3 Mayıs 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

3 Mayıs 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çocuğu bam için şık bir yaka- hk alacağım! ki ister misin? — Yok, se- ninki son mo- da de; yl V o Cevaba Cevap ! G e dönüşü uygun (buldu. > yere uğrayıp biraz çakıştırdık- tar sonra, yarım saat evvel eve gelerek Epi giyen Şakir e - fendi. seslendi: — Seni ek bakkaldan ix sü n dili ka... ai 1, bir türlü ii diyecekti şe bir — şeker al, Parasmı şimdi annen ve- ok! kilo dalave- Şakir efendi, oğluna bunları Dm vari tafafta ve — : bakkal dükkânındayız. Küçük Şev ki, şekeri tartan bakkalın her ha- reketine dikkat etmeyi unutmu- yor. Bakkal Bodos ağa, şekeri te- raziye koydu, içine ufak kürekle MR tane en sonra eliyle bir tane Oda fazla pi onu geriye Gi şöyle bir ufakçasını kese kâğıdının i ee flat, diri Ayyy yy . VE Çaresi?) Ayyy ei arada sıra» “Eğlenceli yazılar sayıfası ür He A arf içinde bur. ya bir m. gönderdi! Evli ği anlaşılan bu zat, iki senedir kulağı bir uğultu hasıl olduğunu, bunun boğuk bo- ğuk akisler bırakan korna sesini andır enlatişör; inim sebeb e Sökmedi Dimi is Efehdi, ği bildiği yağcı Haralambos Efendinin ay- lardan beri er mustarip bu- | yaktığını 5ğ- | , derhal e an istifadeyi az ve sandık içerisine bir kaç şişe en iyi ve ay» | ni zamanda pahalı cinsten şarap yerleştirerek, Hatalambos Efendi- nin Yenikapıdaki evine gönderdi. Gerçi bu bir sandık şarabı hedi- olarak göndermişti, fakat san - aber gönderdiği mektup- ta bu şarabın kaça malolabilece- ğini, devamlı sipariş der leceğini falan da şöyle bir sırasını halinde ne eceye kadar tenzilât yapılabi- bunlardan hi triya- | da bir adamın nakris ağ şarabın pek faydası dokun ağrılarını a kaydetme ği de unutmamıştı Aradan ia iş geçince lambos efendiden ne cevap Beğeniralnis2 Zengin yağcı, ni mera rapçı Dimitriyadis Ef: sın, üstelil i nedir? di içre yazıvermiş, v vadi 5 lur, aman derdime bir çare!,, yor. Böyle bir mektubun “Eğlence- li yazılar sayıfası muharritliğine,, di 9 gönderilmesine göre, rilecek cevap “Uğultunun boğuk boğuk akis- e bırakan mir sesini andırma- ancak şu olabilir: burada ves | çi Civcivler Ve Tavuk! Şefkatli bir anne olan Muhsine Hanım, birikiz, biri oğlan iki ğunun üzerine ike On- 1 i bakar, hele çocukla- rın vaktinde yatıp kalkmasını pek ehemmiyetle gözetirdi. Bir akşam, gene her g akşamki dın ağzımı, kerek kapattı.. —A İrm, ver ie Pe şin parayla alışveriş ede: müşteri- ye can feda! Şevki, | de benden, ha Küçük Şevki, kese kâğıdını avu- Gi Deil yüzünü ekşitti , Şevki?. Nedir nıma döndü: — Ben de perşembe akşamları hep ertesi günün a ve ler mem, Karısı, bunun ne hikmet oldu- ğunu ia zah etti: — Daire dönüşü Balıkpazarma uğrayınca, elbet! — Haydi, sen dal, Eş dost ha- tırı için, şöyle ayak ye bir söle a tr Buna da canım. Vazgeç, allah çil Tövbe, es tağfürullah! Başlangıç, evdeki safha.. Şimdi LL Nişancılık Numarası > fiat bei m: o çıkarmağı yiv umukanlığına mağ karı- sı Havva hanım, ya kocaşı- nm saba e. dem vurdu. un kendisine ballandı. ra bii anlattığı © avcılık masallarını o da bire bin katarak eşe, dosta anlattı. Nasıl oldu da karısı, tavşanın ulağındaki © unutkanlık eserini m di?.. Farketmedi değil, farketti, lâkin, orta yaşlı (bir kadın Ep” Havva n yeni Oru bilmiyor. o hop, ho; çocuk değilsin. Nafile, çin çini sana! — İş orada değil, Bodos ağa1!... Babam bana, şekeri g: ırki gibi okki - kilo dalaveresi yapıp da eksik ve gerisin geri gön deririm, dedi — Ey, ne var e ağ Eksik mi i şeker?. — Bana biraz hafif geldi kese küğidi. Bakkal, homurdandı: la Beyan mi işlere karış- ma benim boyuma ne bakı yanii Ben, dalavereden çaka- — Haydi oradan, çocuk! Ver parayı da git! sı, bir otomo: bil satın almanızı istediğini geceli | ni dilinden ni AM Jdelâlet ediyor. erdin B garesi, Be Yane yapıp pe same satin ak maktır, Şi gibi saat yirmi ikiye ere Nes rinle Bülendin önlerinden oyum Mi li çocukları ale dü: karyola- tutar: ücül Te m güle e, in erken.. Uyku Sizi iki saattir — Çok geciktiniz. bekliyorum!.. huysuzlanınca, Muhsine hanım, şöyle söyled — Hiç erken olur mu?... Kü; meste civcivler çoktan uyudu. Ha- di bakalım, yatın da üstünüzü ör- teyim! Bülent, sustu. Fakat, mini mi- ni Nesrin, arnesini (o cevapsız br- rakmad: — Kümeste civcivler çoktan u- yudular, ama,. Onların anneleri tavuk hanım da beraber yattı. Sen niçin” yatmıyorsun, anne? Ben de Senin Gibi.. Sabri, haylaz bir (çocuktur. Mektepte imtihan sonu.. Netice- nin anlaşılacağı belli olan bir gü- nün akşamı eve gelince, babasına damdan düşer gibi sordu: ; | Ki yaşlı Bozulan EE Ne? r nişanlanma, (deli ind Er edilecekti. di bol! Delikanlı, çalıştığı müess€3€“ ıca ve hoş sohbet bir ru da bu ziyafete davet — İçki var mi? — Elbette! — Hay aksi hay!.. da ii nam. hir iş pr ken gelemiyeceğim , vah!.. Ne ise, ve çi dar doilimakeğe çi gayret et ğ , Davet edilen adamcağız, ni! lanma eğlentisi yapılan evin * pısını ancak gece yarısına ( Ya” saat kala çalabildi. i Kapıyi açan nişanlı delikâ” nın ilk sözü şu oldu: — Nafile,... boşuna gelini v — Ne?... Yoksa nişan bozü mu? — Nişan bozulmadı, ama ei bozuldu. Davetliler, ki bıraktılar, ne de mezi psini silip süpürdüler! ağzından işitmekten hoşlanm baba, homurdandı: önmüşüm, dönmemiş” — Vereceğim, ama bu kese kâ ö- ğıdı pek hafif! kkal, kızdı: Hafifse daha iyi ya, kolun ağrımadan taşır, eve kuş gibi uçu- 1 rursun, ha; ie — Öyle ana göre hava hoş, ba .” şim onun orası” ni. SAL pari Parayı lili berisine bıra- kan Şevki, dükkândan hızla çık- tı, Arkasdan hemen ayni hizla Bodos ağa da dükkânmm eşiğini atladı: — Hey, Şevki, gel beri! Şekerin ksik! parası eksi! kl Kaba vel bende mi? Randevi — Sen, mektepte imtihan v. çiken pek öyle dakikası dakikanı ir rememiş, bin dönmüşsün, de Ne olacak? dör iyeceği ğini Sam lemiştim gil mi, baba? — Şey,... Ben de senin gibi : yy My Geçmişteki hadi Ğ düm de! | Bilal Nüktesi! Britaı eti rm ilime vari Kuruluş li nutuk söyliyen doktorlar, romatizmaya rlara derin m bahsetmişler Romatizma ağrıları ver? has talar, doktorların da Tomatizma dan ama çektiklerini kendi ağız- larından işitince, fevkalâde mem- nu b ella; ağrılarınm kendi- lerii diği h Şevki, ei, k k baş parma: harfleri henüz için yaftada yazılı ig İns ni- ğırı Ül ucuna götürdü: i ya, kolun , Adem Beyin ei işi gibi ağrımadan sayar, çekmeceye kuş kapatırım, hadil inmiştir. Şu halde, enstitü her ku- rulmaz, romatizmaya yarım bir çare — bulunmuş, demektir Az tey mi?! ny ünl (özmdi — köpeği! ne ie döğ meğe kalk” tın! — ağzım bi, Ni cağıma 3 e ln pi köpeği bu", için ii mü? Isır ya!

Bu sayıdan diğer sayfalar: