28 Eylül 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

28 Eylül 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Şark Dâmîryolları aleyhine açılân' | Tazminat davasına dün devam edlidi Barbaros ihtifali p | Büyük Türk amiral; Barba,| bir devlet kurmuskon oşsiz bir feragat ve yatanperyerlikle dev letin hizmatine ginmiştin. Pa. ) Bi TW h BEYKOZ KÖYLERİNDE RiR GEZİRTİNİN. KİKÂYESİ başlandı. Şehir bu sırada bay. Taklarla donanmış, —limandaki Yi h | , biltün gemiler hep birden düdük | salmağa başlamışlardı. | Beşiktaşta izdiham derecesini |bulan bir kalabalık göze çarpr Yordu. Büyük amiral Barbaro. Bun türbesi etrafındaki kalaba daha ziyade kosaft peyda ordu. 'Törenin önünde vali ve bele. diye reisi Lütfi Kırdar, İstan bul komutanı tümgeneral lahak Awni, mmtaka komutanı tüm. Beneral Ketnal Koçer, İstanbul Mebusları, askeri ve mülki er* kân ve birçok davetliler toplan. Mışlardı. Merasim, bir deniz borazanr hm çaldığı uzun bir (ti) İle baş İadı, Bunu müteakip şehir han. dosu, istiklâl marşinı çaldı. Ve devrindeki kalyoncu * K olarm kıyafetine giren iki deniz — |*i direğe bayrak çeakti. verdi. Dr. Sırdar, ezcümle dedi ki: | lineler, izeller ve parti kat Osmanlı padişahları aana haksızlık ettiler. Seni, vasiye' tine rağmen, denizi görmiyen, şanma lâyık olmayan bir yerde yüzlerce yıl yatırdılar. Ancak Türk cumhuriyetinin — kadirşi. nas evlâtlarıdır ki, senin kad" rini bildiler. Büyük milli kah. | raman, vasiyetini yerine getirip | mezarınım etrafını açtyoruz. | — Ebedi tahtın olan denizi, tür benin ötöklerine — getiriyoruz. BSenin yüce hatrranı tebeil için, her yıl huzuruna gelip hürmet. le eğiliyoruz. Dört asırlık ha tayı tamir ediyoruz.,, Nutuklardan sonra, muhtelif makamlardan gelen 15 çelenk türbenin etrafına konuldu ve | deniz lişesine mensup bir müf. reze, havaya üç el silâh boşal | tarak büyük amirale Türk do. nanmasınm — hürriyetini ifade üteakip geçit resmi başladı. Yödek subay okulu, de" niz harp lisesi ve okulu, yük. sek deniz ticaret okulu, askeri teşek” külleri geçtiler. —Merasim, bu suretle sona erdi. Ka milletinin insanlık ta" layan şerelli ve üstün içinde, buglin bize asır. Tn maverasımndan bakan bir kahramanlarımızdan biri . layız. Karalarda bütün dünya mil ini önünde saygı iİle cğe. ’::.l:um yal nesilden nesla, a kitaya şan ve gerefle Golaşan Türk bayrağını, deniz lerde de ayni şehametle hâkim W Sayısız. mülletleri önünde A&ygiyle dize getiren büyük Bar tam 402 sene evvel bu. her biri ayrı ayrı denizle" x Te hükmetmiş milletlerden mü. ©P mehib bir müttefikler Fösterccek ve denlzlere vakip” Mi yeT0CEk ve ere p" ğ p:c% olmanin savaşmı ya. y aktı, Vali, Preveze harbinin büyük hatırasinı tebeli ettikten sonra “Buğün — türbesi etrafmda hürmetle toplardığımız büyük a" Miral, kahraman torunlarından, Ve bütün Türk milletinin taziz HW güzide gençlikten ümitle, | N €Emniyetle, bu tarzda asırlara devredilecek misilsiz. şehamet. &w büyük eserler beklemek” r. k dünyası. Ve onu yüksek Tehberliklerile feyizli inkişafla" Ta götüren milli çefimiz..,, Validen gonra kürslye çıkan ç bir. deniz t ömiz, | Şabhri Karayel, heyecanlı bir | hitabe ile 'Türkün denizle olan €zeli anlatmış ve Tutkunun sonunda büyük ami. Tale şöyle hitap etmiştir: “Ey Türkün tarihine ve bü' | fün dünyanın idrakine yüce za. | hediye etmiş yüce ami' bizim içli bir. mazi de. bir istikbalsin, bugün bura” duygu ve bu nun ya, bir tek heyecanla birle" yekpare hale gelen kalple. le senin yarattığın eserler esre yaratmak için manevli huzurunda and u&a anda yıldönümünü büyük iftihar ile kutladığımız o zaferimizde milli iman deniz aşkile yanan sinelerini izin engin ve derin sula. Tinda kaybeden babalarımız, gz bugün bir mezar sahibi Üğllzeniz de kepiniz, hepimizin Kakao yok Şu halde bu çikolata bolluğu nereden geliyor Bon günlerde çikolata fabrikala- rmmn fiygtlsra zum yaptıkları ve bündan baska da muhtelif fiyat . larla sattıkları paketlerdeki çikola- talarr da azalttıkları görülmüştür. Mintaka ticaret müdürlüğü bu hususta tahkikata başlamış ve dün bazı çikolata fabrikatörlerini çuğ- Tarak malimat almaştır. Fiyat mu. rakabe komlayonu da bu isl tetkik edecektir. Bundan başka da hariç- (Baş taratı 1 inciâe) | yasaş nisbetinde tazminat verip ver- | mediği hakkında Yunan demiryolla. rından istimzaçta bulunulmuş ve doğ- Şile köyünden yaya gelen Ihtiyar İstidasını veremediği için mahkemeye alınmadı Şilenin Elveren köyündea Hani- fe, Alâettin ve Mustafa adlı üç ki- gi akrabalarından olan ve bir kaç tarla ve kora aahibi bulunan Ha, makdenin mallarmı, Hanife ismini Hamideye tebdil! suretile taptda takrir vererek Üzerlerine çevirt - mişler ve mallare tesahüp etlik - ten aanra Hamideyi sokağa atmış. lardır- Nihayet iş anlaşılmış, Hanife, Algettin ve Mustafa — sahtekârlık suçundan ikinel ağır cezaya verii- mişlerdir. Dünkü muhakemelerinde suçlu- lar inkâr etmişler, muhakeme ga. hitlerin çağırılması için başka bir güne bırakılmıştır. Hâdisenin aadl garip tarafı, dava- €t, Hanifenin Şileden 5 günde yaya olarak muhakemesi için buraya gel mesldir. Ancak, fatida — vermediği için mahkemeye davacı olarak a - Immamıştır. 70 yaşında olan Hani. fe yalımayak yolda giderken ken- dixine hir arahacı semniş ve bir çift çarık vermiştir- ten bir senedir. kakao gelmodiği halde piyasada bol bol çikolata bu- Tunması hayreti mucip — olmuştur. Fabrikaların ellerindeki eski kaka, olar? başka maddelerle karıştıra - rak kullandıkları söylenmektedir. Küçük Hikâye : Andr& Voutler, mükellef apar adamın elde edebileceği en mü - reffeh bir hayata malikti. Genç adam, banyo odasında, üzarindeki beyaz gömleğe yara, şan siyalı bir kravatı bağlamak" la meşgüldü. Smokinini giydik. ten sonra aynanın karşısınla kendisini süzdü. Çok gık oldu- ğunu gördü ve memnun — oldu. Salona geçti. Bir cigara yaka. rak saata baktı; yediyi on ge çiyor. Beş dakika sonra yola çıkması JâsTmdı. Otomobille gidecekti. Çünkü, Boucinelerin randevusuna gecik meği asla âdet edinmemişti. Andrd Voutler ile Hubert Böouraine moktepten Sarra da aralarındaki samimiyeti idame ye muvaffak olmuşlardı. İkisi de iyi bir mevkle sahip olup yüksek, zevkli insanlardı. Hubert, Edmde isminde ga, yet güzel bir. kızla evlenince, Andâr&, bu evlenmenin arkadaş lıklarını sona erdireceğini zan. netmişti. Halbuki, hiç de düşün düğü gibi olmamıştı. Beş sener denberi, Hubertle karısmım en yakın dostu olup, onlarm iti. matlarmı kazanan yegâne in sandı. Bu akşam da, Huber?kx:e“ye n sonra Üyüt program birkaç gündenberi mev zuubahsolunduğundan — gecenin çok eğlenceli geçeceğine emin. di. “Andr& Voutier, saat yödi bur Ççukta ahbaplarımıı kaplsmı çai dığı zaman, hizmetçi kapıyı a çarak : — Mösyö küçük salondadır; buyurunuz, demişti. a Andre, Edmdenin zevkine gü. re döşenmiş olan salona gire” rek arkadasına mülâki oldu. Hubert, şişman — yapılı, dür- madan kahkahalar atan neşeli bir adam olmasına rağmen bu” gün her nedense yüzü gülmü. yordu. Kısa ve sinirli adımlarla sağa sola yürüyerek gık nefes” le cigara içiyordu. Hubert, arkadaşmın elini sı. karak: — Bonsüvar, dostum, dedi. Çok iyiyim., Lâkin, Edmöc bur rada değil. Andr& tolâşla sordu: — Burada değil mi?. — Hayır. Attı buçukta gele . ceğini söylemişti. Malüm ya.. her kadın gibi o da biraz geç giyinir. Bu akşam da çıkaca" ğiz. Saat yedi buçuk oldu, daha gelmedi. Yedide onu'evde bula. cağımı zannediyordum ve epeyr — Tabil.. gelmesi lâzrm.. Ban dir kendisini bekliyorum. Daha smokinimi bile giymedim. Andre, tebeasüm ederek: — Kimbilir.. Herhalde bir yerde geçikmiştir. Neredeyse gelir, dedi. Ciddi bir endişeye düştüğünü talımin etmem. Hubert, omuzlarını silkerek cevap verdi: liyöde ikamet eden Albine tey. Zzesine gidecekti. Otomobille gi dip gelme iki aaat sürer. Edmde otomobilini süratle sürer. Sant bir buçukta buradan hareket ettiğine göre iki bucukta orada olması lâzım. Üç saat da teym. sinde kaldığını farzedelim. Altı buçukta dönmesi icap - edordi. Haydi bilemedin yedi.. yedi bur guk. Şimdi sant sekiz! Tam o sırada duvardaki saât da sekizi çalmıştı. Asabileşerek ağzına bir cigara aldı; Takat Yyakmadı! Andrt, elini arkadaşmm omu. zuna koyarak: — Aziz dostum.. üzme ken' dini!.. dedi, Bu kadar çok me. Taka düşmeni mübalâğalı bulu” yorum. Aklımıza gelemiyecek sebeplerden dolayı Eâmde geci. kebilir. Ne için merak ediyor” sun?, — Edmdeyi — kaçıracaklarını ümit etmem. Çocuk değil.. Lâ. kin, ya.. bir otomobil kazasına uğradıysa.. malüm ya, çıldırmış insanların bile kabul edemiye” cekleri bir süratle otamobil sü. ven akıllılar'hiç de eksik değil. Bâmde de pok Hhtiyatlı değil- dir. Vakıa, geç kaldığı günler de vardır. Fakat öyle birşeyi olsaydı muhakkak surette beni haberdar ederdi. ru olduğu hakkında cevap gelmişti. Dün muhakemelerini dinlemek üze- re memuzlardan birkaç yüz kişi gel miş, mahkeme korldorumu — doldur muştu. Bunlar arasında — şirkete 40 * 45 sene hizmetten sonra hiç biz Üzra- miye ve tazminatsız işlerinden çıka' rlan memurlar da vardı. Bvvelü çirketin vekili Abdürrah" man Münip oöz almış. memurların Mmuvakkat bir tazhhütle istihdam ©- dildiği için her zamâa vasifelerine ni hayet verilebileceğini, akıi ileri #i rülse bile girketin memurlarını işten çıkarmadığını, sadece imtiyazını mec, buren hükümete Gevrettiğini, girketin her sene hizmetleri yayanı takdir gö rülen memjurlara 10 bin lira ikramiye | dağıttığmmı, Artık Döyle bir — vasiyete de mecbhur olamıyacağını söylemiştir. Bundan sanra memurlarım avukalı Ati Şevket söz alımış, memurtarin ida- | renin yaplığı aktin 10 seneyi tecavllz #tmesine göre muvakkat sayrlamıya" cağısı, demiryollarının — işe yarayan batı memürları yeni memur sıfatiyle istihdam ettiğine göre şirketin bütün memurlarını işten çıkardığını ve ni hâayot şirketin — imtiyazımı mecburen satmadığını, evvelki #enelerin Kârını fazinsiyle alarak sattığını, saleli kum. panyadan memurların 300 bin altınlık mütaerakim aldalı ile devir aldığı ve zamurlarının — müktesep — haklarmı vermeden işin içinden sıyrılmak iste- diğini süylemiş ve şunları Üfve et miştir: « — Haym şirket vekilinin bizce de müsellem olan hukuki bilgisini bin $i yüz Türk memuru ile aüçleri aley- binde kullanmamasını - temezni eder riz.., Netlcede muhakeme evrakın tetki- kd için 23 Teşrinlevvel gününe bıra. kılmıştır. Mizancı Murad'ın Ahmed Mithat' verdiği kitap ».n (0 HERKÜLÜN ŞAKALARI / Sürünün arkasındar. bir kelb ge- Lyordu; İngiliz sakalma bense. ;...—xm olan sakalı göze çarpıyor- - O sırada sürüden kurtların hay- van kaplığı söyleniyordu. Herkül gakalarına devam ile: — Yeni akıllılar mukalliâlerini 1 kolblerine de talim etmişler- Hep boş emok! İngiliz makalını kurt hiç tarzır mı? Bizim karayaka kurt boğalarınm nesi varmış? Punlara turp sıkayım! Dodi. _ı:u yeni akıllılar cümlesine be- nzim de dahi! bulunduğuma şüphe yoktu. PROMETE KIZDI! Benim patavatsızlığıma inzimam Bden bu tecavüzden Promote *0 tu: Bu mislllü tarifatm nabemahal olduğunu şe, n beyan ederek katiyyen menetmok iştedi. Herkül oralara Belir mi? Daha beterine koyuldu. Bunun için, Prometenin hiddeti- ni teskin için, bütün diplomatlığı >ma müracaat ettim. Kırda, eğlence fleminde şakanım üzumunu, mü- hassenatını anlatmak İatedim. Ga. liz bazı tabirat ile — Haerkülün vü- cudu cihetile mühlik olan— el şa- kası müstesna — tutulmak sartile, Sair Iâtifelerin pek koş olacağını ve onlarsız eğlencemizin tam ola. mryacağını söyledim. Prometenin hakkımı teslim etti- ğşnr © gırada bir emare göremt- dim ise de tekerrür eden I4tifele- Te tahammül ettiğine nazaran “Diskur” larmmım pek de boşa git. mediğine hükmettim. KIRK YILDA BİR-. Filhakika bizim gibi makineye ben zeyen insanlar icin kırk yılda bir Bir tecrübe — Eğer bir kazaya maruz Kalmış olsaydı sani! haberdar e. derdi. — Azizim, kuza — neticesinde ölmüş ize nasıl habör versin?.. Ekseriya hüviyet cüzdanmı da evde unutur. Eğer benim yerim de olsaydm endişe etmekte hak” Hi olduğumu anlardım. Fakat genin de yavaş yavaş meraka düştüğünü zannediyorum. Andre, arkadaşmm sözlerine İtiraz etti: — Kazaya ihtimal vermedi. Bim için katiyen endişeli deği” Tim. Hubert, salonda sinirli sinir. li doataştıktan sonra mırildan” dı: — Saat: Sokiz buçuk. — Telefon edelim.. — Kime telefon edelim?. Al. bine teyzenin telefonu yok ki- Belki de kaza teyzesinin evin” den çıktıktan aonra olmuştur. Kapmım zili çalındı. Hubert, derhal antreye koştu. Kapt açL lır açılmaz lâtif bir kadın sesi işitildi ve birkaç saniye sonra Hüubert, gayet sık giyinmiş bir kadınm refakatinde salona gir” Ği, Edmte kocazına hayret dolu bakışlar fırlatarak : — Böonsuvar Hubert.. dedi, bu haline diyecek söz bulamı. yorum, doğrusu. Andrö!.. Geç kaldığımdan dolayı affmızı ta” Jep ederim, Yolda otomodilim bozuldu. Noyse.. biraz ütede küçük bir garaja teslim ederek teyzeme gittim. Saat dörtte ga. rajm sahibi teyzeme gelerek o* tomobilin ehemmiyetli surette tamire muhtaç olduğunu ileri sürdü ve beklemememi söyledi. Yediye on kala tren olduğunu öğrenince, seni vaziyetten haber dar etmek için postaneye gidip bankaya telefon ettim. Odacı, mühim bir iş için banka dirak. Seleri Üzakerede — bulundu” törlerile m B Hunu söyledi; cevaben, müzake. Teden sonra, otomobilimin bozul Hubert, cevap verdi: ğ — Odacı bana birsey söyle medi. Yedi bucukta eve geldim Ve o zamandaaberi meraktan çatlıyorum. Neyse.. gimdi-boşu boşuna konuşup vakit geçirmek tense bu geceki eğlencemizi dü. günsek daha iyi olur. Bana mü> saade.. on dakika zarfında gi nip gelirim. Hubert, salondan çıktı. Ayak sgesleri iylden iyiye uzaklaştığı bir anda Edmöe, Andrö'ye yak laşarak: — Yalan, söylüyor, dedi. O. dacı geç geleceğimi — kendisine söylemiş. Çünkü, ikinci defa telefon edişimde: “Madam, Mös” yö Hubert gitti. Fakat merak etmeyiniz.. Emirlerinizi ifa et. tim,, demişti. 'Kşıhert'e birşey — söylemedim. Lâkin yalan söylemekteki mak sadını anlamak istiyorum. A#ndr&: — Ben biliyorum, dedi. Biz* den şüpheleniyor, — Kendisini, geç Şeleceğindcn haberdar de. Bilmiş gibi göstererek bize bit ş?:â““)'hamü istedi. Temiz yürekli olduğumu bildiği için kendi kendine şöyle düşünmüş olacak: “Dur gunları bir tecrir be edeyim.. Edmâe'nin kazaya Uğramak ihtimalini ortaya atm. €a bakalım Andr& fazla heye' canlanacak mı? Eğer kartmı se. viyorsa.. Mutlaka belli edecek. tir. Fakat ben ortun beyecan ve TİCİ Sözlerine büyük bir sükü" zetle cevap verdiğimden şüphe. ;-'mıall olmuştur. Fırsattan İsti ' ederek otomobil kazasında parça parça olahileceğini - bile ileri sürmekten çekinmedi. Bi :loguk bir kahkaha. — Onun şilpheleri zail olmuş h_ır_. dedi. Fakat artık ben ken. disinden tamamen nefret ediyor Tüm. Meğer.. çok alçak ruhlu bir İnsanmış.. Düşünün bir ke. Te.. öldüğümü nandırarak a€t arasında sizden itiraf bekliyor. Axlrçı_ tiddi bir tavırla: — Eğer.. ona telefon etme. den €Evvel beni haberdar etme' Miş olsaydm merak ve heyeca - Din verdiği gayri tabil hallerle Sana üşık olduğumu sezdirmek” te gecikmi R Fredrik Bote'den ceviren: kere bu yolda kıra -— çıkılmea usul ve âdabi Mmutadeyi bir tarafa bırakıp biraz gülmek ve natürü- müze meydan vermek lâzımdır. Adah-i mutadeyi terkden mak- sadım edeb hüudüdünü — tecavüze | müsalt değildir “sen” N, “ben” li şakalar, muahazeler, hafifliklerdir. İnsan oğlu bunlarda da lezzet bu. lur: SERDAR OĞLUNDAN CİSU OĞLUNA- Berdür oğlu çiftlliği dağım bayır rımdadır. Mübaadet ettikçe İnmeye berdevam oluyoruz. Dereye inip bir iki dereden geçtik. Sicu oğlu giftliği merasında idik. Mentor merkebsüvar — bulunduğu cihetle, yokuş nşağı harekette ge- rikalıyor- Bahusus merkebi sudan geçirmek gailesine duçar olmut bulunuyor. Bir iki arkadaşla me. kâüreler dahi beraber geliyor. Herkül ile üç kişi bir hayli t- zamıştık. Arkadakileri beklemek üzere dere kenarımda açıklıkta durmaya karar verdik- Her taraftan gelen bi büllerin sadaları bizi gaş MENTOR'UN MERKEBİ--. Arkadakiler yetiştiktan sonra Herkül yine dilini uzatmaya baş- ladı. Bu defa vesile-i tarizat Men- torun merkebi idi: Ahırında cins atlar ve mütcad. did krsraklar - beslemek, bununla boraber Scap ettikço binmek için merkebe muhtaç kalmak kârdak! değilmi AT, KISRAK NEDEN BESLENİR? Möntor'un kulağma bile girmi- yen bu Jâkırdı, Prometenin hidde. tini davet etti; lâkin Herkül tabii oralarda değildi. Prometenin fik- rince Herkülün bu itirazı pek mü- nasebetal Mentor'un ahırında cins kısrak. lar varsa onlar binmek için olma- yıp Mmücerred cins kısrak basla- mek, gürel tay, at, kısrak yetiş. tirmek için todarik olunmuştur. Bu gibi geyler bakkal, kasap hesahr o1 Maytp sanayı't nefise kabilinden bir tetrakı makbulün eseridir. PFsidei maddiycal bayağı #lilinin faldesinden dün olan büyük bir tabloya binlerce kuruş verilip alı, Huir; hele resim Refaelin, Robensin, Dorerin — resimlerinden bulunurma milyonlarca kuruş fedattma gşayan görülür. Cins hayvan beslemek yotiştir- mek bir sanat-i nefise bir eğlen. eodir. O gibi hayvanlar binmek fçin ber şeyo tercih olunmak lâzım ge- lir; Jâkin sahipleri “ahırda binile. eok hayvanım var!” demezler. Herkül böyle şeyleri anlamıyor- muş Arabistan ken, zihni kaç okka yük taşryabi. leceğini tahmin cihetine — gidiyor müş- Eğer zihni başka cihete sap- Ba bile o da mütlakn kaç kuruş kârla onu elinden - defobileceğine &id ve esır kalıyormuş! Sair hayvanat hakkındaki fikri dahi bu bül. Hakikaton, bu gibi hususlarda, ilk evvel ağzırdan işiteceğiniz V. kırdı mutlaka “okka” dir. SÜZÜNDEN MAKSAD? Bursat böyle ise de Prometenin hiddeti o kadar beca olmadığı gibi Herkül'ün itirazı dahi nâbocü de Bildi. Ahırımda o kadar cins at besle- mek sözünden maksadı ahırları, seyislöri, arpalığı, samanlığı mev. eut olduğuna cefalr yola çıkarılacak bir iki baş adi boygir de bulundurmak İâzım gelirdi. Herkül bunu demek islemişil; lâkin Tahsinin 2 dâdiasınca tahsil-| kemal ve kolüm için devammı iti. yad ettiği mektep, dliğünler müna- sebatile müemal nâs olan moy- danlara kurulan, mekâtih-i sayya. reden bulunduğu — cihetle bunu Jüyikile beoceremiyor. Zaten ikide bir de dilinin iğneye, kollarının da Üsküdar gömleğine muhtaç oldu- ğunun sebeb-i aslisi dahi bu imiş! (Arkası var) 1 Bu başka başka türlü okun muyor. 2 Bu Tahgsin'in xim oldağu dâ an. Jaşılmıyor. “Mentor,, un ASİ adı ol

Bu sayıdan diğer sayfalar: