April 28, 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

April 28, 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Günün meselele AU eee İşçi çocuk ri: ları yuvası Cibali »tütün fabrikasında çalışan amalelerin Çocukları bütün müasse Kerestecilerden Eyübe gider. bi sebebivücutları malüm, Bu B Pölalrda birçok minlinini yavrular :ktıleklu arasında canvermişler. lr, Şoför: — Ne yapalım, diyor, insan Mtygamber değil ki.. Piç kuruları “$ umulmayan bir köşeden fırla- *P önümüze çıkıyor. Hiç bir şoför başını ateşe yak. istemediğine — göre kazaları *bette istemiyerek yapıyor. Fa. ne çıkar.. Öte yanda bir ma. çiğneniyor, bir aile telâfisi Ümkün olmıyan (eessürlere bo- Hluyar, Bugün kazaların yüzde yetmişi İnenmiştir. Bunu tümin eden de, r idaresidir. İnhisarın Cibali fabrikasında falışan binlerce amelesinin mini, Miri çocukları, artık bağıboş ve tan akşama kadar sokaklar. ÖL Golaşmıyorlar, Her biri, aile Yüvalarında kavuşmalarına imkân “İdryan bir istirahate kavuşmuş '"İuııyerlır. Geçen gün inhisarın Cibalideki *Cük yuvasını ziyaret ettim. Be. Nİ yüzlerce İşÇİ çocuğunun barın- &t mücseseyi baştan başa ger- “"lîler. Tertemiz yuvada, çocu. Un ahhatine verilen ehemmiyet, Si8den takdirle kargılanacak de, erdedir. Buraya iki yaşındar iti- Ten işçi çocukları alınıyor, Ye. Mekleri, giyimleri temin ediliyor. ana mektebi disiplini ile fa. | e' tam bir çocuk ruhunu inkişaf | “ürecek edâslara lütinat eden pro Efam ile uyku, istirahat, eğlence, Ve ders zamanları ayrılmız. Bu suretle işçi çocukları gür. oluyor, Küçük yaştan hayatı- İt intizama uydurma İtiyadını ka. yor— bevhalar, terbiyevi, öğ. îğtı'cı oyunlarla zihnini inkişaf et. “tiyor. Burada yuüvanım uzun tafsilâtı: "i verecek değilim. Orada her şey İüşünülmüş, tesadüfen fakir bir | 3 ve babanın çocukları olma ta. “htizliğine uğrayan Yavrular, ya. “tın iş adamı namzetliğine ermiş İlunuyorlar. Farla olarak da ge. Sinini teminden Aciz aileler, çok Üyük bir külfeten kurtuluyor. İnhisar idaresinin bu hayırlı te, İbbüstüinün yurd ölçüsündeki fay elbette çok büyük olacaktır. hl"" bu mesut İşçi çocukları, bü “8 Türk işçi çocukları demek de- Üldir. Yüzlerce amelesi olan hu selere nümune olmalıdır suzi fabrika ve mücsseseler var. ©a bazı yerlerde şoförlere otomo- |dır. Burada çalışanların çocukları, | tapların kaldırılmasını istiyor. Ki- Veya otobüsü yavaş sürmeleri. |(hâlâ sokak köşelerinde, pis mahal | taplar kalcırılınca müteahhit on. Si ihtar eden levhalar var. Bunla. İlelerin kırık çeşmeleri arasında,ÜJarın yerine taş dolduracaktır. çöplüklerinde yüzleri gözleri kir içinde dolaşıp duruyorlar. Ve on- lar, yarının muzir bir unsuru ol. maya hazırlanıyorlar. 'Terbiyesi kıt, bilgisi fena, sıh. hati bozuk ve hiç şüphesiz ahlâk. sız olarak yetişeceklerdir. © halde, hususi müesseseler de inhisar idaresininki kadar olmasa da ona yakın çocuk yuvaları kura mazlar m:?.. Cibali fabrikasındaki — yuvayı gördükten sonra bütün İşçi çocuk ları için aynı şekilde yuvalar te. menni etmek ve bunların kurüul, masını istemek her Türk için bir viedan borcu, her mülessese için de milli bir vazifedir. N. A, Kayıp Çocuk Bulundu | Samatyada oturan emekli binbaşı Alinin 15 yaşındaki Nec det bir haftadanbori kayıptı. tırmalar neticesinde — Necdot Mersinde yakalanmış, İstanbu. | miştir. —iğiae Şehir Meclisinde Şehir meclisi dün vali ve be. İlediye resi Lütfi Kırdarın rolz. Eğinde toplanmış, 999 mali yılı vilüâyet masraf bütcesi okunup kabul edilmiş, bazı teklifler en- sümenlere havale olunmuştur. Moçlis salı günü toplanacak. tır. Ön beş gün uzatılması muh temeldir. —— Paşahahçe fabrikası Müdürlüğü Başabahçe cam ve gişe fabri - kası müdürü Adnan vazifesinden istifa etmiş ve yerine İstanbul |Toprak mahsulleri müdürü Vahit tayin edilmiştir. Alman Sefiri Ankarada Ankara, 27 (ALA.) — Alman . Şanın Ankara bilyük elçisi Fon Pı.pen bu sabah, şehrimize gel . miş ve istasyonda hariciye pro . tokol muavini ve hariciye husu- si kalem müdürü İle Alman el - çilik ileri gelenleri tarafından karşılanmıştır. Hariciye Vekili Şikrü Saracoğlu namına Fon Pa. Zabıta tarafından yapılan araş-| Pa gelmek üzere trene bindiril .| | Günlerin paşinden: Evkaf kütüphaneleri Evkaf idaresi Beyazıttaki umu. mi kütüphanenin bir kısmını bir buradan alımacak para topu topu yirmi beş liradır. Evkaf bu kadar. cık bir menfaat için buradaki ki- Yirmi beç liralık bir menfaat için | umumi bir kütüphanenin içindeki kitapları boşaltıp yerine taş dol. | durimağa çalışmak aklın alacağı | bir iş değildir; bahusus Üniversi. | |to idaresi bu parayı kendi bütçe- j|sinden venmeğe razı olursa... Esef le söyliyelim ki havsılaya sığmı- yan bu hâdise bir hakikattir. Evkaf idaresi için vakfım men. faatini aramak güzel. Fakat evka. fın vazifelerinden biri de kütüp. haneler gibi umumi menfante Bit | işlere hizmet etmek değil midir? | Modreseler ilga edildikten sonra bunlar hep maarife devredildiğini biliyoruz. Kütüphaneler eski med reselerin çerçevesi içinde olan mü esseselerden değil midir? Medre- seler evkâftan — maarife devredil- dikten sonra bunların vakıflarını da maarife devretmek icabetmez mi? Medreseler gibi eski kültür “müecsseselerinden — olan kütüpha. molere ait varidatı da yine bu mak. 'şada sarfetmek lâzım gelmez mi? HASAN KUMÇAYI 20.000 Koralı asker Çinlilere İltihak Ettiler Hongkong, 27 (AA.) — Çin kuvvetleri Kuangtunf'da yaptık. ları mukabil taarruzlar neticesin. de, beş bin metre murabbat top- rağı Japonlardan istirdat etmiş. lerdir. “Küvankitn demiryolu yapılmakta olan muharebeler şid detinif artırmaktadır. Çin kıtaatı, Tongven şehrini zaptetmişslerdir. .. ' Şunging, 27 (A.A.) — Japon. larm son zamanlarda gönderdik. |leri yirmi bin Koreli asker kar. deş bir memlekete karşı harp et- mek istemediklerinden kısman kaçmışlar kısmen de Çin ordusu. na teslim olmuşlardır. Şunking, 27 (A.A,) — Çin — Japon harbinin başındanberi Çin. Tiler Pinghan demiryolundan iki ylüz kilmetre uzunluğunda ray sökmüşler ve bu raylarla cenu. bu garbide yeni bir demiryolu kurmuşlardır. Hongkong, 27 (A.A.) — Hai . nan adasındaki, Çin kuvvetleri tayyarelerle cephane aldıkların - dan gimal istikametinde Japon ordusuna taarruz etmeğe basla - mişl: Çi 3—VAKIT 28 NISAN 1938 Sovyet Hariciye Komiser Muavini Dün sabah gelen Potemkin akşam Ankaraya gidiyor Birkaç gün evvel Moskova. dan hareketle Bükreş ve Sofya- ya uğramış olan Sovyet Hari, tiye Komiser Muavini Potem . kin, beraberinde Sovyet Rus- yanın Sofya maslahatztlzarı Ni. kola Torostlof ve hususl kalem müdürü olduğu halde dün sa - bahki ekspresle şehrimize ge) . miştir. Dost memleket komiser mu. avini istasyonda İstanbül vali ve belediye reisi Lütfi Kırdar, emniyet direktörü Sadri Aka, Sovyet baş konsolosu Goori yevski, ataşe Naval ve Bovyet konsoloshanesi #rkâünı tarafın - dan karşılanmıştır. Bir polis müfrezesi Sovyet komiser muavinini selâmlamış. tır, Sovyet Harlciye Komilser mu, avini kendisi tçin hazırlanmış o- tomobille Perapalas oteline çik. maştir. Bir mülddet sonra vilâyete gi- dorok veli Lütfi Kırdara iadei ziyarette bulunmuştur. Öğle yemeğini Perapalas ote. linde yiyon Potemkin, mütesa, kiben İstiklâl caddesindeki kon solosluğa, oradan Büyükdere- deki Sovyet sefaret binâsına gi. derek her iki yerde de kısa bir saman kalmıştır. İ Potemkin saat beşte otole dönmüş ve gazetecilerin kendi- sİnden mülâkat talebine karşı, bu mülâkatı Ankaradan dönü. şünde vermesi muühtemel oldu. Bunu bildirmiştir. Akzşam üzori ekaprese bağla- nan hususi vagonla Ankaraya gitmiştir. Sovyot Hariciye Komlser mu. avininin Ankarada Ikti gün ka- lacağı biliniyorsa da bu müd £ detin, yapılacak görüşmelere göre belli olabileceği, belki da. ha kısa veya uzun süreceği söy lenmektedir. Potemkin sonra tekrar buradan geçerek Sofya: ya gidecektir. Oradan Bükreş yolile memleketine dönecek ve bu arada Londradan dönen Ru. men Hariciye Nazırı Gafenko ile görüşecektir. Sovyet Hariciye Komisari bu seyahatinin şimdiye kadar ce- reyan etmiş olan kısmına dair hiç bir yerde beyanatta bulun . mamıştır. , Dün İstanbul gazetecilerinin kendisile görüşmek arzu otti . Bi sırada Komiser muavininin tenikin sabah 9,12 de muvasa- lat edecek olan Toros ekspresile şehrimize gelecek, — istasyon da Hariciye Vekâleti — er. kânı ile Sovyet sefareti erkânı tarafından karşılanacaktır. Potemkin Ankarapalasa mi. safir edilecek, ayaı gün Harici- ye Vokili tarafından kabul olu- narak müzakerelere başlana . caktır. Potemkinin şehrimizde kaç gün kalacağı kat'i surette bel'i değlidir. İkamet milddeti müzakerelerin cereyan şekline bağlıdır. ldı söyliyeceğini zan elılyo'[ rüm, — Belki Türk matbuatı için bir Istisna yaparlar. Siz bir ke. re sorunuz?. — Hay hay sorayım. Kususl kalem müdürü bir müddet sonra komiser muavi- ülnin yanından geri dönüp na. tİk bir tavırla itizar ederek ga. setecilerin arzu ettiği mülâka- tın Arkaradan dönüşte yapıla. Mimust fhtimalini bildirmiştir. Bulgaristandanbori Harlelye Komlser muavinine refakat e- den Sofya maslahatgüzarı Ni.| Bükreş, 27 (A-A.) — Öğre- kola Toroslilof da komiser mua, nildiğine göre, B. Potonkin An îvinlln birlikte Ankaraya gitmiş- | karadan avdetinde Bükreşe uğ. tir. rayacak ve o sırada Avrupa pa. Sövyet büyük elçisi Terenti. | yıtahtlarındak! turnesinden av- yef Ankarada bulunmaktadır.| det etmiş bulunacak olan B. Ga. Dün Sovyet Hariciye Komiser | fenc>'ya misafir olacaktır. Muavininin ikameti dolayısiyle| Sofya, 27 (A.A.) — B. Po- Perapalas oteline Türk ve Sov- | temkine'nin Ankaradan avde . yet bayrakları çekilmişti. unde yenideb Sofyaya uğrıyaca Ankara, 27 (Hususi) — Po.' g1 beyan cüllmektedir. Görüp Düşündükçe Modern bir santor! Çemberlayn: Harp halinde değiliz; ama bir barış içinde ol. duğumuzu da söyliyemeyiz,, demiş, Bu hükmü, dünkü gazete. lerde okuyunca, gözümün önünde yarısı harp âletine benziyen, gövde bağlamamış olsa bile, hayal ressamı ona çoktan bu sıfatı verdi gitti... Çemberlayn, dünyayı bu garip hal içinde göstermekle, hiç “aaniniyorum, kf meoburf aaberlik kararını - desteklemek istemiş Buklunsun, Eğer maksat bu olsa idi, daha başka çarelere de pek. Alâ başvurulabilirdi. Hayır, çağımızın bu en yaşlı diplomatı, bu- nu töylerken, ancak hakikatten hız almak gayesini güdüyor. Bugün, dünyanın yüzünü karartan acı gerçek de bu mi?., Şu ikiye bölünen insanlığın görünüşleri bir iken davaları ikidir. Biri, gaz maskesi, tankı, süngüsü ile okuyor. Güçsüze çullanıyor. Ekinler, şehirler, kadınlar ve çocuklar üstü- me bomba yağdırıyor. Elinde kanlı bir kılıç ve dilinde bir güver. kalemi mahsus müdürü İvan || Çernikof şöyle diyardu:». — Uğradığımız merkezlerin hıç hirinde matbuata bir şey söylemiş olmadığı Için burada fikirlerini — kendisinin olmadığını İlâve etmeyi de unutmıyarak — anlatırdı. Yazan: SAİT FAİK “ —— a Mütekait Miralay Rıza Beyin gür ve uzun bqldııı.' sert İeti, siyasi vaziyetleri bir hareket ve bir tek emirle izah eden Söz, bakışı bütün mahalle halkı tarafından sevilmişti. Daima elinde İsttuğu kamçısını, bir gün bile, terbiyesiz çocukların çıplak baldır- haına dokundurmadan korkutan © idi. Kahveci dan başla- Yp, hülde manavlığa yükselmiş hoyrat delikanlılar; şimdiki su gö İürmez sandetlecini bu altmaşlık dim''ik ihtiyara borçlu idiler. Bir. Sok çocukları mektebe göndermeye babaalrmı Rıza Bey kandır- dtr. Velhasıl bu iki misale henzer bir sürü iyiliklerle bütün ma- leli Riza Baye borçlanmıştı. Riza ı-y”ommıa soltuğında her ev için bir baba göl. İtci halinde mahalle kahvesine gider glirdi. Mahalle kahvesinde e alal erdirilemiyen her siyasi hâdite hakkınla derhal kati hük. Di 6 yerir, bir daha bu mesele kimse tarafından münakaşa edil. Rıza Bey böyle demişti, denir; kabul edilir, susulurdu. İspanya harbi hakkında Rıza Bey bir müddet mütereddit kaldı. çi idi; lliıdmıvhiırwıyınhı.lınıhıhıııhıuhl.r i dayardı. Şehzadebaşı kahvelerini dolduran mütekait gibi tı, Nuruosmaniyeye kadar dökülen çarşı llllf_l gibi burjuva, 5 Boçilar içinde mutasavvilesi gibi mürteci değildi. Yazın Beya- tilesini ı - | d VA Jöndüğü zaman İKUlUE Küllükte yalnız bir grup insan, bu matruş ihliyarın, arkala. rında nargile tokurdatarak kendilerini dinlediğine sinirlenirdi, Bir iki defa ana hitaben değil; fakat onu kasten, zehirli sözler de söy. lemişlerdi. Fakat ihtiyar olunca insan, vurdum duymaz oluyordu. Aslında kırmızı yüzü biraz daha kızarmış, utanmıştı. “Yaptığım da oğru değil ki...,, diye düşünmüştü. Böylece, birtakım fedakârlık. lar bahasına İspanya meselesini de bir gazetenin fikrine uyarak de- ğil, genç, ihtiyar yeni ülemayı dinliyerek halletmişti. Öğrendiğine göre bu iki kavgada hangisi kazanırsa kazansın. Uzun müddet İs. panya memlcketinin yine rahat ecemeyip rakkaselerinin kastanyoet. lerle oynayamıyacağı ve delikanlılarının ellerinde kızıl mendil öküz kovalayamıyacağı gün göbi üşikâr olmuştu. “Burada şu neticeye varırız. ki: demişti, dünyada rahat ve huzur kalkmıştır. Bu gibi siyasi işleri şu mahalle kahvesinden dü. şünmemiz bile hatadır. Varsm ne halleri varsa görsünler. Dikkati. mize lâyık değildir onlar.,, Ondan sonra yine memlekete avdet edilmiş. Her günkü gaze. telerin bir sütunu üstünde suya sabuna dokunmadan, lâstikli cüm. lelerle, değil mi efendimlerle bazan fazla nikbin, bazan az bedbin muhakeme yürütülmüştü. Siyasi dedikoduların üç beş kelime ile hülâsa ve izahından son- ra mahalle içinin futbolcularma, ipsiz sapsırlarına, anasının ipliğini satanlara, hastalara ve ırzsızlara yeniden dönülmüştü. 5..0 Rsı_B'vî- a| stanbul Hselerinden birini bitirdikten oğlu Necmi |: y APECİ, B ; acaip rahatsızlıkla İstanbul sokaklarını dolaşıp du- ruyordu. Bu hastalık; bir şey yapabilmek hastalığıdır. Mesolâ bir. denbire zengin olmak gibi. Meselâ birdenbire meşhur olmak, bir. denrbire bir şey keşfetmek gibi... Lisyi bitirmek büyük bir şeydi. Fakat Üniversiteyi bitirmekten I’M,—ki—ohe&h?lı—ıdıımm- """.YlMidi.Onı—n—ıiçiıdıvıH(urdı. Bir yey yapabilmek hastalığı hafifleşmedi. O zaman bir dost hhhîm&nkıhuıı&o&wwh"[hl. M;km&yi_unhkmlıwm Bu €a geçer: Bulduğu arkadaşlarla yapılan münakaşaların hiçbir gün neticelenmediğini görür. Düşündüğü şeylerin hiç birinin ha- Wm%h.&ıdımmlıı.-ulhıh—düwn lııılıtııwlihılnı;ıı—ıkmh.hı-inud rardı. O zaman her iki tarafta da haklı cihetler balurdu. Bu suretle Necmi ne tamamen sağ, ne tamamen sol bir fikir edinemedi, O—ıniknv.üimhlu-mww ederek bulmaya çalıştığı yol gibi, yalnız zekâ ile olmuyordu. Bir iki gece uykusuzluğa mal olan bir iki kitaptan şu veya bu measele hakkında bir fikir edinebilmek zor, fakat kolaydı. Halbuki sevgili bulmak... Buna ne para, ne ayak, ne de sıhhat müsaade ederdi. Buna mü. ı—iıo&ıihirldııqmıdıı—diiVıNı—ıihlııluu. olan şey buydu. İ ıuı.ıııı—_ııı..ılınıııııîlılhmi.ı': çıktığı olurdu. O zaman o hafta için Necmi kumar oynamaz Bey. Dü eet L K0 Go Mlevamı var) ' g K

Bu sayıdan diğer sayfalar: