22 Ağustos 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

22 Ağustos 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mr ın Tefrikası: 24 k — İşte geliyor! dedi. *? hizie adımlarla yaklaştı, i; i ça ikiniz de beklemiş- Tilki biraz kızdı; " in ikimize birden rande- miz? a Sebebi var, Hanginizin daha de, li olduğunu görmek iste - ağ söyledi. Ben sinirli ke istediğimin ya - vaa umdır. k Bitti bu teklif ayının pek gitti, nı b — Hanımefendi, dedi, ben Kı- Üre Prensim... Yüz kilo kal- o Kiz ona atıldı: ki Öyleyse ben seninim. aç Sdet, Tilkinin gözünü bürü- ““Öşlerini gıcırdattı: il > Ulan karı, sana” mükeldir. ti, İstesen de istemesen de be - İ enn Hem de şimdi Ayı homurdandı: > Ne dedin, ne dedin?.. â Sen serserinin birisisini. Hay- İ sun. Polis seni arıyor.. Ben Senden İlimiz senin -arkadaşınım.. bir'adam değilim. Bana i derler. Güzel kız, yarın Hİ bah, yani gerdeğe girdiğimi- ertesi günü bu isimle takdim “Ayı” yumruklarını sikıp atıl- “Tilki” çömeldi, kamasiriı çı- Sö (Ayı) saldıracağı esnada, "Bibi bir pençe bileğini: tut- — Tilki, insan arkadaşını ök r mü? bari *snada “Ayı” işin farkına * Polisler sarmıştı. akalandılar, a, üdüriyet, bu kaldırm kızı iç lara musallat elmiş ve gün- Ne işin onları tevkif etmek iste- Gece yarısından sonra, ses yz yakalamıştı. | Mal bir hata ettiler. Derhal bula sevkettiler. Karakolun mn ikisini bir araya tık- İ in ta Pek Az sonra akılları başları Ayı homurdandı: Yakayı ele verdik! a kızdı: Va Yazık bize... Çocuğun düş- © tuzağa düştük.. Oygdalayız!. Ulan kerata, Şeref Mahmut İ Püşanm meyhanede ne işi Nü kızı, önüne ilk çıkan Kay la kafa çeker mi . İnsan "a im için bizim gibi ena- yi kai münasebetsizliği - ünü lalılığına kızarak bod- in laşryordu. —. © kaltağı elime bir geçir- Siir bardak suda boğarım. Taç gibi ez kahpeyi!. ti, kafadarınm önüne di- a Yakalandık. Bu malüm. | *den kimdi?. İçinden çıkmanın kolayma Da pakalım. vi *Yyaz Beyefendi Hazret - — Rvek, & de unutmayalım. Öyle AM İŞ İ ! İ | w Ölüme Susayan Gönül Mam ğumuzu bilemezler ki... Hem ben katil değilim ki... ele verecek?, Ölüler ; konuşmaz.. Ebe kadın mi?. Meyhaneci mi?. Arabacı mı?... Arabacı burnunun ucunu görmüyordu, .Hem pek âlâ keyif için gezmeye gitmiş ola maz mıyız?.. — Ya Feyyaz?. «—— Onunla trende ahbap ol - duk... O İstanbula döndü.. — Ya biz?; — Biz kaldık be... — Evet, evet ama.. — Aması falan yok. deceğiz. Ne derlerse “hayır,, İnkâr &- di- 1. Etrafını silâhlı jandarma -! nazarı dikkati celbetme - | ya. Bizim katil oldur) yeceğiz.. Anlıyor musun?, -— Anlıyorum. Uykum var, — Benim de.. — Haydi zıbaralım. Ertesi gün,' ondan sonra iki gün daha sıra ile, Mahir Bey, a- ğızlarından lâf almak için çok uğraştı. Alamadı.. Meyhaneci ile ebe kadınla mü- vacehelerinden de bir şey çıkma- dı. Balıkçı Mehmet yalvardı, ağ- ladı, kendisinin masum olduğu- Tilki omuz silkiyordu: şey anlamıyoruz. Nedir bu söy- lediğiniz?.. Ne istiyorsunuz biz- den?.. Biz buraya eğlenmeğe geldik. Eğlendik... sey biliyor musun? varsa dinin aşkına söyle. Ayı da omuz silkiyordü: — Alay mı ediyorsun?, Bera- berdik be.. Ben ne bileceğim. Hatta Tilkinin cevabı müddei- umumiyi saşalattı., Mahir Bey, Tilkiye kırmızı İ cüzden: gösterdi. Tilki gördü: — İstanbul polisi benim sabı- ' kalı bir hırsız olduğumu yazmış. Sözlerini protesto edecek değilim. Yalnız insaf ediniz, benim gibi bir hırsız, içi para dolu bir cüz - danı görür de birakır.mı?. Eğer cinayeti ben işlemiş olsaydım parayı cebime âtardım. Cebimde kaç para çıktığını gördünüz, Bunu gayet masum söylüyor - du ve söylerken samimi idi. Çün- kü cüzdanı görmemişti. Fakat Mahir Bey vakayı hulâ- sa ederken titredi. — Fena yol tuttun Tilki... Ben sana anlatayım: Maktulü Ayı boğdu.. Boğazında kalın, kuv - vetli parmak izlerini gördün. Bu cinayet para hırsıyla değil, inti- kam hissiyle işlendi... Sen yalnız âlet oldun... Size bu iş için para veren de başka bir cinayet işledi. Yeni doğmuş bir çocuk. boğdu. Cesedi denizden çıkardık.. Cina - yeti işledikten sonra biçare bir balıkçının kulübesine girdi, bu cüzdanı bıraktı... Bu cüzdan Mehmedi itham ediyor. Eğer ipe çekilmek istemiyorsan doğruyu i söyle... Sizi bu cinayete teşvik Bunu söyle... Asıl cani odur., Tilki söylemedi, sustu. — Bilmiyorum, böyle sey yok! Demekle iktifa etti, merkezin bodrumuna girerken dü- sündü; 5 (Deva di İ nu söylemelerini yakardı. Herif - | i ler dinlemediler bile.. — Bu başımıza gelenden bir | oan Fakat Be) | ŞO Polis haberleri: — en ane nee Kız kaçırma Kumkapı arabacılar kâhyası Hüseyin efendinin yanında otu - ran 16 yaşında Sahavet isminde Yazan : Selâmi İzzet bir genç kızm İkbal isminde bir hanım tarafından kandırılarak Hem bizi kim | Beyazıtta çıkmaz sokakta, Bilâl yaninâ | oğlu Nurettin Efendinin kaçırıldığı zabıtaya haber veril - miştir. Zabıta iddia üzerine suç * luları yakalamış, tahkikata baş - lamıştır. Motör patlayınca.. Galatada Necati Bey caddesin- de 417 numaralı kaynakçı dük - kânmda (Yani, oksijen kaynağı yaparken motör patlamış, Yani göğsünden ağir surette yaralan - mıştır. Yaralı hastahaneye kaldır | rılmıştır. Bir çift terlik çalarak.. İstiklâl cddesinde terlikçi To- ma Efendinin dükkânına müşteri sıfatiyle giren © sabikalı İbrahim bir çift terlik çalmış, göğsüne s0- karken yakalanmıştır. Keserle ağaç keserken Ayvansarayda Kalafat yerin - de Fazlı ustanın marangoz dük - kânmda çalışan Arif keserle ağaç ! keserken 80! elinden yaralanmış » tır. Hamza Ef.nin sekiz lirası Yeniçeşmede oturan Hamza Efendinin sekiz lirasını dondur - macı Üsküdarlı Mehmet çalmışsa da yakalanmıştır. Gelener, gidenler Deniz yolları işletmesi müdürü Denizyollari isi müdürü Sadettin Bey dün akşam Ankara» ya gitmiştir. Sadettin Bey idare - nin işlerini takip edecektir, | Fenerbahçe yo- İİ lunda bir tehlike Bundan on beş, yirmi gün evvel Kızıltoprakta (Depo) denilen mev. gilere kazdırılmağa başlanmış, hatii bir kısım raylar bile yerine könmuğ.| tu. Fakat bir iki gün devam eden bul ameliyat birdenbire tatil edilmiştir.. Şimdi yolun bu kısmı tamamen zuk bir haldedir. Her gün gelip ge. çen otomobil ve otobüsler kaza teh.| likleri geçiriyor. Acaba bu yol ne: den dolayı yarıda bırakıldı? Bun bir usulü yok mudur? Eğer dah, acele yapılacak başka yerler | varsa neden dolayı daha evvel yolün kısmı açılmıştır? Halkı her'gün ü zen, müşkülüta uğratan, fazla olarak kaza ihtimalleri gösteren bu fenalık üzerine vazifedarların dikkatini cek bederiz. ami İstanbul İkinei fera Memürlu- gundan: Mahcuz ve paraya çevrilmesi mukarrer 400 liralık gayri müba- dil bonoları 29 — 8 — 934 tari- hine müsadif çaramba günü saat 14 ten 15 e kadar İstanbul Es- hâm ve tahvilât borsasında açık arttırma suretiyle saılacağından talip olanların mezkür gün ve sa- atte mahallinde hazır bulunacak memuruna müracaatları ilân olu- nur. (219) İ ARSEN LUPEN | Romanımızı altıncı sayifamıza ko- yuyoruz, bundan ronra orala takip sdeceksiniz. | sememee menem see a am amme al imana may $ — VARIT 22 AĞUSTOS 1934 mmm Tayyare cemiyetine yardıma koşalım Hamiyet değil, bu bir vatan borcudur Gelecek harp. asker ve m sb tanımıyor, bütün vatandaşlara mühim yapile'er veriyor Türkiye Tayyare Cemiyetinin İstanbul şubesi müdürlüğü İstan- bul halkını 30 ağustosta Yeşilköy- | deki tayyare meydanma < davet eden beyannameler dağıttı, Çün- kü o gün tayyare bayramıdır ve bu münasebetle (o İstanbulluların yeniden aldıkları üç tayyarenin isimleri konulacaktır, hususi me- rasim yapılacaktır. Bu üç tayyare ile İstanbul halkı ordumuza cem- an bu yılda on beş tayyare hediye etmiş olüyor. İstanbullular şimdiye ka « dar gösterdikleri bu vatanperver- lik eseriyle cidden iftihar edebi- lirler. Bu satırları yazmaktaki mak - sadımız İstanbullulara, Tayyare cemiyetine yardımlarını hiçbir za man esirgememeleri lâzimgeldiği- ni obhatırlatmaktır. “Tayyarenin harp halinde taarruz için ne müt- hiş bir silâh ve müdafaa için ne kadar elzem ve mübrem bir vası- ta olduğu düşünülürse, bu yardı. mın ne kadar yerinde olacağı ko- laylıkla anlaşılır. Bugün sulh ve sükün içinde ya- şarken yakın veya uzak bir istik- balin doğuracağı müthiş bir harp- te tayyarelerin oynıyacağı büyük rolleri ve bu rollerin doğuracağı feci halleri gözümüzün önüne ge tiremeyiz. İnsanlar ekseriya ma - ruz bulundukları tehlikeleri, bir dereceye kadar olsalar bile onla- rı gözlerinin önüne getirmekten hoşlanmazlar. Çünkü o tehlikeli vaziyetleri düşünerek keyiflerini kaçırmak istemezler. Böyle bir haleti ruhiye bizi bir dereceye ka- dar devo kuşuna benzetmeğe ya- rar, Onlar da tehlike karsısmda kaldıkları zaman başlarını otla - rm arasına salkıyarak tehlikeyi görmezlerse, ondan kurtuldukla * rını zannederler. Ne çare ki biraz uzakta duran avcı, kuşunun bu gafletinden istifade eder ve silâhı ile rahat rahat nisan alarak bir kurşunla onu yere serer. Yüce (omemlekelimizi, geniş mahsuldar arazimizi, yeni başlı - yan sanayiimizi ve bilhassa çolu- ğumuzu çocuğumuzu müstakbel düşmanımızın hava hücumlarıma karşı korumak, cesur askerlerimi- zin vazifelerini kolaylaştırmak ve Türk Cümhuriyetinin namını dai» ma yükseklerde tutmak için tay - yare cemiyetini unutmamak en büyük vatani vazifelerimizden birisidir. Gelecek harp asker vejif sivil tanımıyor ve cephenin çok gerilerinde kalan (o vatandaşlara bile mühim vazifeler tevdi edi - su i ebenineslinkei ikisi zamanında ne kadar fazla müd » rik olursak harp zamanında vata- nın bizden beklediği o vazifeleri de ayni nispette kolaylaştırmış ve hafifleştirmiş oluruz. İşte bu vazifelerimizi sulh za- manında da müdrik olduğumuzu Tayyare cemiyetine daima yar « dım etmek suretiyle ispat edebi- liriz. Tayyare için verilen paralar- la ne kadar fazla tavyare alınır. sa, vatanımızın koruduğumuza e min olmaktan mütevellit bir gö- nül ferahlığı ile o kadar geniş bir naf:s almıya hakkımız <'“-. Onun için bir fırsatta size tayyare için bir yardım makbuzu © uzatıldığı zaman istikbal harbinin bir tay * yare hücumunu ve bunun ak'bet- lerini derhal gözünüzün. «önüne getirerek o makbuzu seve seve ö- deyiniz. Tavvare cemiyeti beyan- namesinde “Yüksek samimiyeti « mize ve semahatimize müracaat,, ettiğini ileri sürüvor. Bunu ha « tırlatmıya bile lüzum O yoktur. Çünkü yapılacak şey zaten vata » ni.bir borçtur. Bunda o kadar sa- mimiyet vs semahat aranılması ve herkesin o vazifeyi elinden gel diği kadar yapmıya (o çalışması beklenir. Hava müdafaasını yalnız hü“ kümetten beklemiyen ve halkın yardımından istifade eden yalnız Türkiye değildir. Birçok memle * ketlerde tayyare cemiyetleri var » dır. Daha geçenlerde Japonya halkınm yardımları ordusuna yüz lerce tayyare hediye etmeğe mu» vaffak olmuştur. Şimdi de 200 bin Japon bahriye ihtiyatı o efradı, günde bir sen vermek suretiyle üç senede japon babriyesine veni bir harp gemisi almak için lâ - zım olan patayı tedarik etmeğe karar vermiştir; Biz simdiye ka - dar bu hususta Japonlardan ve sa- ir milletlerden geri kalmadığımı- zı parlak bir surette ispat * ettik, Müdafaa vasıtalarma ihtiyaç git- tikçe artıyor. biz de. vardımımızı arttırmaktan bir an bile geri dur- mıyalım. A.C Sanayici: Yaptığın malların güzelliğinin, sağ“ lamlığının büyük yurdumuzun her ta rafında tanınması için en güzel çare büyük devlet merkezimizde 29 Teş- iğ rinievvelde açılacak sergiye iştirak. tir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: