5 Eylül 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

5 Eylül 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ— 4 — VAKİT Kotra seyahati YA” ilen sarah ii izci asyıfada) tuk, Burada balıkçılar kendi ba - © rınmaları için çadır yapmışlar. Bu © çadırm etrafını tentelerle kapa dık. Mahfuz bir şekle (soktuk. © Ondan sonra kendimizi istirahate © verdik. Biraz dinlendikten sonra akşam yemeği için hazırlık yap - © mak lâzrmgeliyordu. İmrallı adası bütün bütün kimsesiz bir yer de - © ğildi. Burada tavuk © bulünmüâsı ihtimali vardı. Balıkçılara #or- dek: “yiz?., © © Dedik. Onlar cevap verdiler: Aç — Bu adanın tavukları yabani- &. leşmiştir. Sahipleri adanın öbür u- | “© cunda otururlar. Bu tarafa pek az © gelirler. Tavuklar öteye (o beriye yumurtlarlar. Yumurtalarinr biz toplarız. (Bu tavukları elle tut-| manın imkânı yoktur. Silâhınız © VAFSA VUTUMUZ.,, Bunun üzerine silâhlarımızı al- Brk: İki piliç vurduk. Balıkçılar © kömürle ateş yaktılar. Bu piliçleri - haşladılar. b Balıkçılardan biri bir aralık bi- © ze sordu: — Siz kimlerdensiniz?... © Dedi. Bu suale: — Biz soğan tüccarıyız! Soğan ticareti yaparız!,, Dedik. Balıkçılar iptida bizim © sözümüze inanmış gibi göründü- doğru açıldığı bir sırada balıkçı - lardan biri birdenbire bana: — Beyim, siz kendinizi gizle - mek istediniz ama biz Celâl beyi pek iyi tanırız. Biz Gemlikliyiz.,, Dedi. Balıkçılar Gemlikli olun- © ca elbet de hemşerileri olan Celâl 2 tanıyacaklardı. Fakat biz R “bunu hiç hatırımızdan o geçirme- i miştik. Anlaşılıyordu ki Celâl bey — gibi meşhur adam her nereye git- © miş olsa, ve ne kadar kendimizi © tanıtmamak için çalışsak (gene bir taraftan bizi tanıyanlara ras - — geliyorduk. Celâl bey böğürtlen toplamak- tan döndüğü vakit yavaşça ken- dişine vaziyeti anlattım: > — Buradaki - balıkçılar Gem - Jikliymiş. Sizi yakından taniyor - lar, iğ Dedim. Celâl bey güldü ve ba- — lıkçıların kendisiyle hemşeri çık- o ması çok hoşuna gitti: © — O halde bu adamları da | soframıza çağıralım. Akşam ye - © meğini hep beraber yiyelim.,, © Dedi, Yalnız iki piliç, hepimize enaçar Onun için ayrıca ilç daha vurduk. Akşam ne - © valesini tamamladık. Balıkçılar e- i sen bizimle çok candan alâka - “der oluyorlardı. Kendilerini sof - ra . çağırdıktan sonra aramız- da da ziyade samimiyet tecessüs etmişti. Balıkçılarla beraber bir “ yer sofrası kurduk. Sofranın etra- “ funda büyük bir halka olduk; Eğ- prönsiplere uymiyan çeşniye malik — ben manasız demiştim — filmler ya - © piğiğr ve üstelik, İim bilir ne gibi — mülksatlarin meticesi Türklük aley - hine çıkacak bir harekete | girişiyor. | — ben bizi gülünç etmek için Avru- . Nâbi Bey bu hareketi nasıl tavsif bilemiyor. Buna da biraz in- : ii © Biraz insaf diyorum. Biraz insaf, biraz, biraz makul düşünce... Hattâ Yaşar Nabi Beyo memleketin en 5 EYLÜL 1934. Rl tanik eki mi) İer. Biraz sonra Celâl Bey böğürt- | © Jen toplamak için biraz ormana İ / len! Beyoğlunda Rumeli hanında ' de; neticelenmiştir. Sokrat Efendi; Kardeşi Yani ile Atinadân gelirken * Yörğö is'- minde bir arkadaşları; Rumeli | Hanında bulunan annesi Madam | Antonyaya (o verilmek üzere bir mektup vermişti. İki kardeş mek- tubu Madam -Antonyaya vermiş- ler, fakat kadının: beş bin lira parası olduğunu öğrenince bir | gün misafirliğe giderek kendileri- ne kahve pişirirken kadını feci bir şekilde öldürmüşlerdi. O vakit hadiseden suçlu ola- rak bazı kimseler tevkif edilmiş, bu arada Sokrat, gazetelerde. ci - nayet etrafında yapılan neşriyatı okurken şaşkınlıklar göstermiş, şüpheyi celbederek zabıtaya ih - bar edilmiş, tevkif edilmişti. Sokratın kardeşi Yunanistana kaçmış, orada tevkif edilerek muhakemesine başlanmiştı. Dünkü celsede Sökratın avu - katı müdafaasmı yapmıştır. “A - | vukatın *müdafaasından © sonra Sokrat Efendi 'yazılı bir kâğıt o- kumuş, katil suçunda kendisinin methaldar olmadığını, * Madam Antonyayı ağabeyisi öldürdüğü nü, kendisi öldürmüş olsaydı, | ağabeyi gibi Yunanistana kaçma- sı lâzım geleceğini söylemiştir. Uzun bir müzakereden sonra karar bildirilmiştir. Sokrat E - fendi ölüm cezasına mahküm e- Nufus dairele rinde kalabalık Nufus daireleri . son. günlerde | fevkalâde kalabalık olmaktadır. Bir yandan gizli nufus kaydi için bir yandan mekteplere kabul olu- nacak talebelerin nufus kâğıtları - nı değiştirmek için halk nufuz Memleketimize kaçan bir Hemen bütün kaymakamlık - larda nufus memurlarının yanına yardımcı memurlar verilmiştir. Vilâyet tarafından ayrıca veri» len bir emirde halka son derecede rin gösterilmesi bildirilmiş - ir, ay lenceli bahisler üzerinde konuşa - yak akşam yemeğini'yedik. Gemlik zeytin “memleketidir; Onun için bir aralık Celâl bey ba- lıkçılara: — Bu sene zeytin nasıl?, Dedi. Balıkçılar: — Pek iyi..,, Dediler. — Fakat ben işittim ki büsene mahsul o kadar'iyi değilmiş: — Onu size söyliyenin kendi bahçesinin zeytini bu sene iyi ol » mamıştır da, etrafı karanlık görü” yor. Onun için öyle söylemiştir. Yoksa her taraftan bu sene zeyti- dairelerine koşmaktadır. i Rumeli hanında Mad öldüren Sokrat mahküm oldu Katil, idama mahküm: oldu, yaşı küçük olduğu için a m Antonyayı Fakat dilmektedir. cinayel iş- Madam Antonyayı: öldürmekten | lendiği vakit yaşı yirmi biri göç - | lenmiştir. on dokuz sene ağır hapse:mah - küm olmaktadır. Yedi buçuk: sene “hapis Yakup-isminde “bitini öldür - mekten suçlu Hüsnü Efendinin muhakemesine dün ağır 'ceza mahkemesinde devam edilmiş; dava neticelenmiştir. Hüsnü, yedi buçuk sene ağır hapse mahküm olmuş, mahkeme masraflarının kendisinden alın » masına karar verilmiştir. Bir katil davası dâha Sultanahmette karısı Hüsniye Karısını tehdit eden koca! Hanımı öldürmekten suçlu Hasip Efendinin muhakemesine dün a - ğır ceza mahkemesinde devam 6 dilmiştir. Dünkü celsede Nail Efendi is- minde bir şahit dinlenmiş, muha- keme, Hasip Efendinin kendi nişan merasiminde bulunduğunu iddia ettiği ordu kumandanı Mür- i sel Paşa, -müddeijumumi Kenan Beyin kardeşi" Ali Rıza Bey ve daha bâzı şahitlerin dinlenmesi isteği üzerine başka bir güne bi - rakilmıştır. İhtilâs davası Kartal maliye tahsildari iken 746 lira 58 kuruş ibtilâş ettiği id- diasiyle tevkif edilerek muhake- mesi yapılmakta olan Hasan Hay» dar Efendinin muhakemesi dün Tevfik” Rüştü Bey yânn Cenevreye... gidiyor Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey, Milletler Cemiyetinin umu- mi toplantısına iştirak etmek ü- zere yarın Cenevreye hareket e- decektir. —-n . Yanan şakisi Yunanistanda eşkiyalık yapa » rak Türkiyeye kaçan Yorgo is» minde biri, Yunan zabitasının 5s teği üzerine şehrimizde tevkif e- dilmiştir. Yorgo bir kaç güne ka- dar Yunan zabıtasına teslim edi- lecektir. Mya râarak istakoz avlıyorlar. Avlarini (Armutlu) ya uğrıyan vapurlarla İstanbula yolluyorlar. Bize bu iş - | takozlardân iki tanesini çıkarıp haşladılar. Kendi elleri ile salata yaptılar. Ertesi sabah tekrar İmralı a - dasıma çıktık. Bir iki saat yürüyüş yaptık. Sonra geldik, denize gir - dik, Gene yemeğimizi karada ye- | Ben ut çalarım. Onların dik. Balıkçılar bize ikramlar yap- | gidecek havalar söyledim. tılar. O gece İmrallıda kaldık. Ge- Balıkçılar: ce balıkçılar kendi Kayıkları ile iadei ziyaret ettiler. Dağdan top- nuz; biza burası arık katanlik © kâta girişmiştir. 1 suçlu Sokrat Efendinin muhake - mediği için cezası yirmi dört se-| mesi dün ağır ceza mahkemesin - | neye indirilmekte ve af kanunun-' sene hapsine dan da Beş sene istifade #dörek Mahküniüiyet 'müddetini mevkuf ağır ceza mahkemesinde netice - Hasani Haydar Efendinin bir karar verilmiştir. olarak” geçirdiği için Hasan Hay: dar Efendi dün serbest birdkıl - mıştır. Saat hirsizi Geçen sene Flüryada Ester is- minde bir kızın kolundan saatini kapan Elmasın muhakemesine dün ağır ceza mahkemesinde de- vam edilmiştir. Müddeiumumi, maznunun ceza görmeşini isle - miş, maznun vekilinin müdafaa- | si için muhakeme başka bir güne bırakılmıştır. Dün Kumkapıda polis tarafın» dan bir şapka ile bir çaket bulun» | muş, şüphe üzetine bu eşya tet- kik edilmiştir. Çeketin cebinde çıkan bir mektupta meçhul birisi karısı Sabriye Hanımın kendisine hiyanet ettiğini, onu öldüreceğini, kimsenin kendisini aramamasını bildiriyordu. Hadiseye veizryet eden müd - deiumumi muayinlerinden Ekrem Bey, Sabriye Hanımı aratmış ve sağ olduğunu tesbit etmiştir. Sabriye Hanımın kocası aran - maktadır. Ev mi soymuş? Bulgaristanlı Ahmet - isminde birinin iki ev soyduğu anlaşılarak müddeiumumiliğe verilmişti; Ah met Efendi dün tevkif edilmiştir. Şehir tiyatrosunun buseneki temsilleri Şehir tiyatrosunun bu seneki temsil programı hayli zengindir. Öperet ve piyes olarak yeni eserler hazırlanmaktadır. Temaşa programının bu se neki temsil program: arasında Dostoiyefakinin “Cürüm ye ceza,, sı ve Götenin “Favust,, u bulun- maktadır. Fransız Tiyatrosunda çalışa - cak olan operet heyeti ise,: diğer bir çok yeni operetler - arasında, meşhur Sovyet'rejisörü Tayrofun Jktibaslar ; Gümüşün devlet- Tileştirilmesi.. “Newyork Times” yazıyor: Reisicümhurun gümüşü devletleş- tirdiği haberi gazetelerde büyük baş kklarla mevzuu bahsedilmiş olmasına vağmen bu husus haddi zatında mü - him bir mesele değildir. Reisicümhur, yalnız Haziranda tasdik edilen gü » müş mübayaa kanunundan aldığı sa- lâhiyetle, memlekette mevcut gümüş külçelerinin Amerikan darphaneleri - ne teslimi İüzumunu bildirmiştir. Bu hareket, Amerikan gümüş müştak - #illerinin vaziyetine hiç bir tesir icra etmiyecektir. Çünkü. © onlar yeniden istihsal ettikleri gümüşü beher (Ons) ı yüzde 64 sentten hükümete satabile- ceklerdir. Kanunun tatbikatı elyevm ellerinde gümüş külçeleri bulunduran hususi spekülâsyoncuları alâkadar « - diyor. Reisicümhurun emirnamesin » den bir kaç gün evvel bu spekülâs » yoncular ellerindeki (o gümüşün her (Ons) ını 48 sentten satabiliyorlardı. Şimdi hükümete beher (Ons) ını 50 sentten satmak mecbüriyetindedirler. Bu hareketin müstakbel para $i - yaseli üzerinde ne gibi tesirler icra € deceğini şimdiden tahmin etmek im- kün yoktur. Yalnız. şu nokta aşikâr » dır: Hükümet, memleket dehilindeki gümüşü topladıktan sonra ileride da » ha fazla gümüş mübayaa etmek iste- diği takdirde bunu ancak hariçten te- min edebilecektir. Amerikanın göste - receği böyle bir talep, gümüşün dün- ya piyasasındaki (Fiatını arttıracaktır, Bununla beraber hükümet bu made - nin beher (Ons) ıns 1,29 “dolardan fazla kıymet vermek salbiyetini haiz değildir. Gümüşün kıymeti bu sevi - yeyi buluncaya kadar Hazine nazırı kanundan aldığı salâhiyetle memleke- tin umumi menfaatine muvafık za - man, fiat ve şeraitle gümüş mübaya * asina devam edecektir. Kanunun tas- rihatına göre bir müddet sonra Ame- rikan para stoklarmın O dörtte birini gümüş ve dörtte üçünü de-altın yap: mak hükümetin mali siyasetinin bir kismanı teşkil etmektedir. Bu süretle Hazine nazırının gü « müşü devletleştirme siyasetini almiş olması, devletleştirmiye o mecbur ol - ması demek değildir. Gümüş mübaya- ası tedbirine hiç lüzum yoktu. Bu iş- ten istifade edenler, oyalnız gümüş müstahsilleri ile spekülâsyoncular ok muştur. Vepürcw'vk şirketinin “alacağı vapurlar Vapurculuk şirketinin yeni va” pur almağa karar vermesi dolayı" siyle şirket müdürü Mustafa Be yin riyasetinde bir heyet (yarın Tiryesteye hareket edecek, ora ” dan Marsilyaya geçecektir. o Bi seyahat bir ay kadar: sürecektir. Vapurculuk şirketi ihtiyaca göre, vapur almak istemektedir, Alına * cak vapurların'yollu, konforlü ve mümkün olduğu kadar yeni olma” sı düşünülüyor. Almacak olan bir veya iki vapurun Karadeniz sefer” lerinde işletilmesi-mukarrerdir. —o—- sahneye koyduğu Jirofle, Jiroflâ | Gğmrük resmi verilmedef öpereti vardır. Rajisör Tayrof, operetin sah * neye konacağı sırada İstanbulda bulunacak ve bizzat çalışacaktır., ayyy yyl Uzun uzun konuştuk. Biz de on - lara şeker ve likör ve saire ikram ettik. Biraz da onlara saz çaldık. hoşlarına — Siz yarın sabah gidiyorsu - satılan vapur 1931 senesinde Karadeniz b©” ğazında karaya oturân Andros vapuru hurda demir fiatine sat' mıştı. Som-yapilan tetkikler ticesinde bu hurda dı vE gümrük resminin az olarak alı” dığı meyli çıkarılmıştır. j Gümrük resminin az alınm” sını kasti olduğu zannedilmekte E dir. Gümrük teftiş heyeti tabkl Satanlar, satın alanlar ve bu ladıklarr bademlerden bir tabak | lacak; Biz de gideriz.,, ayıklamışlar, - getirdiler; (Bize | ; “Bunu yol hediyesi - yaparsınız.;,' iğ © yüksek, en değerli bir gazetesinde ko- ğunu unutmamasını tavsiye © - ELER nin maşallahı var.,, ; b e Gz Dediler: Filhakika onlar da ar - | işi idare eden memurlar ye bi. tık orada kalmdailar.: Ağlarmı tarife memurları sorguya ©“, Koplacılar. Ssemli Ni

Bu sayıdan diğer sayfalar: