25 Mart 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

25 Mart 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— i—VAKIT Musolini harp isteraiyor mu? BR © As$a ve Afrikaya bağlamakta. dır,., sözünü ilâve ediyor. İtalya başvekilinin kahsettiği seri vasıtalar tabiri ile kastettiği sey şüphesiz tayyarelerdir. Fakat haşsi ve iktısadi inkişaf için tayya- re gibi seri vasıtalar bir zaruret midir? Zaruret olmadığına göre Musolininin AST: ve Afrikada istikbale sit İtalyan tevessü ve inkişaf arzularından bahsederken tayyare vasıtalarını düşünmesi ne- dendir? Bu tayyareler bomba ve tahrip tayyareleri (odeğil, sade kits9 ve eşyayı ( ticariye faslma mahsus vasıtalardır demeğe im- kân var mıdır? Büşmakaleden devam) Sonra Musolininin gene As- ya ve Afrikadaki İtalyan inki- şafmdan o babsederken umumi harpten müstemleke doymuş ve memnun olarak çıkmış Avrupa ( devletlerine (o dönerek “İtalyanın iktisadi inkişafına kar» şr engel olmasınlar!,, demekle ne ifade etmek istemiştir? İtalyanın Asya ve Afrikada a | radığı harsi ve iktisadi inkişaf yanmda bir de (Siyasi) (o inkişaf emeli bulunduğunu burada açıkça söylüyor. Acaba Musolininin bü- yük Avrupa devletleri tarafın- dan mümaneat ve muhalefet gör- mesine ihtimal verdiği bu siyasi inkişafın mahiyeti nedir? Ve nere- lerde tatbiki maksadını takip et- mektedir? Hulâsa İtalya başvekilinin son nutkuru okuyup da bunu sulhper- verlik hareketleriyle telif etmek mümkün değildir. axa faşizm liderinin fırkasını daima heyecan- da tutmak için dajma (sözlerine mistik hamleler vermeği bir zaru- ret diye telâkki ettiğini, bu ham- lelerin arkası kesildiği gün faşizm inkılâbının artık inhitat ve inhilâl devrine gireceğinden korktuğunu bilğiz. Bununla beraber bu da- hili inkılâp © zaruretleri ne olursa ! olsun ve nutkun metnindeki ara- zi kıymetini istemiyoruz, te- minatı ne kadar kuvvetli bulunur- sa bulunsun Musolininin ağzım dan gene Asya ve Afrikaya doğ- ru esen harp havası sulhperverleri çok düşündürecek ve çok dikkat ve basiret ile karşılanacak bir ha- disedir. Er REMMEREREAE EEE .— 23 NİSAN Size çocfunuzu düşündüre- cek haftanm başlangıcıdır. Mehmet ASIM A hd 3 25 MART 1934 itibariyle | | | a | Mahkemelerde: mmm Neşriyat davası Muallim ve muharrir Nihal Bey tarafmdan, “Hâkimiyeti Milliye,, gazetesinde çıkan bir yazısından | dolayı muharrir Mühip Bey aley-| hine açılan bu davaya, dün İstan- bul birinci ceza mahkemesinde ba- kılmıştır. Davacı Nihal Bey, bu yazı ile hakarete uğradığı iddiasındadır Dava edilen Ahmet Mühip Bey, böyle bir kasti bulunmadığını söy- liyor. Dünkü muhakemede, Ahmet i Mühip B, in vekili, müekkilinin de | Nihal Bey aleyhine bir mukabil dava açtığını bildirmiş, iki dava- nın birleştirilmesini istemiştir. Mahkeme, Ahmet Mühip Beyin mukabil davasına ait dosyanın | müddeiumumilikten © getirtilmesi İ için, muhakemeyi Bıyram ertesiye bırakmıştır. İhmal davası Bir polis memuru âleyhindeki vazifeyi ihmal davasına dün birin- ci ceza mahkemesinde bakılmış- tır. Polis Cevdet Efendinin beşinci şubede vazife ifası sırasında, lâyi- | kiyle kontrol temin etmiyerek Ati» naya bir miktar esrar kaçırılması- na sebep olduğu iddia edilmekte- dir, Cevdet Efendi, kendisinin vazi- fesinde hiç bir suretle ihmal gös- termediğini söyliyor. Polis İbrahim Efendi müdafaa şahidi olarak dinlenilmiş, gelmi- yen müdafa şahidi polis Osman E- feüdinin tekrar çağırılmasına lü- zum görmiyen Cevdet Efendinin bu husustaki feragati üzerine reis Ertuğrul Sait Bey, müddeiumumi muavini Salim Beyden esasa dair mütaleasmı sormuştur. Salim Bey dava dosyusını tet- kik için istemiş, muhakeme yirmi dört Nisana kalmıştır. İki mahalle bekçisi cezalandırıldı İki mahalle bekçisi dün İstan- bul Birinci ceza mahkemesinde nöbet saatinde nöbetlerini birak- mak suretiyle vazifelerinde ihmal gösterdikleri noktasından muha- keme edilmişlerdir. Ğ M-hkeme heyeti, bunların bir gece nöbet saattinde maballe ara- sında dolaşmıyarak kulübelerinde oturdukları neticesine varmış, bek- çi Ömer ve Hasan Efendilerin ce- za kanunun 230 uncu maddelerine göre cezalandırlmalarını kararlaş- trrmıştır. Kendilerinden otuzar li- ra para cezası alınacaktır. Nİ EĞ mm mmm VAKIT'ın Edebi Tefrikası: 14 İszender Beyi yalnız Ayaşlı değil Fai- kğ Hanım da eskiden tanıyormuş. ile bu yeni komşuyu pek ağız ağıza ko- Buşurlarken gördüm, doğrusu gönlüm bir az çürüdü: Bunlar da mı Ayaşlınım otelin- de tarıştılar? Faikanın yaradılışı , oynak olduğu icin bir erkeğe çokça görülmemelidir. Ben meye bunu gözümde büyüttüm bilmem? : sevimli adam olduğu, herkesin Yüx vermesi çok gönlünü avlamağı çoklarından iyi için yalnız Faika değil herkes onunla tat- lr konuşmağa başladılar. Yalnız Ni Faika | | sokul- bildiği | Halide ondan yüz bulamadığı için İskender Bey hizmetçilerle yüz göz olma- ğı hoş görmez. Halideye de yüz vermi- yor. Halide onu çok sevimli beraber kibirli olduğunu söylüyor, fırsatta İskenderi çekiştiriyor. Ayaşlı, Hasan Bey, ben Halideyi kar- şımıza alıp konuşuyoruz, ona gibi deği! Ayaşlinm kızı imiş gibi davra- nıyoruz. Halide görgülü bir kız olmadı- ğı için karşımızda biraz yakışıksız söz“ ler söylediği, şaka etmeğe da oluyor. Biri dışardan görse burları Himayeietfal cemiyeti faaliyetini arttırıyor Himayeietfal Cemiyeti vilâyet kongresi dün saat 14 te Cemiyet merkezinde yapılmıştır. Celseyi cemiyet reisi Sivas Mebusu Şem- şetlin Bey açmış, kongre reisliğine Fatih murahhası Riza Nuri, ikinci reisliğe Kadıköy murahhası Şevki, kâtipliklere de Eminönü murahha- sı Necati ve Beyoğlu murahhası İ Zeki Beyler seçilmişlerdir, İntibap bitince Reisicümhur Hazretlerine ve büyüklerimize ta- zim telgrafları çekilmesi kararlış- tırılmış, idare heyetinin - faaliyet raporu okunmuştur. Rapor ve plân kabul edildikten sonra yeni teklifler etrafında müs" zakereler yapılmış, eski Emniyet| Sandığı binasının satın almması- | na, İstanbulda bir doğum evi açıl! masına, bir kveş — kurulması- na ve sütdamlasr müessesesinin ge- nişletilmesine karar verilmiştir, Son olarak merkez heyet intihabı | yapılmış, Sivas Mebusu Şemsettin Bey, mültekait Şakir Paşa, Tevfik | Amir, belediye teftiş heyeti reisi Tevfik, Avukat Muharrem Naili, Avukat Esat, Mühendis Ali Hay- dar, Doktor Riza Nuri Beylerle Sadiye Halil, Lâmia Refik, Faika Talât, Maşuka Fahir, Selma Hüse- yin Kenan Hanımlar müttefikan seçilmişlerdir. Maarif cemiyeti Istanbul idare heyetinde Türk Maarif Cemiyeti Istanbul şubesi idare heyeti azasından iki zatın ayrılması münasebetiyle An- kara umumi merkezince yeni bir idsre heyeti seçilmiştir. Yeni idare heyeti riyasetine Belediye reis muavini Mehmet Ali Bey, azalıklara da Sadri Etem, Ziraat Bankası müdürü Ahsen, Hıfzırrahman Raşit; Kasaplar ce- miyeti reisi Ahmet B.ler seçilmiş- tir, Ma ağn Piyasada Hububat piyasası durgunluğu: | Ana nu muhafıza etmektedir. doludan günde 12 vagon mal gel- | mekte ve ancak satılabilmektedir. | bil şoförlerinin grevi devam edi- | Fiatlar geçen haftaya nisbetle bir Polis haberleri Çalarken yakalandı Dün saat 11 de Sultanahmette belediyeye ait inşaat kulübesin- | den Minakolafın ceketini Müm:-| taz isminde birisi çalarken yaka- lanmıştır. Sebepsiz yete dövmüş... Bostanbaşı Tomtom mahalle | si ahçı çıkmasında oturan Dil ber kadın müracaatle (ayni evde oturan Cemilin kendisini sebeptiz yere dövdüğünü iddia etmiştir. Ce- mil yakalanmıştır. LEBLEBİCİ. i yeğ ' 0 i İPEK « ELHAMRA | SİNEMALARINDA Kâğıt para ile şemsiye .. Kâğıt para ile şemsiye Avrupaya Çinden gelmiştir. Orada ilk kâğıt pa- ra milattan bin sene sonra çıkmıştır. Kâğıt paraların üzerinde “İmparato- run mührünü havi kâğıt paradır, ma deni para gibi kabul edilecektir. Bu emre riayet etmiyenin kafası kesilir.,, 1780 senesinde Uzak”şarktarı avdet eden (Honvay) mamında bir Tagiliz şemsiyeyi de beraberinde getirmiştir. Bu zat ilk defa Londra sokaklarında şemsiye ile dolaşmıya başladığı zaman umumun istihzastna maruz kalmış. Fa- kat şemsiye birkaç sene zarfında ta- ammüm etmiş, 1754 senesinde Pariste ve 1755 senesinde Nürnbergde görül- Inzul Akdenizde serseri gibi dolaşıyor Portsait, 24 (A. A.) — Dünl sabah buraya gelen Yunan ban- dıralı Attiki vapurunun oMayotisj vapurundan bir telsiz telgraf al- dığını söylemiştir. Bu telgrafta, Mayotis vapuru (| İskenderiyenin! 150 mil açığında bulunduğunu vel geminin nereye sevkedileceğine dair, banşer İnsulün Yunanistan- daki hukuk müşavirlerinden tali- mat beklediğini haber vermiştir. Vapurun bugün, yarın buray muvasalatı beklenmektedir. . . Bir fikir Paris, 24 (A.A) — Ajans Eko nomik'e Finançic gazetesinde M. Beranje diyor ki: “Almanya yeniden silâhlanmış” tır ve bu yolda devam edeceğini gizlememektedir. İtalya, silâhlanmaktadır ve her gün biraz daha ziyade askeri bir devlet olacağını ketmetmiyor. Sov yetler, Japonya, bunlar da ayni su“ rette hareket ediyorlar. Amerika ve İngiltereye gelince, bu devletle rin de hava veya deniz kuvvetleri: ni herhangi bir surette azaltmış ol duklarma vâkıf değiliz, bilâkis art tırdıklarını görüyoruz. Demek oluyor ki, i beynelmilel | saatin rakkası, silâhları bırakma: dan, silâhları arttırmağa doğru gi diyor.Milletlerin bu hakikati inkâr) etmeleri beyhude ve bu hakikatta gafil bulunmaları ise caniyane o lar, 239 eser meydana : » getiren muharrir | İngiliz muharrirlerinden Içtehef Lagim zlemiz yesim ai © 1 halde mütemadiyen hikâye ve roman yazmakta devam etmektedir. Şimdiye kadar neşrolunan eserleri o kadar faz* ladır ki, muharrir bile neler yazdığın unutacak bir hele gelmiştir. Fletcher geçenlerde İngiliz neşriyat müzesini gezmiştir. Bu müze İngilterede çıkan her kitaptan bir nüshasını hıfzeder. müştür. On dokuzuncu asrın ortasına doğru şemsiyede ıslahat yapmak isti- yenler olmuştur, Bazıları yağmur sula- rının alınası için oluklar icat etmişler, bazıları da şemsiyenin kenarından yağ- mur sularına akmaması için etrafını süngerlerle kuşatmıya kallışmınlardır. Fakat bunların hiçbirisi devam ede memiş, şemsiye olduğu gibi bugüne ka dar mevcudiyetini muhafaza etmiştir. Atinada şoförler grevi devam ediyor Atina, 24 (Hususi) — Otome- yor. Zabıta ile grevciler arasında Fletcher bu müzede dolaşırken kendi eserlerinin bulunduğu kısmı görmüş o sayede şimdiye kadar kendisinin 239 kitap yazmış olduğunu tesbit edebil- miştir. Tarifelerde tenzilât Londra, 24 (A.A)—Ünited Sta lin ve Amerikan Marşan Lin seyri" ' sefain şirketlerinin Londra ace: likleri 26 — 3'ten itibaren Ne york ile Kork ve Sytanton arası daki nakliye tarifelerinde yüzdi ! 10 tenzilât icra edileceğini bildi mişlerdir; 100 0 #0 8844 38 BABAN BAN SA BANA Ea az daha düşüktür. “geçen hafta 5 | bir çok arbedeler' ve hâdiseler vu- | leri tehlikesi vardır. Geçen günki kuruşa satılan ekisira beyazlar bu hafta dört kuruş otuz paraya alıcı bulamamıştır. küşkündür. bulmakla her ğa başladım. hizmetçi kalkıştığı | fazla bulur. Belki çirkin de görür. İsken- | der Bey dairemize gelinceye değin bana hiç çirkin gelmezken o gelince, hizmetçi- | ye karşı bu yarenliğimiz, ki biraz da be- nim yaradılışımın yaptığı bir şeydir, ken- di gözüme de çirkin görünmeğe başladı. Ancak İskender Beyden sıkılıp Halideye ağır davranmağı da kendime yedireme- dim. Halidenin beni kardeş gibi sevmesi ve bana yüksünmeden hizmet etmesi be- ni avuttu, Sonra günler geçip te. ben İs- kenderi daha yakından tanıdıkça bir za- man ondan çekinmiş olduğuma sıkılma- İskenderin odasına ilk gittiğim gün ba- na pek çok ikram etti. Çay, reçel, prsta, likör, şekerleme verdi. Az günde odasını düzeltmiş, süslemiş, duvarlarına resimler asmış, Masa, masa örtüsü hem temiz hem süslü, Bana babasının, anasının, kardes- lerinin resimlerini gösterdi. Sonra Rusya- ku buluyor. Tramvay amelesinin i de şoförler ile mütesanit oldukları- İni göstermek için grev ilân etme- aksan bıyıklı derin resim bir şe dan kaçırabildiği bir kaç fotoğraf çıkar dı. Bunlar İskenderin mektepli zamani resimleri idi. Babasının Rusyada kal zenginliğini anlattı. Türkçeyi, Hemşin arbedede grevcilerden ağır suret | yaralanan üç şoför hastahane: | kaldırlmıstır. « ile, biraz da Tatarca, Rusça limeler karıştırarak konuşuyor. Babasının resmine baktım: Pos, ki ı, iri yarı bir adam. Zenginlik, kü çük Burjuvalık üstünden akıyor. İsker genç mektepli resimlerinde duru! ları ne kadar yapma, ruhsuz ise bab nın resmi de o kadar canlı. İskender Bey bana fabrikasından b kaç resim de gösterdi: Yakından alınm ler, bunlara (© bakarak fabrikad v anlamağa çalışmak boşuna! Ben bu fabrika resimlerine bakar! İskender Bey sözü, memleketimizde para kıtlığına çevirdi: Para olsa bu memlekette az za: da büyük isler yapmak çok kolay, ded

Bu sayıdan diğer sayfalar: