8 Eylül 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

8 Eylül 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i ii, mak için masrafa girmek —. 8 — VARIT (5 EYLÜL 194 Dedikodu Devadimlarile ilerliyen “Dir mücadele,. Çöplerimiz yakında lâstik tekerlekli arabalarla taşınmıya başlıyacakmış.. İstanbul sokaklarından gürül | tüyü kaldırmak için yapılmakta | olan mücadele dev adırmlariyle i- lerlemektedir. Gazetelerde okun- duğuna göre belediye çöp ara - balarının tekerleklerine lâstik ge- çirmeğe karar vermiştir. Demek ki istibdat devrinde yalnız padi- şah şehzadelere, sultanlara ve da- mat paşalara mahsus arabalarm tekerleklerine lâstik konulurken rimizi lâstik tekerlekli arabalarla taşıyacağız. Dünyanın ne kadar değiştiği bundan daha parlak bir misal ile ispat edilemez. Yalnız, çöplerimiz lâstik te kerlekli arabalarla nakledilmeğe başlandıktan sonra sokaklarımız. daki gürültü vaziyetinin de de - #işip değişmiyeceği © sorulabilir. Gazetelerde çıkan habere baktla- cak olursa, sokaklarda en çok gü: rültü yapan çöp arabaları, kâp - lumbağa süratiyle yürüyen çöp çöp arabalarıymış! Takırtıları ki- Tometrelerce üzaktan (duyulan motosikletler, kaldırımlar, söke - cek süratle koşturulün muhacir #- rabalart, lüzumsuz yere motörle- rini takırdatan ş0förler değilmiş! Bana kalırsa çöp arabâlatinm tekerlekletine (o lâstik geçirerek çöplerimize yüksek bir paye tev- cihine şimdilik hiç lüzum yoktü. Bugünkü külüstür çöp arabalara takılacak lâstik tekerlekler için verilecek pera bir tarafa konür - sa, mevcut çöp arabâsı hayvanla- rı satılarak bu para da lâstik pa- rasiya ilâve edilirse, sehrin ihtiya- cma kâfi gelöcek kadar â#ri çöp kamyonları satınalmak #iümkün- olabilirdi. Bu para yetişmese bile biraz fedakârlık yapmak güç'ol - mazdı, İstanbul da nihayet orta devirden kalma bu külüstür çöp arabalarından ve ayni zamanda da o arabaların o gürültüsünden kurtulmus olurdu. Sehir sökaklârindaki gürültü - yü azaltmak düşünüldüğü zaman neden varasız alınması kabi! olan tedbirler tâtbik edilmiverek pa - ralısına müracaat olunduğu anla- sılamıyor. Gürültü deyince tabii akla evvelâ şehrin en işlek sokak» ları gelir. Bu işlek sokaklarda ise motosikletlerin insanı sağır edici taktakları en müz'iç gürültü sek: linde her gün devam edip duru « yor. Bunları kovalamak, bu gürül- tüye mâni olmak, emre riayet et - miyen motosikletçileri para ceza“ larma çarparak xürültüyü azalt - değil, varidat bile temin etmek varken. neden bu noktava fazla ehemmi- yet verilmiyor da günün muayyen saatlerinde sokakları dolasan kap Tumbağa ekspresi denilmeğe Iâvık olan mahut cön arabslarma İle tik tekerlek takılıyor?. Galiba İstanbul belediyesi sey- yar satıcılar sokaklarda bağırıp çağırmakta devam ederlerken, o- #emobiller, kamyonlar, otobüsler, mesefkletler, wwhacir arabaları onları gene şöyle bir tarafa bıra- krpierif sölenkilntdaki « gürüklüyü azaltmak maksadiyle göp araba - İ larının tekerleklerinden (o sonra insanların kundura ökçelerine bir lâstik tabaka koyulması emre - decek ve lâstik ökçesi olmıyanla- rin ayaklarımın ucuna bâsarak yü- rümelerini istiyeecektir. » Benim fikrime kalırsa evvelâ | para osarfetmeden, belediyeye fazla yük olmadan kaldırılması mümkün olan gürültüler kaldırı! malr ve bunlarda muvaffakıyet görüldükten, o gürültüler tama - men kesildikten ve kesilinceye kadar verileni emre riayet etmi - yenler cezalara çarpılarak vari - dat bile temin edildikten #onra ortadan kaldırılması bir masrafa mütevakkıf olan gürültüler iğin tedbir almıya kalkışmalıdır. Çün- kü çöp arabalarma lâstik teker - lek koydakla bir miktar para sar- fedilmiş olur, ama diğer gürültü - ler devam eder durur. Bu masraf, çöpler hazeratmın tam bir istira - hatle ve hiç sarsılmadan göüp ka- yıklarına nakledilmelerinden baş ka bir şeye yarıyamaz. Fakat be- lediye zabıtası hiç bir masrafı mu- cip olmadan gürültü çıkaran nak- liye vasıtalarını siddetle takip e- debilir, devamlı bir azim göste- rirse, işittiği gürültülere karsı ku- İaklarını tıkamazsa işlek sokak - larımızdaki gürültülerin o yüzde yetmis beşi kolayca kaldırılabilir. Çöp arâbâlarından evvel mu - hatir ârabalarini düşünmek lâ - *ımdır. Bunların yaysızları ve lâs- tik tekerlek$izleri yavaş yavaş or- tadar kaldirilabilir. Bunun-için o sibi araba sahiplerine üzün bir “öde vermek kâfidir. Burlatın ortadan kalkması valiz gürültü - hüR İZalesi için değil, ayni zamaf- da kaldırımların da çabuk bozül: makta kurtarılması icin lâğrm- dir. Ni Bütün Bunlar yağılmadan, bun- İara ait tedbirler alınmadan insân o biçimsiz çöp arabalarna İâstik tekerlik takılacağını haber alinca tabii gülmekten kendisini alamı - yor. Halbuki belediyenin vazife * si İstanbul halkını güldürmek de- dil, onu bir an evvel sokak gürül- tülerinden hakkiyla kurtarmak - tır. Dedikoducu —————— Dikkat tifo var! Kohyâ —Son günlerde dekiri- mizde tifo vâkalarinn sıklaştığı görülmöktedit. “ Alâkadar min - kâmlar icâp #len tedbirleri al - makta iseler de bu hâreketin da» ha ziyade genişletilmesi ve her mahallede her ev halkının haber- dar edilerek kendilerine korunma vasıta ve öğütlerinin öğretilmesi lâzım gelmektedir. Nerelerde aşi yapıldığı : veya ilâç verildiği mevcut vasaitle hal- ka süratle bildirilmelidir. © şir sokaklarınm en büyük gü - | © Halkın çoğu bundan haberdar e "8 menbalarımı teşkil ederken | değildir. e Bü Memleket Haberleri : İ Çânâkkal& Maâârif Müdürü İ Lâtır Bey Çanakkale, (Hususi) — 30 Ağustos zafer ve tâyyare bayram- İarı Çiihenlik tabyalarmda Büyük bir kalabalık ve coşkun tezahü - ratla kutlulandı. En kıdemsiz bir zabitle en büyük askeri kuman - dan ve tayyate cemiyeti namına maarif müdütü Lâtif Beyler tara- findan günün büyüklüğüne üygün heyecanlı nutuklar söylendi. Şehir. baştan başa taklar ve bâyraklarla donatıdı. Gece bin - lerce kafile halinde önde müzika olmak üzere fener alaylari yapıla- rak şehir baştan başa gezildi. Bütün halk sokaklara dökülmüş - tü, Gece bâyram şerefine İstiklâl mektebinde Bir balo verilmiştir. Sekiz kişiyi kasap satırile yaralıyan hâsta Ödemiş, (Hususi) — Burada Hâsah isminde bir akil hastası, sebze pazarında bir kasap dükkâ- nından kaptığı satırla etrafa sal- İ dırmış ve sekiz kişiyi yaraladık - tan sonra, güçlükle yakalanmış » tır, Adanadâ karısını öldüren âdam Adana — Karısı. Fazileti on iki yerinden bıçakla yaralayıp öl- dürmektön süğlü ve sevküf Van- İı Bayazitin duruşmasına ağır ce- za mahkemesinde devam olun - muştur. Sıhhiye müdürlüğüne yâzılan tezkereye gelen cevapta Adanada akıl hastalıkları mütehassısı bu - lünmadıği, mütehassısın vilâye - timize yakin olân Konya memle- ket hastanesinde olduğu bildirili- yordu. ; Hâkimiler heyeti kısa bir mü - zakereden sönra, soçlu Bayazitin akli muayenesinin yapılması iğin Konyaya gönderilmesine karar vermiştir. Duruşma 30 Eylül 934 tarihine bırakılmıştır. ismail ağa kimin tarafından ve niçin öldürüldü? Balıkesir, — On, on beş gün evvel Pamukçu köyünde bir vaka olmuş, bakkal İsmail ağa akşam dükkânında otururken dışarıdan atılan bir kurşunla öldürülmüştü. İ Tahkikat henüz müsbet bir neti» ce vermemiş, katil meydana çi” karılamamıştır. İsmail ağanın ölümü etrafında bir çok rivâyetler dolaşmaktadır. Bir. rivayete göre; İsmail ağa düşmanları tarafından para mü * kabilinde birisine öldürtülmüştür. Diğer bir rivayete göre de bir &* lacaklısı tarafından öldürülmüş - tür. Katilin şu günlerde meydana çıkacağı muhakkaktır. > pp ari eğlenmiş oluyordu. “Ondahn sorira 6 Golç Paşa bizzat bu seferber or- duya iltihak ötmek © istemişse de Abdülhamit onun kıymettar irşâ- datını bif an bile ihmal edemiye » ceğini söyliyerek buna rağı olma * mıştı. Fakat Golç Paşanın bu se- ferberlik esnasıridaki müğahedatı ve tecrübeleri, Osmanlı ordu işles rinin yeniden tanzimi için bir İâ- yiha hazırlamağa kâfi (o gelmişti. Bir de Trablusun müdafaası için bir teşkilât yapılması da o esnada Golç Paşa tarafından teklif edil - ! mişti. Bu lâyihaların ikisi de Ab- dülhamide arzedildiği zaman pa * dişah onların tetkikini hususi ko - misyonlara hâvâle etmişti. O zamandanberi Abdülhamit askeri işlede sık sık Golç Paşanın fikirlerine müracaat (o ediyordu. Golç Paşa, Türkiyenin beynel milel vaziyetinde gittikçe müşkü - lâta mâruz kalmasını devletin git- Golç EĞ Türkiyede ii Harbiye mektebine ve harbe ait hatıralar. Çeviren: A C - mana Yazı No.sı 8 tikçe daha ziyade Avrupa ihtilâf « | larina karıştırılmasına atfediyor - du. Türkiyenin bu (meselelerle doğrudan döğruya alâkası yoktu, olmadığı halde kuvvetlerniden bü- yük bir kısmının ziyama sebep © luyordu.. Bu hal payitahtın vazi- yetinden ileri geliyordu. Golç Pa- şa diyordu ki: “İstanbul şarkın bir deniz kızinâ benziyor, cazibesine mağlöp olanları mahvediyor. İs tanbula malik olmak her (devlet için eşim olmuştur. Bir zâman- lar genç imparâtör Juvanın sara - yına Mikael Palecolağ'ın İstanbu: lü Lâtinlerden istirdat ettiği Habe- ri gelir gelmez saray (ricalindeh birisi pevmidane bir tavırlabağıt #lış: “O, öyle ise hör şey mâhvol- du!,, Hakikaten ondan sohra |İi- nikteki şanlı günler sönüp gitmiş- ti. Şehrin muhteşim vaziyeti, et- rafmdaki tâbiatin güzelliği, ma- vi ve parlak semâ, uyuştürucu ha- va insanlara azim ve melânötten mahirüm &detek deretedö hakim oluyordu. Golç Paşa daha birçok sebep- ler serdederek payıtahtın İstanbul- dan Konyaya ve başka bir tarafa naklini muvafık buluyordu. Golç paşanm Türkiye ile aktet- tiği mukavele İ temmuz 1886 se- besinde bitmişti. Bu üç sene zar - fmda o ordu için nizamnameler kabul ettirmek ve saire gibi bazı işler görmüşse de, verdiği lâyiha- ların hasır altı edilmesinden ve bir netice husule o getirmemesin - den dolayı muğber olduğundan mukavelenin temdidini istemiyor- du. Diyordu ki: “Biz buraya göndetildiğimiz zaman Abdülhamidin ördüsünü asri bir şekle sökmak istediği zah- nolunmuştu. Fakat bu böyle de * ğildir! Bilâkis mesele şundan iba- rettir: Abdülhamit, Türkiyede her şeyin Almanyadaki gibi olması lâ zımgeldiğini bir gece rüyasında görmüştü. Onun itin selefi sultat Aziz nasıl kaplanlar, aslanlar ve timsahlar getirterek eğlendiyse Abdülhamit de Almanları getirt - mişti, Efendimizin içi sıkildiğı za- man ordunun t#lâhına âit bir sürü projelerin içinden bir tanesi çıka» rıliyör ve Alman ıslahat zabitle - riyle komisvoülar aktediletek bu proje müzakere oluntıyordu. Bu suretl Abdülhâmit bir müddet aa proje gene bir tarafa atılıyord” Oğün iğin biz Abdülhağnidis ** ray dalkavuklarından başka şey değildik. Bu itibarla Yıldız saraymdaki en büyük kıymetim karnından konuşs” lerinin üzerinde yürüyen ve Pİ rende âtah bir süray cücesili, Ben onun yaptıklarını mon ktyaii yapamıyordum.,; Bu vaziyet karşısında Gok şa mukaveleyi tecdit etmiyerek vini dağıtmıya, seyahat hazrilif ları yapmıya ve kendisinden €* âilesini Almanyaya geri gönd mek için tedarikâtta bul z başlayınca bir gün mabeyi v den birisi pürheyecan onun gö dine gelerek bu hazırlıkların ş den ileri seldiğini Kendisini” muştu, Golç pasa mabeyini” verdiği tevapta faaliyet sahs nın öğk tahdit edilmiş olmasın” dolayı bundan fazla Tür kalâftıyacağını söylemişti. sini daha evvel Almanyaya Wiâsının da bazt iktısadi sel den ileri geldiğini ilâve Mabeyinci: “Pek âlâ, bunlar! lederiz!i, diyerek gitmişti. Gölç paşa bir iki gün Yıldıza çağtılmıştı. Orada yın baheçsinde yerinden k* Bir töprak mahallini tetkik niçin kaydığmı bir râporlâ şahaneye bildirmesi kendisi rica olunmüuştu. Golç paşa bu”. dele hakkında hatırat defti vi. diyordu ki: ğ “Benim burada toprak Pi şından da anlıyan mütehasila, İarak tanınmam çok tuhaftif: v hâdise de padişahım siyaseti rakterize eder. Bu işin banâ Wi edilmesiyle padişahım hemi de verdiğim nâsihat ve fi Wi ne kadar ehemmiyet verdiği y tlmak isterliyor. Sözdö veli gibi vazifelerden dolayı bir p düyaceğım zannediliyör. p Abdülhamit bu fırsattan bi “ de mutat olân meral. sini lâtuf büyurmak ve aram”. ii ihtilafları bu. ihsanla Gri kaldirmak istiyotdu. Şahsf Ze Kiki işlerin hainane bir #©.. biribirine kâriştirilmasi yasi? , den burada herharigi bir işi v mek mümkün olamıyor. Bu 2 #etle hareket edilmesitini ö8İ” madığını bir şarkliyâ beyhude bir zahmetten b ği şey olamazdı. Bana hediye © muürassa İütüh tabakasının su olabilirdi: “Uslu otur, ll yi ii İi > ARAN naâmeni geti â| ve o imuka' temdit ettir.,, Fakat ben bir tütün ue kolleksiyonu yapmak tebii mâruz kalsâm bile | istifa zaman sonra yeniliyeceğifi” Golç paşa kararından dör Tİ mişti, Yalnız ailesini ket lâ i evvel Almanyaya göndet yin vazgeçmişti. Çünkü mab€ zet Ragıp bey, şayet ailesini A gh? yaya gönderecek olursa Zat! * e nenin buna türlü türlü meyi yi receğini, paşanm İstan! v ihtilâl çıkacağını haber çin ailesini emniyet ali : lundurmak maksadivle yolla GE” nı zannedlacağini. Gole paşay” | rar ederek anlatmıstı. r

Bu sayıdan diğer sayfalar: