11 Ekim 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 12

11 Ekim 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ödebiyat Frugi Han ın ehemmi- yetli bir konferansı Firdevsi,Şehnameyi MahmuduGaznevinin emrilemi, yoksa kendi dileği ve teşebbüsüile mi yazdı? İran Başvekili Fruği Han, İra- nm tanmmış edip ve müverrihle- rindendir, Fruği Han, memleke- tinde şair Firdevsi hakkında bazı konferanslar vermiştir, bu konfe- ranslarda ileriye sürülen düşünce, şehnamenin yazılış sebebi hak- Kmda şimdiye kadar söylenilenle- re uymuyor. İbrahim Hoyi Bey bu kohfe- ransı, edebiyat karilerini şehna- menin nastl ve niçin yazıldığı yo- Tunda ortaya konulan bu mütale- adan da haberdar etmek üzere ic- mal etmiştir. İbrahim Hoyi Bey diyor ki: İranm en büyük dahi şairi Tuslu Firdevsinin bininci yıl dönümünü bütün dünya matbuatı ve münev- verleri derin bir özençle kutlular ve şerefine engin saygılarla ihti- faller yaparken, hiç şüphesiz ki İran ulusunun Oözkan kardeşi Türk malbuat ve münevverleri bu bayramla daha yakından alâkalı oldular, Çünkü koca Firdevsinin can- andırdığı kahramanlar arasında dünya durdukça yaşıyacak Key - husrev ve Zâloğlu Rüstem gibi ulu "Türk Hakâni Efrasyap” da” vardır” Şair, şehnamesinde İranı yükselt- tiği gibi, Turanı ve Turan hakanı» nı da saygılarla oanar. Nitekim bir İran şehzadesini akranından üstün göstermek isteyince: Nejad ez dü şeh bud on nikpek Zi Efrasiyabu Zi Kâvüsü key Tercümesi: Onun soyu iki şah- dandır. Biri Efrasiyab biri Key- kavüsüdür. Bugüne kadar gelen (Feridun hikâyesinin en sağlam vesikasını da gene Firdevside buluruz. © Şehname, tamamlandığı gün- den beri ebediyete hâk olmuş ve yalnız bir ulusun malı (oOolmakla kalmayıp bütün O insaniyetin de malr olmuştur. Eserinde milli destanları söylemeği kendine en yüce ülkü edinen büyük şair ay - ni zamanda şehnamesinde iyiliğe; doğruluğa ve baysala büyük yer- ler ayırmıştır. Şehnameyi iyi anlıyanlar, şai - rin haysiyet ve yurt sevgisiyle bir- likte, insanlık sevgisini de âdeta baş döndürücü bir o çeviklikle o- kurlara aşıladığını görürler. Firdevsinin hakiki hayatına da- ir bildiklerimiz ne kadar yazık ki efsanelerden başka bir şeye da - yanmıyor. oŞehnamenin yazı - lışımda biricik âmilin Gazneli Sultan Mahmut olduğunu söyler - ler; fakat bunun aksini ortaya koyuyor. Bununla beraber büyük ve kahraman Türk hükümdarı Sul - | tan Mahmut Gaznevinin ilmi, ede- biyatı koruma hususunda ve Fari- siyi Arapçaya tercihte gösterdiği bağlantı apaçıktır. Firdevsinin ahlâk türeleri çok kuvvetlidir. Her türlü O felâket, nekpet karşısında yılmamayı ve insanın kendisini daima şen, gön- kl İREN lünü açık tutmasını söyler. Hiç bir veçhile ukalâ bir bilgin olmıyan şair, keskin zekâsının kıvılcımla- İranda Pirdevsi'nin o makberesine bir heykel konulmuştur, bu heykelin İ- randan gelen fotoğrafını koyuyoruz. rımı birer ironie şeklinde eserinde »rpiştirir. Meselâ: Peyi maslahat meclis arastend Nişestend güftend berhastend Tercümesi: Iş görmek için top- landılar. Oturdular, konuştular kalktılar... Beytindeki incelik hoştur. İranda Arap istilâsından son- ra, ötede beride dağınık bir hal- de bulunan İran milli mefahir ve edebiyatını toplayıp, tasnif et- mek fikrini ilk ortaya atan Saman oğulları Ohanedanı olmuştur. Rudegi ve Dakiki gibi (o tanınmış bir çok şairler, bu şahların saray | şairliğini yapıyorlardı. Dakiki' - nin şehnameden Keştasip ve Erca- sibe dair bin beyit yazmış oldu- gunu anlatırken Oo Firdevsi şöyle der: Yeki name bud ez gehi bostan Feravan bu dü enderu dastan Perakende der desti her mubidi Ez u behrei bürde her buhredi Tercümesi: (o Eski zamandan ' kalma bir kitap vardı. Onda das- tanlar boldu, Bu dastanlar mubit (âlimler) ellerinde dağnık bir su- rette idi. Her aklı olan onlardan istifade ederlerdi. Ve gene, Saman oğullarının bu dastanları toplattıklarını ve Dakiki isminde bir genç şairin çıs kıp bunları manzum olarak yaza bileceğini söylediğini bildirir, Fa- kat Dakiki pek genç yaşında iken katledilince, henüz yeni başlan- mış olan şehname işi akim kalır. Firdevsinin bunu haber aldığını ve evvelce toplanan dastanlar kül liyatını elde edip şehnameyi yaz- mayı tasarladığını şu mısralarda akuyoruz: Ki in hzmeyi rast pisaverem Zi defter be güftar hisaverem ibrshim hoyi (Devami I&rci sayıfanın 3 üncü sütunudr” ne kadar | hi en emimlen delille kep ÜZEL SANA Tiyatro Raşit Rıza Tiyatrosunda Raşit Rıza Beyin teşkil ettiği yeni temsil heyeti, ilk olarak ha- zırladığı iki piyesi evvelki akşam Saray sinemasında sahneye koy» du. Bunların birisinin adı “He- defsiz > buseler,, ötekisinin adı “Bey atladı!,, dır. Hedefsiz buseler, Fransız ti « yatro muharrirlerinden Andre Bi- rabo'nun Baisers perdus isimli e- serinden M. Feridun bey tarafın- dan adapte edilmiştir. İkinci e- serin nereden alındığı, kimin ese- ri olduğu ilânlarda yazılı değil dir. “Hedefsiz buseler,, bir his ko- medyasıdır. İnanmıyan adamın | azabı, bu esere mevzu yapılmıştır. Eserin kahramanı Hadi, her şeyin kötü, herkesin yalancı, olduğunu, insanların birbirlerine en samimi göründükleri zamanlarda bile al- dattıkları düşüncesini kendisine kale yapıp bu karanlık havanın içinde beslenen bir adamdır. Düşünce şeklini kendi hayatı - na da tatbik ederek, küçük gün - lük hâdiselere hususi Oomanalar vererek, hayal kuvvetin işleterek kendi kendisini betbaht etmiştir. Bu adamın kafasındaki sabit fikir şudur: Yirmi iki yaşına ge- en yakın dostu ve ticaret hayatın- da ortağı Nihadındır. Hadi alışılmış hayatı bozma » mak, rezalet çıkmasına meydan vermemek ve bilhassa tanıdıklar arasında dedikodu mevzuu olma- mak için ses çıkarmamış, fakat ev hayatını sessizce cehenneme çe - virmişlir, Bü arada düşüncesini, tek ke- lime söylemeden, hareketleriyle, hayatiyle, inanışlariyle (o kıza da telkin etmiştir. Artık o da kendi- sinin Hadinin değil, aile dostu Nihadın çocuğu olduğu kanâatin- dedir. Bu kanaatledir ki günün birinde resmi babasiyle - son bir kavgadan sonra kendisinin haki « ki babası olduğunu zannettiği Ni - hadın evine kaçıyor. Hadi yanlış düşünüyor, karısı kendisini aldatmamıştır, o çocuk Nihadın değildir, kendisinindir. Hadi ve kızı bu hakikati öğre - nince senelerdenberi içinde yaşa - mağa alıştıkları havanın bozul - ması karşısında — yadırgayorlar; senelerce birbirine düşman yaşı - yan iki kişi birbirlerini o sevmek istiyorlar; fakat bu artık mümkün müdür? Eserin ilk sahnelerinde vaka » nin yürümesine pek te (hizmeti dokunmıyan konuşmalar, seyirci » | leri biraz sıkar gibi oldu, fakat i - | kinci perdeden sonra eser, (nevi dahilinde, güzelleşti. Hedefsiz. buseler, kendi nevi içinde güzel bir eserdir, ancak e- saslı bir makastan geçmesi, eseri daha derli toplu ve daha güzel ya» pardı. His komedisi, Raşit Rıza Beyin tam bir ehliyet ve muvaffakiyetle Bir ... .. Üstat Halit Ziyâ ELA VON RR A e > ve eserleri.. — Hepsinden acı kitabının neşri dolay Sühulet kütüphanesi, itina ve zevkle hazırlanmış Kitaplarından birini daha çıkardı: “Hepsinden acı.,, Edebiyatı Cedide üstadı Uş- şaki zade Halit oZiyanın küçük hikâyelerinden yeni bir derleme daha... Bu güzel fırsattan faydalanarak büyük üstat hakkındaki fikirleri» mi söylemeyi bir zevk (o bilirim: Daha geçenlerdeki tenkitlerin- den birinde, günümüzün en ol - gun naşiri Falih Rıfkıyı o atılgan, ateşli, bilmem falan - bir çocuğa benzeten üstadın, eline o aldığı ilk oyuncağı tetkik eden ve teces- süsünden başka hiç bir hassası bu tetkiki esnasında tebarüz edemi » yen bir çocuk gibi vakalarını ve kahramanlarını bütün zahiri ve fantezi teferruatile bir tasvir edi- şi veya güya bir tahlil edişi var ki: Bu kadar İüzumsuz üs tafsilâtı dudakta bir gülümseme uyanmadan okumak, bütün say- gıya rağmen, hemen (hemen im- kânsız bir şey.. “Aşkı memnu,, unda “Behire,, nin karyoladan sarkan ayağının Fisanı hal ile neler söylediğini zan- nederim birkaç sayıfaya zor sığ - dıran üstadın kalemindeki kımıl- #5 Bilüs Bye bir tenkit satırı çok © görülmez sani“ rım; evet, ne kahraman hamlet, ne esir Eşper, ne şu ne bu.. Behi- i : , doğru hayata atıldığı kadar meydanda: Hi buldan ayrılınca biti Bozkıra girerken ölmülr ermiş gibi susuyor, ve manasını kaybediyo”” bizim için asıl hayat, ülkü o zaman başlıyor” Cemil, bütün o romanın” bezene anlatılmış mel ve hulyasına bir sayıfa leri ve yaşaran gözleri larla parlıyan bir genç rak birinci sayıfada roman başlasaydı sanıyorum... « Bir çırpıda içimden len ve kalemimden fikirleri yazıverdikten nu ilâve etmeliyim ki: * nu, edebiyatımızın $a rindendir; muharririn, veya aleyhinde bir fikir mem: Sayılı eserlerde ilk romana benzer Tü! den biri olmasına n Şimdi anlıyorum: d) ler, biraz edebiyattan başlıyanlar, bazan bi statlara enver niçin lar; Çünkü, bu ed biyi ları, vaktiyle herk mizden fazla onlara haf renin karyoladan (o sarkan ayağı | lar, Ü onlara adeta müri kadar belâgatli ve uzun konuşa | lerdi. Fakat sonra © İ rinden başlıyarak se! bilmiş değillerdir. Sonra; o meşhur Mai Yabancı kelimeleri Türkçeye ve- | fileliklerini keşfedinei ya hepsi birden Fransızcaya ter « | serler karşısında (b cüme edilince bir çakıl yağmuru: | vect duyarak geçirdik! na, bir dolu sağnağına dönen o | lara acmıyorlar ve kenf “Baranı elmas, lı mai siyah.. Ah- i rine kızacak yerde hiç met Cemilin gülünç olmıyan, cid- | yazıcıya, üstada diyetle ele alınabilecek olan ha - | ve bütün acılarını bü yalı, asıl o İstanbuldan ayrıldığı» çiy ve çarpık hulyada sert ve ...rr amele ara. '... oynıyacağı janrdir. Değerli sanat- | ler. kârımızı senelerdenberi bu piyes- te olduğu gibi kendi havası için» de görüp alkışlamak fırsatmı ka- zanamamıştık. Evvelki gece bu imkânı bulduk. Raşit Rıza Beyi sahnede ve muvaffak görmek benim için e - hemmiyetli bir zevktir. Babasını tayinde güçlük çe - ken kız rolünde Şaziye H. cidden muvaffakiyetliydi. Ailenin en yakın dostu Nihat B. rolünü Hü- seyin Kemal B. iyi oynadı. Bu üç sanatkârın bulundukları sahneler, insana birinci sınıf bir tiyatro heyetinin muyaffakiyetli bir temsili karşısında bulunduğu” nu ilk bakışta anlatıyordu; fakat heyetin öteki uzuvlariyle karşıla şıldığı zaman iptidailik ve acemi- lik kendini şiddetle hissettiriyor- du. Hedefsiz buseler piyesinde ad- larını saydığım — sanatkârlardan başka şunların rolleri var: Lebibe Raşit Rıza, Enise, Se - niye, Şayeste, Leman Ekrem Ha - nımlar, Necati, Ziya, Zühtü Bey - | tenkitlerine koyuyo Behçet Bu gençlerin b için, en iyi duy kiyet dilerim. ” lik işe yeni başlıyan için elbette kabahat bii haldir; netekim işe başlamak ta için kabahat değildir. Bir tiyatro heyeti & güçlüğünü kim bil siyah., | mesini bilince, onların Rıza Beyin girdiği isi" ğü karşısında ben ür” dm cesareti bana h bir takdir duygusu “Bey atladı!,, lince: iânlarda bir şey 7” simler de Türk ismi bilmediğim bu eser»! lif piveslerimizden b" 4 ğ adı “Kokona uyuyor "x harriri meşhur Gedikp” rosunun kurulması işin lardan Ali Beydir. Halide Hanım. Hi ve Hadi Beyler bu ' mininiini komediyi!” Refik | ren başlıyan yaşayışıdıf. Nesil farkı, terakki 4 Na e gm yg gg Va? , . .İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: