October 22, 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

October 22, 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—.— VAKI 72 'veşminievel 1934 Eti hiyeroglifleri nasıl okunuyor? Yazan: Dr. 8. Hrozny * Çekoslovakya Prag Universitesi Profesörü Türkiye müzelerinin zenginli- | ğini teşkil eden, Eti hiyeroğlifiy- le yazılı olan ve bugüne kadar an- laşılmıyan kitabelerin okunmak üzere olduğu pek az kimse tara- | fından bilinmektedir. Uzun zaman çözülmesi müm» kün değil gibi görünen bu mesele- nin düğümlerini bütün ülkelerin bilginleri 50 yıl çalışarak © yavaş yavaş açmıya muvaffak olmuşlar- dır. Bu bilginler, arasmda Profe- sör Sayce, Jensen, Frank, Thom- pson ve Cowley'yi ve sonradan on- Jara katılan Meriggi, Gelb, Forrer ve Bosserti zikretmeliyim. Bu bilinmiyen dilin ibarelerini tanıyan ilk gramer tarafımdan ya- zılmış ve 1933 te: İnseriptions hittites. bicrogliy- phigues Prague 1933. adiyle çık- mıştır, 1934 haziranında ikinci cilt o- larak 41 kitabenin ilk: tercümeli neşrini yaptım. Bir sürü hiyeroğlif işaretlerinin çözülmesinde kitabelerin bulun - duğu yerlerin adları, ve kitabede geçmesi muhtemel iman ve tanrı adları yardım etmiştir. Meselâ: Ceraplus'ta bulunan kitabeler - de bu yerin çivi yazılı Eti ibare « lerindeki adı olan Kargamesas'a karşılık olacak surette bir şeklini takarrür ettiği 40 sene evvel Yen- sen tarafından görülmüş ve Kar - ga - me » aas şeklinde okunuşu tek- Hf olunmuştu. Yensen sonradan bu fikrinden caymış olmakla beraber bence doğrudur. Diğer hallerde de bu- na göre hareket olunuyordu. Di- ğer hiyeroğlif işaretleri muvazi i- barelerin mukayesesi suretiyle tes pit olunyor ve yazılışında bazı de- gişiklik görülüyordu, Eti hiye- roğlifiyle yazılı kitabelerin bu su- retle sirri çözülmeğe başlandı. Ar- tık, benim kitabımda da görülebi- leceği gibi tarif şekilleri buluna- bilmekte ve bu dilin Boğazköyü arşivinde buluhan çivi yazılı Eti ve Luvi dili ile kardeşliği anlaşıl- maktadır. Hacibayramdaki müze depo sunda bir heykel gövdesi bulun maktadır. Bu heykelde Eti Fırtı- na Tanrısının sol elinde bir balta tuttuğu görülüyor. Geyimi üzerin- de de Türk alfabesine göre trans- kripsiyonunu koyduğum ve ayni zamanda tercümesini yaptığım ki- tabe bulunmaktadır. Traskripsi- yonumda tam bir kelime ifade e- den ideogramların manaları gös- terilmiştir. Serbest çevrimi şöyledir: “Bu tanrılık heykele sunulan armaganları yani yağ, ekmek, ö- küz eti ve iki küp şarabı kim alır- sa balta taşıyan bu tanrı tarafın- | dan öldürülecektir.,, Cerablus Eti kralı bu heykele tahsis ettiği armaganların kötü a- damlar tarafından çalınmasından korktuğu iğin heykelin . üzerine yazdığı yazılarla onları korkutu- yordu. Kayseri — Sıvas demiryolu ya- pıldığı sırada Sultanhanında bir höyüğün yarmasında mühendisler tarafından bulunarak (o çıkarılan İ re bu bir kral mezarıdır. büyük hiyeroğlif yazılı taş ta şim- di Hacıbayramdaki müze depo- sunda bulunmaktadır. Bu taşın kitabesi ilk defa tara- fımdan çevrilerek kitabımda çı- karılmıştır. Benim anlayışıma gö- Serbest çevirme ile kitabede şu okunmak- i tadır: . Sonra ben mezara ayak- kabı ve önlükler koydum (ölü i- çin). Kim reise mahsus (ölü için diktiğim) ağacı kaldırırsa, yahut kim (ölüye mahsus) yiyeceklerin Eğer harp olursa... Hangi devletler hangi devletlerle birlik olacaklarmış ? Büyük bir İngiliz gazetesi yeni bir harp olursa devletlerin hangi teşekküllere dahil olarak hafbe girmeleri muhtemel olduğunu tet- | kikle meşgul olmuştur. Tabii bu teşekküllerin bir başmda Alman- ya ve diğer başında da Fransa bu- lunuyor. Mezkür gazeteye naza- ran harp olursa Macaristan, Lehis- tan ve bir de Yugoslovya (!) Al manya tarafını iltizam edecekler- miş. bulunduğu mahzene girerse © sus | nulan içkiler içinde boğulacaktır. İ Diğer cephede Fransa ile bera- Sonra Mali'nin KüyüğA Gelini | ber İtalya, Çekoslovakya, Roman- nalık yapacak ve tanrılar onu par- | çalıyacaklardır.... (Eğer bir kral mezara girerse o artık kral ölmr | ne de yacaktır. Eğer her hangi bir şa- his bu mezara dokunur veya öhü tahrip ederse bu şahıs Lavatavas yahut Valu — Dadamemas dahi, sonra biri mezara girerek çekme- cede olan (müteveffa) ya imah- sus önlükleri alırsa, bunları yapan kim olursa olsun mahvolacaktır.,, Kanaatime göre, yere ufki ola» ya, Sovyetler.we Türkiye buluna- caklarmış. Galiba ne Bulgaristan, Yunanistan müstakbel harpte hiç hesaba katılmıyor. İsmi Daily Mail olan bu gazete- nin iddiasına nazaran Almanya ve Almanya ile beraber olan devlet- ler Fransa ile beraber olan devlet- İere nazâran bir faikiyet gösteri - yorlarmış. Çünkü o memleket - lerde harp fikirlerinin . telkinine çok çalışılıyormuş, sanayi vası « rak yatırılan ortası delik büyük | talarrdaha çokmuş ve merkez, vas taş bir kralın Oomezarma dikilen hayat ağacı için piyedestal vazife» sini görüyordu. Ben bu kitabede hiyeroğlif yazısı kullanan Etilerin en eski krallarından ikisinin adı nı Lavatavas ile Valu — Dadame- mas'ı buldum. ; Yazıcı demek istiyor ki, Lava tavas ve Valu — Dadamemas gibi meşhur krallar bile bu mezara gir- memeli ve onu tabrip -etmemeli- | bıtalariyle dir. Hacıbayramdaki müze depo * sunda Kayseride bulunan bir-sü * tun daha vardır. Bugünlerde kop - ye ettiğim bü çok merakli kitabe » de zikri geçen meşhur kral Valu - Dadamemasın adı tekrar geçmek - tedir. Bu kitabe kralın veya kra- ln babasının mezar taşı o olması muhtemeldir. Uzun asırlar geç * tkten sonra bir hıristiyan ailesi yeniden kendisine mezar taşı ola- rak kullanmış 've üzerine büyük bir haç ve kadeh resmi hakkettir- miştir. Kitapların olduğu. gibi mezar taşlarının da bir yazısı (ka- der, tali) vardır. » » Sözü burada kesiyorum. Zikri geçen şu üç kitabe hiyeroğlif ya- zılı Eti kitabelerimin okunması A- nadolunun en eski kültür ve tari- bini nasıl aydınlattığı açık gös- eriyor. Bu değerli kitabeler eski Anadolunun şimdiye kadar ma - lâm olmiyan bir millet ve mede - niyetini tanıtıyor ve bütün bu ki - tabeler bu zengin memleketin pek eski çağlardanberi (o haiz oldüğu eski şan ve şereften fesahatle bah- sediyorlar. Vapurculuk Türk Anonim Şirketi istanbul Acentalığı Liman han, Telefon: 22925 Mudanya Yolu Cumartesi gününden manda her gün saat 9.30 da Mudanya yoluna Tophane rıhtımmdan bir vapur kalkar, ziyetinde bulunuyorlarmış. İkin- ci blokun ise harp arzusu yokmuş, i aralarında ne ittihat, ne bir şey| varmış, Daily Mail'in bu tahminlerini mevzuu bahseden İstanbul gaze - tesi Yuşoslavyanın Almanya ile beraber hareket etmesini gayri mümkün © görerek, biribirine sıkı o bir. surette dots ra- bağlı olan iki millet varsa, o da Fransa ile Yu- goslavya olduğunu ve bu dostly- ğun son meş'um suikast “hâdisesi üzerine bir kat daha tecelli ettiği- ni söylüyor. Lehistana gelince mezkür ga zete, her ne kadar bu memleket son zamanlarda komşusiyle bir vals oyununa kalkışmış ise de bu dansın bir izdivaç ile neticelene- ceğine delâlet edecek ortada hiç bir eimâre * görünmediğini yazı- yor. Nihayette İstanbul gazetesi soruyor: “Bu büyük İngiliz gazetesi ta- rafından tasavvur edilen teşekkül- ler içinde İngiltere ne oluyor? O devlet ortada yok; İngiltere her vakitki gibi mükemmel surette te- cerrüt etmiş bir halde kalıyor. Halbuki hava yollarının o her türlü tecavüzata açık bulunduğu bu devirde İngilterenin * tecerrüt etmiş bir halde aa AE imkân yoktur... Fatih birinci sulh. hukuk mah- kemesinden : Karagümrükte Toprak: soka - ğmda Alişah çeşmesi “üstünde No. 7 evde “Hafız İhsan--Eden- diye: Necip Efendinin aleyhinize i- | kame ettiği alacak davasında da- vacı davasını şahitle isbat ede- ceğini söylemiş ve telebi vaki u- sulü kanuna (muvafık görüldü. - | günden 10 — 10 — 1934 tarihli | celseyi mahkemede H. U. M, K. © nun 401 inci maddesine tevfikan muamelesiz giyap kararı ittihaz " edilmiş ve mahkemenin 10 — | 11 — 1934 saat 14 e talik kılın» dığı ilân olunur. (2979) Rl Dünya Alevlenirs€ Çeviren : A, C, yaz. Yazı Nu. sı; 26 başlamıştı. (Bars hiç (yerinden | manda yaşıyan bayar kımıldamadan onu tetkik ediyor- se görülüyor ve uzakazi du. n boğuk boğuk ulum: yerdi. ğu zaman mutlaka bir dev gibi iri Bars tekrar kendine geli görünecekti. Çünkü ağır kalas-| mah“ üzerine büyük Ül ları oyuncak gibi kaldırarak yan tarafa (attıkça bu işin ancak bir dev kuvvetiyle (o yapılabileceğini anlıyordu. Sakallı adam bu esna- da hiç bir söz söylemeden kâlas - ları kaldırıyordu. “Bu işi bitirdik. ten sonra daha (ziyade eğilerek Barsım bacaklarını o muayene öt- mişti. Bu muayene bir'dekter gi- bi büyük, dikkat ve ve itina ile ya- pılıyordu. Bu iş bittikten osonra başını kaldırarak demişti ki: — “Bir bacağın kırılmış, bili - yorsun değil mi?,, ” Bars başını eğerek bu sözü tas- dik etmişti. Hakikatte se badağı- nın kırıldığını henüz bilmiyordu. Çünkü Barsın aklı fikri kendi vü » cudunda değil, büsbütün başka yerdeydi. Bacağını kurtarmağa çalışalıdanberi aradan seneler se- neler geçtiğini zannediyordu. De- mek ki; Fakat şimdi (o bacağının kr rılmasına o kadar ehemmiyet ver- miyordu. Daha evel böyle bir fe- lâket onu alt üst edebilirdi. Şimdi ise yalnız başını eğmekle kanaat ediyordu. Aklı, fikri bünda oldu- ğu halde henüz kendisini rüyada imiş gibi görüyordu. Sakallı a - dam onun bacağını büyük bir me- haretle sarmağa başladığı zaman bile hiç sesini çıkarmamıştı. Sakallı adam evvelâ büyük bir bıçakla uzun tahta parçaları kes - mişti. - Ondan sonra tayyare enka- zmdan kaplama tahtaları çıkar - mıştı, Arkasındaki © ceketinden de deri ipler çıkardıktan “ #onra Barsın bacağını güzelde sarmıştı. Bars bu aralık yukarıya bakı- yor, orada yalnız bir açık görüyor ve oradan nasıl dışarıya çıkabile- ceğini düşünüyordu. Sakallı adam kalkmasına yardım ederek ona de- mişti ki: — “Gel şimdi gidelim.,; Bars sakallinin kolunda ve yal nız bir ayağından istifade ederek | yürümeğe başlamıştı. Evvelâ bü - yük kapının önünden geçilmiş ve | mahzenin intihalarına doğru yü - rünmüştü. Burada abanoz ağa - cindan mamul bir duvarın örtasın- da bir açıkirk görünüyordu. Bu a- çıklık bir adamın eğilmeden geçe- bileceği kadar (yüksekti. Fakat dev boylu adam yardım ettiği ya- rarı arkadaşiyle beraber eğilme - den oradan geçemezdi.. Sakallı a- dam Barsa dem'şti ki: — “Dikkat et ki başını çarpmı- yasın.,, İkisi de eğilerek örâdan “ geç- mişler ve karanlık bir dehlizden yürümeğe başlamışlardı. Bu kıv- rıntılı yol mütemadiyen yokuş yu- karı gidiyordu. Yol gittikçe ge- nişliyor ve nihâyet diğer bir mah- zenin önünde bitiyordu. Bu mah- zenin methalden dişarıda üzerle- rine kâr yağmış çam ağaçları gö- rülüyordu. Bars temiz kar havasını çiğer- lerine kadar çekmişti. .Bunun ü- zerine kendinden geçerek yeniden bayılmısti. Şimdi sakallı ihtiyar Barsı arkasına yüklend'gi * halde çam ormanı içinden (yürüyordu. Bu sakallı adam ayakta durdu- "Artık kar yağmıyordu. Her taraf- ta karlar pırıldıyordu. Yerde or- tü örtülmüş olduğu ve ha! vir edilmiş bik oda işimde duğunu görmüştü. Od lığı, emin bir yerde bulun dan “mütevellit o Barsis | şirah © uyandırmıştı. Bira etrafünı tetkik etmeğe bal zaman gayriihtiyari ei manını hazırlamış, o A doğduğu köy kilisesinde.” huzurunda okuduğu ilâ köy çocukları ile” «mesut hayatı çöl ööünüe canlandırmıştı. | Bars nerede bulunduğu" me misafir olduğunu e mek istiyordu. . Fakat oturan sakallı adamın nazarları karşısında sua! zında tıkılarak kayi j adam demişti ki: “Damım altında sol Artık uyku yetişir, şimdi yemek yiyelim.,, / İhtiyar kalkmış, ateş * a kaynıyan tencereyi indirmi” bir kaba süt doldurmuş, i” mek doğramış ve onu Bar” uzatmıştı. Bars güçlükle ” doğrularak verilen bu ye"; meğe başlamıştı. Şimdi. hiç sesini çıkarmadan at€* rinde çay pişiriyordu. : Bars sütlü tiriti büyük ” ha'ile yiyordu. Çünkü m rette karnı açıkmıştı. Ti it a dikten sonra, üstüne pe”. mek yedikten ve çayını da” ten sonra eli gayri ibti; tabakasına gitmişti. Fak*, sinda tayyareci elbisesi 9” nı anlamıştı. İhtiyar bü! na varınca gidip duvarda ran tayyareci elbisesini * onu Barsın önüne koym”! oradan yavaş yavaş güm” kasmı çıkrmış ve fakat nezaretinin yüksek amir” sında bile cigara içmek” miyen Bars ihtiyarın öne. karasını yakmağa birde saret edememişti. Bunu” ihtiyarilk defa olarak 1©* derek maşa ile ocaktan |# parçası almış ve onu P rak demişti kir —“İşte sana ateş. İst€ ranı yak!,, | Tari yüce w dörek ci cigarayı içerken ba vakaları b'rer birer dü nihayet ihtiyara — “O yer altındaki dir, söyler misin?,, İhtiyar cevap vermi — “Orada Mongol metfundur. Burada o” & çök Molgon mezarlar! A — “Bu mezarlar ai dan kalmadır? Çok eski nüyorlar.,, —“O mezarlar © vaidır. li lisin Ml bd gi lari Bişi i olan Naif e y uradan çıkmnı#"” | nı zaptetmişlerdir. dl burada topladığı mil ba ve şarka akınlar “ (Dev

Bu sayıdan diğer sayfalar: