6 Şubat 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

6 Şubat 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Aa VAKİT 8 ŞUBAT 1939 ' # Böyle derken kilıcının ucuyla o mu dürtüyordu, İliko, bir türlü kadın; bırakmak istemiyordu, İçinde garip bir mer hamet, sevgi ve şefkat vardı. Bu ravallı ânne sanki kardeşi ve san- ki sevgilisi idi. Onun yüzünü sil- mek, kuvvetli kolları arasına al- mak, teselli etmek, kızını kurta rip karşısına getirmek: — işte sevgili kızım Eliso.. Des mek istiyordu. — Hey. Sana söylüyorum. Yoksü.. Koca haydut, bitkin bir halde sendeleye sendeleye ayağa kalktı, Yüzünde derin astırap çizgileri vardı, Kara Halilin hiddetle parlayan korkunç bakışları ile karşılaştı ve işi ürperdi. Büyük bir kabahat, günah işlemişlere mahsus bir hisle başını yere eğdi. Fakat gözleri, şimdi susmuş, göğsünü hafif, ha- fif inip kalkan kadına saplanmıştı, İşte o vakit, damarları yandı, Par- vaakları hırsla gerildi. Ve dudak- larından gâyri ihtiyari şu cümle döküldü ; — Allahım sen bana yardım et. — Ne oldun İliko?.. — Bir şey yok sultanım. — Ne sultanı be âdüm.. Seü ba- na böyle mi arkadaşlık edecektin. Biraz evvel söylediğin sözler ne idi? - Kadının hâline acıdım da. — Ne, acıdın mı?.. Böyle der ken gülünç oluyorsun İlike,. Acı- mak ne demek. İliko tamamiyle ayağa kalkmış, dimdik duruyordu. Kara Halil: «— Haydi, dedi. Şu kadının gö- beğine bir tekme İndir. Haydut deli gibi: -— Ne., Tekme mi?., Diye arkadaşının yüzüne baktı. Fakat Kara Hali, çelikleşmiş bir heykel gibi duruyordu. Yüzün- de hat ne pahasına olursa olsun kararını * yaptırmak istiyenlere toahsus bir ciddiyet vardr. siyor, kolu bir arzu ile belindeki hançerine gidiyordu. Evet, İliko, başının ucunda bir ölüm heykeli gibi dikilmiş Kara Halili yere ser- mek için elini hançerine götür- müştü. Dir silâh sesi ile yerinde sarerle dı. Yedi sekiz kişi üzerlerine ge- Tiyordu, Biri Piştovunu ateş et- 'NİYAZİ AHMET kan bünu haylarıyor gibi idi. Pat Şimdi yapacağımız iş bu esirleri ları sarıldı, Eli kıza yetmiş mu- makları bu arzu İçin birbirine ge- doğtu Potye sevketmektir, — Nasıl emrederseniz., — Sen de beraber gitmek ister misin?., İliko heyecanla cevap verdi; »— Nasıl İstemem., — Yok, dedi sen benimle kal, YAZAN hafış veriliyordu. i bir müddet düşün- reks Diye soruyordu, Ar KAŞ— KIZLAR Esir kızların üstleri başları yır- tilmış, bazılarının yiizleri, kolları 2€Yecânla işaret edilen tarafa bak- kanamıştı, İliko, ne yaptığını, he. te Kalm bir potur şalvar giydiril. rede olduğunu unutmuş gibi idi. Elbiseleri giydirirken gülümsiye. ten sonra Yeniçeri külâhr geçiril — Güzel kız senin adın ne?. — Tanıtım ya.. Nerede 0?.. —işte gu. İiko hisleri büyllenmiş gibi uruns ağları kelasına sarıldık miş genç bir kız, dalgin dalgın 8- nüne bakıyordu, Miko: VAKIT ABONE TARİFESİ Memleket içinde Aylık Li 3 aylık 0 di 6 aylık 475 9 1 yıllık 000 Tarifeden Bulan için ayda otuz kuruş v Posta birliğine üirmeye0* 4 ayda yetmiş beşer kurWi. medilir, u Abone kaydını bilâ y tup ve telgraf  parasının posla veyn yollama ücretini idar€ VAKIT a abone Adres değiştirme 25 kuruştur. 1 İLAN ÜCRETLE Ticaret ilânlarının yy #atirı sondan itibare9 falarında 40; iç sa 0 ; miş, fakat isabet ettirmemişti, Ö- bürleri hanşerlerini ellerine almış- İar, koşuyorlardı. Kaybedecek va kit yoktu. Kaçmaya bile zaman Bizim yapacak daha çok işimiz var, Onları görelim. Arkadaşla. rmdan biri yaalarma katılsın. Yardımı olur. Bazıları cevap veriyor, bazıları hain hain ytirüne bakıyordu. En güzel bir kıza: — Senin adın Eliso mu?. te olan bir kıza çevirerek; — Eliso.. diye söylendi, Yavaş yavaş ona doğru yaklaş- tı. Başını, zorla elbise giydirilmek kuruş; dördüncü ikinci ve üçüncüde 2 4 4; başlık yanı dır. kalmamıştı. Kara Halil, onları da- ha geç gördü, İliko, kendini wü- dafaa etmezse, bu azğın Gürcü de- anladı. Şimşek sürati ile kılmema #arılarak gerildi. Bir târaftan aü- na döğrü geri geti giderken öbür târâftan yanı başına gelmiş adam lardan kendini korumak için kılı. cm; sallamaya başladı: — Yaklaşmayın... Diye bağıtırken bir gencin kar nını da yarmıştı, Kara Halil, haykırıyordu? — İliko, Atina atla. Fakat flikö, kolây kolay atıns #tlayamıyacağını anlamıştı, Canı Tiflis yolunda ilik baskında etli genç kiz kaçırılmıştı. Bir orman- kanki elinde parçalanacağını hita hepsine erkek elbiseleri giy- cakmış, Diye sordu. #üne baktı ve: Genç kz, hayretle fllkonun yü- — Hayır, dedi. Siz Elisoyu ta- dirildi. Başlarına Yeniçeri sarık- rr mısınız? Tarihten bir yaprak: a Bit ve Damat İstanbulun seyyar satıcıları “bekâr odalari,. adı verilen banlarda yatarlar, Tabif ahi şartlara hiç riâyet etmeden.. Esnaf Cemiyetleri, bü gibiler İçin yatacak yerler hazırlaya. ucuzca karınlarını doyurmak için de aşhaneler ağı — Eliso, hiç merak etme, seni kurtaracağım, annene götlirece- Dedi, İliko, bu sözleri söylerken ter İşinde kalmıştı. Başmı çevirir çe- virmez, Kara Halilin abus çehre- $#i ile karşılaştı. Esir tüçcerr, Gür- cü eşkiyasından yaman bir haydut olduğunu göstermişti. İliko ilikle- tine kadar titredi. Fakat çabuk kendini topladı; — Epey yorulduk, diye gülüm- sedi, Kadrna erkek elbisesi giydir- menin ne kadar zor İş olduğunu da şimdi anladım., Kara Hali), ayni bakışlarla Gür- Yünan bit aslali gibi böğüretik İacakmiş, cü eşkiyasını süzereki üzerine hücum etmekte olan Gür- Bu havad Rüst ii — Öyledir, dedi. elilete öâldirdr. Birisini daha yere ii svadis bana Rüstem Paşanın “Kehle,, fıkrasını ba. İliko, kafileden ayrılan otuz kas yıktı. Bir üçüncüsünü tekmeler- ken Kara Halil imdadına koş tu. Cesür haydut, atını şaha kal- Rüstem Paşa, padişatin damadı oluyordu. Mihri Mah sultanla niganlanıyordu, Paşayı çekemiyenler; — Sana söylüyorum Nilem. Tek eni şu kadının göğelne indir ve bana sadık bir arkadaş olduğunu tini, İlikonun arkasından sapla maâk istiyen birini bir kurgunda Hayır, İliko, bunu yapamazdı. cansiz yere yıktı. Bu esnada İliko Yapamıyâcağın: da anltyordu. En da atma binmişti. isbat et. tek. bir. elinde piğti lu Tak ielee aliğb Şir m Rüstem Paşa cüzam hastalığına müptelâdır,.... 5... Tabi padişah tolâşa düştü: — Cüzam hastalığı nasil belli olur? Diye sordu. Doktorlar: — Eğer hastada kehle bulunursa hasta uogunırn, yorsa dar sÜrari ile Kara Halilin yanın- dan dönerken, yepyeni bir insan çetin mücadelelerinde yanı başın- da gördüğü ölümü uzaklaştırmak, Dört nala uzaklaştılar. Birar sonra koltuklarında birer yemini onun ağsından kapmak i- genç kız taşıyan süvarilere yetiş gin köpekler gibi çarpışan hay“ mişlerdi. Kira Halil, Gürcü haydudun kotkmuyordu. Bu kadın için, 0* yaklaştı! İ İliko, senin için yanlış düşür. nun için ölümü kucaklamaktan en müşüm, Beni aliet. i — Hakkın var... Ben de hata et- lilden nefret ediyordu. Şu anda tim belki. Ama emin olun düşüm! en büyük ve âmansıs düşman: Ka- meden yapım, Benim bütün zan-| ra Halildi. Üzerine atılıp yere yık- fm kadınlaradır. Doğrusu yaralı mak, ve sonra parça parça etmek bir kadın, işkembemi deşse de kar hırsın duyuyordu. Bunu yapacak- şı duramam.. — Ne ise artık onları unutalım. dut, ş5mdi ondan da, ölümden de nün önünde ölmek istiyordu. O- büyük zevki duyacaktı. Kara Ha- tu. Kafası, kalbi, damarlarındaki — Bu işi beterirsen fena vurgun de- Ol © Dediği de biliyorum, Bu takdirde, #e şişin, ne de öteki kardeşlerinizin ba banızdan on para almanıza ihtimal kal maz, Çünkü Greşinika evlenmeğe razı olarsa, ancak efendiyi soymak için ra- zı olur, Babanız şayet bugün ölürse, her biriniz, kırkar bin ruble alırsınız. Hattâ o kadar hücuma uğrayan Dimit- ri bile, Çünkü henüz vasiyetname ya” zılmamıştıt. Ağabeyiniz bütün bunları biliyor işte. İvanın yüzü kızarıp buruştu: — Peki ama, niçin benim Çermançi» yaya gitmemi ısrarla istiyorum? Ne gibi bir düşündüğün var? Bir şey mi biliyorsun? Ben gidince burada neler olacak? Diye sordu, Zavallı genç nefes nefe- e bir halde idi, Smerdiyikov kiç teti- Bini bozmadan ve dikkatle İvanı süze- rek? — Evet, dedi, ben bu fikirdeyim. İvan gözünü kan bürüdüğü halde, Karamazof Kardeşler Yazan: Dostoyevski Çeviren Hakkı Sübe Gezgin «m 87 kendini zaptetmeğe çalışarak : — Evet mi2, > Diye sordu. — Bunu, size acıdığım için söylüyo Tum. Sizin yerinizde olsaydım, her şe- yi bırakır kaçardım... Belâya uğramak- tansa... İkisi de birkaç saniye sustular, İvan yerinden sıçrayarak kalktı: — Sen müthiş bir ahmak ve tam bir kepazesin! Dedi. Kapıya doğru yürümek niye- tinde idi. Birdenbire durarak Smerdi- yakbva döndü. İşte o zasan gârip bir hâdise ile karşılaştık. İvan dudaklarını rsırıyordu. Uşağın üstüne atılmak üze“ re idi. Smerdiyakov bu hâreketi vak- tinde görüp geri çekildi ve titredi, Fa- kat beklenen, ümülan şey olmadı. İvan tekrâr kapıya doğruldu ve kendisinin de şaştığı bir sebeple Smerdiyâkova; — Madem ki, bu kadar ısrar ediyor» sun, o halde öğren işte, ben, yarın Mos kovaya gidivorum. Dedi, cüzamlıdır dediler, Bunun üzerine Mehmet Hülife keşfe memur edildi. Tarih bu hâdiseyi kaydederken şöyle der: “Ol dahi nazarı hakimane ile piraheninde (gömleğinde) bir kehlecik müşahede etmeğin rikâbr hümayuna artettikte müşarünileyh derakap Anadolu mansıbı ile tebeil kılırıp...,, Bu suretle gömleğinde bir bit bulunduğu için kurtulan Rüstem Paşaya damatlık rütbesi de verilmiş, Şair de: Oluncak bir kişinin bahhı kavi taki yar Binişinde kehle dahi anın işine yarar, Demiğ. Öteki sanki bunu pek tabii buluyor- muş gibi hiç tetiğini bozmadan; — Alâ! Eğer bir şey olürsa, Mosko- vaya telgraf çekerek size bildiririz. İvan bir kere daha döndü. Pakat Smerdiyakov artık biraz evvelki şima» rik ve küstah adam değildi. Hürmetle tiletini kavuşturmuş duruyor ve göz- leriyle de sanki: — Hepsi bu kadar mı?. Daha baş- ka bir söyliyeceğiniz yok mu? Diye soruyordu. İvan sehebini tayin edemediği bir ihtiyatla sesiri yükselte. rek bağırdı: 7 — Çermançiyaya da haber yönderi- lemez mi? Uşak, efendisinin gözleri içine bek- maktan vazgeçmeden ; — Oraya da haber gönderilebilir e- fsndim. — Yokta Möskovayı nzak mı bulu” yörsun? Yol * parasma mi atiyorsun? Çermanciyaya gitmekle mesele halle- dilmiş mi olacak. Smerdiyakov çirkin bir gülüşle ve titrek bir sesle: — Bvet, çok iyi bildiniz. Dedi ve hemen kaçmağa hazır, ür- kek bir tavir takındı. Fakat İvanm kahkahalarla gülmeğe başladığını gö- rünce şaşakaldı. Kapıyı geçtikten #on- xâ da delikânlınm kahkahaları kesilme- mişti. Yalnız, bu gülüşün neşe ile de Yüç bir alâkası olmadığı meydanda iği, Büyük, çok devamli, çk renkli ilân verenler? 1 N indirmeler yapılır. Vi Fin santiin - satırı S0 TİCARİ MAHİYETTE “e KÜÇUK ILANLAR, Bir defa a0, iki deli çiğli defası 65, dört dele v defası 100 kuruştur. e. verenlerin i vadır, Dört satırı we farla satırları beş iğ sap edilir, A Hizmet kupona K küçük ilân tarifesi Pa indirilir. p Vakıt hem doğruda” gi ya kendi idare yerimi il kara caddesinde . altında KEMA, | İlân Büresu eliyle WE ENES &der. (Büronun teli | İ | zerine alır, Türkiyenin her porla ak! di, İvanın kendisi de niçin, neye güldüğü“ | rızası ile istemeyi düşündü. hüviyetine bürünmüş gibi idi, O, | MORİ “İN man kurtarma! ke isi yordu. Fakat ALEMDAR Si v k m 1 — Marke p” Hizmetine mukabil para alacak Müthiş ma la il mi idi, Ondân : — DE 5 Mi eee 2 —Dünya (Devamı var) ' , #> BLGİN SAKARYA SİNEMASIN', İk En güzel yılda DOROTHY LAMOUR” © büyük muvaffakıyeti di MANUELLA | Fransızca sözlü mükemmel ve muhteşem film i İlâveten : GECELERİ ği ği Holivedun en büyük yıldızları tarafından temsil * il tamamen renkli ve eğlenceli film, Bugün matineler > > den itibaren başlar <p GEZ” İN — - — > ikâyet ettiği sualler sökün AN Meni ln, rai sv nü bilmiyor, kurulmuş bir makine gibi yürüyordu. —Y— ZEKt ADAMLA KONUŞMAK BİR ZEVKTİR Salondan geçerken. babasını gördü, ve uzaktan; — Odama çıkıyorum... $izi rahatsız edecek değilim. Yarm görüşürüz! Diye seslendi, Görmemek için önü- ne bakıyordu, İvan bunu içinde duydu- ğu nefretten ötürü yapmıştı. Fakat bu hali Fiyodorun dikkatinden kaçmadı, İhtiyarm, mühim bazı şeyler için onun Ya konuşmağa ihtiyacı vardr. Sesini du- yunca salona çikişr da bu yürdendi, Bu hoş karşılayışın delikanlı tarafından an laşılmayışı, Fiyodora nesip göründü ve oğlu kayboluncaya kadar alayk gözlere Ye arkasından baktı. Tam © sırada içeriye giren Smerdi- — Nesi var bunun! Diye sordu. — Bir şeye kızmış olâcak ama ne- ye?.. Orasını ancak Allah bilir. — Şeytan alam onun kızmasmı... Ha di semaveri hazırla ve delol... Yeni bir haber yok mu? Bunun arkaşıhdan, Smerdiyakoyun bekleme ateşi içinde bir yeka N karı dolaşıyor ve ara ir 1? safı dinliyor, parolak vuruşls” ğa çalışıyordu. Vakit epey ilerlediği Bö İvan da uyuyamıyor, “ , Ancak saat ikiden Saşüneii kilebilmişti. Neler di gif da söyliyecek değiliz. na girmenin de srra$i Ta, onu şimdi düşündüren Ka NN Bl tından toprağın kaydığı. 8 Kularn kendisini ürü du. Yalnız, gece yapıtı ai nlmaz bir coşkunlu! Smerdiyakovu etmek isteğinin benliğiz dliğünü anlıyordu. İsi nuz?.. Bunu oda fiften giddetle melret yordu. N Bir iç dalgası halinde * . tekten sonra, sona0? 09 fi derin bir halsizliğin > yeti kaplayarak, onu bir My n dürdüğünü 5 e iğ birinden, bir geyden £ ye fi başaltmak istiyordu. “ yari.

Bu sayıdan diğer sayfalar: