10 Temmuz 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

10 Temmuz 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* kın * Ya yurt Ayhan Iİstanbulu geziyor . RÖEŞE somee Ayhan Sultanahmet alanındaki dikili taşlar hakkında arkadaşları- na verdiği bilgi, onları pek fayda: landırmıştı. Ayhan gözlerine de- vam etti. — Arkaldaşlar, dedi. Şimdi İs- tanbulun diğer dikili taşları hak: kında size bilgiler vereceğim. Çemberlitaş Divanyolundan yukarıya doğru gidiniz, Çarşıkapı yoluna koyul- duğunuz zaman, görünüze sağ ta> rafta, camiin mezarlığına - bitişik büyükçe uzun bir taş yığımı göre ceksiniz. Bu tasşın adına Çenberli Taş derler, Koca taşın biçimi Üstüvane şeklinde bir taştan yapılmıştır. Şimdi bu taşlardan ancak yedi ta- ne kalmıştır. Diğer ikisi temelini küvvetlendirmek üzere Osmanlı İmparatorlarından Mustafa zama- ninda yapılan kalın taş duvarın al- tında kalmıştır. Bu taşa Çenberlitaş denmesinin türlü sebepleri vardır. Ya taşın birbirine bağlanması dolayısiyle konan taş çenberlerden, yahut da taşla yığınlardan koronması için etrafına demir çenber — geçirilme- sindendir. Bazı bilginler buna (Yatık taş) da derler. 'Taş Kostantin zamanında Ro- madan getirilmiştir. O zaman ntin taş üzerine kendi hey- koymuştu. Evvelce boyu elli metre idi. Daha sonra yine bunun üzerine (Jülyen) de hey- | kelini koymuştu. Fakat 1081 yr lında İstanbulda şiddetli bir zel- zele olmuş ve taşlar düşmüştür. Düşen taşları Aleksi Kominaş tekrar — toplattırarak tâmir - ettir- | miştir, | Bugün taş üzerinde © zaman dan kalma bir haç resmiyle Rum- | ca yazılar vardır. Kıztaşı İstanbulun Fatih semtinde, Bi- | zanalılardan kalma bir sütun var- Gc di bunucı adema çimdi “Kızta- #. diyorlar, Tarihte bu sütunu imparatot Maşsiyon yaptırdığı i- | çin buna Marsiyon sütunu adı da! K a GEkikleriiRes | bul ârı li lar verilmektedir" Sütun evvelce bi: okuül bahçesinde bulunmakta idi Boyu 11 metre kadardır. Üç dört başamaktan ibaret olan alt kısmı toprak içinde kalmıştır. Bizanslr- | lar zamanında bunün boyu 21| metre İmiş ve Üzerinide İmparator Marsiyonun heykeli bulunuyor- muş, Taşın üzerinde İlâh Afrodi- | tin heykeli bulunan bir sütun da-| ha vardır ki esas itibariyle Kıztaşı buna deniyormuş. Sonra bu hey| kel kırılmış, Marsiyanm bugün heykeli kalmıştır. Gotlar sütunu | Gülhane Parkı içerisine girdik- | ten sönra yukarıya doğru çıkınız. | TYopkapı sarayının yanında bulu” | nan ve Marmaraya, Boğaziçine bakan yüksek yerim ortasında, bü yücek bir sütun göreceksiniz, Bu nun adına da Gotlar sütunu der- ler, (Devam edecek) k Yazısız hikâye Üİ Bi leğeri pek çoktur. Biraz da gülelim Tarih dersinde Öğretmen talebeye sordu: — Diktatörden bana bir misal labilir misiniz? Çocuk biraz düşündükten son — Bakkal, kasap, si çaretğlüz Antikacı dükkânında Antikacı elindeki tabancayı gös tek müğşteriye diller döküyor- — Şu gördüğünüz tabancanın dan kalmadır. Müşteri sordu ; — Fakat Romalılarda tabanca ktu ki?,.. — İyi ya! O halde değeri daha azla artıyor demektir. yansğelen Köpeği okşamak işi — Şu köpeği okşar mısmız ? — Iarmaz mı, — Bilmem daha yeni aldım. Zen de onu anlamak istiyorum. S Şarkı söylemek Küçük Cemil anlatıyordu: — Geçen gün bir toplantıda i- « Bir şarkı söyledim. Herkes: « şarkı daha., Bir şarkı daha,, | diye bağırdılar.. — Yanlış anlamış — olacaksın. dır. Eski Romalr Sağlık Canlılılk, neşe yüzünde, Vücudü kuvvetli, çevik ; Zekâ parlar şen gözünde, Her halinde sıhhatlilik... Bu sağlığı ona veren Temizliği ve idmanı; Fışkıracak her yerden Çocukluğun taze kanı, | Sağlığı yok, rengi uçuk Bir yavru nasıl sevilir? Zeki, sağlam, şen bir çocuk Ne sevimli, ne güzeldir? î Çek ve hastalık Doktor haştaya sordu: — Hayret dedi. Sizin hana ev | velki gün verdiğiniz çeki bankaya ce çıkmadı. Hep geri geldi. Müşteri hiç istifini bozmadı; — Öyle.. Galiba geri gelmek Hiniz hastalık geri geldi. Daha yiyecekmiş! du: — Senigidi yamaz seni, ber sana dolabı. karıştırma — deme dim mi. Oradaki çikolatalarır sekizini yemişsin. Dağan güldü: — Yanlış hesap etmişsin an Başka bir şarkımı diye bağırmış'| »e, on tane olacak. İki tanes' İni sonra yiyeceğim. | kaç defa götürdümse hiç bir neti- | modası var. Sizin de tedavi etti- | Annesi çocuğunu paylıyor - Büyükannemin bahçesi dünyar k dükkân camekânlarına bin korlar, insan ayıramaz, işte biyükannemin bahçesinde de bun lardan daha çok gözü çeken şey- ler vardır: Yeşil çimenlerin Üüstünde her renkten kırmızı, türüncü, mavi, sarı, penbe çiçekler açar, beyaz zanbaklar uzun boyları, güzel en- damlariyle öyle hoş dururlar ki, insan bunları her gün aydınlık bir | yerde beyaz köpüklerle yakanıyor |zanneder, mor sünbüller, penbe güller, sarı zerrinler, turuncu ner- kisler, kırmızı arslanağızları, da- ba ne güzel şeyler vardır. Yumuşak başlı hercai menekşe- lerin her rengi var, mavi minele- rin süslediği çayırlarda durup İdinlenmek, küçük sarı güllerin Anne masallarıgı_ı Büyükannenin bahçesinde , da tanıdığım en güzel yerdir, lını| j parmaklığı saran kollarına mak insana öyle zevk verli " gelenler bu bahçeye daima gel min bahçesi hiç misafirsiz A Akşam üÜzerleri, güneş çekilirk? bahçedeki misafirler de yavaş | vaş evlerine giderler. Büyük annem çok ihtiyar, v | beş yaşında bir çocuğum ınu“: miz de aynı şeyleri seviyoruz. ğ miz de güzel çiçeklerin lâd baharı, yazı — bekliyoruz. yaz bu küçük dostlarla bahçı | de vakıt geçiriyoruz. | —Bazı günler asma dallarının |lzlerini bağlamağa çalışırken yükanneme — yardım edi: bahçede çalınan bahar şarkıil | dinleyerek iş görüyoruz. | Sabahleyin daha uyumağa şan çocukları uyandırmak kuşlar öyle güzel şarkılar yorlar ki, arılar, onlar da telli larını daha fena mı çalıryorlar? n arağirareğn V yarak - geçiyof ÜN ahi çiçekten çiçeğe konarak hep © '_ e kıyı söylüyorlar: l Viızzz vızız vızzı! Bütün gün çalışırız, Evimizde petekler, Boş duramaz, bal ister. Bir gün büyükannemle bahçede otururken kâahveri arı vızlayarak penbe güle küçük hortumiyle istekliği bal aldıktan sonra tekrar uçtür |defa sarı lâlelere konmuş M man bir altın kelebekle karşılaf örE Büyük annem “Bak Cem :; hu aMtan birbirleriyle konuzuyorlar. '):k*hu de birbirinin akrabası, bir ailedii |» Sünn, tıpkı baban, amcan, halan, "v: 1.::?%.. bi Yrlbir 2 4 zadelerin gibi.. Galiba balın b.'; çeklerde çok tatlı olduğunu İ lüyorlar, İkisi de balı severlef Ben bu altın kelebeği çok “j dim, keşki bu kelebekle konut? seydim, liyordum, Mıyulııf"'J ğim hemen imdadıma yetişti? « “Ben kelebek olayım, se7 benimle konuş, haydi oyuıı'l'r“ (Devamı vor )

Bu sayıdan diğer sayfalar: