2 Mart 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

2 Mart 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(2 —VAKIT” 2 MART 183İ yorgunluğun tesiriyle bitkin bir hale gelmiş, vücudü ter içinde idi. Kafasında bir tek düşünce var- dı: Ilikoyu kurtarmak. Fakat nasıl, Gürcistandan getirdiği yedi arka- daşı ile bunu yapabilecek mi idi?. Yoksa Raziye Kalfaya mı haber vermeli idi?.. Dayı, her zaman cesaretine gü- venerek iş yapmış ve her işinde de muvaffak olmuştu, Fakat bu sefer, işi başarmak şöyle dursun, arkadaşını kurtaramadan arkadaş- Jarmı da mahvedebilirdi. Raziye Kalfaya hâber vermek, sarayın yardımını istemek de kendi arzu- sunu yerine getiremezdi. Sonra Raziye kallaya karşı suçlu vâziye- *#inde idiler, Hem bu düğün gün- İerinde etrafı yaygaraya vermek kendi aleyhlerine bile netice vere- bilirdi. Düşüne düşüne arkadaşlarının Bulunduğu yere gitti. Eliso sabır- sızlıkla bekliyordu. Kızcağız birkaç gün içinde zâ- yıflamış bir halde idi: — Annem, annemden bir haber var mi. Diye Dayının boynuna atıldı. — Var Eliso, yarın göreceksin, — Gördün mü?., Hasta değil A. v Fakat Eliso Dâyının çok düşün- ce, çok yorgun ve çok meyus oldü ğunu farketmişti, Heyecanla sordu: — İliko nerede?.. Dayı: .— Eliso dedi, elbet bir işi var. Bu kadar telâş etme.. Biliyorsun ki yapacağımız işleri biliyoruz, ©- nun için çalışıyoruz. Elise Dayının bu sözlerinden azarlanmış bir çocuk gibi boynu- nu bükmüştü, Ne kadar kaba, ne kadar katı yürekli olsa gene Eli- soya karşı zaafı vardı. Onun bu haline dayanamadı. Yaklaştı. Ba- pını okşadı; — Üzülme Elise, dedi. Sıkmtı- İarımızın çoğu gitti, Birkaç gün sonra bütün yükleri otauzlarımız« dan atmış olacağız. Senelerdir yas şadığımız karanlık dünya vi nacak., Kendi sözleri kendisine tesir €- diyor, gözleri yaşarıyordu. Onun karanlık dünyasını aydınlatacak hddise ne idi?.. Elisonun anasma kavuşması mr?., Bu, belki ömrü hudutlarda düşmanla çarpışmak, çabulculuk yapmakla geçinen iyi kalpli Dayı için bir sevinç vesilesi olacaktı. Fakat daha fazla ne ka- sanabilirdi. Arkadaşlarının odasına girdiği“ ni bile farketmiyecek kadar dal- gındı. Kafkas diyarında yurt kav- gasmı bırakarak bir maceraya atıl mak için İstanbula kadar gelen ye di delikni,, me yapacaklarını bil- yorlartir, Dayının içeri girmesi t- zerine yerlerinden fırladılar, — Ne var Dayı?.. Yeni haber- ler mi getirdiniz?.. — Yeni haberler.. — İliko nerede?., — Onu yakaladılar. Hem çok tehlikeli bir yerde.. — Tehlikeli bir yerde mi?.. Na- sıl yer burası, niçin kurtarmaya gitmiyoruz. — Biz de hem daha tehlikeli vaziyete dilşebiliriz. — Aman Dayr, bile bile onu tehlikede mi bırakacağız?. — İşte ben de bunu konuşma- i ya geldim. Delikanlılar silâhlarına zl dılar: — Hemen gidelim.. — Demek ölüm tehlikesi de ol- sa geleceksiniz. — Hiç düşünmeden.. — Öyle ise silâhlarınızı hazırla yınız, ben birkaç saate kadar gel lirim, Hepinizi hazır bulmalıyım. | Dayı dışarı çıkar çıkmaz Şehza- debaştna doğru koşmaya başladı. Maksadı, Elisonun annesini bul mâk, onu kızına getirmekti. Yeraltı mahzenine gidip sağ dönmemek vardı, O vakit seneler- dir takip ettikleri gaye de suya düşmüş olacak, ana kız, öbür dün yada birbirlerini bulamıyacaklar- dı, Dayı Paşam evini kolayca bul du, Kapıyı çaldıktan sonra Eliso- nün anhesini de sorup aramadı. Çünkü kapıyı açan Elisonun anne- si idi, Dayıyı görür görmez boynuna Atıldı. Dayı kadını koluntlan tut- muş, kapıdan dışarı çıkarmıştı. — Gidiyoruz. dedi, — Nereye? —.Elsoya,. Seni bekiiyor.. — Fakat böyle mi gideceğiz?.. — Hiç beklemeden.. Vakit ge çirmeden,. Dayı, kadmı bahçe kapısına ka- dar kolundan tutarak çıkmıştı. Uşaklarilan biri onları görmüş, koşarak yaklaşmıştı. Dayının zor kullandığını görlince Üzerine yü- tüdü, Fakat şiddetli bir yumruk zavall; adamı yere sermişti, Artık bir saniye durmaya gelmezdi. Ka- dımı sürükler gibi bahçe kapısın- dan çıkararak yan sokaklardan birine saptılar. Denizbankta açıkta | kalan memurlar Her senelik mesai müddetleri için birer aylık tazminat istiyorlar Yusuf Ziya Erz'nin beyanatı: Denizbank yeni kadrolarının tatbik işi tamamlanmıştır. Ban- ika Umum Müdürü Yusuf Ziya Erzin dün gazetecilere sunlari söylemiştir: “us İstihbarat ve propaganda, mali organizasyon ve bakım servisleri ile fen dairesinin bazı| büroları lâğvedilmiştir. Açıkta kalmış olan memurlar hakkmda elimizdeki kanun! ahkâm daire. sinde hareket edeceğimiz tebil. dir. Lâğvedilen servislerin işleri diğer servislere bağlanmıştır. Yalova kaplıcaları ayrı bir mü essese halinde idare edelecektir. Maaşlarda tenzilât olmıyacaktır. Almanyaya o ustabaşılık tahsili , İlçin gönderilen talebelerin . geri çağırılacağı doğru değildir. Bun. lardan baska bankanın üç kişi . Yeni İngiliz elçisinin #timaftnamesini verdiğini yazmıştık. Re- meden odalarına Dee oturu — > Çankayaya pp tesbit edilmektedir, Dayı yolda bir aralık Ilikonun başına geleni anlattı. Kendisinden ayrıklıktan sonra neler yaptıkla- rant söyledi. Sonra: İ — Biz, dedi, İlikoyu kurtarma- | ya ve İlia denen korkak haydudun | elindeki kızları almaya gideceğiz. | Allahın yardımı ile muvaffak ola- cağımızı umuyorum. Fakat tehli- | ke de az değildir. Eğer ben ve İ-| liko dönemezsek siz bir kaç gün! sonra Gürdistana dönersiniz. | (Devamı var) | den mürekkep müşavirlik kısmı Ja lüğvedilmiştir.,, Umum müdür Almanyada in. şa edilen vapurlar üzerinde şeh. rimize gelen murahhaalarla ya. pilmakta olan temaslar için de demiştir ki: “ İki tarafın mütekabi! hüs- rüniyetile müzakerelere devam edilmektedir. Almanlariz banka erkânmdan kurulmuş bir komis . yon temas etmektedir. Müzakere ler, noksanları görülen bazı ge. miler üzerinde olmaktadır. Bu! gemiler şartnameye tamamen uygun bir hale getirilecektir.,, İ Yusuf Ziya Erzin bazı servis. lerin lâğvı ve bu yüzden açığı çıkarılan rwmeurlar dolayısiyle bütçede ne kadar tasarruf edil. diği sualine de: — Heniiz hesap etmedim.,, Cevabını vermiştir. , Diğer taraftan bizim yaptığı - Bülbüllerin yuva kurduğu şairane ülkelerin.. — hayat fışkıran Hizalarında yıldız işareti olan. lar, üzerinde muamele görenler-| dir. Rakamlar sss 12 de kapanış | sis satış fiyatlarıdır. ÇEKLER Londre 126.5225 Nevyor 126.40 Paris 3.3520 Milano 6.055 Cenevre 2x.7525 || Amsterdam 67.1625 Berlin Brüksel Atina Sulya | Prax İ Madrid Varşova Tudapeşte 210675 Bükreş 00050 | | Belarad 2005 ! Yokobuma 24.03 Stokholm 30.53 Moskova 238020 Isti'crazlar —— 19.175 19.85 Ergani Sivas » Erzurum HI ALEMDAR SİNEMASI İKİ FİLM 1 - Bir kavuk devrildi 2 — Cim Londos.. mız tahkikata göre, bankadan gikarılmış olan memurlar yüze yakmdır, Lâğvolunan müşavir . lik dairesinden eski Kasımpaşa fabrika havuzlar müdürü Cemil ie Rahmi ve Şükrü açıkta kal imışlardır. Kadro harici ediler yüze yakın memurdan bir çoğu Denizbarık kurulmadan evvel de. niz müesseselerinde senelerce ça- şmuş kimselerdir, bunların ara. sında müfettişlerden de bir kaç kişi vardır. Denizbank kurulduktan sonra bankaya alman yeni müfettişler dolayısiyle başka servislere da . #ılan bu adamlar şimdi bulun. dükları gubölerin Jâğvedilmesi i yüzünden açıkta kakmışlardır. Tazminat istiyorlar | Bundan başka kadro harici e. (Devamı 10 uncuda) çağlayanların, rin, aşkın, musikinin terennüm ettiği, Güzel Şarlın hassas, ince ruhundan kopan.. Memlekti içindi 7“ Aylık si 3 aylık ver 8 aylık € 1 yıllık g0 Türireden BO için ayda otuz Posta birtiğine Bil ayda yemiş beye” NEN medilir, ' Abone kaydıd! top ve telgraf ül parasıpın posta a a yollama ücretini zerine ahır. . Türkiyenin her p9 iz VAKIT o abont Adres değiş! 25 kari İLAN ÜGPE Ticoret ilânle satırı sondan ilib falurında 405; İÇ kuruş; dördüncü, ikinci ve üçüne! 4; başlık yanı dır. ; Büyük, çok d*' renkli ilân vereni indirmeler yapılır. run santim - xatıfi TİCARİ MAHİYE KUÇUK Ni Bir defa 30, ai) defası 65, dör deği detası 100 kuruştf ilân verenlerin bir vadır, Dört satırı # farla satıriarı beğ sap edilir. Hizmet küçük ilân indirilir, Vakıt hem doğru ya kendi idare yefi Ti kara caddesinde NE” altında KEMALE İlân Bürosu etiyle Xi eder. (Büronuü ti » t kuporü varıte iğ varı aseris olun” KREM YAŞASINAŞK Ful Ab3ülvena»'ın enson zater abide” PEK YAKINDA si İSUMER ve Kaka ar — 7 rl — Bırak şu herifi, Aliyoşa, benim gü zel meleğim.. Meram anlamaz, yola gel mez 0... İlk önce, ben de tecavüzümden ötürü ondan af dilemeyi düşünmüştüm. Fakat bu hallerini gördükten sonra ar- tık vazgeçtim, Gel şuraya, benim yânı- ma otur. Ver bana elini, gözlerin göz- lerimde konuş. Söyle bakayım, ben o- nu seviyor muyum, sevmiyor muyum?.. Evet yahut hayır de... Artık vakit gel- di... Beni tenvir et... Sen ne dersen onu yapacağım... Onu a'feleyim mi, ha? Ne dersin?... — Bunu sormağa ne lüzum var, Za- ten olmuştur. Gruşinika, düşünceli bir tavırla: — Sahi! Dedi.. Şu yürek ne adi şey.. Kendi küçülüşümün şerefine içeceğim. Dolu bir bardak aldı ve bir hamlede yuvarladı. Gülüşünde zalim bir mâna var gibiydi, Tehditli bir sesle kendi kendine söylüyermuşçasına : — Belki henliz affetmedim... Belki yalnız affetmeyi gönlümden geçiriyo- rumdur, Aliyoşa, ben, galiba onün için mi Kardeşler! Yazan: Dostoyevzki Çevirem Hakkı Süba Gezgin 8 Mi değil, şu beş senelik ıstırabım için he- yecanlanıyorum, — İyi ama, o vakit bu süslenmeni- zin İzahı mümkün olmaz. Rakitin: — Ben, onun yerinde olmak işte. mem Diye atıldı. — Zaten olamazsın ki.. Ben âyarın- da bir kadın, sana lâyık değildir. Sen ancak papuçlarımı kemitebilirsin, İşte © kadar, Niçin giyinip kuşandım?... Sen bunu anlayamazsın... Belki de oraya ka dar sadece; “Beni biç bu kadar güzel görmemiştin?,, demek için gidiyorum. Çünkü ayrıldığımız vakit, ben ağlamak tan başka bir şey bilmiyen sıska bir ç:- cuktum. Şimdi, bütün ihtişamımla ona çıkarak: — Beni nasıl bırakmıştım... Bak ne halde geldim... Yutkunuyorsun, ağsm sulanıyor değil mi... Hah! Hah Hah! Hadi git kendine bir yalak bul!,. Diyeceğim. Şimdi anlıyor musun Ra- kitin neye süslenmişim?.. İçimde müt- imla hiş, bir İaryotla kaynadığını duyuyo- rum. Yarın Kozmaya bütün sermayesi, bütün hediyelerini iade ederek, hayatı- mı kazanmağa atılabilirim. Yapamam, korkarım m; sınıyorsun?.. Yine görüşü rüz... Zabite gelirce, onu da kovaca- ğım. Bu son sözler bir buhran içinde söy- lenmişti. Gruşinika kendini yastıklar üstüne atarak ağlıysrdu. Rakitin kalktı: — Geç kalıyorut, sokmazlar bizi, Dedi, Gruşinika yerinden sıçradı. A- cı bir hayretle: — Nas, Aliyoşa, beni bu halde mı bırakıyorsun?.. İçimi altüst ettikten sonra, tekrar karanlığa ve kimsesirliğe mi mahküm edeceksin? sonra manastira Rakitin, kinayeli bir towrla; — Bütün gece senin yannda *ala- maz a... Ama, yine «iz bilirsiniz. İster- se kalsın... Ben, yalnız giderim. Dedi, — Sus ahlâksız... Sen şimdiye kadar onun gibi bana bir tek söz söyliyeme- din, — Bu kadar fevkalide bulduğun ©- nün hangi sözülür? — Hangisi olduğunu ben de bilmiyo rum... ama yüreğime içlediğini hissedi- yorum... Hayatımda bana gerçekten ilk acıyan insan oldu... Ahı melek yav- rum, ğini daba evvel yn gelmedin sen2.. Gruşinika delikanlının önüne diz çök müştü, Vecd içirir kendinden geçerek konuşuyordu — Bütün ömrümce, senin gibi birini beklemiştim... Bana affın tadını, ruh ba rığıklığının müjdesini getiren sen ol- dun... Artık biliyorum, ki etimden baş- ka şeylerim iğin de beni seven bir adam var, Aliyoşa, ona doğru sarktı, gözlerinde tatliş bir bak'ş, ağzımda bir melek gülü- şiyle: — Ne yaptım ben?.. Biraz evvel bah- settiğin soğanm en küçüğünü bile ver- #alg değilim, Cevabını verdi ve gülen gözlerinden yaşlar boşandı. Bu sırada dışarda ayak şesleri duyul- du, Gruşinika fellenerek ayağa fırladı. "“Fenya,, koşa koşa salona girerek: — Madam, benim sevgili madamım... Pösta arabası gelli, Makroiden bir “Ta rantas,, göndermişler... Atlar değişişor, bir de mektup var. Diye haykırdı. Sesinde şen bir titre- yiş seziliyordu. Genç kadın sallanan mektubu kaptı ve ::ğa yaklaştırarak açtı. Birkaç satırlık bir tezkereydi. Şöy le bir süzdü. Yürü sararmış, solgun bir gülümseyişle çizğileri gerilmişti ; — Yatık çalındı, badi küçük Pino... Koş bakalım, Diye söylerdi, Fakat gök sürmedi. Birden YE MR, hücum etti ve: yi — Gidiyorum, dedi... PT) taya uğurlar olsun... e böyle imiş. , Hleziniz 7 i zaklaşın, ki âzmim Ku nika yeni bir hayatn ula ği uçuyor.. Rakitin, sen ir ? gütme. Bu gidiş, belki df bir iniştir, Sarhoş siniri Yatak oüasına atki. ” e — Artık onun bizimle di.. Gidelim bari... DİY* Zaten dırdırından da Ky” dı. Gelirse, yine tektif Aliyoşa, bir maki16 sy Avluda telâşir bir gidi “e Işıkları vard. Bir arasa gi r şuluyordu. Delikanlılar: / den ayrılırken yatak odas açıldı ve Gruşinikanın $ yuldu: a b, — Aliyoşa, diyordu. , le, beni fânetle anma o, 4 rimi tekrar et; mruşin asil yaratılışlı bir isi ei # Je Tâyrktir.,, Şunu d4 ye yi nika onu bütün tek sant sevdi; fakat 9 oi dukça unutmyacak. o Mİ Ben öyle istiyorum. (0 ge m ) U

Bu sayıdan diğer sayfalar: