8 Şubat 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

8 Şubat 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İSTANBULUN İŞGALİ!.. Muharriri : HALİT CEMAL —EEEEER — Her hakkı Mahfuzdur L gha Mondros mütarekesinin ilk günleri Harbı umuminin son günleri idi. Cepheler bozulmuş, memle- ket dahilinde fırkacılık hissiyatı alevlenmiye yüz tutmuştu. İçin için devam eden nifakcuyane ha- reketler mühim tehlikeler kar- paunda bulunan zavallı vatanı izmihlale sürüklüyordu. Herkesler Mondros mütare- kesinin akit ve imzasını vaziye- timizin müphem noktalarını bil- mek istiyorlardı. Hele Yunan se- faininin kara sularımıza girmiyece- ğine dair verilen teminat'ağızdan ağıza dolaşıyordu. Bir sabah Marmaranın açık mavi suları garp medeniyeti diye bağıran barbarlara melce olmuş- tu. İstanbul limanı, derme çatma bin bir çeşit askerlerle yüklü gemilerle dolmuştu. İşte o gün her şey bitmiş İş işten geçmişti. Zavallı İstanbul, bu güzel ve ta- rihi şehir bütün abidatile düşman eline geçmişti Memleketi böyle müşkil ve elemli dakikalarda harbe sokan- lar çoktan firar etmişti. Bir kaç gün içinde şehre çıkan işgal kıt- atı yavaş yavaş her yerde yer- leşmiye başlamış kapitölasyonlar teştit edilmiş, milletin eline de- mir zincir vurulmuştu. Beyoğlu ciheti mavi beyazla dolmuştu gayri müslimlerin her yerdeki coşkun harekâtı müslü- man Türklerin kalbini sızlatıyor- du. Az vakıt içinde dahilde fitne ve fesat baş göstermiş. Hürriyet ve itilâf canlanmış, İngilizlere muhip olalım diye bir cemiyeti fesadiye teşekkül etmişti. Hissiyatı milliyeden tecerrüt etmiş bir kaç vatansız itilâf ordu- larını alkışlamak, onlarla teşriki mesal etmek için hazırlanmıştı. İşte: bu feci gün İstanbul baştan başa ecnebi bayraklarına sarılmış her gayrı müslim Ermeni Yunan paçavraları asılmıştı. Vatanın böyle felâketli za- manlarında Şişlideki hanesinde büyük bir mücahit büyük bir Çhalâskâr Anadoluya geçmek, va- tanı kurtarmak için geceli gün düzlü düşünüyordu. Bu düşünce- tini kuvveden fiile isal için de son kararını vermişti. Evet vatan meşguldü ! Adana ve cıvarı Fransız müs- temlikesi, vilâyati şarkıye Eerme- ni bazicesi, Garbi Anadolu İtalyan Bözdesi, Karadeniz havalisi Pun- tosçuların faaliyet merkezi idi. Vatanın, matemli halini- bu kadar ağır fecayle sahne olmuş tören ulu Gazi daha ziyade ta- hammül edememiş heman Ana- doluya — geçivermişti. Müellim Mütarekenin üzerinden bir çok günler geçiyordu. Ekalliyet kadın Ye kızları çoktanberi bekledikleri larına — ka lardı. Kanun yok, ıd.ı..mu:::'_ımu_ SENE diktatörce emirleri harfiyen taspik edilmiye başlanmıştı. Elhasıl keyfi teraat her şeye hakimdi. Bir kaç vatansızın teşrikl me- “ galsile her şeyi öğrendiklerini zanneden ecnebiler harimimize kadar eluzatmak eür'etini bul- muşlardı. Müteakıp günler, feca- atle. vıhplk,ı-!_igı! emperyaliz- minin doymak bilmeyen ihtira- satile geçiyordu. Vaesefa ki : Bu hal artık ta- hammülsuz bir şekil almıştı. Her kes ne ölacağını şaşırmıştı. Müstebit Padişah ve hempa- ları ecdatlarının birer maktel haline koydukları sarayın yal- İdızli. salonlarında - saltanatlarını sürmek; beyliklerini idare ettir- mek için bin türlü fitne ve fesat- la pek çok vatandaşlarımızın ha- yatına hateme çektirmeyi kendi- leri için bir şeref addediyorlardı. İngiliz nufuzu diğer müttefik- lere nazaren o kadar ileri var- mıştı ki : Nereden — geldiklerini kendileri de — bilmeyen saray mensubini — aralarına — almış, zevkü sefahat içinde sarhoş et- mişti. Yalnız bu mahşer günlerin de, bu kıyametin koptuğu dakika- larda Türkün kitabı mukaddes gibi bildiği bir hakikat vardı. O da büyük gazinin giderken ar- kadaşlarına söylediği tek bir cüm- lesi idi. Vatan kurulacak onun azmi, onun imanı, onun noktai nazarı çok harimdi. Vatanı kur- İstanbul işgaline nasıl karar verildi ? 385 Senesi İlkbaharının tatlı bir akşamı idi . Cağaloğlunun münzevi bir köşesinde selâmeti memleket için toplanan (M-H.) cemiyeti azaları arasında bulu- nuyordum. Duvarları Yunan me- zalimini teşhir eden “fotoğraflar- la dolu bir odanın penceresinden dışarıyı Seyrediyordum. Tarihi minarelerin arasında kızıl rengile batan güneşi gördükçe bu günün de zayolduğuna nedamet edi- yordum. Civardaki evlerin birin> den yüksek sesli duvar saatinin beşi vurduğunu duyuyordum. Bir hissi kablelyuku mühim - işler arifesinde olduğumu ihsas ediyor- du. Karnım acıkmağa başlamıştı. Günlerle yemek yimediğim zaman- lâr olmuştu. Fakat hiç bir günde bu kadar açlık duymamıştım. — Yandaki odadan komite azasından (ÂA) beyin sesini işitmiştim. Beni çağırdığını duymuştum . Biraz sonra sebebi davetimi anlamıştım. Ertesi sabah Hürriyet ve itilâf fırkasındaki mühim içtima hak- kında malümat almağa memur edilmiştim. Fırkaya civar olan ( C ) beyin hanesinde sureti mahsusada du- warlar arasında açılan ufacık bir delikten — İtilâfçıların içtimamı, mukarreratını, müzakerelerini dinlemek, yapılacak ihanetleri vaktinden evvel öğrenmek sure- tile hareketlerini takip etmekti. Geceyi sabırsızlıkla geçirmiştim. Ertesi sabah vakti muayyende (C) beyin hanesine bir misafir gibi kabul edildim. Saat ona gelmek üzre iIdi. Civardan gelen otomo- ibillerin dizilişi |bir şimendifer yo- lunu andırıyordu. Arabaların çok- luğu ceryan edecek müzakeratın ehemmiyetini fazlalaştırıyordu. Acaba bu gün burada neler görü- #ülecekti?... Üç beş sarıklı bunak görüştükten, konuştuktan — #onra neler olacaktı? Bir çok tahayyülât içersinde bunalmış kalmıştım. Yan pence- relerden birinden gözüme ilişen h YARIN Yunanistanda — p — Güzellik kraliçesi için şenlikler yapılıyor Beynelmilel Müsabakada yu- nan güzelinin Mis Avrupa ilân edilmesile neticelendiğini yazmış- tık. Güzeller Niş ve Kan şehirleri- ne gitmişler ve yapılan şenlikler- de bulunmuşlardır. Avrupaya güzellik kraliçesi olarak Yunan güzelinin intihabı Yunanistanda büyük bir meserret uyandırmış her taraf donanmış- tır. Başvekil M, Venizelos güzeli lılırıfll tebrik etmiştir. | Bahri konferans hakkında bir makale Moskova, 6 ( Hususi ) İzvestiya gazetesi Londra kon- feransı hakkında uzun birmakale yazmışlır. İzvestiya'nın fikrine göre bu konferans gelecek harbin zamanı hakkında bir fikir verecektir. Muhafazakârlar müca- deleye geçiyor Londra, 6 Muhafazakârlar amele fırka- sına karşı Mücadeleye hazırlanı- yorlar. Sabık Başvekil M.Baldvin Colisoumda irat ettiği birnutukta iktısadi sahade İngiltere ile do- minyomlar arasında daha sıkı bir Iştirak temini tavsiye etmiştir. Kaybolan ceneral Paris, 6 ( Husust ) Kaybolan Ruş ceneralı Kutye- pofun izi hâlâ bulunamamıştır. Ruzs sefiri M, Dovgalevski Kut- yepof mes'elesi hakkında hüküme- tine uzun bir'şapor göndermiştir. Raporda Pariste hüküm süren l heyecandan bahsedilerek kendisi- ne üç ay kadar mezuniyet verilmesi istenmiştir, HARHUNAKKMRN: HUNUN 23 Nisan «Çocuk Haftası » nın mansananalf/ ilk günüdür SANRAKanma gG SASNERNNANNN, rı.ııııııı* G ,qıl renkli bir oıomb"' dlıl'!ll- tım. İngiliz negerl k“'“"'d“'hilhl ait olan bu arabanın burada du- na hayret etmiştim. T Demekki artık kayb'edilecek Çvakit kalmamıştı: Olduğum evin lçlnde ser şeda kesilmişti. Bana tahsit olunan mahalle girmiştim. Tıpkı bir uyyır“' pilot gibi hazırlanmıştım. Tek — gözümü bir çivi başı kadar ufacık de- Bğe yerleştirmiştim- Şimdi ottalığı tam manasile görüyordum. Beyziyüşşekil yeşil örtülü masanın etrafına çevrilen hocalardan — tutunuz da - İngilizi işgal ordularının İstanbul polis kumandanı — Maksevele — kadar dolmuşlardı. Müzakere hafi bir leri Sadığın seslerini bana işitti- mıyovdıı Anlaşılan. Salona da- ha başkaları: dü geliyordu, va- kit te hulül etmişti, Saat tamam üç vardı, Böyle İngiliz kuman- danının da iştirak ettiği bu içtima , neden icab etmişti 7... Zaten birkaç gündenberi ga- zetelerde Işaa edilen havadisler de bunu azçok ima etmezmiydi ? Poüs'haberi Aşk yüzünden.dün çok feci bir cınayet oldu Kızıltoprakta Rcşıf bey is minde bir genç hem evli bir kadın olan Feyzaver hanımı hem de kendini v Kızıltokrakta — oturan Riza beyin 18 yaşındaktoğlu Reşat kom- şuları bulunan bir Doktor zevcesi Feyzaver hanımı sevmiştir. Feyzaver hanım henüz genç bir çocuğun kendisine karşı gös- | terdiği alâkaya ehemmiyet bile | vermiyerek şiddetle reddetmiştir. Reşat bey henüz tecrübesiz bir çocuk olduğundan Feyzaver hanımın kendisine karşı lâkayt kalmasını infialle karşılamıştır. e Sabaha karşı gel demiş! Evvelki gece geç vakit Galata- da sarhoş olan İranlı Hacı Hasan Kemeraltında Sürpik dudunun umumhanesine gitmiş kapıyı aç- madıklarından tekmelemeğe ve camları kırmağa başlamıştır. Umumhaneci Sürpik —dudu pencereyi açarak: — Ka yavrum sen- ne ku- durmuş —aşıksın, — kompiledir, burası Eminönü tramvayı değil: dir, kompile deyorsam arilayı ver, yahut tireni bekle sabaha karşı gel! demiş: Acem Hacınının attığı bir| taş Sürpik dudunun ba- şını yarmıştır. Mecruh Sürpik dudunun feryadı üzerine Acem Hacı yakalamış ayıldıktan sonra mahkemeye ve- rilmiştir. Sabıkalı kaçakçılar Galatada oturan meşhur esrar ve kokain kaçakçılarından Yu- nanlı Orofo Niko hamal Apoıtol ve Yaninin İstanbul ile- İskende- riye arasında esrar, Afyon ve ko- kain kaçakçılığı yaptıkları Polis müdiriyetince haber alınmıştır. Bunun üzerine evvelki gece üzerlerinde taharriyat yapılmış25 kilo esrar, yarım kilo kokain ve bir miktarfda afyon bulunmuştur. Bunlar sabıkalı kaçakçı ol- duğundan hudut haricine çıkarıla- € İll Demek ki müzakerat ehemmiyetli olacaktı. Aceba bu ehemmiyeti ben gözlerimle görüp,kulaklarım- la işitmiyecek miydim!... Köhne bizansın yılıık duvar- ları üstünde kurmak 'istedikleri muhalefet saltanatını bir gün yık- mıyacak mi idik... içtima başla- mişti. Miralay Sadık söylemiş, söy- lemiş bunakça zırıldamıştı. Kö- şedeki kanepede oturan peyamcı Ali Kemalin'birdenbire yerinden fırladığını görmüştüm. Artık sı- ranın ona geldiğini anlıyordum. Her gün gazetesinde yazdığı lâ- hana yaprakları tabirini burada tekrar edecek mi diye bekliyor- dum onun meftunu olduğu okuyucu larını buraya neden getirmediğini anlayamıyordum. Balık Pazarın- dan ta yemişe kadar iki sıralı dükkânlardaki Remezanlık Pe- yamı sabahçı Pastırma ve peynir- ci ağaları Ali Kemalden ne bek- lerlerdi onun yazılarından ne an- larlardı. Aceba onlara da kara- man — havalisinde istiklaliyet mi vadetmişti? İstanbul böyle kep- mekeş içinde boğulurken Anado- lu da millet mücadelesine devam ediyordu. Gazi hazretleri Mlııln Milli ilân ediyor mıyordu. ( Devamı var ) Bunun üzerine Reşat B. Fer zaver hanımın evine ı!rııi!" bancasını çekerek biçarenin gi rine iki defa ateş etmiş h’ | içinde yere sermiştir. Reşat bey Feyzaver M vurduktan sonra tabancayı H' nine sıkarak intihar etmiştir. — Tabanca sesine Iwçınlır bey ile Feyzaver hanımı feci vaziyette kanlar içinde ıürd lerdir. H x * Vinçin demirine çarpmış Kuruçeşmede kömür amı sinden! (Torniç) dün İzmir rundan kömür çıkarırken ba; vinçin demiri çarpmış ağır su te yaralamıştır. Asabi hastalık yüzünd Kasap İlyas mahallesinde 0 ran Topçu mektebinde mu Tevfik efendinin valdesi 60 şında Hatice hanim dün kendi! kuyuya atarak intihar wiâ | Hatice hanımın cesedi kuy? | dan çıkarılmış - asabi neticesi intihar fettiği ğından defnine ruhsat vi tir. Amma da sertmiş Kasımpaşada Muharrem nin hanına dün madam Ventu gitmiştir. Muharrem efendi sına çıkarak: — Buraya neye geldin!? DF yerek döğmeğe başlamıştır. Muharrem ef.Kavgayı mağa gelen Emine hanımı kızarak süpürge sopasile y dan yaralamıştır. Emine hani baygın bir halde hastaneye | türülmüştür. | Ayıp şey: polisin baş yarmış Liman memurlarından R bey evvelki akşam sarhoş Maksim bara gitmiş, garson AY gele kızarak başına bardak döğmeğe başlamıştır. Rıdvan beyi tecavüzü polis merkezine habf — verilmiş, kendisini mene 1 komiser muavini Yakup efend ) üzerine hücum ederek attıği gi şişesile başını yarmıştır; Bir bedmestin hüneri — Taksimde oturan şöför Se” hattin evvelki gün sarhoş ol 4 İ öteye beriye taarruza baş! kendisini meneden polis © efendinin üzerine hücum” belindeki meçi koparmıştır. Şöför Sabahattin meçle M lis efendiyi yaralamak istei ç ise de elinden meç alınmışb sarhoş polis merkezine müştür. « Sermayeler mi iç eü"g Beyoğlunda Glavani da madam Cıpanın ouW bıkalı randevuculardan 5€ w gitmiş parmağındaki 400 '»ç elmas yüzüğü çıkararak üzerine koymuştur. bir Sebahatın! yüzüğü meçhül kadın tarafından çalınmıtt” v öze Sebahatin şüphesi Elmit sermayelerinden Fatma, — ve Mari isticvap ğ fi *

Bu sayıdan diğer sayfalar: