26 Ekim 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

26 Ekim 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 ka, Kiya < Gök Alp Sa sene evvel bugün üç Zi- va da toprağa koydular. Zİ meyi lümünden on sene sonra on seneler sonra da ad- insanlardandırlar, Alpları yaşadıkları gün- | yanlardan veyahut ö- sonra unutulanlardan Rünün, inde - in Sök A, m “olay Ya Gök Al ip düğüncenin vak anılacak, ni, Ziya Gök Alp siyasi ada- kik e Playa ve unutulacak bir Birinci fm ir, Zi wa Gök Alp, ilim ve fel La ind Bu merhaleyi anlar , Menliyi, © evvel ilim ve felsefeyi iç in, Börüşleri ile Ziya'nın karçılastarmak kâfidir. N a kadar bizde sosyal Ni Mabet ve deretminist “ni etminis d Yapmak mümkün olama- iç Ty şte, iie Kafasi dosya ini, m usöllerile karşılamaya, e osyal hâdiseleri ie yapmaktan dü- Ğ vet sanılmış yahut ta veteokrasi çemberi i üdiselerin, tarihi seyri için- Sey kadrosunda, bir fizikçi ik bitarafça görülmesini is- Nami Ziya Gök Alp olmuş va Tükiye dir ki o, genç s05y0- 4 * müsbet bir ilim ola- İ e payla 2i KA hai Gök Alp yalnız müsbet tik; , “eri olan sosyal hâdise- iç tetkik edem objektif ilim kalmamıştır. Burada Gk Alp onun rolünü ta- İkinci Ziya Gök Alp İse ve Ünal ve mürşit cephesini e Alp devrinde bir ce- “ve İman meş'alecisi ol- Nİ Az. N Km Nur Telizofu Naim Bey olan la felizofu Rıza Tev- cereyana karşı o, ül çi; bir taraftan “kendi bir cereyanın şefi Mlüsa ediliyordu. Ziya, mürşit ve şef o- NE kafalara, kalplere Yiyasi i İN a Ziya Gök Alp devri- r İtiyatları ile için Zi Polit veteok- ime ğ dern milliyetçi un- sıfatlar vardır. Birinci | daime ilim adar olarak, | larak bizim Filcirtarihimiz- i nen otobüs kazası davası dün ağır | Kâzım Esat beyin kızı Semiha ha- İ Alinin muhakemesinin . artik son | Maslak facıası m il geni iTaragano Ef. beraat etti. Otobüs şoförü dört yal ağır hapsa, otobüs sahibi tazminat .vermiye mahküm edildi Maslakta üç kişinin ölümü ve bir kişinin yaralanması ile: neticele - ceza mahkemesinde neticelenmiş, karar bildirilmiştir. Bu yolda, Büyükdereden ge. - len 3315 numaralı ve şoför Hak - | kı efendin'n idaresinde! kamyon, Taragano efendinin . idare ettiği hususi otomobil çarpışmış doktor l sl ya kaldı Kara Alinin muhakemesi son safhada Gebze ve havalisinde adam öl- dürtmek suçu ile ağircezada mu- hakeme edilmekte olan Kars Ali ve adam öldürmekten suçlu Hasa- Dın nakzen başlanan muhakeme - lerine dün Ağırcezada devam e - | dildi. Suçlu Kara Alinin vekili dafaâsinı yaptı. Bes seneye yakın bir zamandan beri devam eden bu muhakeme, üç defa Temyizce bo- zulmuştu. Son nakızda tammüden işlenen suçun diğer manzunlara şümulü derecesinin fazla tesbit edilmesi bildiriliyordu. mü» | Dünkü celsede çok ortadan bir müdafaa yapan (maznun vekili vakayı başlangıcından . itibaren tahlil etmiş, temyiz nakızlarının esaslarını anlatmış ve Kara Ali - nin beraatini istemiştir. Maznun vekili, suçu Hasanm işlediğini, Kara Alinin onunla hiç bir alâkası olmadığını, gösterilen alâka derecelerinin kabul edilmi- yecek delilere istinat etiğini söy- lemiştir. Verese vekili Esat Bey, Kara safhası olduğunu, suçlu vekilinin | bahsettiği temyiz nakzlarinm bi- rinci ve ikinci nakız olduğunu, son nakzın bilâkis Kara Alinin a- tir, ” Muhakeme, kararın “bildiril; - mesi için ikinci Teşrinin . birinci Perşembe gününe bırakılmıştır. Universite rektörü An- nımla biletçi Mustafa ve müezzin Ali efendiler ölmüşler, Kâzım E * sat beyin oğlu Kemal efendi, ya - ralanma neticesinde malül kalmış- ti, Dünkü kararda Hakkı efendide görüldüğü anla - şılmış olduğu zikredilmekteydi. Karara göre Hakkı efendi dört sene ağır hapse ve üç yüz lira pa- ra cezasına mahküm edilmiştir. Otobüs sahibi Japonya Dün sabah davetlilere gös- terilen filmler zevkle seyredildi Japonya'nın Oo manzaralarını, muhtelif sahalardaki faaliyetini | tespit eden filmlerin gösterilmesi | için Japon sefareti tarafından da- vetlilere mahsus olmak üzere ge- | çende bir toplantı hazırlanmış, fa- kat Yugoslavya Kralı Aleksandr Hazretlerinin feci şekilde ölümü dolayısiyle mateme iştirak edildi- | inden, toplantı geri bırakıldı. Filmler, dün sabah 'Türk,, si- nemasında gösterilmiştir. Toplan » tıda sefaretler mensupları, mat - buat mümessilleri ve daha bir çok davetli hazır bulunmuştur. İyi bir tarzda yapılan filmler, alâka uyandırmış, dilmiştir. Büyük bayram İzcilerimiz Ankaraya gitmeye başladılar Ankarada yapılan Cümhuri - yet bayramı “şenliklerine iştirak ! etmek üzere şehrimizin lise ve or- ta mekteplerinden seçilen izcile - rin bir kısmı dün gitmiştir. Bir kısmı da bugün gideceklerdir. ve yarın a leyhinde bulunduğunu söylemiş - | Cemil Bey dün sabah şehrimize i gelmiştir. Cemil Bey imtihanlarda bu - iunmuş ve Maarif Vekâletiyle Ü- niversite işlerine ait bazı mesele- ri konuşmuştur. karadan geldi Ankara Üniversitesi ikmal im- tihanlarında bulunmak üzere An- | 1 we ihgilterenin küin Mary gemisi, geçenlerde denize indirilmiştir. 2 — İngilterede her sene, muhtelif kelerin toplandığı büyük bir garden parti verilir. Bu sehcki garden partide, Hint kadmlarnın güzel kıyafetleri bilhas- sa yöze çarpmıştır. 3 —- M. Mussolini, gençlik teşkilâtının Roma civarında kurduğu yaz kampından geçenlerde döndü. Bu resim, M, Mussoliniyi, Romal: bir Üniversiteye devam mecburi - yeli için hazırlanan talimatname önümüzde Teşrinişanin < birinci gününden itibaren tatbik edile - | karaya giden Üniversite Rektörü | cektir. yürüyüşle kampı teltişten dönüşünü gösteriyor. mesuliyetin | İ dinden beraatine karar verilmiş- Niyazi bey dei zevkle seyre - | | mesulülma! o sıfatiyle ölen Se - miha hanımın veresesine 1500, bi- letçi Mustafa ile müezzin Ali e - fendilerin'vereselerine biner lira ve malül kalan Kemal efendinin veresesine yedi yüz lira ödemeğe mahküm edilmiştir. Taragano efendinin kazaya 8e- bebiyet verdiği sabit görülmedi- | tir, Hızırmış! (Bir taraftan deli olduğunu! : söylüyor, bir taraftan da..| Kendisinin Hızır olduğundan ! bahsederek İbrahim Bey isminde | İ birini dolandırmak suretiyle üç - İ bin beş yüz lirasını alan Kâzımın muhakemesine, dün üçüncü ceza İ mahkemesinde bakılmıştır. İ — Kâzım, bu parayı İbrahim Be- yin, büyük valdesinin vasiyeti ü- zerine kendine verdiğini, istinat eden suçun doğru olmadığını söyledi. Bundan başka bir istida ise de dokuz sene evvel akli va - ziyetinden dolayı müşahede altı - na alınmış olduğunu, akıllr olma- dığını bildirmiştir. Mahkeme, Kâzımıy. evi belli| olmadığından Ootevkifine karar < bulmuştur. Mekteplerde kadrolar lik mektep hocalarının üçüncü ve sonuncu kadroları bu ay başina kadar tamamlanacaktır. Kadroda yeni değişmeler yok- İlim Yalnız açık bulunan muallim- likler doldurulmak ve başka şe- hirlere nakillerini istiyen bazı ho- | caların arzuları da imkân nisbe - tinde yapılmıştır. Kadrolar ay başında Vekâlete gönderilecektir. ürologi cemiyetinde Türk Üroloji cemiyetinin bu sene- ki kurultayı Etibba odası salonunda kurultay reisi Dr. ürolog Mehmet Ali vererek müşahede altına alınma- | Beyin riyasetinde açılmıştır. Eski idare heyeti raporu okunup kabül olunduktan sonra yeni idare he- yeti seçimi yapılmış ve aşağıda isim- leri yazılı zevat seçilmişlerdir. Reis: Prof. Dr. Behçet Sabit, ikin- ci reji: Dr. Ali Eşref, umumi kâtip: Dr.| el Fuat Hamit, veznedar: Dr. Bahattin Lütfi, celse kâtibi: Dr. Saim Beyler, müstemle- X 3 — VAKİT 26 1 İnci feşrin 1034ymmmp RASTGELE mirreremsenezase sase sean ene same san Bana neler sorarlar? Neler sormazlar ki.. .Kadımı er- kâği, yaşlısı, genci, bakkalı kah- vecisi, hacısı hocası, biletçisi kon- trolü, memuru mütekaidi, kaptanı dümencisi, gelini kaynanası, hat- ta akıllısı budalası tutar, aklma e- sen her şeyi benden sorar: -Sen gazetecisin yahu bilir - sin, sen mubarrirsin yahu çakarsın şu bizim iş nasıl olacak? — Ne işi? — Hani şu nafaka işi.. me henüz nafaka için vermedi ama... Güç halle bunu atlatırsın, baş- Mahke- bir karar ! kası gelir; — Yahu bir müşkülüm var; bu- İ nu ancak seri halledersin! — Nedir müşkülün? — Hani bizim Çamlıcada bir ” arsa vardı ya, şimdi ona birisi his- i sedar çıkmış... — Tapuya azizim, tapuya git. — Tapuya gittim, mahkemeye | dediler. — İyiya mahkemeye git! — Hayır gitmeden sana bir dâ- nışıyorum, tabii sen gazeteci oldu- gun ıçın... — Gazeteci olduğum için tabii gazete işlerinden biraz çakarım, fakat tapu, mahkeme, kadastro işlerinden anlamam! Bu gider, bir başkası yakalar: — Sen gzetecisin yahu, bilir - sin, muharrirsin yahu, çakarsın! Sana bir şey danışacağım! — Danış bakalım! — Geçen akşam (bizim kiracı ile az kalsın, gırtlak gırtlağa ge- liyorduk!. — Karakola koşaydın! — Karakola gittim; ortada bize ait bir cürüm olmadığı için mah - kemeye istida ver dediler, —Vereydin! — Vereceğim ya, fakat istidayı nasıl vereyim, bana bir akıl öğ- ret! -—- Avukatlığım olsaydı gazete muharrirliği etmezdim! Bunu da dehlersin, bir başkası çatar: « — Sen gazetecisin yahu bilir- sin, sen muharrirsin yahu, çakar- sın! Senden bir akıl Na is- tiyorum! — İste görelim ! — Belki duymuşsundur, bizim kayın validenin sağ tarafına inme indi. — Geçmiş olsun! —Eyvallah ama, bunu şimdi İ biz ne yapalım? -- Doktora göstermediniz mi? -— Henüz göstermedik, göste- reteğiz ama, acaba hangi dokto- ra göstersek? Ben gazetenin canlı bir #sayı- fası değilim, ilân sayıfasına bak! Bu da arabasını çeker, başka biri yakanıza sarılır: — Gazetecisin — yahu bilirsin, sen muharrirsin yahu çakarsın! Şu bizim oğlanın hali ne olacak? — Ne gibi hali? — Sinamadan, oyundan, hay- lazlıktan baş alıp ta biç derslerine baktığı yok! , — E aşkolsun (azizim, gece gündüz yanında o bulunan kendi çocuğunun halinin ne (olacağını benden soruyarsun! — Yani, demek istediğim, bus İ nu nasıl edip te yola getirmeli? — Bir çok terbiye mütehassıslas rivar, git onlara!... Osman Cemal (Lâsfen sayıfayı çeviriniz)

Bu sayıdan diğer sayfalar: