21 Eylül 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

21 Eylül 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kokalnman olan insanların el- lerişbir kere görüldükten sonra ydaha unutulamaz. Bu ellerin çi kendilerine mahsus ayrı bit hayatı vardır. Bu eller sanki ücudun diğer aksamından daha ) ölmek için hazırlanır gibi- ; daimi bir ihtilâç içindedir. verd'e daimi — bir tizarın yorgunluğu ile zaman taman canlanan gözlerde — ölüm ölgesine benzeyen bir hal var- Tito elini kokain kutusuna w tmazdan evvel kadınlar — par- KI klarını daldırdılar ve sonra 'avaş yavaş, adeta dıadarane bir şüpheli gözlerle bakarak, iler- diler. Bir kokain müptelisının bu ga p beyaz toza o kadar düşkün- Tüğü olur ki, en hasiz erkeğin |paraya, en süs delisi kadınım inci, Kokâin müptelâsına göre, bu beyaz toz adeta mükaddes - bir ' geydir. Sanki ona ibadet cder. W gİSİ, muhabbeti 6 kadar — iç- “ten gelir. İçinde kokain tozu bu" Tünan kutuyu masasırım — üstüne or. En çok sevdiği canlı mah - düklar gibi onu parmakları — ile in kutusuna ikinci defa elini| Hzatmak istedi; fakat kutuyu e-; ÖRnde tutan evvel | yaz tozların bakiyesini parmak t ile almış olduğundan kadın ifin elini şiddetle yakaladı ve bu cli yüzüne doğru çekerek ko- ü kokladı, Ta parmaklarmın ucunda — kalan toz bakiyesini ihtiras içinde 'bur onuna çekti. İş bu kadarla kalmtadı, Kadın dudakları y an titrer bir üzerine atıldı, üst| yaladı, sonra — dilini eriflin burun deliklerine — sok-e | ik kenarlarında kalmış olan ko-| kain zerrelerini topluyordu. O vakıt adam sandalyenin ar- kalığına sarılarak bağırıyordu: — Yahu, beni boğuyorsun.,, Diyordu . Hakikaten adamın hali açına- cak bir manzara teşkil ediy du. Boğazının iki — tarafındaki | damarlar şişmiş, holkum kemiği mezbuhane hareketler içinde aşa- Hıya, yukarıya doğru gidip geli- yordu, Bununla beraber, kadır adamı yine bırakmadı. Sanki bir vahşi hayvan yakaladığı avın lezzetini daha iyi duymak için bitmezden evvel zevk ve lezzetle etini kok- lüyor gibiydi. Kadının dudakları | herifin — yüzüne, gözüne yapıre | :,. bir türlü ayrılmak bilmiyor- DAĞ SA Nihayet kadım erkekten gözle | — Aylarca mı? ; Tabil.. Giriştiği İş uzun çar lışmaları icap ettiriyor.. | Mösyö Stefanesko bütün şey- tanetini gözlerinde toplayıp genç kadına bakarak devam etti: | — — Sonra şunu da ilâve edeyim | Ki memleketimdeki kadınlar fev. | kalâde güzeldirler. Ateşlidirler.. | Mösyö Taveresko gençtir.. Uzun | | müddet tahammül edemez, yal- canma yeter, her balde ana ' Jisanmı ilerletmek için vetandaş- Tarına biraz daha sokulmak ister. | Bu ihtiyar tilki tam can alacak ktalara temas ediyordu. Dani- “yel Polün zayıf taraflarını çok iyi bilirdi.. Sevgilisi kadınlara çabu- (Cak mzeip olurdu. Yüz bin frank teklifinden son- | ra bu ihtimaller, artık Danyel Le- je'nin kat't bir karar vermesine kâfi geldi.. Sonra bunun için sar. | ki ne kaybedecekti?.. Gitmek i> | gin yol maszafı verilecekti.. Eğer | Pot onu geri göndermek isterse, / bu takdirde yol parasını da temi- | ne mecbur olacaktı.. — Kabul ediyorum.. dedi., An- | cak şimdi sizin bana bazı kat'i te mİnat vermeniz icap ettiğini zan- aedyorum.. — Bu şekilfe anlasma yapıddıktan oşonra MEry3 #teferceko hic he Ci8ea maruz kalmmedın Drm- — VAKİT 21 EYLÜL. 1939 -T7 Ti kapalı bir halde ayrıldı. O za- man uyku içinde göz kapakları hafilçe kaldırılan bir kedinin va- iyetine benziyordu. Ağzı açık ak kalmıştı. Dudaklar — felce uğramış gibi kapanmıyordu. Diçe leri olmuş bir insanın açıkta ka- lan dişleri gibi sırıtmış bir man zara arzediyordu. Kadın biraz iki tarafa sallan- dı, sonra piyano yanındaki tabu ro üzerine yığ kaldı. Başı kalları üzerine, kolları da klâvye üzerine düştü. Piyanodan akisli sesler çıktı. Sandalye üzerine ters — oturan genç adam da yerinden — kalktı, salon içerisinde birkaç adım ate tı. Muvazenesini bulmağa çalış- . Arkadaşı onun yerine sandalye Üzerine oturdu. Sonra Titoya dönerek dedi ki? — Bu kadınlar senin için bir çekimlik olsun kekain bırakmadır lar. Bunların kokain ihtiraslarını tutmak mümkün değil. Size bir parça birşey takdim edemediğim için müteessirim. Fakat çok geç mez, topal buraya gelecektir. — Topal mı? — Vay, siz onu tanımıyor mu sumnuz ? 'Titonun arkadaşı söze karış- u — Evet, evet,.. Tanıyor. Onun kendi otelinde oturan adam. — Bu adam daima bu saatlere doğru buraya gelir. Ve saat beş buçuğu ,bulmadan buradan — gi'e mez. Bu topal güneş batınca o- telinden sokağa çıkar, sanki hiç| bir işi yokmuş gibi yavaş, yavaş duvarlara dayanarak dolaşır, san ki otomobillerin altında ezilmek- ten korkuyormuş gibi davranır, bazı yerlerde garip çehreli insan Jarla kargılaşır, sonra bir bara irer, sonra diğer bir kahveye| , karmakarışık yerlere bir - ardr sıra girer ve çıkar. Zan ile çıkan birb'. iki bil nedersin giren rini tanımayan başka başka adamdır. 'Tito dedi ki: , — Fakat biraz evvel biz bir | raya gelirken bu topal adam da kapıdan yeni çıkıyordu. | — Evet, biliyorum. Fakat o | zaman yanında daha kokain yok- | tu. Kokaini almak için trbbiye ta- | lebesinden birisini görmesi lâzım geliyor. Şimdiye kadar mutlüka görmüş ve almıştır. Çok geçmez, buraya gelir.” Adamlardan biri bu sırada ha- ber verdi: — İşte! Topal geliyor.. Dedi, | Hakikaten kokâin satıcısı salek | Yün ağzını kapayan kırmızı per- deyi araladı ve içeriye girdi. Dört kadın hep birden yerlerinden sıç- rayarak Taopalın etrafını aldı. 'Topal tehdit etti: — Rica ederim, geriye gidiniz. Yoksa bir zerre kokain göremez- siniz. Kızlardan biri bağırdı: — Bana beş gram veriniz.” Diğer bir ses: — Bana sekiz gram.” (Daha var) TUNAKIZI yel Leje'yi bütün hâdisattan ha berdar etti. Stefanesko işini Genç kadını harekâtında haklı göstermek için, bütün hâdiseleri çok dikkatle izah etmiş ve Bükreş muhakemelerinin büyük sanayi sahibi Taveresko ile birleşerek savallı Morenani'li köylüyü gayri meşrü bir şekilde haklarından mahrum ettiklerini anlatmıştı.. Vakalar Danyeli tahrik ediyor- biliyordu... Daha çocuk yaşta iken birçok ha- yat zorluklariyle karşılaşmış, pek müşkül bir şekilde hayatını temin etmişti.. Zenginlere karşı içinde gizli bir kin vardı.. Stefanesko yi- ne nazik bir noktaya termas etmiş- t. Danyel zenginlere karşı mü> cadele etmeği bir vazife biliyor- du.. Fakat: — Fakat bu işte zavallı Dorr. nika kurban oluyor.. dedi. Stefanesko sözünl kesti: -- Öra acıyorsunuz da nicin e acımuyorsunuz? Ön Yeğeri | du. Esasen aslı pek belli değildi.. İ ' RADYO 21.9.939 Perşembe 12.30; Program ve memlekel saat ayarı. 12.35: TÜRK MÜZİĞİ: Oku, yan: Müreyyen Senar, - Çalanlar Ruşea Kam, Cevdet Közün, 1 — Neveser peşrevi. 2 — Sadettin Kay- — Neveser şarkı — Hicranla harap aldı Arif Hey — Niha. vent şarkı — Meyler süzülsün 4 — Osmun Nihat — Nihsvent şarkı — Körfezde dulgin suyu buk. ö — SA can Ağa — Rast yarkı — Bir va l habı göflet 6 — Kanuni Riza Efen. ast şarkı bak. | ? — Rast saz semaisi. 19.00 Memleket saat ayarı, ajans ve mete, | öroloji baberleri. 1315 — M: Mü aşık program PİL). 10 deket sant ayarı, PL) D sanali) ajans 20.50: (Sinema — sesi “asıl hey 200157 Konuştna — (Zirant 20.30: Memleket saal ayarı, ve meteorolaji TÜRK MÜ e lanlar: Rpşen Kam, eydet Kozan, Nefik san. | — aoburi Al ndi — Suzidil pey, 2 — Tanburi AlN Efendi — Yıkıldı darbi silemle. 3 - Beste Dellâl zade — Suzidil şarkı — Gü cenmiş ol dili gülrar. 4 — Cevdel Kozan $ Ba — Suzidi) şarkı kaddi mevzun, 6 — Tan Ali Efen. di — Suzidil yarkı — Her bir bakı- şında neşe buldum. 7 — Ramdi E- fendi — Suzidil Yürük semalsi — Uşsak ile da; der isen. 8 — Meh, met Bey saz 21.90: Konu 451 Müxik (O. poret seleksyonlurı Pi.) 22.00: Mü- zik (Küçük örkesira) Şef Necip Aş. kın, 1 — Clemens Sehalstleh — Kü. Beş kısımlık aşk klaşma. B) Aşk val aşbaşa. D) Gezinti. E) Kav. Hacılık ve barışma, 2 dans Lühr — Düğün marşı. 3S — Wij Lautens. ehlager — Yıldızlara doğrüu — (Fan. tazi). 4 — Raff Kavatin. 5 — Knudage Rüsaker — Bir entermez, 4 Gödard — Ninmni, | 1 Kutseh — İspanyal hrer — Der Sehat. meisler Üpere » 23.M0: Son ajans haberleri, Ziraat, esham, tghyilât, kambiya — muküt borsası (Fint). 2320: Müzik (Caaband PL) 2 — 24: Yarınkt program. sehisi, n vals RAŞİT RİZA E. SADİ TEK — | TİYATROS! BU GECE (Yeşilköyde) YARIN Büyükadada SAÇLARINDAN UTAN Vodvil 4 Perde N A ları bir görseniz!.. Zavallı kızla- rın başlarında şapkaları, üstlerin de böyle sizin gibi elbiseleri yok. Hattâ çıplak ayak geziyorlar. Çıplak ayak mı?.. Matmazel Leje mağlüp olmuştu.. Artık a- lelâde bir şekilde para kazanmak için değil, fakat bir hak davası için çarpışması lâzım olduğuna karar vermişti: — Ne zaman hareketim lâzım? diye sordu. — Birkaç güne kadar.. Roman- yadan bir cevap bekliyorum.. * Mütcakıp halfta — Stefanesko, Bükreşteki bir arkadaşından Pol Tavereskonun KRomanyaya var- mış olduğu haberini almış oldu. ğundan, Danyel Lejeyi sark eks- presine bindirerek hedefine doğ- ru vola cıkarıyordu.. Bu şekilde Matmazel Danyel Leje'nin Mösyö Stefanesko hesa- bımı cavusluğa başladığı bir sıra- da, âşığı Romanyada birkaç gün- denberi seyahate başlamış bulu- nuyordu. TTE DAVIS Yazan: Pearl ”"wek. Çeviren: İbrahim Hoyi İ Fakat, etrafım'a aclık çeken insanlar vardı. Bir kereginde önünden geçtiği büyük evin ön kapısında yükselen feryatları halırladı. Daha hülâ kendisinin I yiyeceği ve çocuklarını besle -| yecek kadar erzakı olduğu iç ondan iyice nefret eden bir cok. l larmım bulunduğunuü biliyordu. Bundan dolayı da kapılarını ki- litledi; tanımadığı hiç kimseyi içeriye almadı, Ve yine de şu. nu biliyordu ki, eğer amcası ol. masaydı, bu hırsızlık ve kanun. suzluk zamanlarında, aldığı bu gibi tedbirler kandi! aslâ ko. raysmaz, kurtaramazdı. Vang Lung şunu pek iyi anlıyor, tak. dir ediyordu: Amcasının nüfu. zu olmasa, evindeki kadımmla- rından, parasından, ve — yiyece. ğinden dolayı soyulacak: yağ. maya uğrayacaktı. Onun icin de amcasina, oğluna, amcası . nın karısma nezaketle. hürmet. le muamele etti. Bu Üçü evde misafir gibi ağırlandılar: baş . kalarından evvel çav içtiler, ye. meklerde ilk önce tahta çatal- larmı kâselere dalıdırdılar, Bu üç insan, Vang Lung'un kendilerinden korktuğunu apa. çık anladıklarından, — küstah- | Jaştılar. Şunu bunu - istemeğe, yediklerinden, içtiklerinden şi . kâyete başladılar. Hele Vang Lıın:'u:—. amcasınm karısi şi . kâyette bilhassa daha ileri git. ti. Zira iç dairede vediği güzel yemeklerden mahrüm kalmıstı. | dı. Aradan daha iki «ün gecme $i kocasma anlatlı: sonra her üçü birden Vang Lamg'a şikâ. yette bulundular. Vang Lamg, amcasının, rahat bırakılsa, şikâyetlere falan al- dırmıyacak kadar yaşlandığını, tenbelleştiğini ve kayıtsızlandı. | gını, halbuki delikanlı oğlu İle | karısının onu tahrik ettiklerini anladı. Ve bir gün kapıda du. rurken bu ikisinin adamı teş . vik, ettiklerini, kışkırttıklarımı ve: İ — Vang Lung'un param ve | yiyeceği var. Haydi ondam gü . Ege Tiyatrosu am Beşik. taş büyük aile ; Parkında Z Anaların Günaht v Piyes: (D Başlangıc: (3) Perde Mirra Hella Revüsü — Jaklar Varyotesi — Galin Canbazı Kudretli san'atkâr: Damgalı Telefon: 43595 Bükreşte pek uzun müddet ka'. mamışlardı. Lö Mestriye de bu hususta Nikola Taveresko ile hem fikir olarak Demetr'in emanetini Bükreşte saklıyacağına kanaat getirmiş idi. Bu münasebetle genç Fransız Bükreşi pek az görmüş oldu, ar- kadaşı ona: — Burası küçük bir Paristir.. demişti. a Halbuki Jan Lö Mestriye'nin ilk intibar bu olmadı. Pol ile bir- likte şimal garına indikleri za- man vakit gece yarısına yakındı. Bit müddet boş taddeler, alçak evler ile çerçivelenmiş sokaklar- da dolaştılar. Yalnızca Kalea Viktorici'da biraz hayat — vardı.. Burası Rumen saytahtının Şan- zelizesi oluvordi Kalea Viktori e (Zafer cadı desi) henüz canlılık göze çarpı- wordu. Büyük terzihaneler, moda berberleri, siyasi ve edebi klüp- ler, Muazzam tazaçası ile askeri mahfi! büyük tivatro ve Nev- Vang Lung'un evlilik havati. _—_x Buakşam L âtle Sinemesında İstanbulun en kibar ve en ince zevkli halkını jüri olarak davet ediyor. BETTE DAVİS Filminde kazandığı altın m * - yı haketmiş midir. tliveten: En son dünya havadisle ri ve Miki, Loca ve numaralı koltuklarınızı simdiden alabilirsiniz OU SOEUNEEARANEN SERLMT A TEECA !e e— H ö müş para istiyelim... diye söy. lendiklerini; kadının da; — Elimize bir daha böyle fır. satlar geçmez. Onun amcası babasının kardeşi olmasaydın. kendisinin coktan soyulacağı ve yağma edilmiş olacağı, evinir tamtakır edilip bir harabeyc döndürülmüş bulunacağını, bu- nut da kızil sakallılar çetes' | reisinden sonra s#enin i&minin | okunduğundan ileri geldiğin' ! pe kiyi biliyor. dediğini duy - du, Orada görünmeden, saklana rak duran ve bunları Vang Lung o kadar kızdı ki vücudundan sanki atesler fıR . | kırdı; ama büyük bir kuvve' sarfederek kendisini ve dilir tuttu, bu Üücüvle nasıl başa ct kabilirim diye plânlar kurdr | Ama, yapacağı şevi bulamadı Bundan ötürü de ertesi gün am cası gelerek kendisine: — Ey benim iyi yeğenim, ba- | na bir avuc gümüş vara ver de kendime bir cubuk. biraz tü tün alayım. Karımım da elbise. leri pejmürdeleşti. Yeni bir el bise istiyor.. dediği zaman ağ zını açamadı, ve gizliden vizli-> dişlerini gıcırdattı ite de, kur- | gından beş gümüş sikke cıkarı rak ihtiyar adama verdi: es" günlerde vek az güMÜŞ vara olduğu zamanlarda bile, bu p> ranm böyle rrzası olmadan as 1â elinden çıkmadığını hatırla. | den, amcası tekrar göründü Yeniden parua istedi. Vang Lun” da nihayet bağırdı: — Eğdet.. ne oluyor. Yoksa hepimiz yakında açlıktan gebe. recek Miyiz?.. Amcası güldü ve umursa madan, kayıtsızca konuştu: — İyi bir göğün altında yası yorsun. Senden daha az zengin insanlar var ki, evlerinin kiriş- lerinden asılmış duruyaorlar. Vang Lung bunu duyunca vü eudünü soğuk terler kapladı Ve" bir kelime “söylemeden -adamın | istediği parayı verdi. Böyleer | evde bütün aile ağızlarma e* koymazken, amcası, ambkasının karısı ve oğlu her gün et ye . meden duramadılar, ve Vane Lung pek nadir olarak tütünü tattığı halde, amcası durmaksı. zın çubuğunu vaktı, ocak gibi dümanını savtırdıu. Acaba Kadınlar yorktaki muazzam binaları hatır İatan tefefon santralı hep bu cad: de üzerine toplanmış idi, Otelin kapısında Pol şoföre pe. rTa verirken Lö Mestriye iki ka- diniın taarruzuna uğradı.. Kuca: ğında kirli bir kundak içerisinde ki çocuğunu taşryan iki kâdın Lö Mestriye'ye doğru — koşmuşlar, : genç adamın kucafını çiçekle doldurmuşlardı.. Lö Mestriye a |i birliğine girmiyen yerler cımaktan ziyade aşk vaadeden bu vişi mahlüklardan gelen çiçekle- ri reddedememişti. Etli ağızlarından. gömlekler'. ni yıztı ister gibi ileriye lır- lamış leri arasından keskin bir sarmısak kokusu yükseliyor- du. Fakat bütün bunlara rağmen er genci bile mükemmel bir a andı, Göz alan, arzu uyandıran Disi mahlük yalnırce yöhvet için halkedilmis.. — Bunlar Rumen değildirler. diye Pet variveti izah etti.. Bun lar cinzenedir. Hemen her dım başında bunlara tesadlif olv. | nahilir. Fazla yüz vermeğfe gel mez, sonra daimi bir ciçek yağ- muruna ufrarsınız.. Ertesi gün de Polün söylediği | gibi lokantanın — önünde, bışkıı genç kadınlar etrafını sardılar.. (Daha var) PVAKIT“ ABONE TARİFESİ ı Memleket — Memleket İçünde dışında Aylık 95 135 Kr. Başlık — 260 — 425 , İA 6 aylık 415 820 || Dyıllık — 900 1600 9, Tarifeden Balkan Birliği için Yayda oluz kuruş düşülür velmiş beşer kuruş zammedilir. | Abone kaydım - bildiren mek« lüp — ve telgraf ücretini, abone | purasının posla — veya banka ileli” yollama Öecretlal İdare kendi üze, rine alır. & Yürkiyenin her postâa merke, zinde VAKIT'a abone yazılır l l Adres değişlirme ücreti 25 kuruştur. ILAN ÜCRETLERİ Ticaret ilânlarının sanlı tiri söondan itibaren ilân iç sayfalarda tdüncü sa; de 3: mı kesmece & liradır. çok devamlı. - klişeli. 1 ilân lere ayrı ayri sdirmeler Resmi ilânla: Fin sanlim . satırı 80 köruştür. Ticarji Mahiyette Olmıyan Büyük Hânlar 0 30. iki delası B0, üç a G3, dört defası 75 ve on 2 100 kuruştur. - Üç 'aylık verenlerin bir defası bel Dört satırı geçen ilfinla tırları — beş kürüştan be- lir. Vakıt hem doğrudan değrüya kendi idare yerinde, hem An. kara eaddesinde Vakıt - Yurdü allında — KEMALEDDİN — İREN İlân Bürosu eliyle ilân kabul eder, (Büronun lelefonu: 20330) geliyor. le sarhoş bir halde bulunan bü. yük oğlu, etrafında olup biten. leri pek nadir olarak görüyor ,. du, Yalnız, karısını engin bir kıskançlıkla amcasının oğlunun bakışlarından saklıyor, muha - faza ediyordu. Öyle ki iki de. likanlı artık dost değil, biribir. lerine düşman kesilmişlerdi. —© Vang Lung' K 'un oğlu, öteki a.” damın babasile birlikte evden dişarı çıktıkları akşamlardan maada, karısının odalarımndan| dışarıya — kımıldamasına — pek seyrek olarak müsaade ediyor, gündüzleri ise, onu odasında kapalı oturmaya mecbur kılı. yordu. Fakat delikanlı bu üç akrabasınım babasmma yaptıkla. rını, onu istedikleri gibi oynat>i tıklarını görünce kızdı. Zira ça- | bucak hiddetlenen bir yaradılışı vardı, ve babasıma: W — Eğer bu üç kaplana, oğ - | Junla, torunlarınm anası olan karısından daha fazla ehemmi, : yet veriyor, itibar ediyorsan, in şey doğ Biz de iyisi mi başımızın çaresine ba. kalım, ve kendi evimizi başka bir yerde kuralım., dedi, " O zaman Vang Lung, kimse. ye açamadığı geyi oğluna açık —- açık anlattı: — Bu üçünden hayatımdan daha fazla nefret ediyorum, Bir yolunu bulsam derhal yapaca . ğım.. Fakat amcan vahşi — bir! hirsiz çetesinin başıdir. Eğer onu besler ve kendi suyuna gi. dersem - selâmette Ve hiç bir. kimsede onlara kar$ı hiddetlenemez, isyan edemez..” dedi. Büvük oğlan — bunları İsi- tince, gözleri evlerinden uğra. ymcaya kadar babasından göz. , lerini ayıramadı. Fakat mesele. yi bir müddet düşününce büs - bütün babaları tuttu, ve: ,— Buna ne dersin baba?.. de. di. Bir gece, hepsini birden su. ya yuvarlayalım. Kadın, şiş -. Man, bingil bingil ve küvvetsiz” olduğu için Çang onu suya ata.- bilir. Ben de karımı gözetletli. #i için müthiş surette nefret et tiğim yeğenim denilen delikan. liyt atarım. Sen de amcanın hakkından gelirsin. I ÇD DT ) i

Bu sayıdan diğer sayfalar: