29 Aralık 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

29 Aralık 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* — VARTE 29 BİRİNCİRANUN 1540 Radyo Gazetesi Romanyadaki Almanz tazşidatı haberleri yen! bir sinir harbı lmiş Hafta sonunda dünya siyasi hâ diselerinin bilânçosu çu yekilde yu- pilabllir: Almanların Romanyaya asker tahşit ettikleri hakkındaki haber- üt etmiş değildir. Röyter ajansı bu haberleri tekzip etmeh tedir. Bu ajans Romanyadaki Ab müörtarı artmamış ve verilen 200— 500 arasındaki rakamlarının pek mübalâgalı oldu- ğunu bildirmiştir. Ajansa göre bu memlektlerinin gi için Almanya tarafımdan maktadır ve Macaristandaki kıtlığına sebep arker nakliyatı de ğl kömür 'yokluğudur. Amerikhanın İngiltereye yardımı aberler Balkan Haftanın en mübim meselesi yapacağı nu bildirmiştir. Bu ş: #onra Amerikada günd İngiltereye yapılacak Amerikan yardımınm Almanya ve İtalyayı endişeye düşürdü ikârdır. A man ve İtalyan gazet her gün ismini vermedikleri bir Amerilran ileri gelen şahsiyetinin mütalcala rınt naşretmektedirler, Hattâ Ste fani ajansı Amertkan efkârı umu- miyesinin ©& 50 sinin Amerikan yardımma muhalif ve ©6 30 unun da taraftar olduğunu bile bildirdi. Bu neşriyat endişe — içinde bulu nan Alman ve İtalyan efkârı umu- miyelerini teskin etmek İçin gö terilen gayretler olma gerektir. Mihver politikasının diğer bir en: dişesi de Amerikanm İrlandaya yaptığı tesirdir. Amerikanın bita. raflığımı muhafaza için kendisinden silâh istiyen İrlanda ile İngiltere- yi yaklaştıracağı muhakkaklır, Japonların Çin çıkmazı Japonyanm Çinle giriştiği müca- delede gittikçe müşkül — vaziyete düştüğü görülmektedir. Sovyet radyoları Çin — Japon harbinden ve Japonyanın içine düştüğü çik- mazdan — msrariın bahsetmektedir. Çunking'den gelen haber de Çang- kayşek kuvvetlerinin büyük bir ta- arruza geçmek Üzere - olduğunu bildirmektedir. Çangkayşek üç mil- yon asker talim ve terbiye etmiş- tir, Bunlar Japonları Çinden ata- caklardır. Japonlar Çinde 6 kadar dökülmüşlerdir ki Avrupa harbinde İtalya ve Almanyaya yardım ede- tek vaziyette değildirler, Şayanı dikkat rakamlar Amerikanın İngiltereye yapacar ğ kati yardıma gelinceye kadar İngilterenin Amerikaya marladı- ğı harp malzemesine bir göz atar- sak İngilterenin büyük barp ga: Akil ihtifali (Baş tarafı 1 incide) ve profesörler tarafından ziyaret edil- miştir. Havanın fena ve yağımurlu ol: ması, gençleri büyük şatrin mezarıni giyaretlen menedemamiş, Oniversiteli- Yer Akife olan sevgilerini bu vesile & Ve göstermişlerdir.. Öğleden saara, her fakülteye men- #up talebelar üniversitede toplanarak, | hazırladıkları muazzam çelengi aklık | tan sonra büyük bir kalabalık balin- Ge kabre gitmişlerdir. Üniversite gençlerinden — başta bir gök llse ve örtemektep talebeleri ve | Mmerhumun hayranları da nazarı dik- | Kati celbediyordu. Tanınmiş edehiyatçılarımızla, bütün edebiyat hocaları da, mezarlığa giden- ber arasındaydı. Mehmet Akifin meza Ti başında evvelâ prafesör A Nihat 'Tarlan istiklâl marşı şalrinin — haya> tından bahsederek edebi — kıymetini tebarüz ettiren bir nutuk söylemiştir. Bundan sonra üç genç şairden parçü” dar okumuşlardır. Bühassa, şairin Çanakkale gülri bü: tün dinleyicileri beyecanlandırmıştır. | Maarif vekâleti 'Türk büyükleri için | yapılacak ihtifalleri esastı bir yekilde | tanzim etmiş olduğundan, bu ihtifal- | ler beş senede bir yapdacaktır. Onun Açin dün Mehmet Akif için mera- | (a yapılmamış, gençler büyük şatrta mesarını ziyaret ederek oDU hiçbir za mam wsutmayacaklarını göstermişler dr .» 5. retini bir kere daha takdir etmiş oluruz.. Elli bin tayyare, 130 bin motör, On yedi bin ağır top, yirmi beş bi hafif top, on üç bin havan topu. 830 bin top mermisi, Dokuz bin iki yüz tank, iki yüz hin makineli tü fek, bir milyon üç yüz bin tüfek ve cephane, bir milyon tonluk ticaret gemlel milyon iki yüz bin kigi yi çalıştıracak olan kırk için lzumlu olan techizat. Yunan - Italyan harbi Son gelen huberlere göre movzi harbi de Yunanlılar lehine inkişaf etmektedir. Yeniden iki yüz İtah yan esir alınmıştır. Bunlarım ara- sında subaylar da vardır. Yunan hılar havan topları ve sair malze- meyi de iğitnam — etmişlerdir. Şi- malde Yunantlar Elbasan yolu Ü- zerinde bir kaç köy işgal etmiş- lerdir. Merkez cephesinde Yunan topçusu Tepedeleni daimi ateşi al- tında bulundurmaktadır. Cenupta da Avlonya üzerine yü- rülmektedirler. Arnavutluktaki harbin stratejik durumu Cenubf Arnavutlukta Yungnlılar bir çok muvaffakıyetler kazanmış- larsa da bu mmtakadaki zaferle rinin katf olması icin daha bazi mevkilerin elde edilmesine kati tüzum vardır. Cenubi Arnavutlukta alyanlarım mükavemotini — kolay Tran Üç - mühir vardır. İtalyanlar bunlara da vamet edebilirler. Bu t rmek şim göğr'nin batıamda Manitoyatit dağ süsileeldir ki bu dağlar Elbasan şahrinin uzaktan müdafaasınt te- min etmektedir. İkinci arazi parçası İtalyan mur Kkavemetinin belkemiğini teşk'l &- den ve Berat şehrinin on sekiz ki- lometre doğusunda Devol suyu ile Üzüm suları arasında bulunan 2500 rakımlı Timoviça dağ silsilesidir. Bu dağlar harekâta müsait değl- se de etrafları dolaşmak — suzetile düşürülmesi mümkündür. Üçünel Arıza da Avlonyaya yirmi Kilömetre mesafode 2110 rakımlı Lopiç dağ silsilesidir. Bu üç dağ ailslesi 160 kilomet: relik İtalyan müdafaa hattımm en yelli, en hassas noktalarmı teş kül etmektedir. Bunlar ele geçtik: ten sonra İtalyanların cemibi Ar. navutlukta muharöbeye devam et- meleri imkânsız olacaktır. Yunan orduları halen bu dağ il- Bilelerinin eteklerine — kadar gel miş bulunuyorlar ve harekâta de- vam etmektedirler.. Libyadaki harekât Bardin etrafındaki İngiliz çem - beri darlaşmaktadır. İlk hatla İm Bilizler'n ellerine geçmiş bulunu - yor, Fakat asıl müdafaa hatları o- lan fkinci ve üçüneü hatlara hentiz bir taarruz yapılmış değildir. Mareşal Graslani'nin halen Tor- bruk'a kuvvet tahsit etmekte ol: duğu bildiriliyor. Bu , kuveetleri toplamaktan gayenin taarrız değll müdafaa olduğu kanaatindeviz. Bir aralık relso yaklaştı: Ne yapıyoruz.. dedi. — Biras daha dolaşalım,, Belki mıştı, Şimdi ona o kadar ihtiyacı vardı. ki. Düşünüyor, beraber ge- çirdiği anları düşünüyor: — Ne iyi günlermiş o günler.. diyordu. Müşterilere methedilen bir ka. zın önünde durdular, Rels: — Çöerkez mi bu kız?.. dedi. Balrci: — Tabil Çoerkez, dedi.. Bunun Üstüne bir esir daha gelmedi bu pazara.. Bir başkası: — Ya Üç gün evvelki esir nar Hldı?, — AÂh, onu sarmayın.. O gök- ten İnmiş bir molok kadar güzeldi. Bir diğer satıcı hayran hayran: — Geldiği gün uçurdular.. Reis herkesin şaheser olduğun- da ittifak ettiği bu kızla daha faz- l4 meşgul oldu: — Kim satmıştı?. diye sordu. — Allesi satmıştı. — Bir yeniçeriye kaçmış da., Namus bellisı.. Hasan bu sözleri söyleyen ada- mın Üzerine atıldı: — Ne.. Bir yeniçeri mi?, diye haykırdı. Rels soğukkanllıkla — arkadaşını omuzundan yakalıyarak geri çek- — Böyle işler acele e olmaz. Yoksa bir şey yapamayız. Kimac bizden — şüphelenmemelidir. Esir pazarı casısla doludur. Burada dü- yalan bir haber. virmi dört aat brika | fabrika | y otere datr bir * | di. Bir hatıra: Istanbul çeşmel!eri Vaktile Piyer Lot/nin aradığı çeşme orltadan nasıl kayboldu ? ün Vakit'ta kıymetli arkada- şımız Hikmet Münirin çoş azısı, İi hâlâ bur hanamıyan tarihi bir çeşme hak- kndaki hatıralarımı canlandırdı, Piyer Lotinin, oğluyla beraber Istanbula geldiği günlerde.. Aşağı yokarı yirmi beş yıl önce, Ben o zaman pek gençtim, Fatihte oturu- yorduk, Piyer Loti Fatih belediye reisi Rifat Beyin evinde müsafir kalb- mıştı. Bazı akşamlar orada topla. nirdik, Bir gün, büyük Türk dostu ve Pransız edibi Piyer Loti, cebin den bir kücük defter çıkardı. Ba- z çeşme ve mesç'tlerle bir takım tarihf kıymeti olan modreseleri gezmek istodiğini söyledi. Mihmandart — vasıtasile programa dahil olmuştu. Piyer Loti; yine bir akşam be- lediye reisi Rifat Beyin evinde top- land ğımiz zaman, Akmaray civa- D bunlar | rında, Hekimoğlu Alipaşada, Altı- mermerde “Solak ağa çeşmesi,, ni görmek istediğini, fakat o tarafa zittiği halde bu çeşmeyi bulama dığını ve o semttekilere sorunca: “Burada çok cek'den bir çeçme var di zamazla — harap olup yıkıldı!” sevabımı aldığını toesalirle söyle- Belediye relal Rifat Bay, bu çaş- meyi niçin görmek istediğini so- runca, Piyer Doti gu cevahıi ver- mişt! #— Pariste bir arkeoloji müte- hassıs: dostum, bana bu çeşmeyi bulmamı ve cephesinde lâtince mevcut olan imzayı aynen kaydet- memi hatfâ mümkünse bir de fo- toğrafımı almamı rica etti. 1841 de şarka gelen ve İstanbulu dola- girken bu çeşmenin — cephesindeki mermer levhanın altma —hâk su- retile— imrasını atan Antuvan ad- İt bir seyyah varmış, Antuvan bu taşın üstündeki talik yazıyı kaş- dederek, İâtince imza am'ş Bu yüzden, bu çeşme bizim için emte. resandır.,, Bir Fransız seyyahınm, Hekim oğlu Alipaşa civarındak! bir çeç meye —hem de mermeri kazmak güretile— nazıl imza attığını araş- tıracak değilim, Bundan daha ön- ce araştırmak istediğim gay, böyle bir çeşmenin müruru zamanla, bir çok eserlerin ortadan kalktığı gi- bi, harap olup gitmes'dir. Büyükadada — komşumuz olan dostum Ahmet Refik merhum bir gün yine bu mesele açıldığı saman bana, adı geçen çeşmenin “Solak ağa” değil, “Sulak ağa” çeşmesi olduğunu ve Hekimağlu Alipaşa esmiinin Rum kilisesi önünde bulunduğunu söylemek suretile —mevkdlini dahi tavin etmişti. İhtifalei Ziya Beyin eserine gö- re, Altrmermer mıntakası - dahilin- de, mühterik Altımarmer karakolu HHe Yölgecen (Akımermer camli Çerkes No. 12 y evvol sat'lan esir kız hakkında iza- hat veren adamı bir kenara çekti. Ceplerini karıştırdı. Ali paşanm verdiği —altmlar, esir kaçakçıları tarafından temizlenmiş — olduğun- dan reisin cebinde bir kaç akça kalmıştı, Onları adamm avucuna ah kıştırdı ve: — Şimdilik bu kadar, dedi, Bon- daha fazlasını bulacaksın. Söyle, o biraz evvel bahsettiğin gül- zet kadını kim aldı. yorum.. Yalnız o ta mutlaka bürm çin saklarız. Bol para ila türür. Kimdir, nereye götürür bil niyorum. Belr tücenzt olacak, Ba ka pararları dr dolaşırmıs.. Çok Wwi öyle ise., Bime gel *K hafta o adamı güslür, aAma dmseye de bir gey sörleme.. Reajala, Hasan. a Barayi-. Köy ba-. “Panaiya” | Büyük Tarihi Aşk ve Macera Romanı YER S RRAADPODPOD Yazan: L Fahrettin Sertelli AYU ARARAA namile de maruf) cami arasında ve karakoldan yüz elli adım kadar cumie doğru bir mevkide, muhte rik bir ev arsasınm bahçe kısmın- da, kemerleri kısmon yıkılmış, iki direk üstüne oturtulmuş - takribân Nazire : Ne demeli ? Eakiler vezinli sözleri daha ko- lay, daha iyi bellenir - bilirlerdi. Bübha-l sıbyan, tuhfe-i vehbi gibi manzumeleri dil dersi olarak ver- mek bundandı. Daha geçen hafta neşredilmemiş bir edebiyat ders kitabından haber verilirken gördük ki bu kitapta bütün misalleri man- zum sözlerden seçmesine bizzat Namık Kemâl bil> bunu sebep ola- rak güsteriyordu. Halbuki aksine muharr'ler arar sımda manzum söz — belleyemiyen ler var, Bunları pek iyi bilan ve yakal yan Nurettin Artam'dır. Bu defa biz oadan evvel davranalım da kaydedelim: Dün bir fıkrada (Olmaya cihane da devlet bir nefes sıhhat gibi) de- nilmiş. Mısra meşhurdur. Böyle deme- meli, (Olmaya devlet elhanda bir nefes sıhhat gihi) demeli. | Bina vergilerine zam 8 — Bokdiyenin bina vergile rine, bir defada ve hemen - tahsil edilmek üzere yüzde nisbetinde bir " sam yaptığı söyleniyor. Bu nodir ve bangi salâhişette ? © — Hava hücumlarıma karşı korunma kanunu belediyelere böy- le bir zam salâhiyeti vermiştir. Pa: ranın bir defada tahsili de bunun itfalye levazımı tedarikine tahsis edilmiş olmasındandır. Şoförlerin bir talebi Şoförter cemiyeti, vükyet ve beledi- yeye müracsat ederek dolmuş usülüne tekrar müsaade edilmesini dilemişler | cir, Taksi tahdidatından sonra, — bi- hassa Beyoğlu ile Eminönü arasında | tetiyen takaflerin zabahları dolmuş u Prulüne müracaat ettikleri. fakat sey Tüsefer memurlarının buna mani ol düklari — gürülmektedir. — Şoförlerin yeni talepleri de totkik editmektedir. * Kızları Yazan: NIYAZI AHMET ninda geç'rdiler. Bu köy, esir pa- zarı ile meşhur olduğundan küçük bir hanı vardı. Han bazan dolar, misafir alamaz, bazan da kimse bulunmazdı, O gece Kalabalıktı. Hasanla re- ise küçük bir oda düşmüştü. Altı toprak, Üstü toprak olan bu oda, bazan hayvanlarm barındığı, bazan esir kızların doldurulduğu yerdi. Yalnız insan girdiği vakit gübre- ler temizlenir, yere keçe Yoldan ve mücadeleden epey yongun düşen iki arkadaş bir kaç lokma yemek yediktan sönra uzan- Glar, Fakat Hasan bir türlü uyu. yamıyordu: — Reis, diyordu aklın ne diyor senin, Çana'yı bulabilecek miyiz?. — Buluruz Hasan, buluruz, Bak iz Üserindeyiz.. Şimdi uyu., Yarm düşünürüz. — Nasıl uyuyayım rela, görle- rimo uyku girmiyor, ki.. Hep onu Tüşünüyorum.. BReis © kadar tyi adam değildi. Hattâ kayalı haştan başa kötülük- ler yaparak geçmisti. Gançliğinde Hasan gibi bir nrkadaşma bir na> viye tahammül edemerdi. Hattâ o. an bir temiz döverdi. Ama şimdi, Yendisi de aşkın ne demek olduğu ae aniryordu. O Bağaziçi hayatını bir türlü mutamıyordu. Hasan ge- beş metre arsa ve on dokuz met- re tulünde eski bir mahzen vardır ki, Ziya ve Rifat Beyler burayı tetkik ettikleri zaman, kemerlerin iltisak noktalarında on santimetre kutrunda künkler bulmuşlar ve (Solak ağa) çeşmesinin bu bahce nin kenarında caddeye nazır bir mevkide bulunduğuna ve suyunu künklerle bu Sarmıçtan aldığına hükmetmislerdi. Hekimoğlu Alinaşa camiine na> Zir gark ciheti duvarında tuğla ke- merlerile pencereleri de — yakın vakte kadar mevcuttu, Vaktile, çorme yerinin arkasın. daki b'nanm tarzı insasma ve çöke müş kubbelerine bakılırsa, tarihi kıymeti halz olduğfu antaşrlar bu harabenin ucu, Bizansa hettâ Mi haft Paleologosa kadar — davanır. Mihallin İznikten geltiği vani ik'n- e Rum imparatorluğunu kurduğu zaman İnla odüldiği tahmin edil- mektedir. Halbu ki, maalesef, son zamanda, y İlavca o semtin süprün- *ü deposu olmuştu. Ziya Beyin tetkikatma göre, İs- tanbul âbidelerini çok ivi tanryan Papa Yermancs isminde bir pe- vaz: “Çabuk işiden manasma olan (Gorgotpikoos) kil'sesi bu gördü- intütr, harap sarnıcın — Üzerinde Orhanm kaytmpederi olan Müverrih Jan Kantaklizen — Yo vaniş — Kantosinos'un — hükümeti (1341 - 1355) senelerine müsadif olduğuna ve bu kilisenin mevki ve ehemmiyetini müverrih kendi ese- rinde de bahsettiğine natzaran, ki- lisaye Kantakozinos - devrinde de mevcut ve mamur nazarile bakabi- Vriz. Şu hale göre, şimdi ortadan kaybolan (Solak yahut Sulak ağa çeşmesi )de çok eski olmakla be- Tabor, bu harabenin içinde kay- bolmuş demektir. * Hazılı, 6 zaman, Piyer Loti, &- radığı çeşmeyi bulamamıstı. Pa kat, bu araştırma ve bu alâka, bize kaybolan tarihi bir çesmenin izini ve mevkiini göstermeğe, hç ol mazaa harebetiti; Mmeşdana' çıkar- mağa vesile olmuştu. Bu küçük hatıra; diğer çeşme- lerimizi de aynı âkrbete uğramak- tan korumağa vesila toşkil ederse ne mutlu, Biçare camcı düşerek öldü Aron oğlu Müiz adında bir cam. a Müsevf, dün sabah Beyoğlun- daki Kristal apartımanının üst kat camlarını tâmır ederken muvaze. nesini kaybetmiş ve 30 metre yük- seklikten yere düşmüçtür. Vücudü bir külçe haline gelen Müiz kaldırı'dığı Beyoğlu hasta. hanesinde :ölmüş, cesedi adliye doktorunun muayenesinden sonra defnolunmustur. —— A ne eski hatıralarını dapreştirmiş t Gözlerini kapadı. Gül gibi karısı | ile yasadığı günleri düşüne düşüne derin tdir uykuya daldı. GİZLİ ÇETE Sabah, sanki her zamanki sabah değildi. Tasanlar bambaşka — dünyadan gelm'ş mahltiklar gibi idiler. Besler, kulakların alıştığr sesler Derin bir süküt vardı. Arada e- rada boşluğu dolduran tok se«ler,. Reis birdenbire fırladı. İki adım ötedeki çit kapıya bir tekme vu- rup açtı. Ortalık bulanıktı. — Bu sabah değil.. yoksa.. Hancı: — Yoldaşlar dedi kaçmeı uyku bu,. Çinden mi geliyorsunuz. yok- sa.. Doğrusu kıyamsdım da., Ama erkek işinde gerek., —Yolda uzun günler geçirilmez, Kıs kıs güldü: — Buna torbalar dayanmaz.. Kurnaz ve teerlbali hane'nm ne demek istediği anlaşıİrvordu. Pa- yadan bahsediyordu. Halbu ki re- isle Hasanda para nammda bir şey kalmamıştı. — Çok mu uyuduk baba,, — Akşam oluyor.. Rels Hasanı da kaldırdı. Sonra hancıya: — Baba dedi bime etli bir yer mok.. Ne yapacaklardı. Kimden para bulacaklardı. Bunu — düşünmüyor du bile. Kendi kendine: — Düştüamenin bir faydast yök.. olacaksa zaten olacak., diyor- (Deovamı var) | Hâdıse er arasında Almanya Alrikadaki Fransız müstemlekelerin- den endişe ediyor ZT Ücincikânun tarihi ile hür Fransız kuvvetleri matbuat servisi tarafmdan gazetelere dikkate de- ğer bir habar verildi. Bu habere göre Fransa seferinde esir edilen ve Almanyada enterne olunan ge- neral Catrles ve Falvy Alman ma- | kamları tarafından tahliye edilmiz- tür, Her 'ki general imparatorluk- ta bür Franerz kuvvetlerine karşı mücadelede bulunmak — için seçil- miştir. Bu generallerin serbest br rakıtmıs” Almanyanm bu mücade- leye gösterdiği allkayı göster mektedir. Bu haber doğru mu, değil mi? Buna dair elimizde başka bir de Hi yoktur. Fakat doğrü olduğu ta- hakkuk edecek olursa bundan Ab manyanın Akdeniz ve Afrika cep- hesinde endişede — bulunduğuna hükmetmek lâzım gelecektir. Hakikat halde Akdenizde İngi> liz donanmasınm İtalyan donan- masmı susturması, sonra Müsirdü- Ki İngiliz kuvvotlerinin Libya Ü- zerine hücum ederek burada mür him zafarler kazanması İtalyanm Afrikadaki — mevkiini — şimdiden sarsmıştır. — İngilizlerin ilerleme harektler! bugünkü tarada devam ederse bir gün bitün Libya İtak yanların elinden alnabilir. Bu tak- dirde Afrikadaki Franaa müstemle- keleri e İngilit kuvvetleri doğrur da) doğruya temas eder vaziyete gelmiş olacaktır. Oadan sonra ge- neral dö Göl'ün Tunustaki Fran- ez kuüvvetlerini eline alması ka- bildir. Almanların esir olan iki Fransız generali İle anlaşarak bunları tahr liye etmeleri ve Vişi hükümeti va- artasile bu adamları Afrikaya gön” dermeğe çalışmaları birinci dere- cede böyle bir ihtimalin önüne geç- mek için olabilir, Fakat bundan başka bir ihtimal daha vardır. Bu da Almanyzam yaptığı teklifleri maraşal! Puten hükümeti reddedecek oluraa sank” siyon tedbiri olarak Fransa Üzeri- ne icra edeceği tazyiklerin Fran- mz Afrikasında hir isyan hareketi uyandırmanlasına mani olmaktır. Görülüyor kâ Almanya bir ta- raftan İngiltere üzere geniş ml'- yasta yenj bir Ytilâ taarruzu için hazırlıklar yaparken diğer taraf” taı Akdenize ve Afrikada İtal nn harple uğradığı m glübiyet lerden mütevelild vaziyeti alâka He takip ediyor ve elinde olan her türlü vasıtalarla Afrikadaki Fran- sız küvvetlerin'n İngiltere İle an- laşmalarını önleyecek tedbirler al- mağa çalışıyor. A, ADLIYEDE: Çiş Eyüplü Halidin muhakemesi Kendisine müemur süsü vererek İ bir oteleiyi ve bir umumhaneyi dor landırmak ve bir kadının 1000 lira- S n1 gaspetmok suçundan birinel a. ğır ceza mahkemosine verilen E- yüplü Halidin muhakemesine dün başlanmış, müşteki ve şahitlerden İzmirli Hafize Tezirişen başma ge- lenleri göyle anlatmıştır: #*— Bir gece yarısımdan sonra otomobille bir arkadaşıma gidiyor- dum, Şoförün yanında oturan vo isminin sonra “Kadın avcısı Mmef> hür Eyüplü Halit olduğunu öğren- diğimn zat bana bir #'gara verdi. İç- tim, meğer sigarada esrar VaTmış, sarhoş oldum, Beni alıp Büyükde re yoluna götürdüler, Bir arabik E- yüplü Halit yanıma oturdu ve bir elini belime, diğerini de koynuma attı. Eli göğsümdeki 1000 Hrama Hişti, çıkardı ve: “— Kız, bu kadar parayı ne yar pacaksın, diyerek beş yüz llrasmı aldı. Bağırmağa — başladım. Ktzdi bu sefer hepsini alıp beni dağ ba- gnda, merz yolda yalnız başrma bir rakıp kaçtılar.,, Eyüplü Halit bu ifadeyi kabul et- memiş ve muhakeme diğer şahit. lerin çağırılması için başka bir gü- ftranda ihtiyatlar çağırılıyor Tahran, 88 (AA.) — D. N. B. bildirtyor: Nesredilen bir İradeyle ve harbiye nezırinın teklifi Üzeri - ne nazırlar meclisince kabul ©- dilen karar — mucibince 1907 1910, 1912, 1014 ve 1916 ih | yatları bir ay talim görm ılıur!- 22 mart 194. için sil #İtmma çağırılmışlardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: