26 Ocak 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

26 Ocak 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

di POR -4Ugoslav <4 Yzücüleri esi Osta şehrimizde © baka T yapacaklar i Yapuriyle turnaya çr- Vyalı on kadar spor gelerek bir müsabe- Tdir. Balkanlı, sporcu- ii, O 2İ ziyareti Ağustos ki, © Olâcak z aa donla -n 2 Bu temasta j in hazırlanması için e Yete geçileceğini duy- ei in sonra Beykozlu Mor Ya bütün yüzücüler Şampiyo < w “e muhtelif memleket İki, 1 futboj şampiyon- arınır i unlarg, un bu haftaki YADA, yarena (Fe, Lucca) © (Fe. Modena 2- & Roma) $ - 0, Fe. “İdaha bir kaç srkudaşları, üstat | Ağanm Hüseyni gazeli imiş! Bir az şaka (Baş tarafı 4 üncü sayfada) ayni şekilde okunmaz da tek mi- nareli camilerde tek müezzinin tek başma ezan okuması gibi bir ağızdan okunur? Sonra o mahut , taksimler, niçin tek sazla yapılır da garkılarda olduğu gibi bütün çalgılar hep birlikte (akompani, man) taksim yapmazlar? Ben bu ciheti bir tarihte bizim viyolo- İnist Muhittin Sadığa sormuştum. o da bana şu cevabı vermişti: — Gazellerimizle taksimleri . miz no vakit armonize eğilecek i olursa! Bu dediklerin de-o za - man olur. Halbuki Hakkı Süha Gezgin - den duyalı üç ay kadar oluyor: Geçen yaz ortalarmda bir meh - Nurettin, Vedia Rıza, Sa. Kaynak. Hafız Yaşar ve Nuri Halilin kumandaamda hep bir ağızdan bir kaç gazel oku - muşlar ve hepsi de bu İşte ger. çekten büyük bir muvaffakıyet göslermişler. Hattâ okudukları güzellerden biri Suyolcu Şakir A- Zarın nehaveht, biri de Nikogos Kimin olursa olsun, bana ors. st lâzım değil, Benim maksadım, Vakıt gezetesinin açmış olduğu bu şarkı müsabakasma acaba ben STOSlan, “LR ( a) 1-1, Fe, reva 93) 2-2, Fe İMO) 0 * 0, Lazio (Fe kA | iy Gilloise (Sc, Ander-| Baş, İN (Vite Star)! 8-1 ç** Olimpik Şarle:| b. 0.” Meşeln (Berşot) ee, di (Fe. Boom) 6-1, ' tandard) 3 - 6, Lir- üree) 1-2, R *Yâp, A: Kün Sİ Almanyadaki fut. ya kupası i- Mah telitleri arasında- “Mİ nal karşilaşıma Simiş ve muâzzâm bir iştirak edeyim mi, etmiyeyim mi? Etsem ne çıkar sanki? Bir şar. kı müsabakasma iştirak etmek. te kırk yıllık Nurullah, Türki yenin başhanerdesi olacak de- ğil a,, Hem olmak ta istesem se. sim müsait değil, hattâ, iyi hatır. lar, bir defa Adanada iken Ek. rem denilen bir arkadaşla birli te bir gece, portakal bahçelerinin birinde: “Amman Adanalı. ounm Ada- nah, “Yüzü üstübeçle beyaz bada. nal! taplı bir gecede meşhur mugenni | Müni «İ kında gö | Sağlık Bilgileri: a ya TE FA gg Bronşitin tedavisinde nasıl çalışmalıdır? Bronşit hükmünü icraya başladıktan sonra hekim tedavi. sini yapmakla beraber hastanın etrafındakilere de bazı vazife. tedbirlere ilg ler düşer, Hekimin vereceği direktifler gösterilmezse hem tedavi boşuna gider, neffüs çok güçleşir, ve büyük tehlikelere yol açar. Zaten bü; tün elden gelen yapılmalıdır. Hekimin tedavisine yardımcı ol: rak size de düşen işler güç değildir. Çok basit: Hasta 17-18 derecedeki bir oda, yatakta istirahat etmeli, odanın havası soğuk ve kuru olmamalı, öksürük yapan gicik azalması ve balgamm kolyaca çıkabilmesi için yatılan odanın havası ratıp olmalıdır. Bu da şöylece temin edilebilir: Sobanm veya maugalm Üzerine su dolu bir kap konur, Bu. nun tebahkurile veyahut odayı ara sıra W 1 nisbetindeki tuz mahlulile pulverizasyona tabi tutmakla istenilen rutubet te, min eğilmiş olur. Göğslin rahatlaşması için göğüs sıcak ve islak bezlerle iki saat kadar devam etmek üzere sarılmalı, bunu günde bir kaç Aşk senetleri Nakleden: W. Acar Reşit Sadi uşağınm uzattığı kart) kat gösterilen yere oturmadı, a viziti dikkatle tetkik etti, evirdi,| yakta durmağı tertih etti. çevirdi: “Tanrmıyorum, oğlum,| (Sonra çantasını açarak bir kâ- dedi.. fat çıkardı, avucunun özerine ko- Uşak mütemmim izahat veriyor- | yarak Reşit Sadiye uzattı: du; — Bu sizin imzanız değil mi? — Orta boylu, serbest bir kas) dım, sizinle şahsi bir mesele hak- | üşeceğini söylüyar.. Reşit Sadi bu izahattan da şu mânayı çıkarıyordu: “Bu her halde bir genç kız ol malı, Muhakkak yaman bir traşçı- dır, | Reşit Sadi görüşünde isabet e-| diy . İnsan bilhassa zengin bir 7 du. Türküsünü söyliyecek olmuş... tük ta mahallenin çocukları, ge. gtr, İce yarısı bizi portakal kabuğu ge larda en büyük) yağmuruna tutmuşlardı. Ne ise €diler, Ostmark, (es | bunları geçelim de gelelim yine bı, Dölgesinin muhteli- | Vakıt'm müsabakasına. İşte ben süne Kasabasında 50 bin | bu müsabakaya şu şarkı ile işti. Se 4 karşılaştığı Şilezi- | rak ediyorum: “1 mağlüp olmuş-| “Kıyıdan kıyıdan, kıyıdan gök” r”» Wühtelitinde Pat “Ortası çamur yandan ge. Mock, Hanetanın, | Hele bu şarkı yağmurlu hava. n aç larda ve getirin kenar semtlerinde hi m arasındaki maç. Şehir Bandosu ile çalınacak olur- Me der; sn tadına hiç doyum olmaz! n (Yün Ren) 541 Nurullah Ataç mberg) 3-9 Temize çeken: tan sonra ziyaretçinin içeri alın masını emretti, girerken Reşit Sadi hareketinden memnun görünüyordu. di, Taze, şefiaf bir teni vardı. Ya naklarından kayat fışkırıyordu.. Yürüdüğü zaman dansediyer bissi ni veriyordu. man Onu uzun uzun süzdü. Maa- Büy 48lak ai m biri olan Yusil, Osman Cemal Kaygılı le , Ksadile Amerikaya tlim adamı profesör Urben bir görilin yav. * beraber görülüyor, / mafih çok güzel gözlere malik oi- duğu için bu hareketi Reşit Sadi- yi sıkmadı. Kabul olunduğundan dolayr memnuniyetini bildirdi, fa- fabrikatör olduktan sonra kendisi: ni görmek için bu kadar ısrar © denler muhakkak ki traşçılardır... Fakat bu taraşçınm bir genç kız olması her halde €hven şeydir. Reşit Sadi bu fikre sahip olduk Hakikaten imza Reşit Sadiye a- itti; İ — Evet, benim imzam! 3İ Genç kız kâğıdı bükerek çanta- sına yerleştirdi ve sonra bir koltu ğa sturdu: — Eh, şimdi sizinle konuşalım Reşit Sadi Bey, dedi. Benim, bir- kaç ay evvel ölmüş olan bir halam vardr. Ondan miras yedim. Ama merak etmeyin fazlabir şey de- gil. Birkaç kuruş İle bir iki eski kanape, koltuk.. Fakat bir çekme- cenin dibinde de üç parça kâğıt Genç kız yazihanesinden İçeri Genç ziyaretçisi fevkalâde güz Reşit Sadinin önüne geldiği 28- 16 HORTLAK zara gördüm. Atlardar, ikisi düşmüş, araba devril, mişti, İki tekerleği havada dönüyordu. Ni Uşaklar, koşumları çözmekle meşguldüler, ve arabadan çıkabilmiş mağrur, alımlı bir kadın kâh ellerini hava kaldırıyor, kâh mendilini gözlerine gö. türüyordu, Açık kapıdan, şimdi, baygın bir genç kız çıkarıyorlardı. Babam derhal i yaşlıca kadına gitti, şapkası elinde, hizletlerini arz için kendini tak» dim etti, Kadın onu duymuyormuş gibi idi, gözleri uzun boylu. zayıf ve bir sıraya uzatılmış olan genç başkasını görmüyordu. a e ani kız bayılmıştı. Fakat muhak. kak ki yaşıyordu. Doktorluktan anlamak iddiası o Jan babam hemen nabırlarına baktı ve kağıni temin. etti, Kadm ellerini kavuşturdu, ani bir şükran ha. reketile gözlerini gök yüzüne kaldırdı sonra, zah. neğersem bazı kimselere mahsus olan sahne tavrını ir, . Me nisbetle güzel denebilecek bir kadmâr Solgun bir yüzü. uzun bir boyu vardı, siyahlar giy- mlişti. Fakat bali ve duruşu fevkalâde bheyecanma rağmen mağrur ve âmirane kalmakta devam edi- yordu. Ona yaklaşırken, ellerini kavuşturarak: — Kim böyle bir felâkete maruz kalabilir! di. ye haykırdığını duydum, gayet mübim bir seyahat yapıyordum, Bir saat geç kalsam her gey mahvola. cak. Kızım, Allah bilir ne kadar sonra iyileşebilecek, m de hastalık ver kuvvetile ilerler, alev en ince borulara kadar sirsyet eder, te, maille karşılanan bronşitler ya fena akıbetle neticelenir ve, İ ya hastalığın yerleşerek müzmin bir şekil almasa sebep olur. Bunlara meydan vermemek için hastalığın ilk günlerinde bü. 9 — VAKİT 26 TKİNCİKANUN 1939 defa da tekrarlamalıdır. Nefes almakta Zorluk çekiliyorsa vantuz yani $işe çekme i| tatbikatı yapmalı, bu güçlük daha ilerlemiş ve tıkanıklık dere. cesine gitmişse kanlı vantuz sırasına göre de hardal lâpasr tat. bikatı yapmalıdır. Burada (oksijen) balonlarmın kullanılması. Dp: da unutmamalıdır. Bunların hepsi tedavi eden hekimin mu, vafakat ve malümatile olmalıdır, Hastaya verilecek yiyecekler mümkün olduğu kadar haz. mi kolay ve sicak olmalıdır. Soğuk verilmemelidir: Sıcak süt ve saleple ıhlamur, hatmi, mürver, çay gibi 41. cak İçkiler vermeli, hastanın terlemesine yardım etmelidir, Fg. kat terden sonra çamaşır değiştirirken üşümemesine çok dik. kat etmelidir. Bu hastalık kamburlarda göğsün fena teşekkülü hasebile balgam istenildiği gibi harice atılamadığından tehlikeli olabi- lir. İşte buhun içindir ki göğüslerinde fena teşekkülleri bulu. nanların da bu hastalığa karşı hassas davranmaları icap eder, Bu hastalıkta en kuvvetli yrdimei soğuktur, Bunun için bı hastalığa mukavemet edebilmek için küçük yaştan itibaren karşı alıştırılmış olmak lâzımdır. Dr. Necaettin Atasagun e ans eansenanmsaasanaasaan anma s0rnsenasasan VAKIT'ın Küçük Hikâyeleri mmaaaaman? ğinde Reşit İsminde bir âşıkı var- dı.. Fakir bir talebeydi. Eğer al- danmıyorsam, eczacılık tahsil edi- yordu.. Artk mesele kalmamıştı. Bu sizdiniz.. Her halde halamı hatır- İsyacaksınız.. Çok tuhaf bir ismi vardı.. Düşünün “Müşket,.. Mis- ket gibi bir şey.. Muhakkak hatır lamalısınız. eşit Sadi hatırlamıştı? — Müşket mi?.. Diye heyecanı» zaptedemedi. Genç kıf memnundu, muvaffak olmuştu; — Güzel. Demek hatırladınız. Fakat öyle zannediyorum ki bu kâ © Tatlardaki imzalarınızın üzerinde ” ” neler yazdığın: batırlamıyorsunuz. buldum. Bu kâğıtların hepsi de , Maamatih ben bunları size okuyd- Reşit Sadi Imzasını taşıyordu... Re | viilrim. Birinde: “Bir inci gerdan şit Sadi ismi aklımda bir istihfam | 1 İle değişecek senettir,,. Diğe- seklinde düğümlendi., rinde: “Şişlide bir apartıman ile Tabit müstahzarat fahrikatörü | “e giyecek senettir..., Üçüncüsündn Reşit Sadiyi herkes tanır, tahı | ©: “BOĞAZİSİNdE bir yalı ile deği- şecek senettir..,, ibareleri yazılı. ben de tanıyor i ii “ih, dedim, . Reşit Sadi heyecanın; saklaya- kl mıyordu. Fakat genç kız gürültü e İNİ .)ye papuç bırakacak takımından le ya les ri İç re zatarak; ! — Büyurun, tetkik edin, hatırla (Devamı 10 uncuda) er O İse mesele mağa başladım., Halamın eski bir arkadaşı vardı.. Nihayet ısrarlarıs ma dayanamıyarak: — Evet, dedi.. Halanın Ke8l — VAKIT'n kitap şeklinde roman tefrikası — HORTLAK 13 dafaa için yapılınış fakat şimdi harap bir kule var. dı, Ötesinde sarp bir bayır yükseliyordu, Dolu ba“ yırm, karanlıkta, üzerleri sarmaşıklar örtülü kurşu. ni kayaları beliriyordu. Uzaklardaki çimenler üzerinde, hafif bir sis ta. bakası, ufku şeffaf bir örtü ile çiziyor, ve surada bu. rada, mehtapta hafifçe pırıldayan ırmak görünü. yordu. Bundan daha tatlı, daha teshir edici bir man. zara tasavvur edilemez, Biraz evvel aldığım haber. ler ona bir parça hüzün veriyor idiyse de, hiç bir şey manzaranm müsterih hüviyetini ihlâl edemezdi. Güzel manzaralara kârşı hassas olan babam ve ben. gözlerimize arzolman bu harikaları shearak seyrediyorduk. Bir kaç adım gerimizde duran iki ka. dım İse, mehtap hakkında konuşuyorlardı, Madam Perrodon şişman, oldukça yaşlı ve bü. “in manasile romantikti, Baba tarafmdan Alman o. lan Matmazel Lafonten'in psikoloji ve metafizik id- dialar ıvardı ve biraz da mistik olduğundan, ayın bu derecede şiddetle parlayışınm, hususi bir faaliyete delâlet ettiğini söyledi. Matmazele göre syn tam olarak görünüşün te. sirleri muhtelifti, Ay rüyalara, dedilere, sinirli kim. selere tesir eder, madâl sahada fevkalâde nafiz o- İurdu. Matmazel, bir buhar gemisinde ikinci kaptan olan yeğeninin başma gelen bir macerayı anlatir. Adam, böyle mehtabm tam oldugu bir gece, güver. ŞA KE ŞA | i 1 4 j l !

Bu sayıdan diğer sayfalar: