1 Ağustos 1935 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 30

1 Ağustos 1935 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EDİ vallı adam şuyor, ve Yihayet iki dünyadan gün eski yılan bir 1an firavun »ykeli »a arkadaşı e Carterin ve in ölümün- ira, teşhiş canlarını yaklaşmış, e Dili kurtarmak lâz i Kurtuldu. Daha ğe ka. Gidiyor yabancı kelimeler Ünlar gittikçe Türkün gözbebeği meydana (çıkıyor. Kız güzelleşiyor. Güzelleşti eşsiz kız. Yavrumuzun cevherlerini ancak li imdi Otam tanıyoruz, ne kadar da i çekici (|cazip| imiş. alnız... Dikkatl.. ehlike var, Mv e var, yan bakan ve karş korunmağı unutmayalım. N Kim bu 7... «Bozuk ağız», «Pis dil», «Küfürün dili», i Sağda rastlıyoruz, solda görüyoruz, yolda karşımıza GE ER şehirde, dağda, köyde, derede sırıtıyo: CÜanavarın kafasını eliz Bunun için ne bıçak gerek, ne de silâh. ramızda Yazan : VEDAD ÜRFİ büyük koru» yucumuz İmüdafiimiz| ona karşı. içinde yaşatmak, şakalaşmak, kaba dil ile epimizin, kadınımızın ni yerlerde Azıcık «iyi niyet» en Küfürü ağzımızın galiz sözlerle e ortasında, çocuğumuzun vr konuşmak ayıp Sokağa Bişi a neden çık» Lokanta parasını vermeden niçin masamız başından çmayız?... Neden yolda biribirimizi itip kakmas man çalışırız?... Senin bana, az (manasız), sebebsiz tokat yapamamak lığı zın hikmeti nedir?.. tanırız, ondan Bir cürumdür, yas mayiz ?... benim Canavar Var Küfür Ve Kaba Şakaya Karşı Harp Açalım. Bedeviyet Asrında değil, Kültür Devrindeyiz. Lekeleniriz diye korkarız; pamayız ju terbiyemiz, aklımız vardır. tmamalıyız ki kadınımın, kız kardeşimin, çocuğumu m, yet slimin yanında, önünde, ilanın dibinde, yaşadığı muhitte «Küfür» ve “Kaba Şaka» dilini ek sokağa anadan #ma çıkmadan da, 7 para eler lokantadan Oo kaçmadan da, sebebsiz biribirimizi tokatlamada da kötül... Bu dille biz, yetişen neslimizin terbiyesini çalm ağa, EN ahlâkın tokatlamağa alişimemer a bili ama bilmeyerek... Hangisi en olsun tehlike bir. Alışmamış olan da, temiz konuşmağa çalışma Küfür ve kaba şakaya karşı harp açalım|.,. Bedeviyet asrında değil, Kültür devrindeyiz Gi leur, muayeneden sonra Luksoru canlı olarak terkedememişti. Gene mumyayı muayene elmiş olan bir diğer teşrihçi, ei yp E. Derry bir sene içinde ölm Mezarı görmeğe gelen yedi Fransız gâzeleci ve muharrirlerinden ikisi, bu ziyaretten iki sene sonra hayatta bulun- © muyorlardı. Mezar açılırken merakı yüzün- “den orada hazır bulunan bir Amerikalı içinde hastalanmış, baygın olarak dışarıya çıkarılmış; ve birkaç gün ise, mezarın içinde anlaşılmıyan bir ciger hastalığından ölmüştü, Gene mezarı ziyaret eden bir başka İngilizin ömrü, ancak o senenin sonuna kadar sürebilmişti. Fir'avunun mezarından çikan kiymetli “şeyler Kahire müzesine götürülmüştü, Bu eşyaları lamadan ölmüşlerdi Amerikada Metropoliten müzesi memur- lerindan Arthur Mace, eşyayı Carter ile Tutanksmı çıkan koku şişeleri. Ve santim yarkiğide) "kaleleri gümüş, ü birlikte tasnif etmek üzere OKahirede çalışırken, birdenbire hastalanmış ve kısa bir zaman sonra veda etmiştir. Gene tabutu açanlardan profesör Neuber- rynin karısı da, böyle görülmedik ve kısa bir hastalığa uğrıyarak dünyadan eteğini çekmişti. Bütün bunlar devrimizden 3300 sene yaşamı, Fir'avunu, o birkaç senede bir sinema yıldızı kadar meşhur eden, ve ismini her ağıza düşüren gerçek ve bilimsel hâdiselerdir. evvel bir Fakat bu hâdiselerden gözü yılmamış olan Howard Carter, şimdi yeniden Mısıra e erkes onun bu yı Arüş- pm neticesini merak ve heyecanla beklemekte bulunuyor. Acaba Fir'avunun karısının mezarını araştırmak, Tutankame- nin lânetinden kurtulan oCarterin başına, şimdi korkunç bir felâket getirecek mi? Howard Carter bu şeametlerden De korkmiyor. O, bilgi alahına yeni ve zen y yin eserler yadigâr etmek için bayat biç düşünmiyor bilel.. 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: