1 Mart 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 22

1 Mart 1937 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

vardı, ralımg rlardı. ninesinin dizi — Kızım; demiş, ben senin sabrını, tahammülünü duydum da yeldim. Bu aziletini çok sevdim. Şimdi benden iğim, anlat. ne istersn yerine getireceğim. ide doğuştan Kadın, hal: ü man, demiş, gözlerimi aç!. ralim bir cilveşi kendisinin gü adını, son der e. denecek hai açılmış. Kadın kendi yüzünü, la evlendirmişi “ aki renekleri, şekilleri, tabiatin binbir surakı güzelliğini ilk defa olarak görünce; se- yen beterg Yinçten “çılgın bir hale gelmiş. hemen etrafın- ileri kör olduğ, evine doğru koşmağa başlamış. liğini bilmez, ; ırına da katlaş Senelerdenberi içinde şekil ve renk ayalinde ideal) verdiği hayali, birân evvel görebilmek içinde, hayali için koşıyor, koşıyor. e tam evine ermiş, bu hâji yaklaşırken onunla, hayalindeki koca- budak e siyle karşılaşıyor. İşte senelerdenberi sevdiği hayal : Temiz, geniş bir alın, anlıyarak bakan “gözler.. uzun bir boy.. hatları düzgün bir vücut... Dünyayı yeni gören güzel kadın, derhal bu Ev boynuna atılır: — Oh, sevgilim, nihayet gözlerim açıldı; seni görebili yorum. Halbu ki zavallı kadın pek A bir i surette aldanmıştır. Tam İ hakiki kocası, yani kanbur adam ortaya çıkarak, kz sarıldı- ğı yakışıklı erkeği vurur. Kadın yap tığı yanlışlığı, senelerdenberi bir ha- yale bağlanmış olduğunu anlar. İste- yan bir harekette bulunmuştu. Aynı za manda kocasının ne çirkin li ba- yağı bir mahlük olduğunu da görmüş- tür, Fakat o, kocasının çirkinliğini de- gil, li gu düşünür; —Tan .« keşke gözlerim hiç açıl masaydı, za kör olmakta bir saa- etmiş. Diye feryat ederek gözlerini öğle güneşine diker. Henüz açılan gözleri fazla hassas olduğu için, bu kuvvetli ışığa dayanamıyarak, bir daha hiç açıl- mamak üze döner . ve sanki gözleri dünyanın güzel- Hye 2 öneli hiç görmemiş gibi yaş başlar. ME ço ni biz böyle nefis feda- kârlığı, sadakat hikâyeleri dinleyerek büyüdük..Siz ise, bir kadının kocasından Loşanmasının, veya eşi öldüyse, top- “rağı bile kurumadan evlenmesinin ca: iz olduğunu öğrenerek yetişiyorsunuz. Genç kızın gözlerinde müstehzi bir “bakış parlamıştı: — Her halde bir kanbur için gör ieiyordu..s — Sençok gençsin. Fakat mezarımın topruğu... lerimizi feda edecek kadar abtal deği" liz. Toprağı kurumadan evlenmek de- diniz de aklıma bir Çin hikâyesi geldi. Çinli bir filozof, bir gün mezarlık- tan geçerken, bir mezarın başında elin- de bir yelpaze ile eye yelpazeliyen bir genç kadın görmüş, Bu garib akici bir müddet hay- re merakla ei sonra me- r bekcisine sori — Kuzum bu” genç kadın ne için şu mezarın toprağını yelpazeliyor? Bekci gülmüş: —5Siz de şaştınız, değil mi? Bu,tam bir aydır o mezarın toprağını yelpaze- liyor. Ne için mi dediniz? Bakın an- latayım. Bu genç kız, bundan bir sene önce bir Pp Genç, k metli bestegâr Necip Celâlin yeni bestele- diği: ( Yıllar) ve (kimse sey- İskender OKut- man tarafından şık bir şekilde neş- | redilmiştir. Necip Gelâlin bu iki yeni tangosu da, öbür eserleri gibi birer küçük şaheserdir. Genç sanatkârın bu, cid- den güzel, muvaffak olmuş eserlerini İ musiki sevenlere tavsiye ederiz. genç ile sevişerek evlendi. Çok me- suttular; fakat genç adamın ömrü pek y evvel, miğ: — Sen çok gençsin.. ecek Fakat mezarımın toprağı kurumadan ç kadın o zaman ağlamış, siz- lünü kaptırmış. Tam yapılırken, kocasının vasiyetini hatır- lamış: — Bu zamana kadar yaş kalır mı? elbet kurumuştur, diyerek mezarlığa gitmiş. Bir de bakmış mezarın toprağı yaş Hava yağmurlu olmamağla bera- ber, gece yağan kırağı ve çi gibi şey- lerden toprak rutabetlenir, bir türlü kurumazmış.” Ölen gencin kurnazlığını görüyor musunuz? Ö vasıyeti ile, karı- sının bir daha evlenmemesini meğe çalışmış. Fakat, kadın daha arel çıktı. Elinde yelpaze ile bütün gün mezarın başında.. Toprak'öyle ku- ruyor ki, yakında gecenin rutubeti de para etmiyecek. İşte, mineciğim, bu hikâyede bu eği Şimdiki kadınlar bu çinli kıza çekmişler.. mezarın OPEAR kuruma- sını "bile beklemiyorlar Büyükanne, canının sikkıldığı e tan bir tavırla minderin ü Sa ruşunu değişti rdi, pencere do oi döndü. Çok ei sö lemek Feta belli idi. Fak. ile ba- şa keaiyacağını bildiği Ti içini bo- şaltmamayı Ss etti : — Sen hep bu münasebetsiz hikâ- ir ezberle, emi? Di homurdandı ve temiz, yaşlı başını elindeki tenteneye eğdi. Endüsliri hayatımızda yeni bir hamle : | Türkiyede, Türk Müte- şebbisler Tarafından Büyük Bir AMPUL Fabrikası Kuruluyor. Endüstüri müteşebbislerimizden | Hüsamettin ahsin ve İzzittin (| Feray'ın İstanbulda 200,000 lira | sermayeli bir : ( Elektrik Ampul fabrikası ) kurmak için İktisat VWekâletinden müsaade aldıklarını sevinçle duyduk. Pek yakında faaliyete geçmek üzre hazırlıklarını ikmal eden bu | müteşebbisleri hem tebrik eder, | | hem de memleket hesabına kaza- | nılan bu yenilikten dolayı mem- İ nuniyetimizi izhar ederiz. Ta

Bu sayıdan diğer sayfalar: