16 Ekim 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

16 Ekim 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yonun Londra- #ive Moskova- | | i görünüşü ir hakikat yok, Hakikat Pa menfante göre, işine gö » | nn hakikat; Tokyonun, ba Lonirann tam zıddı ©- gk ikatin sabit ölçüsü plate örüşleri olabilir. Bu bakım. eler, kitaplar kçüli hare » ba Kitaplar kültür hare hakikatlerin birer fotoğra « mi bir elle hakkın- . k efküre umumiyelerin al - Tİ, çizdikleri zaviyeleri göt- . le iye Nazırı Ceneral Ho- Çe müdafaası” için bir bro İş, bu broşürde asker ba - aaa idaresine *n bahsediliyor. verilecek | İ ancak | menfaatleri ve | | kaza tahkikatı | Füruzan vapuru kaptanı | kaptan, in ik aleyhinde bir hayli sözler | m lerim hâkimiyeti tileri sürülüyor. hakkında nn.” kulağı, Londranm gö - Ceneral Hayaşinin bro- k Vi tahlil ediyor: Ya Sovyet Rusyaya karşı ik için yeniden üç bin t) Çagtaştr. bnm Amerika menfaatlerine ki im için Japonyanın deniz - etini arttırmayı istemek - Vi aki, nazırı Hiröta diplo - », ın Yen ile Japon davalar arzusundadır. Hirota - i ea halk arasında milli mü- v rını çürütebilir, bunun İ- üm bütçe müzakerelerin- Mezareti halkı müdafaa hazırlamak istemektedir. A» çıkan, Sovyet bakımı. | W Pravda “uy “BESŞüPü İL eği iyor: Japonyada epeyi zamandır | *” adlı bir teşekkül vardır. mürtecileri, faşistleri bir borlamaktadır. Ceneral Ha - i Ni bu faşist şeklin dev- ln, ti arasma karıştığını is - Kya faşizme yola - Me “a ticaret müvarenesinin Kara alması, Japon damping » a Danması, © Japonyada | aki felâketler, Japonya- > ti Eüçleştirmektedir. Köy. şartları gittikçe fenalaş « ik agi Pihayet gelip kendile - le hag ğini bildiği için dik - | ditelere İka şı koymak is- — il ce *mperyalizmi deniz si- an ii istemeğe hazırla - üm ve kara kuvvetlerini © İnzin tahsisata hâkim m 28 İİ yaş görüş... Mini, ya *İBİ hâdise önünde Lon- kova da asıl görüyor? e Etaim arm Çindeki vaziyeti, şark- | vinin bahçesindeki çamaşırlıkta > | öpon askeri fırkası bütün | di. | reket ettik. | müşterilerden Emin Veli ile kavga j caktır, 3 — VARİT Heybeliada açıklaruidaki facia”! Füruzan vapuru kaptanı dün birinci ticaret mahkeme- | sinde kazanın ne suretle olduğunu anlattı | Rapor okunduktan sonra dinlenilen Hüsnü kaptan “Meni müsademe noktası | için alınması lâzımgelen tedbirlerin hiç birisi alınmamıştı,, diyor | Heybeliada açıklarında otuz üç kişinin boğulmasiyle neticelenen | devam ederken | Hüsnü ticaret kanunları muci - İ bince tanzim ettiği raporu dün i- İ şaret ettiğimiz gibi, bugün birinci ticaret mahkemesine vermiş, şa | hitlerini dinletmiştir. Dün okunan raporda Hüsnü kaptan, kazanın ne şekilde vuku | bulduğunu, kazayı müteakip yaptı | ğı manevraları anlatıyordu. | Rapor mahkemede okunduk » tan sonra Hüsnü kaptan dinlenil » Şunları söyledi: — Saat ikide Beşiktaştan ha“ | Üç buçukta ada ön- lerine indik, Hava karanlıktı. Reis sordu: — Vapurumuzun © projektörü | | varmı idi, — Hayır, yapurumuz post vapuru olduğu için projektör kul- lanmıyorduk. Esasen posta va - purlarmda projektör bulunmaz. İ Hatta Seyrisefainin büyük vapur- larında da projektör bulunmaz. Uzak seferlerde ışıkla hareket e- dilir. Projektör yalnız limanda | PönSs““naberteri : Ayırmak isteyen yaralandı Abanozd& aşçı dükkânında ederken kendilerini ayırmak isti- yen aşçı Hakkıyı gözünden yara- lamış ve yakalanmıştır. Bir evin çatısı yandı Dün sabah Çağaloğlunda dok tor Orhan beyin 22 numaralı & yanan ateşten ev tutuşmuş ve çatı yandığı halde ateş, itfaiye tarafın- dan söndürülmüştür. Ziya Gök Alpin ölümünün yıl dönümü Ziya Gök Alp Beyin ölümünün onuncu yıldönümü münasebetiyle 24 teşrinievvel çarşamba günü Talebe Birliği tarafından mezarı başmda bir anış merasimi yapıla" j otuz işliyen ik elimi. — Devam ediniz. — İlk ışığı tahminen yirmi beş metre ilerimizde gördüm. Kırmızı bir işiktı. Derhal tornis- İ tan hareketi yaptım ve vapuru sığın bulunduğu istikametten çe - virdim. İşte bu esnada vapuru- muzün sağ tarafından bazı sesler duydum. Reis tekrar sordu: -— Ne gibi sesler? Imdat, boğuluyoruz.. linde sesler geliyordu. — Siz ne yaptınız? — Derhal stop 'ettim. Şek» Zira | pervane, İ ğulmalarınr tesri edebilirdi. Va- pur durmuştu. Fakat ben bağrı sanların kimler olduğunu anlıya- mamıştım. Çünkü hedefimizde bulunan ışıktan o kurtulmuştuk. | Vapurumuz durmuş olduğu için, | derhal imdada koşulmasını tayfa İ Java emrettim ve ilk iş olarak bir İ kayık indirtmekle beraber hayli can kurtaran yeleği attırdım. Bir saat kadar kurtarma ameliyesine devam ettik, Birinci kayıkla be- raber, bir ikinci kayık daha indirt- miştım. Her ikisinin kurtardığı Limanımıza' bir Ingiliz kruvazörü geliyor Bu ayın yirmisinde yani cu- martesi günü limanımıza bir İngi- liz krüvazörü gelecektir. Krüva- zörde yüze yakın İngiliz gönüllü zabitleri bulunmaktadır. Krüvazör bir talim gemisidir. Ayın on dokuzunda gelmesi ka- rarlaşmışken o gün cuma olması İ ve dükkânların kapalr bulunması cumartesi günü gel-| dolayısiyle, meğe karar vermişlerdir. Zabitler, şehrimizin gezilecek yerlerini göreceklerdir. Gemi iki gün sonra gidecektir. İngiliz gediklileri burada bu - lunduğu müddetçe, krüvazörün | futbol takımı da, Fenerbahçe takı» | mımızla stadyomda bir maç yapa” caktır. İn hisarlar Vekili Gümrükler ve inhisarlar vekili Ali Rana bey dün öğleden sonra | gümrük baş müdürlüğüne gelmiş ve İki saat kadar gümrük işleriyle meşgul olmuştur. . Gayet zengin © bir programla | neşriyata başlıyacaktır., - Türk edebiyatını bizzat ediple- lerimizden dinliyeceğiz... orada bulunanların bo- ! kazazedeleri vapura aldım elbise- j lerini kurutturdum. Çay hazırlat- İ tım ve zabıtaya haber vermek ü- | zere Kartala hareket ettim, Kar- | | talda jandarmaya haber ver- | dim.,, “Sonradan motörün arkasında İ bir kayık bağlı bulunduğunu, ka» zanın bu şekilde vuku bulduğunu | öğrendim. Bu şekilde kayık bağ- | lamak değil, yüklü motöre bile | yolcu almak doğru değildir. Üste, meni müsademe noktası içina - İ Imması lâzım gelen tedbirlerin | hiç biri alınmamıştı.,, Hüsnü kaptandan sonra birin- ci makinist Talât Bey dinlendi. Talât Bey, makinede bulundu: | ğunu, stop emrini müteakip yu- karı çıktığı vakit, Hüsnü kaptanın | İ tayfalara kazaya koşmalarını em | rettiğini duyduğunu söledi. Talât beyden sonra ikinci kap | tan Mustafa Bey dinlendi. Mus-| tafa Bey de kazanm ne şekilde vuku bulduğunu anlattı. Bundan sonra diğer tayfalar dinlendi. Mahkeme, len şahitlerin dinlenmesi diğer listesi veri - | için baş- İ ka bir güne bırakıldı. Maarifte : a aa Cümhuriyet bayramına hazırlık başladı İlk tedrisat müfettişleri bugün | maarif müdürü Haydar beyin te | isliği altında bir toplantı yapacak- lardır. Bu toplantıda yirmi dokuz teş- rinievvel Cumhuriyet bayramının yakınlaşması dolayısiyle ilk mek- | teplerde yapılacak rherasim prog” | İ ramı tespit edilecektir. Ayni za- manda mekteplerin idari vaziyet- | leri, talebe mevcutları, millet mek tepleri ve yeni tedrisatm daha ve- | rimli olabilmesi için alınması icap | eden tedbirler konuşulacaktır, Önümüzdeki cumartesi günün- den itibaren de bir hafta zarfında İ | dan yakma bir | mektir. Türkçesi: her müfettiş kendi mıntakasında bulunan mekteplerin baş muallim- lerini toplıyarak Cumhuriyet bay- | ramında mekteplerde verilecek | dersler, konferanslar ve müsame- | i reler hakkımda görüşeceklerdir. | Hasan Ali Bey Ii Bir haftatanberi şehrimizde | çs Halk şarkıları, kültür propagan- | | dasi yapacak... İ | 16 Teşrinleel 1934 pamelip K ON UŞ UMLAR Üniversiteye devam mecburiyeti Darülfünun talebesi, derslere her gün muntazaman gitmek mecburiye » tinde değillerdi. O zaman Darülfünu- na fakülte ( — facultâ ) diyorduk. Bugün ne facultö kaldı ne Darül - Fünun, yüksek tahsil müessesesine U. Universitâ ) niversite ( diyoruz. Universitö'de tahsil görenlerin, her derse, her gün tam vaktında gelmeleri, müesseseye devamı mecburi kıldılar. Şöyle bir gramerimsi düşünürsek bu mecburiyeti haklı bulabiliriz. Fa- külte, fakültatif (—Facultatif) in ra- dikalidir, Fakültatif demek, ihtiyari demektir. Fakülte kelimesinde, yakın- “canı ister yapar, canı hk Ovar demektir. Bunun için fakülteye ister gidilir, iş- ter gidilmezdi, amma ve lâkin bugün ortada bir Üniversite var. Buraya de- denilebilir, istemez yapmaz” vam ibtiyari olamaz; Amma göne gramerimsi konuşur- sak, Üniversiteye devamı mecbur kıl- manın doğru olmiyacağını teslim ede riz. Dünyanın her tarafında, Üniver « sitelerin bir ismi de fakültedir. İşin #- İ çinde ihtiyarilik gene vardır. Amma denecek ki, pek çok memle- | kette Üniversitelere devam mecburi » yeti konmuştur. Olabilir, Demek ki, © memleketlerin Üniversite müdavim- leri zengin evlâtları. Halbuki, bizde Üniversite talebesi hayatını kazanma- ğa mecburdur. Ekseriyeti beş on ku - ruş maaşla şurda, burda iş görürler ve geceleri derslerine çalışırlar, Vaziyet apaçık meydandadır. Üni- versite talebesine: Derslere odevama mecbursunuz, demek size ekmek pa » rası temin eden işlerinizi bırakın, de » Aç kalın! demektir. Üniversite talebesi telâş etmesin. Yanlış besap tâ Bağdattan dönermiş. Bu hesap ta o kadar doğru değildir ki, elbette rektörlüğün kapısından döne- cektir. Bütün Üniversiteliler gibi biz de bunu temenni ediyoruz. Selâmi izzet ————— İ Istanbul —İzmir telefonu ne vakıt işliyecek? İzmir — İstanbul telefonunun yılbaşından itibaren çalışmıya baş lıyacağı haber < verilmektedir. Şimdi Manisa — Balıkesir arasın- da direklerin yerine (konmasına başlanmak üzeredir. Bu hatla İz- mir, İstanbul sanlıralı vasıtasiyle Ankara ile de konuşabilecektir. bulunan orta tedrisatu mum mü- dürü Hasan Âli bey (dün akşam Ankaraya gitmiştir. Hasan Ali İ bey dün Galatasaray lisesine gi- derek lise müdüriyle (o mektebin muhtelif işleri hakkında görüşmüş ve izahat almıştır. Üniversitede Üniversitede yeni yıl talebe ya» zımı ve mezuniyet ikmal imtihan- ları bitmiştir. Bugünden itibaren henüz açılmıyan fakültelerde de tedrisat başlıyacaktır. Dehri Efendi — Bari Ankara istaş- yonunu kuvvetlendirseler de İstanbul. da küçük radyosu olanlar da istifade #seler.,

Bu sayıdan diğer sayfalar: