14 Ağustos 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

14 Ağustos 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 — VAKIT M AĞUSTOS 1939 Hatay notları : 8 Antakya kızlarından selâm.. Antakya halketinde ders alan I?a!c_/ kızlarından bir grup İstanbuldaki hemşirelerini Ha- taya davet ediyorlar Yazan: Hatayda bulunan arkadaşımız Hulüsi Antakyanın Asi nehri kıyı. sında göniş ve serin bir gezinti yori vardır.: Asım Gündüz cad- dosi... Her akşam Üüstü hıncahınç dolar. Ve yüzleri pe - çeli genç kızlarm, çınar ağaçla- rımın hışırdaya da kolkola rı görülür. Bu akş intileri, bana, hiç de münasebeti olmadığı halde, zaman zaman Kuşdilindeki e&. âlemleri hatırlattı. Bel ki de, hayal gibi dolaşan Hataylı kız- ların peçeli bende bu rüyanın hortlamasına sebep ol- du, orası dallârı altın « m ge izleri Fakat, şunu da itirat etmek lâzımdır ki, buranın on beş yıl evvelki İstanbüllu| kızların :ıkr;-.kl:iı[urmdan,c'scrl' yok. Asım Gündüz caddı gölgel rinde kolkola Eataylı gönç kızlarımn yürü; - lerinde bile esarot günlerinin ağır başlılığını bulmak müm -| kün... Etrafın duyabilec da kalhkaha ile'gülüşmek ve a - çık sesle konuşmak onlara o ka| dar yabancı ki... kızlarında; Hataylı kızların en mühim hususiyetlerinden birini mevzu harici bırakırsam insafsızlık o - lacak, Diyebilirim ki, bilâ istis. nt bütün Hatay kızları hariku - lâde mütonasip endamlıdır. Bu, Lübnan dilberleri 1 ynı güneş altında yıkanmalarından mr İleri gelmiş bilmem, Güzel . likleri hakkında tam bir fikir e- dinebilmek İçin de peçelerin u umiyetle kalkmasını bekle mek İcap edecek. | Onların diğer bir hususiyet. leri de konuşmalarıdır. Herhan. gi bir Hataylı kızm dudakla - rından dökülen kelimeler, ruha alev akıtıyor. Hataylı kızlar, (VAKIT) sü- tunlarınden anayurt kızlarına selâmlarınım iletilmesini sö; diler ve Hataya, İstanbuldaki hemşirelerin! davet ettiler. N l Anta Halkexi çiçek we şap kacılık kursundayız. Buraya o- tüz beş kadar devam ediyor, ilkokuldan ar çıkmaz ve peçe altımna sokulmuş kızlar dır, Henüx Antakyalı ba Bunların çoğu Türk ordusunun Ha- A girmesi mevzubahs de « ken bile, bu genç kızlarım, ev - lerinde ay dızlı gizliden gizliye hazırladıklarını bepimiz hatırlarız. Tatit bir şarklı şivesile konusan bayan bayrağımız santlarca aynın kar |kobra yılanı |zalimane bir surette *İnazıl tedbir almak 1â Günay dan kucak ak kırmızı bay . rak bulacaksınız, Ben, Mehmet- ciklerimiz Ilataya girmeden ev- vel, hemen her gece kendi elim 1 işlediğim kırmızı şal bayrağı- mı vücuduma sarar, u böylece siında ken, dimi seyrederdim. Hiç unut - mam, birçok geceler, kendimi tutamaz, hıçkrra hıçkıra ağla - mağa başlardım. Böyle anlarda beni birçok duyzuların hasreti ile yakardı. Ve o zaman ağla -|sırada oldu. mak bana adeta gelirdi...,, Gözleri nemlenmişti, fazla k sa, kendi mryarak sarsıl cağını sezmiş o c ki, hemen başını eğdi ve elindeki işine ko- yuldu. “ihtiyaç,, gibi NB sarsıla ağlaya Onu bu haliyle bırakmak lâ- zımdı, Lâkin, dilim, insı gibi k birkaç kere kıvrılıp b ten sonra ba; gunda üldük - şını dışarı uzatarak | zehirini döktü: — Ne çare ki, size bu günü gösteren Atamızı, kırmızt şal bayraklara bürünmüş olduğu - nuz halde karsılamak saadeti . ne edemediniz... Sırası mıydı!.. Fakat, ok yay- dan fırlamıştı bir kere,.. Bu cümleyi, salon duvarında- yutkuna yut kr— ik söylebilmiş- im. Boğazımda ben! boğan, göz mi buğulandıran bir şey çık- miştr sanki... Hıçkıranları, sarsılan omuz- larr görünce, başımı pencere ta- rafıma çevirmeğe mecbur oldum. Hıçkırıklar devam ediyor ben dudaklarımı ısırarak ken - dimi tutmağa gayret ediyor - dum, İmkânı mı var! Hulüsi GÜNAY Yeni neşriyat : İş kazaları 8mal müesi bazan uğradığı kazala eselerde ışrılurln rşı lini pratik bir surette eren ve şimdiye kadar lisanımızda eşine rastlanmamış kıymetli bir Intişar etmiş- tür. “İş kazal ve Dr. İsmail Gümüşel tarafın- yazılmış olan bu eseri bü . tün mücesese tahiblerine, usla - ba eser dan ne bilhassa tavsiyo ederiz, sız bir| »| gözyaşlarımı bayrağıma silmek | 9*7 Bör! “|(sırada, *İpere alarak mutfağın Jsman Gemalin k_orkunç şimdi okuyucularım ııır-d'ı benim bu yazımım yo - fya göç habe . lan yaz yağmuru şi yudırımsız, çatırdısız, Büz, ne de saklin, ne de yumuşacık yağıyordu. Bir a- ralık, bizim mutfağın bahçey açılan kapısını açmış, oluklar - yi gölga - m dun boşanarak bahı t şirilüisi ve şirin manza din bahçe tara A İki cephesi aşağı çinko kaplı olduğu yük - sek damdan yerlere uzanan o - luklar da çinkodandır. Biraz önce, mutfağın bahçeye bakan demir parmaklıklı pencı den bakarken nasılsa urnu . mun ucu bu demir parmaklık - lardan birine dokunmuş ve do- kunmasile beraber de gözleri - min önünde hafif hafif ve tit . rek birtakım pırıltılar peyda ol. 'Tabil, bu vaziyet karşı - sında aklıma ilk gelen şimşek- ti; fakat mutfak kapısını ar - dıma kadar açıp havayı ve ufuk tarı bir hayli gözlediğim halde, ortada şimşekten zerre kadar”t. baştan N .e muştu, ünmüyordu. İşle ne olduysa bana tam bi Benim eve pek girmiyen ve yaz, kığ ömrünü bi le kö mürlük arasında geçiren sarsak Bir tökir kedim var ki, tam b KendIni saçak altına Bi bahçeye bakan penceresinin dış tarafı - na kurülmüş, başmı sağa, so - la sallıyarak yağmuru seyred rdu. Yükseok damdan aşağıy sarkan soldaki kalın çinko oluk fena taşıyor, nerede ite auyun hızından yerinden fır hattâ birağ yerinden hlln oyha, İmıştı. B düzeltmek, yerine yerleştirmek için bir de elimi boruya attım ki. Ne tahmin edersiniz, dersiniz bakayım ? ne oldu, Ne olacak, sol elimle boruya yapışmanıla Jâhzada gözlemin içi şimşeklerle dol - beraber maz Ihtilâçlarla allak bulhk ol- du, Yere yuvarlanmı rimin içine dolan kaybolunca birde baktım, bizim sarsak ve sallabaş tekir, deh . Şi mç.n,.ı:—— m ve| etli bir anafora kapılmış I - mon kabuğu gibi yedi, Bekiz motre ilerden döne, yuvarlana uçuyor. Kendimi mutfağa dar attım. Şaşkınlıktan öyle bağır- nışım ki komşular ne oluyor? |di kapıya koşmuşlar, Birar sonra vaziyeli bizim bayana an latırken, o: — Nasıl olur, diyordü, havn - da şim$ek yok, bir şey yok, Sa. kın hayal görmüş olmıyasın? Derken baktım, bizlmk!, mut- #ın bahçeye açık kapısından karken! | Anaay! | Diye bağırarak içeriye fırla fa, dışarıya b masın mı? Meğer, nasılsa onun da par aldi -| mağı evin kaplaması olan çİn - okunmamış m nede! koya d Peki ama, bu, böyle o, olan|layordu? Havada elektrik yok - t: Haydi ben, gecelik kıyafe - Arı,, adını taşıyan | tönle, cambul cumbul, sulara dalsrak, bahçeden bizlm ev &a- hibine: — Aman bayım, bizim eve bi larma ve iş organizatörleri-|ş: yler olmuş! N& olmuş? Bvelisi sabahki o, oldukça ha | leştirmekte olan ılık suların tat! yden -| ku du ve bütün vücudum anlatıl -| başından geçen bir vaka — Adamı Nasıl Gelin dö bakın! *damcağız yağmur E“İ'yor ve gelir! de peşine |bizim takılıyor ve mutfak kapısında hayre le beni dinlerlerken bu Bliği basıyor: — Amaaan!. t Befer M rse, ben macerayı anla. türken o da tecrülba İç parmağını bizim çinkoya do - kundı Biraz gsonra ev sahibimiz, bunun neden İleri ik için evin başka sephesindeki çinkoya elini do - kundurur. dokundurmaz haydi oudan da bir foryat... Evin MüUş... geldiğini t için- de de ne kadar nizli yer v sarsmaya haşladı. oralar da bizi Artık, geçiri . amıştı bizde şimdi müthiş bir içindeydik, lecek zaman tehlike Ben hemen yarı çıplak sokağa fırlayıp karakola koştum. Po » lisler derhal elektrik şirketine teh fon ettiler. Ve bereket ver İsin ki ş -| rketin acele Beyazıt Ü otomobile gayretli memurlar, bir reşin- atlayan geyrek âra yetiştiler ve çoluk çocuk-| la bir panayır yerine dönmüş o, lTan dizim eyin ön tarafına mer- divenlerini dayayıp nedense, ünu bozularak cereyanı € - vins feyet etmis olan cergyanı ke.. serek bizi, bu 0) vültlok lektrik cereyanımın tüyler tür - pertlef tehlikesinden kurtardı - lar, Tevekkell değli, büyük Üstal Hüseyin Rahmi Gürpımar, Hey - belideki evinde hâlâ petrol lâm. ,| basile geceliyormuş! Osman Cemal KAYGILI cinayet İnegöl, (Hususi) — Kasaba . mızda bugüne kadar eşine Tast. lanamıyacak bir cina; miştir. Piç Osman .|aile geçimsizliği yüzünden evvel. Ki gece evini benzin dökerek tu. tuşturmuş, sonra da tabancası . nt çekerek kapının önüne dikil . miştir. Ateşi görerek evden kaçmak istiyen kaynanası Emine, kaynı papçcu İsmail ve kalfa İbrahim isminde bir adam kapıya doğru rlarken Osmanım tabanca . sından çıkan kurşunlarla cansız re serilmişlerdir. Osman kendi karısı Haticeyi ve İsmailin karısı Asiyeyi de, ta-| banca kurgunlarile yaralamış, | hâdise mahalline yetişen bekçi Müurtazayı görünce kaçmak iste, miştir. Fakat kaçarken ayâğı tağ lara takılarak düşmüş ve elinde- ki tabanca patlıyarak çıkan kur. şunla keindi de vurularak ölmüş. raları ağır olan Hatice ile hafifçe yaralanan Asiye hasta neye kaldırılmışlardır. Dr. İRFAN KAYRA “TGEN MÜTEHABSSISI Türbe, Bozkurd Kıraathane',| &i karşısında eski Klod Fare: sakat No 8 . 10. Öğleden son 13 teb 7 ye kadar, SERADETCELERR LA ELERET R kolu, galvo -|, inkolarına. demdüslerine si, |. İnegölde işitilmemiş bir etli Kıym Neşreden : Reşat sene evveline, Sultan İbrahim zamanımna ait bir narh defterin. |den bahsetmiştim. Hamam fi. yatları ve hamam nizamı ile berberler, esirciler ve aşçılara ve balık - fiyatlarına arcaalrını da neşretmiştim. Bugünkü aynı kıymetli vesi, kadan, üç yüz sene evvelki er- zak fiyatlarınt neşrediyorum. dair bazı “Kaba çrek 150 — dirhemi | “Halka simit 90 dirkemi | vliciçyaz “Yağlı çörek B0 direhmi | akçaya, “Börek 60 dirhemi | :ıkr:ı_v.ı “Gözleme 75 dirhemi | ak. çaya. “Lokma 55 dirhemi | akça. ya. Peikyün ötnin olkkası 9 ak- çaya Sığır etinin okkası 4,5 çaya. “Dana &tinin okkası çaya. “Sade yağın okkası 20 ak. 'Taze tereyağının okkası 24 lağan yağınlın okkası 20 /'ntm yağının okkası 20 akçaya. “Bezir yağının ak-saya, 14 okkası Kuyruk yağının okkası 14 akçaya. “Süzülmüş balın okkası 13 akçn).ı llea balının okkası 16 ak« Cınl balının okkası 15 ak. çaya. *“Bulamanın akkası (0 ak; ya, . “Pekmezin okkası 6 akçaya. Bu narh defterinde türlü ımdan ehemmiyetli olan er. zak fiyatları arasında şeker fas. Bundan meselâ eski Türk şe- kercilerinin çeşitlerini öğren- memiz başlı başma bir kıymet. *“Ham şekerin okkası 40 aka aya, *Tarçın şekerinin 3 dirhemi Bakcaya. “Karanfil şekerinin 3 dirhe- mi | akçaya, “Anasön şekerinin 4,5 dir. İhemi | akçaya. | “Anber ve gül şekerinin 4 dirhemi | akcaya, | akçaya. “Saray badem şekerinin 5,5 | dirhemi | akçaya. “Frengi badem şekerinin 7 .İ|dirhemi | akçay “Peynir şekerinin 5 dirhemi D akçaya. "Sade akidenin 5 dirhemi | akçaya, “Miskli akidenin | akçaya. “Ağiz miskinin 4 dirhemi | akcaya. Hicri 1050 de - tanzim edil. miş olan bu narhı defteri 60 bü« yük varak, 120 sayıfadır. Üç 4 dirhemi Vakit sütunlarında, üçyüz | “Etin 150 dirhemi | akçaya. | T ak-| “Don yağının okkası 12 ak- | h da bilhassa şayanı dikkattir. | “Kişniş şekerinin $ dirhemi | bir vesikâ sene evveline ait bir narh defi İstanbulda erzak fiyatları.. eski Türk şekerleri Ekrem yüz senc evvelki Türk hif aydınlatmak — bakımın! sayıfanın bir başka vardır. Yukarda birkat * parça neşrettişim ef bugün başlı | mevzuudur. Bu narh defterinde nakliye (araba, sandal ğ mi) fiyatları da tesbit * (tir. İlerde ayrıca bir ) |zuu olarak alacağım b limanı ile civar köyler (Boğaziçi ve Haliç * sandal fiyatları en lli |ruatma kadar göster Sandal fiyatları, hem $ cinsine, hem d- (bır'. k" başına yıt xa.dır bul arasındaki yol ücret termektedir: y “Edirne arabacılari kış İstanbuldan Edirnt rınca üçer yüz ellişer lar. 3 “Ve Edirneden - dabi ” bula gelince böyle alır' I)rhcıdc çanak V&T hassa hil ğ hı'»—rcrıo | nxır—ıuıân a chm"“ç“; Bugün çömlekçiliği, * zel sanatlar arasında yız. Binaenaleyh bu “”h terindeki kayıtlar, 300. İvel meşhur çömlek * nelerinin nerelerde , Türk sanat tarihi hassa kıymetlidir: “Efezin Ortabattal akçaya. “Selânikten gelen hoy (toprak) tencere © 'Büyük boy “id*'lmd. kapağile 3 akça | mâl 'Orta boyu k-ıpıg'k | mangira. “Ortedan küçü “Cümleden kü: | wangıra. "Yeşil sırçalı ('amlı- çaya “Sarı çana “Büyük boy Dıml':,' da"ı knpm_ılı 1,5 akçö : “Armudi ince Dimi iayı 2 akçaya. “Dimitokanın büyük li ibriği 1,5 akçaya. | "Dimitokanın pt -Jıuı bardağı 3 mani “Efezin büyük böf ıar—aux Vakça | ı'îl”8 “Efezin orta boy * cı yoğgurt çanaşmı" üç akçava, “Efezin şerbet ç8 tanesi | nk-av 'Dün ve yarın teri me kullıVau 31-40 4 ü Rasin külliyat! Metafizik Takender Kadın ve soayal Demokrit Dinler tarihi Filezofi ve Santt sS8 B 89 Heraklit 40 Ruhi mucizeler No. 31 2 33 34 35 86 37 ue

Bu sayıdan diğer sayfalar: