arkadaşların ne kadar olsa aralarında bir arkadaşlık gayreti olur! (Devamı var) g garistana ilhakmı değil, muhtari komitecisi Halil Efendiden ayrıl » Bu zat Halil Efendiyi yanma “ale miş ve gizli yollardan götürerek 0* rısına doğru tedarik edilen bir ara z toplanıyor, kafanm | | | kirli Suan. nı ka kilidi emk fue) İl) âilnek MA, A YA le iinikncedidnd kizil

Bu sayıdan diğer sayfalar: