26 Ocak 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

26 Ocak 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| 4 — VAKIT 27 İKİNCİIKANUN — Onun için dedi, bu memle- ket rahat yüzü görmez, onun için sizin » gi >i yal kesiciler kolayca is- yaparlar., Davidin zunğaki aklarını küvvetle sikarak: — Sen dedi, sahiden bu mem- ieketin varisi gibi kon Keşke elinde krallar kadar serve» tin olsaydı da. — bi de kolayca bu servetle- yı Hayır muhterem , Servet ve Şan ka değildir. Eğer in- xiya, omü. cna göre İşe girişirse her şey müm küindür. — Söyle bakalım varis efendi, söyle.. Bugün talihinden benim de neşem üzerimde. Vaktim de var. iş inemin dizi € oturur ken dinlediğim tatlr masallardan çok zamandır ma bulunuyo- rum, Bana Binbirge masalları anlatı m e rorsün gibi geliyor. Davit, hâkim tavrını hiç 5 meden konuşuy: ni ikna edebileceğini Bundan bir an bile şüphesi tu, — Kalkasyanın masa gün gelir ki hakikat olur. Bundan şüphesi olan buralarda yaşaya- maz, Dinle beni, ama iyi dinle. Evvelâ ismini söyle bana.. — İsmim dağların kral — Dağların Kralı. G Eğer ben Kartl'm kral olursam, ki buna çök âz bir zaman kaldı. O vakit sen de onun en güvendiği adamı olursun... Anladın m:?.. Be nim sana ihtiyacım var. Yalnız şunu söyliyeyim ki, sen, biraz ev- vel kafanda beliren şeyleri gil. İn r fayda ver- bet edu. Karşısmdaki- umuyordu. yok- bir san öldürmek mez, fakat (ırsat, her vakit ayağa ühim bir fırsat ele geçirmiş bulunuyorum. — Bunu anlamakta din. Benim adım Davittir. Karti kralı Simonun kardeşi. Bu sana hiç bir şey ifade etmez gibi geli- omü sizin yolunuza Şi Gürcistan milletine resi açmış oluyor. Şimdi kuzuları sonra beni takip edcceksi Dağların Kralı, korkur tma başlangıcını anâ ti ile yerinden sarsıldı. Karnını bas- trrarak gülüyordu. — Hey. Bize bir fıçı şarap ye- tiştirin.. Diye bağırdı ve ilâve et- ti: — YYoksa ikimizden biri aklını kaybedecek; Davide döndü: — Senin arkandan Simonu tah ndan indirmeğe mi gidiyoruz. Haha.. ha.. Ben dağlarda bundan çok müşkül kuvvetleri tepeledim, fakat şimdiye kadar hiçbir kral geçikme- , bir saadet dev içi 1939 tahtından indirmeyi düşünmedim. e o kadar kısır aklım olsaydı, an kapana girmiştim, Şarap gelmişti Reis, adamlarından birini çağır- — Görgi, sen de gel şöyle bizim karşımızda otur.. Çok büyük ii re giriyoruz, Artık saray lacağız. — Saray adamı mi? adamı ö- turan sünecpeye kralımız olacak... Ha..ha.. ha... Ben bu kadar kurnaz bir korkağa| rastlamadım hiç. Başını kurtar.| kafası neler doğuruyor bilsen.. Bu kadar tatlı can da gör medim hiç.. ! Bizim biran ümidini kaybeder | gibi oldu, Derin derin düşünmeğe başladı: — Haydi öyle derin şünme., Birkaç maşraba şarabı mi deye indir, belki aklın başına Jir.. Eğer ölümden o kadar korku- yorsan belki affederim seni.. derin dü- Davit süratle ayağa kalktı; Ben arzuma muvaffak olâma dıktan sonra yaşamayı esasen İs- temem. — Ama senin arzun.. , sana Tamar Me Rum eğri aşma gelmesi nisamr.. aklımın şaraba aslarsın sanırım. O şarabı, ihtiyacım olmadığını neşem cn Kralı, avucuna İçine onu dikkatle evirip çeviriyz xikini biti sonra: — Ba altın değil mi? onu eline alır si uçmuştu, Avi | üstüne götürüp ba titrek bir sesle? cunu, kalbi, Kraliçemizin.. | kimseler Göken - Ne diyorsun Görgi, bu adam doğru mu söylüyor, — Evet. Bu nişan başka hiç kimsede bulunmaz. Davidin yüzüne renk gelmişti. Sönen ümidi yeniden canlarımıştı. Eşkiya reisinin bir saniye içinde uğradığı heyecanı gelerek: — Söyledim size dedi, talih her vakit İnsanım ayağına gelmez. 1 Reis kaşlarmı çatarak düşün- ü: — Demek siz prenssiniz görmemezliğe , Gür Biraz Saka Şarkı müsabakasına YAZANIN. 77) 5 NİYAZİ AHMET <istanın müstakbel Kral. Fakat böyle gece yarısı yalnız başmıza bu korkunç yollardan nereye gi- diyordunuz? Kim inanırdı, ki siz Simonun kardeşi Davitsiniz. — Bu çök doğru. Fakat bâzı işler vardır, ki yalnız başıma da yapılır. — Demek siz yalnız başmıza çok mühim bir iş yapacaktınız? — Öyle — Şimdi benden yardım isti- yorsunuz? — Hayır. Sizden yardım ists- a bende giriyorum! ? (Vakıt) gazetesi bir şarkı mü, sabakası açmış. Açar 2.. Biz her. kesin keyfinin kâhyası değiliz e açtın bu müsabaka. ona kafa tutalım! Fa, başkadır, Meselâ, ben aşçılıktan da iyi ve zerre kadarı'anla. kendi pişirmeğe kalkmış, in, acemilikten yumurtaları kır madan kızgın yağı atarak yağı da, sahanı da, yumurtaları da ke. mıştım, Fakat be. çılıktaki acemiliğim © ca- es yemekleri sevmeme zaman mani değildir. Aş. tan zerre kadar anlamıyo. diye kışm sıcacık tal i domatez osu İçmiy değilim Sonra. faraza bizim genç fa. ir (Orhan Veli) de dünyada lüt okumasmı bilmez. Fakat kö şekerine pek bay başıma lâ. k ehor mevlü far. Rahmetli Ahmet ründe bir kerecik eli Haşim öm. ebelik azan: Nurullah Ataç yapmış değildi, lâkin Johosa ger. betine ekmek doğrar da kaşıkla yerdi. Geçende bir gâzetede ba. na kübik aşurenin ne demek oldu Zu soruluyordu. Ben klâsik aşurenin tarifin -| den âcizken duğrusu bu sua! tam | ehline sorulmuş! Ha! ne diyordum! Ben musiki. | den anlamıyorum demek, onu sev | miyorum demek değildir. Vâkıa hicazdan bir gazel “Düm teka, dün tek, vsülile'm! oktinür, vak elçin by Lü 0 00 2 a yın çakmam, Fakat hicaz çalmırkön eski zaman bacılarının Gideden Yenbua doğ. ru develer üzerinde nafile namaz. lar kılarak aheste beste ilerledi lerini görür gibi Lâkin. bu da, yani bir kd kiden ize İN çikar, mi gazelden? Onu kestiri na möre bir hlikiim verebilirdim Gazel mi neşrevden rikar, yek w mi gazelden? Dedim âr hetırma geldi, Pesrevi simiti | bir tarafa bırakalım, fakat bütür şarkılar, türküler bir kaç, hattâ beş on, yirmi otuz ağızla bir okundı halde su rareller »'eir (Devamı 9 uncuda) nu ka peşrevi a İ rlama yoksa ren | | ğiz. İ devletidir. KIZLARI miyorum. Arkadaşlık İstiyorum Benimle beraber geleceksiniz. — Nereye?.. — Tilise., — Tiflise mi ran ordusu var. — İşte ben de Tura. Da . Fakat orada İ- onlara gidiy?- sustu, Derin bir nefen al- şeyler söylemek isteli- ği belli idi, Pakat nereden başir yacağını kestiremiyordu. Hem bu eşkiyalara söylenecek söz iyi di-| şünülüp söylenmeli ic — Beni iyi dinle Dağlarım Kra- İr.. Senden, yalnız bir arkadaşlık istiyorum. Hiç bir tehlike yek tur. Tiflişe kadar beraber gidece- Oradan belki de rana. — Eğer bunlardan bir şey an- uyorsam şeytanlar çarpsın. Hem Kâr Krah olmak istiyors ? hem de İrana gitmek İstiyorsu- nuz. — Senin ankıyacağın, kral ol mam için bir devletin yardımını| istemek lâzım. Bu devlet de İran Gürcistan, hiç bir va- kit ir taraftan İranllar, bir taraftan da Osmanlılar. Biz onların uşağı | gibi kalıyoruz, Harp, harp, harp. | | Birkaç ene sonra Gürcistanda €| Hi silâh tutan erkek ei | kızlarımız, kadıslarımız gene ya-| bancıların ellerinde yipranacaklar. | iran hükümdarı 'Tahmosb Handan yabancılardan kurtulamıyo: | Yeteğim. Şâh Telimosb Simaridan iTaten intikam almak istiyor. An'a | dnız mı şimdi. Ben Kral olunca tabii bir müddet İran hükümeti- nin emri altında kalacağım. Fakat i kuvvetlendirmiş, askeri etmiş olacağım. O vakti | milleti mi tanzi, her şey mi — Çok uzun ve tehlikeli iş. « Tehlikeli mi?.. — öyle ya. İran Şahı siri hap- | sederse.. Davli, itimat telkin eden bir öşle eşkiya reisine yaklaştı — İşte bu olmıyacak, dedi. Çü «benim söylediklerimi İran Şa kündür. i gü| tdi. Tiflise gittiği mi t bunu göreceksinir. Ks. | lere yaklaştığımız zaman benim | yanıma bir adam verirsiniz ve siz | gaezsinir, Sizin a€ şeyi öğrenecek, HER Iş YOLUM | — Şahım, başım yeli olsun.. Elli seneden fazlağı” tında hüküm süren 78 — İnsan başının YE İstedikle! öyliyeceklerimi — Benden. — Evet, senden. pabileceğin şeyler istlÜ — Emirlerini yerin$i ğime Şahım emin olaf — Dinimi mi?.. Memleket içinde Aylık 5 3 aylık 6 aylık 1 yıllık Tariferden Balka için avda otuz kuruf Posta birliğine girmeli ayda yetmiş beşer kW meğilir. Abone kaydımı bili tnp ve telgraf ücreti sının posta veyâ ma Ücretini ider€Ö ne alır, Türkiyenin her posta VAKİT o bone Aüres değiştirme 25 kuruştur” İLAN UCRE Ticaret ilânlarıni satırı sondan İtibarsi falarında 40; 1ç 333 kuruş; dördüncü kinci ve üçüncüde Büyük, çok devamli renkli ilân verenlere indirmeler yapılır. RE rın santim « satar TİCARİ MAHIYETYER KÜÇÜK İL Ar Bir defa 30, iki ö 'N defası 68, dört defi def. 100 kuruştur. ilân verenlerin bi€ vadır. Dört sötarı Beğ fazla satırları beş KÜ sap edilir. #izmet itin indirtiir. Vakıt bem ya kendi idare yerini ra cod sinde altımda KEMAİ ve İlân Bürosu eliyle eder, (Büronun 16# kuponu hü tariyesi dozrelli yalnız çayla karnını doyurac: Ken.li kendime; “İ kanlı!,, dedim... Güle uşuyorum ha. İn z ta, sevgi kuvvetlerini pek sev guk bir taşın altnda, tiki öyındakilerde bile bu meziyeti görmek idealleri ve mücadeleleriyi# ” pek hoguma gider... Bakış teyorlar, İlim ve hakikat İ Bi naya ısındım. Hattâ alımlı görmeğe bi” o çarp Şa göşi hare” fi le başladım... Bana karşı iyi duyguların e kapanıp öpeceğimk © var gibiydi. — Elbette İvan... Karamazof Kardeşler Yazan: Dostoyevski — Peki, çayımı sonra İçerim. Kar- mim aç zaten, kiraz reçeli de ne kadar sev usun? Kü- luyor — Sen de unutmadın ha. Çeviren: Hakkı Süba Gezgin & 79 ”— Korkma, tesadüfen ayağım ora- ya uğramış gibi görüneceğim. Mari: — Oradan nereye gidiyorsunuz. Bu- raya buyurun size kapıyı aç 1 Diye seslendi. Aliyoşa başını çevir- meden: — Hayır, hay atlayarak geçec ia... Daha kes Evet, evet ası dökeceğim, ve mantık kudretsiz şeyi lân kalb ve sevgidir. insani * hâlâ seviyorum. Ismafla. İvan sile bastı. Gelen garsondan ba" tri, senin bir Ben ise yalnız Hâlâ da öy Ama bu sabahtanberi aramızda nin yanımda idi. Fakat İvan * yemek yiyordu. başına " mezar olduğunu 8 lik reçeller ve ve çay istedi. biraz muammalı görüycrum. Jssin, bir perde kalkar gibi oldu. Seni daha iyi anladığımı sanıyorum. sini keski Eğilip de Gu: — Nasıl şen bütün Me anlıyor musun Aliyoşi? ya” — Hepsini hatırlıyorum Aliyoşa... Tepsini,. Sen o zamanlar on bir yaşın- i ben, on beş. O çağda, kardej- Yer arasında arkadaşi k O zamanlar hattâ seni Sevip sevmediği iİmiyorum. Moskovaya gitti- aramıştım. Sen de ora Mg a ha ile bitirmişti. KARDEŞLER BİRBİRLERİNE AÇILIYORLAR ivan gülerek: tecasüs çimez. — Ne demek istiyorsun? Diye sordu. Aliyoşa da g ve pverdi; — Darılmazsın ya? Tüzumu yok.. Çitten b daha kıs mi bile bi ğim ya gelince galiba bepsi hepsi bir kere görüşmliştük. Üç aydanberi burada ol duğum halde de bez hemen hiç ko- nuş » Yarn gidiyorum. Bir seat- tir seri nam bulup vedalaşacağımı dü günüyordum. Tam vaktinde geldin. — Beni pek mi görmek istiyordun? resen — Fazlasiyle ivan. #7. Nü de senin fikrindeyim. Bi a p kem mide ile sevmek ei kın var hayat her şeyin — Yaşamak hissini mskten bahsediyorsu? — Evet senin gediği tıkla tadınmadar, akli © sevmeli, Hayatın tam ” zaman anlaşılır, saarYö” sen böylesin o halde İ ur. Şimdi de öteki Kurtuluşun yolu bun Doğrusunu söylemek p oda falan değildi. İ- vakit w kurulan masası Ka salonda idi. Dedi ve gazinoya doğru koştu. Ger mi li p lmebeti gi sırtında cübbe İle içki içilen bir yere Adam sen de ne münasebet! — Ben senin yirmi dört yaşında bir Böyle de e ayrılmıştı sanı bulunduğu birinci Garsonlar koşuşuyor, çatal, tardak gü ölüleri, trpa sesleri gun düşmezdi. Fakat kardeş rdiven başına çağırır ve konu çocuk olduğunu gördüm... mele seni incitmiyorüm, değil mi? İvân heyecanlanari — Bilâkis, aramızda bir fikir ortak lığı görmekie memnunum... Ben de bu sabahtanberi içimdeki yumusaklığı yir- mi dört yaşında bir © akıştıramı- yördüm, Gönlümde başlamamış bir ha- yatı karşı, bilmem neden derin bir iş $ah geziyorum... İşte bu kafa ile seva- Bate karâr verdim. Gerçi Avrupada bir reezarlıktan başka bir şey bulacağım: yuluyozdu. Bir org çalınıyör, arada sıtada bila irlerine vuruşları kulağa çar- Aliyoşa, kardeşinin bu tür yerlerden hoşlanmadığını bilirdi. Jak Dimitriye verdiği randevu yüz den buraya gelmişti. İvan, Aliyoşaya kavuştuğundan çek sevinmiş gibiydi. Onas — Sana bir balık çorbası, yahut baş- bir şey ısmarlıyacağım. Her halde ya henüz yaklaşmıştı, ki üst * larmtı pencere açılarak İvanın sesi — Pek... Birbirimizi tanıma; izi istiyorum Aliyoşa... Öyle ayrı- m, Bence ayrılanların birbirlerini i tanımaları lâzımdır. Üç aydır, ki beraberiz. Gö daima bekliyen bi? mâna görüyordum. Beni senden gaklaştıran da işte bu bak şlardı Niha- yet yavâş yavaş sana kanım köynadı. pıyordu, — Aliyoşa, Aliyoşa, biraz gelir mi- sin? — Bu kıyafetle olur mu acaba?., yice rinde e ğa li ni kurtarmağı > Beni kurtarmağ iu ğ* — Ben, ayrı bir odadayım. Merdi- v- venleri çık, ben seni karşılarım. Bir dakika sonra, Aliyoşa, kardeşi- acele ediyorsun. BEX “4 bl LİLA İZİ A vaka lake atı iel

Bu sayıdan diğer sayfalar: