23 Ağustos 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 12

23 Ağustos 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yeni eserler : Radyo konferansları — Selim Sırrı Beyin eseri— Üstat Selim Sısrrı Bey İstanbul radyosunda söylediği değerli kon- feransları onar onar birleştirip birer kitap halinde neşrediyor. Geçenlerde çıkan ikinci kitap bü- yük bir alâka ile okunacak istifa- deli mevzuları ihtiva ediyor. A - şağıya aldığımız yazı, İsveç halk musikisine #jt konferanstan bir Pa Fakat halk tür- küsü nedir? Bunu (Georges Sand) pek güzel anlatıyor: Halk türküleri halkın san'atı- dır, hepimiz gibi onun da san'at ihtiyaçları vardır. Halk türküleri tümmilerin san'atıdır, İ Bakınız Mentaişne de nasıl anlıyor: i Halk melodisi doğduğu muhitin doğrudan doğruya sünühatıdır. J. 3. Roussenu da şöyle tarif e- diyor: Can sıkıntısını biraz uzaklaştır- mak, saay ve sefalete daha kolay- lıkla tahmmül etmek için” türkü çağrılır.,, Her ne şekilde olursa olsun türkülerin insanlarla tabiat ara - smdaki kuvvetli o münasebetine bakılırsa alelâde bir çobandan en münevver zekâlara kadar türkü, duyguların bir tezahürüdür dene - bilir. İşte İsveçte de böyle olmuş. Bu şimal halkı, asırlarca türküle- rinde tazallümler, şikâyetler, fi - ganlar, ahı vahlar çağırmış, fa- kat bu inilülere, bu teslimiyete kışı tabiatın tamamile lâkayt kal- dığı görerek, iradeyi, kudreti, cösareti, güneşe, toprağa, hatta mânâsiz kışa karşı muhabbeti i - fade eden şen, şakrak melodileri terennüme başlamışlardır. Bugün bir çocuk saffetile gülen, hayatı seven pürsihhat bütün bir halk se- kiz ay beyaz mantosunu çıkarmı- yan karlı dağları kayaklarla aş - makta, ucu bucağı görünmiyen gehiş birer buz sahrası halini alan göllerin üstünde patenlerle, yel - kenli kızaklarla güle oynıya kay- makta büyük bir zevk duyuyor. Cana kasteden soğuklara alkolle değil, hareketle, sporla mukave - met ediyor. İSVEÇ HALK TÜRKÜLERİ 1 — Milli Türkü Ey sen, eski şimal! Ter ve ta- ze şimal! Yüce dağlı şimal! Sessiz, gürültüsüz şimal! güler yüzlü güzel şimal! Ey yer yüzünün lâtif beldesi! seni selâmlarım. Senin güneşini, senin göğünü, senin yeşilliklerini selâmlarım! , 2 — Sevgili yuvamız Gülerek, eğlenerek (evimizi tartipliyelim! Her yerin tozunu alalım, odamızı temiz tutalım! Penceremizin önünde konan kuş- lara muhabbet gösterelim, onlara yem verelim! Şendir yuvamız! Her yerden güzeldir yuvamız! Bir saadet kaynağıdır yüvamiz 3 — Tabiata tahassür Suyu sevelim! Güneşi sevelim! Ormanları sevelim! Tabiati seevelim! Hayatı seve- Tim! sıhhati sevelim! » Meşil çimen üstünde dansede - lim! Açık hava! Cana can katan a- çık hava! Neşe veren açık hava! Seni teneffüs ederken Sa! kızlarla kol kola darisedelim! Hey hop! Hey hop! Hey hop! 1 — Melar gölü Güzel Melar! Sen bir deniz ka- dar azametlisin! Fakat deniz gibi kızdığın vakit köpürmezsin, dai- ma sakinsin! Suların deniz gibi tuzlu ve acı değil, lezzetli ve tat- hdr. Tarlalarımıza hayat yeren senşin! Sen'mukaddeş bir nimet- sin! 5 — Göz gıdası Ulu dağlar, açık ormanlar! De- rin vadiler! Sizler gözlerimizin gıdasısınız. Uzun kışta giydiğiniz beyaz manto haziranın parlak gü” neşi karşısında sırtınızdan düşer. Beyazken başka, yeşilken başka güzelliğiniz var. Gözlerimiz gibi, kalbimiz de gıdaşmı sizden alır! 6 — İtimat türküsü Ormanda gazerken : bir genç kıza rasladım. Güzeldi, sevimli idi, iyi idi, vefakârdı. Bana elini ve kalbini verdi. İkimiz anlaştık. Bütün hayatımızda o bribirimize sadık kalacağımıza yemin ettik. Bizi artık ölümden başka şey ayı ramaz. 7 — Kahramanlık türküsü Buz tutan göl üstünde ayağın- da çivili nah bulunmıyan © atla dört nala gitmek isterim! Fırtınalı havada engin denizde küçük bir sandalda kürek çek- mek isterim! Kışm karlı havada dondurucu soğuklarda Ren cinsinden bir ge- yiğin çektiği kızakla kaymak ve yarışmak isterim. Zorlukları yenmek, O tehlikeye güle, güle atılmak, gözü'pek, sözü doğru bir centilmen olmak iste - rim, 5 İşte buna benzer azim, meta » net, ümit, cesaret, sevgi ve şetaret veren yüzlerce birbirinden güzel halk türküleri ve halk raksları as- kın çehreleri güldürmüş, mütevek kil insanları harekete getirmiştir. ÜZEL SANATLARSK N 5 ru Ecnebi edebiyatı | Musiki Azerbaycanda yapılan) yeni operalar o “Düello İngiltere ve Amerika edebiyat çevresi Norveçin en ünsalmış ya“ zaklarından Ronald Fangeni bu eseriyle tamdı Diğer romanları » nt bilmiyoruz. Yalnız ingilizceye ilkdefa olarak çevrilen Düelloda yazağın kullandığı teknik ve ta - biye bizetahlili roman şeklinin en yeni bir nümunesini veriyor. İnsan ruhunun bin bir türlü görünüşlerini resimliyen roman » cnn bu eserindeki kahramanlar zengin bir köy doktoru, taninmış bir devletler hukuku profesörü © larak iki tanedir ve biribirlerine benziyen birçok hususiyetleri var» dir. Öyle ki bir eclmanm yarısı doktor, diğeri de profesör denilse hiç hata edilmez. Yazak kahra - manlarımda beşeri kusurlarla, meziyetleri şahsilandirmiş ve iki- sini biribirinden asla ayrılamıyan iki unsur halinde canlandırmıştır. Köy doktoru ve doktor kılavuz orta halli bir adamın oğludur. Si- nirli ve kendi kendine düşünen, kuran bir tiptir. Bazı gençlik te- mayülleri gururunu, hodbinliğini arttırmıştır. Binaenaleyh herkes - ten alkış, yükseltme beklemekte - dir. Küçük bir köy mektebinde bu ihtirasını, sınıfının birincisi ©- larak biraz olsun © yenebilmiştir. Lâkin Osloda yüksek bir mektebe gelince iş değişiyor ve kendisin - den daha kabiliyetli talebenin bilhassa hepsinin birincisi Roite « rin karşısında duyduğu kudurtu- cu haset hislerinin atılışlariyle, felsefe dersinde hocaya Şopenha- verin en güzel tezlerinden birini kendi yazısıymış gibi veriyor. Ho- ca hırsızlığı, meydana vuruyor ve kılavuzu bütün talebenin önünde apaçık teşhir ediyor, ve insafsızca cezalandırıyor. Kılavuz kararmı vermiş, eve gidip kendisini asa » caktır. Roiter garip bir hadsin, belki de doğuşundanberi şuur altında bulunan ölüm korkusunun yarat - tığı tesirlerle, kılavuzun me yapa » cağmı anlıyor, duyuyor ve he » men arkadaşımın evine (koşarak tam zamanında onu ölümden kur- tarıyor. Bu vak'a her iki arkadaşı bir- leştiriyor. Kılavuzun fikrince in - sanm en tabii hakkı, serbestisi ö- lüme kavüişmaktır. Yeni bir ül - küye inanan kilavuz doktor olmı- ya savaşıyor ve mesleğinde iler « liyor. Bununla beraber, herhangi bir hâdise, meselâ muvaffak olama » dığı bir aşk macerası, yüz kızar » tıcı bir içki âlemi, yahut en küçük bir rekabet kılavuzu tekrar inti - har fikrine sürüklüyor, Roiter kendini adeta bir emni- yet süpapı farzediyor, Ve kılavu- zun yaşamasından varlığının mes, ul olduğunu inanmı besliyor. Bu- nunla beraber, arkadasının istekli gözlerle ölümü araması, ne kadar şöhret sahibi olursa oltun, mesle- ğinde ne derece yükselirse yük - selsin; “kendisinde rahat ve huzur birakmtyor, Roiter ölümden nef- ret ediyor. Şöhretin en yüksek ba- samağındayken, cürümsüz bir | kurbanı olduğu skandalin sonun- da hocalıktan atılıyor, cemiyetin kendisine verdiği şeref unvanları» Azerbaycan sahnesi son za manlarda yeni operalarla bezen j mektedir. Bu cümleden olarak Kompozitor P, M. Glier'in on yık dan beri hazırlamakta (olduğu “Şah - Senem,, piyesi nihayet ik- mal edilerek Bakü'da temsil edil miştir, Geçen yıl Azebaycan'ın tanın mış kompozitörü Üzeyr Beyin “Kör Oğlu,,yu bestelemekte oldu” ğu ve aynı zamanda “Gave,, ope- rası üzerinde çalıştığı yazılmıştı. Üzeyir Beyle beraber gene Azer- baycan kompozitörlerinden Müs- lim Magomay Bey “Nergüz,, ve Mailyan da “Safa,, operaları yaz- makla meşguldurlar. Üzeyir Bey evvelce de büyük Fuzulinin ölmez “Leylâ ve Mec nun,, unu bestelemiş, 1907 den iti- baren Azerbaycan operasının te- melini kurmuştu; o günden sonra İ da “O olmasın bu olsun,, “Aslı ve Kerem,, “Arşin Mal Alam,, opeta ve operetlerini yapmıştı, Kompozi tor . M. Glienin Azerbaycan sah- nesine hediye ettiği son eser, Azer baycan musikisinin yeni bir şah- eseri sayılmaktadır. Sanatkâr bu eseriyle Azerbaycan musikisinin Avrupa tekniği üzerinde inkişafa pek müsait olmadığını göstermek tedir, Kompozitör, kendi &seri hakkında şunları söylüyor: — “Şark her türlü masalların beşiğidir. Muasır müelliflerin na- zarları bu tükenmez kaynağa çev- rilmiştir. Daha Glinka zamanın- danberi kompozitörlerin dikka - tini Şark celbetmeğe başlamıştır. Onun için Azerbaycan maarif ko- miserliğinin, Azerbaycan hayatın- dan ve Azerbaycan motifleri üze- rine bir opera yazmak teklifini memnuniyetle kabul ettim... “Şah Senem,, malüm old a zere, Âşık Garibin sevdiği bir KS dır. 2, Daha 1914 te Hacibeyli zall Mi ve gar Bey tarafmdan bestelenen © 4) hikâyeden Glier baş kahraman © larak Şah » Semen'i almış ve mifj aşakanın cereyan ettiği saha İÇi'İ'e de Karabağ — Tebriz mıntakal#'İtı rını ittihaz etmiştir. Eserin edebf8 cihetini, şiirlerin yazılış ve taniffh mini tanınmış dramatürglerdeti | Cabarlı Cafer Bey idare etmişti Halk musiki havalarmı, şarki na mani, türkü v.s. hin toplama “* t: tesbitinde yardım edenler Azer ti baycan hanendelerinden Karyağ'|! z dı oğlu €ebbar, balk artistlerin('Ü den Tarçı Kurban Beylerle Azef'f'ü baycan milli sahnesinin “kıymet z san'atkârlarmdan Şevket Hanım ii olmuştur. ÇAN On yıl zarfında yazılan ve bef telenen bu eserin temsilinde U baycan sahueşinin en kuvvetli af) hi törleri iştirak etmiştir. İştirak © in derler arasında — hanımlardaniğt Şevket Hanım, Ahmet zade, Geğ'f"i celi, Tahmasip, Çoban zade; © keklerden ise; Hacı baba beyliği Bülbül Nikolski, Bağır zade, Zuli lı, Ahmet zade, Sadık zade, Eloğ?"" Tu, Minasbeyli, Balukçı, Nasirb© Ni li ve İskenderli gibi aktörler vaf 4 dır, Bizzat idare ettiği ters hakkımda müellif diyor ki: —“Eserin musiki kuruluşu CN sili zorlaştırmakta ve aktörleri oynamalarını çetinleştirmektedir” Türk aktörlerin bu eseri temşil & İ meleri onların . yüksek seviyesi? ğ delâlet eder... v Sovyet eli eserden ya sederken Glier'in emekleri saye sinde Azerbaycan (o musikisi dünya için kabili istifade bir b# Operanm mevzuu maruf “Aşık le getirilmiş olduğunu da kesiği Garip,, hikâyesinden alınmıştır. nı kaybediyor. Ai şseğoğükm - da öleceğini hissediyor. Bununla beraber gam yemiyor. Zira, şöh retini, mevkiini kıskanan hatta bazân halk içinde kendisini tah- kir edecek kadar ileri giden kıla- Yuzu artık dedirgin etmiyeceğini, ruh şükünetine (o kavuşturacağını umuyor. Ve Roiter * arkadaşının, ölüme susamak hastalığından kur tulduğu ve tamamiyle iyileştiği hayet intihar ediyor. Böylelikle çifte hayat direğimizin müsaade-| asırı olan biri var ki, bunun İ ) | diyorlar. i i ı Höndl'in 250 nöi yıldönümü Avrupa musiki üstatları : ar8 sında en çok tanıdığımız ve adi en'ziyade işittiğimiz şahsiy: Beethoven, Mozart, ve Wağnet" | dir. Halbuki bunlardan evvel Y/ şamış he büyük ve ne güzide mi Hayd” siki üsattları var! Bach, İ Bocbarini, Glück ve Weber bur kanaatiyle avunurken, kılavuz ni- | lardandır. o Bunlar arasinda musiki dehası büyük Bach'ın m si düellosu sona eriyor. Ve eli.- | aramızda âdeta işitilmemiş gibi! mizden geldiği kadar romanının | dir. Bu da büyük Hündi'dir, psikolojik iskeletini çizmeğe ça. » | deniyet ve musiki dünyası ikti lıştık, Bununla beraber, | eserde j ellinci yıl dönümü gelecek sen bütün bir hayat coşuyor. Norveçli j tesadüf eden bu büyük üstadı k Fangen : objektif bir görüşle en ince teferrüatı bile yazmaktan ü - şenmiyor. ÖOslo'nun sokakları, kahveleri, ve binaları “Düelle,, nun sayıfalarmda geçit resmi ya - pıyor. Romandaki diğer şahıslar, Roiteri beğendikleri için kılavu- zun nefret ettiği iki oğlu ve sa - bırlı, evine bağlı karısıyle, Roite- rin beş çocuğu hiçde yabancı ol- madığımız, o kadar bize yakın in- sanlardır. Ronald Fangen kulak asılmıya i lulamak için daha şimdiden zirlanmaktadır. Bu büyük hakkında ilerideki sayslarımı: birinde tafsilât vereceğiz. değer psikolojik romanı ile tah kiyedeki yükşek meharetini, u# lığını; mevzuunu seçim nokti dan.da yepyeni w çığırn öi de Tiğine lâyık old» ibrahim Hoy. çöstermisiiği |

Bu sayıdan diğer sayfalar: