February 25, 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5

February 25, 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a KaÜn aN L SN Ş Dü KA A ı_ .. VVA . . BEKTAŞİLİK-SÜNNİLİK | ' ŞİİLİK VE FARKLARI!... S 99 g — ıî:/“ılıık. Blelen Hara gah : 7 — Takva -imamın sakın- eli rinde fenalıktan Kısasta ılı_ımn filkısas «aye| | masını dünya işlerinde fenal n için hıyıt vardır,. Ey basiret sahi, i a ateyel ::frl maalindeki l hın bu şiddetli hareketi üze- k.l: hocalarında nufuzu temami- irılmış ve memlekette adalet y* Muhakim hükmüni ttar. aJ Ü icraya : İki mezhepte din büyükleri Şitlerde: Din reisi imamdır. l m behemhal Peygamber- rdeki sıfatları cami olmalıdır. U sıfatları halk tayinde aciz ol- ilğundan imamın her halde Al- lahin vahyi ve Peygamber tara- 'ındudıımp ve tayin edilmesi Ehli sünnette: Böyle değildir. Halk kimi İs- , ferse onu din reisi, imam tayin eder, Şia nazarında: İmamda şu sıfatlar olmalıdır. 1 — Adil - İmamın adil o- Ması bütün zülümlerden uzak bulunıuıı. halkın işlerini adalet- 1fa etmesi, 2 — İsmet - İmamın masun olması dinin menettiği günahlar- dan hiç birinin işlememesi, 8 — Emanet-İmamiın emin ol- Ması, bülün akitlere emanet et- TMesi, ve müstekim olması, hiya- uzak kalması. * — Sıdk-İmamın sadıkulvaat ol...—' bütün vaatlerinde ve söz- l—"dı doğru olması. 5 — Diyanet-Mütedeyyin ol- =ı dine hakiki sürette bağlı k“::-lıııı, Allaha, Peygambere, ve kıyamet üne kal- bile tman ılın’oıl. K İ $ — flim-İmamın âlim olması, Si , zamanı rkesten İyi bilmesi, cahil olmaması. ) Bu günkü İranı anlamala- ,';ı'- bu. süretle (Şii) liği daha tanıyabilmeleri için okuyu- Sularımıza (Not) olarak verdiği- Tiz izahat burada bitmiştir. Bununla beraber tefrikada devam ederken başka sü- Tefrika numarası:22 Otomobil Polis müdiriyeti ka- Bisında hazır dürüyordu. sivil Memurlar otomobil yanında hazır L"'h'lîrlıını'ı'lı. CZ) bey otomobile atlamış Vil me'murları da yanına almış: — Şişliye,, verdiler, polis müdiri- doğru şişliye gitti. hattının ah | Meti değildir. | bu saydığımız HAPA KAMALİN H İON GÜMLERİ - 4«1 nefsine mahküm olma- ,'_':':”ı.ııdı KS ae L alkain faydasına tercih etmemesi, Haset, adavet, kin gibi sifatlardan uzak olması. 8 — Seha - İmamın sahi ol- masi, varını icabında din yolunda ve iyilikler uğrunda sarfetmesi, bahil olmaması, dünyayı ve dün- ya varlığınmı haddinden ziyade vermemesi. 9 — Hilim -İmamın halim ol- masi, olur olmaz şeylere hiddet- lenmemesi, dünya işlerinde hiddet, şiddet gibi eserler göstermemesi, 10 — Şicaat'- İmamin casa- reti medeniyeye malik olması, nefsini din yolunda, 'doimluk | Uğrunda fedadan çekinmemesi, bütün tehlikelere rağmen hakli, doğruluğu müdafaa etmesi. e Şiilerce din reislerinde bulunması lâzımgelen — sıfatlar bunlardır. Şii diyorki : Din riyaseti bir dünya hükü- Din reisi, İmam, sıfatları haiz bu- lunmazsa onunla bir hükümdarın farkı nedir ? Dünya işlerinde bile insanlar iyi olanları siyasete geçirmeğe çalıştıkları halde, din işlerinde neden kötü adamları iş başına getirmelidir. Ve dizgini onların eline vermelidir. — (Devamı var) Şehir gıda almıyor ! Birinci sahifeden devam Tabil olarak bir nufusun ay- da 4 okka et yediğini kabul eder- sek senede 25 lira bu suretle tasarruf edilmiş olur. — 25 lira mütevazi bir yucanın bir aylık kirasıdır. 4 Kl; bir ailı Kat ea.:ml r ailede bu Bundan bir kaç gün evvel ekmek işinin hal.nde asgari bir mk" kazanacağını ileri sürmüş- Et işinde de 4 aylık ev ki- rası kazanılabiliyor. Şu halde hayatın nasıl Ucuzlıya bileceği anlaşılıyor, Fakat onu ucuzlatmağı bilmek | kazım! &. bildiği evin önüne gitti. çaldı. İçınluı ses ve bey sordu: Klplyı rmişlerdi. (7) — ($) bey evdemi? bir arkadaşıyım, ©2t Bem eelel Dedi. Kapı ar; kadın ıBcıl :::ıp '.::i':::l" bir — Bura le likiyon atendimz HİT VA ot — Ya ... Demek bu ey © beyin evi değil.. — Hayır efendim. Biz de yeni taşındık.. Bu cevap üzerine (Z) bey için v YARIN Sadullah Bey Birinci sahileden devam Omuzlarına yüklendiği yükü taşıyamıyacak — adamların diz- leri titredigini görüp susmak, hakikati söylemek istiyenleri incir çeğirdeği doldurmıyan palavra- | lar ve müzalatalarla ( fena ) | ( müfsit ) (bedhah ) (Bolşevik ) ( mürteci ) ( şantajcı ) falan filan göstermeğe çalışmak doğrudandoğ- ruya vicdansızlık insafsızlıktır. Mil- et uyumak ve uyuşturulmağa muh- taç değildir. O, bil'akis çok ay- din ve nurlu ebedi sabahlara uyanmak isliyor. Sadullah Bey meselesine ge- ce : Henüz istifâ etmek büyüklüğünü göstermiyerek,dün yine İstanbula teşrifeden ( Sadullah ) Beyden altıncı süalimizi de sormağa de- vamediyoruz : İ — BuFakir millete(300,000) Hiraya mal olan ( Antrepolarınızı) Ticaret odasına ( 25,000 ) liraya kiralamıştınız. (300,000) lirayı da yüzde (6) faizle Ziraat bankasın- dan almıştınız. Alacağınız icar bedeli âncak faizi ödeyebilir. Bundan sarfınazar ediyoruz. Rıh- | tım şirketinin başına bela olan bu | Bundan kadın parmağı | kinden ileri geldiği anlaşılmıştır. antrepoları Ford müessesesine verirken Ticaret odasile olan mukaveleyi nasıl feshettiniz? — Ticaret odasının mu- kavelesinin bitmesine (üç ay) var- ken bu mukaveleyi feshetmek için Fort müessesesi ticaret oda- sına ( 25,000 ) lira peştimallık verdi, Rihtım şirketi de kendi an- tirepolarına rekabet eden bu yü- kün altından kurtulmak - için (15,000) lira peştimallık verdi. Fakat mal sahibi olan seyrisefain idaresine ne diye (35,000) lira peştimallık vermiştir? Alan ve veren bakkal dük- kânlarında bile kiracılar peşti- mallık verirler. Hiç bir mal sa- hibi böyle bir hava prrası ve- rilmiş midir ? Milletin (35,000) İirasını ne sıfatla ve kime verdiniz ? 3 — (35,000 ) teyrisefâin. (15,000) Rıhtım, (25,000) Fort vermiştirki ceman yekün (75000) lira eder. Bu paralar verilirken Antrepolarda çalışan memur ve müstahdemine ( Tazminat birer İkişer maaş )7n0m1 altında alınıp Vi edimi "nl'znıı memura, kimlere, kim- lerin elile verilmiştir töyliye bilir misiniz? Nihayet bu memurlar kaç kişi idi. 4 — Fort, antrepoları aldığı zaman koca binalarin tavanları aüi lmamıştı. Bir yapılacak birşey kal e tek cevap, Kara Kemal bey hak- kında malumat alabilmek ihtima- İlerini ümitsiz bir vaziyete sokmuştu. Şimdi ne y.p.ulılıl'ı Nereye Mmüracaat edeceklerdi. Evden verilen cevaptan ( Ş ) Beyin oradan başka bir yere taşın- mış olduğu anlaşılıyordu. Fakat, Himdi de onun izi üzerinde yörü> mek lâzımdı. Bir defa (Ş) Beyin nerede — oturduğu — anlaşılacak olursa, müşkül biraz kolaylaşmış olacaktı. Lâkin nasıl ? (Z ) bey, derhal komşular- dan birinin kapısını daha çal- mıştı. Buradan aldığı cevapta menfi idi. “ Onlar da (Ş) beyin ne tarafa taşınmış olduğunu bilmiyorlardı: — Mahalle bekçisine sorunuz efendim. Dediler. Eevet en doğrusu da bu idi. (Z) bey evin önündeki meydanlığa — açıldıktan — sonra Polis hakaret etmiş Eolapderede oturan Maryam bir mes'eleden kendisini kara- kola davet eden polir Şefik | efendiye hakaret etmeğe cüret | ettiğinden hakkında tahkikata başlanılmıştır. j 'Tam karagöz seyretmiş Un kapanında oturan kasap İbrahim sarhoş olarak un kapa- nında Sabrinin kara gözüne git- miş, Sabri ile Mustafa isminde | birini bıçakla yaralamıştır. | Tramvaydan düşmüş Dün türbeden aksaraya giden tramvaya binen maluleyni aske- riyeden İzzet bey düşüp başı yarılmıştır. Şehzade başında şöför İbra- him Talebi yangın yerinden ge- çerken meçhul bir şahıs tarafın- dan böğründen ağır surette ya- ralanmıştı. Meselenin bir kadının teşvi- Bereket çanta kurtulmuş Fatihten geçen Zonğuldak meb'usu Celal Sabri beyin refi- kası Halet hanım içinde 250 lira ile, altın saat ve sair kıymetli eşya bulunan gümüş çantası iki şahsi tarafından aşı- rılmıştır. Polis hırsızlardan Süleymanı yakalayarak çantası istirdat et- | miştir. >olis haber | yökalanmışlardır. — Gramofon merak Pangaltıda oturan bir Mesrufun evine bir hırsız' bir gramofon ile 15 pilak çe— tır, Bunlarda zevke ' düşkünmüş Beyoğlunda İstiklal caddesin” de ( Sahibibinin sesi ) gramofon magazasına dün müşteri sıfatile gelen iki meçhul şahıs magaza- sındaki — satıcıyı lafa tutmuşlar büyük bir gramofonu gizlice çar- | pip kaçmışlardır. Yazmayı da ne yapacak Topkapıda yazmacı Mustafa efendinin mağazasına meçhul bir hırsız. girmiş 120 liralık yaz- ma çalıp kaçmıştır. Bahçeden çıkanlar Dün saat 19 de tahta kalede kara kulağın kahvesinde oturan Halil”elinde bir bohça ile Fındık- hdan geçerken şüphe üzerine polis merkezine getirilmiştir. Bohçanın içinde Kabataşta Feridun beyin evinden çalınan eşyalar bulunmuştur. Cürmü meşhut halinde yakalanmışlar Un kapanında sandal iskele- sinde bağlı mezbahaya ait 3 numaralı mavunadan et çalan deniz - korsanlarından — sabıkalı Cihangir ile, Kartal namile ma- ruf İzzet cürmü meşhut halinde çökecek halde 1di. ( 800000) | Liraya millete malettiğiniz (ese- rinizi), Fort müessesi baştan aşa- ğıya ve sıvalarına kadar yeniden yaptırmağa mecbur olmadı mı a Sizin yaptırdığınız, binalar, Fab- rikalar, vapurlar ııhunh:mlı.l; hep böyle çürük çarık mı ol * N akliy ketin- Dün (Sür'at) nı 'e şiri den bir mektup aldık. Sadul- lah beyin biraderinin kendilerile alâkası olmadığını; Filye motörü " Bu gece a ĞİT v iç " Kadir gecesidir Buakşam Kadir geçesidir. Bu gece İstanbul müftülüğü bir takım tedbirler almıştır. Bütün camiler sabaha kadar açık kalacaktır. Ayasofya camisine her sene olduğu gibi bu senede ecne- biler girebilecektir. —rorr—— Türk ocağından: vnaların (Kabataş) iskele- :::“ yanaşmadığını bildirerek tekzip etmemizi istiyorlardı. İste-, diklerini yapıyoruz. Biz a:s:uıı ve yazdığından korkan ada: liz! wFılyı we mavnalar mesele- sine Sadullah bey cevap verirse daha mantıki olur. Çünkü bunlar şirketin değil seyrisefainin yani milletin malidir? sivillerden — birine Ğ:ı:'âd:ı:ıu.m emretti: Düdük sesi üzerine mahalle bel:çilerinin gelmemelerine imkân yoktu. Filhakika öyle de olmuştu. Bir mahalle bekçisi düdük sesine koşmuş, memurların — yanına '.l'-l"ğük(vzü)::yyh; evi nerede- dir. Eski evinden başka yere taşındığını öğrendik. Acaba ne- | tti? ""Dl'yı sordu. Bekci, ( $ ) Be- iktığı- ki oturduğu evden çıl :ıh I:iîlyordıl. Hatta, naklettiği semti de duymuştu. Fakat unut- tmmiştl: muş _ıl[_f.:ıdlll biliyordum. L4- a )Beyin tanırım, T:::::ı (ı_îmvıy yulundaki :ııhvoü otururdu. Kahveci ne- reye gittiğini bilir. Cevabını verdi. (Z) Bey bekciyi savdı, Kendisi bizzat kah- veye gitti. Burası temiz bir kah- 27 Şubat 9380 Perşembe günü akşamı saat 21,30da Darüölfünun Müderrislerinden Mustafa Zühtü Bey tarafından (Yerli malları) mevzulu bir konferans verilecek- tir. Konferans münakaşalıdır. Bu- nu müteakip tanınmış san-atkâr- ların kıymetli eserlerinden bazı parçalar çalınacaktır. Bu konfe- rans ve konsere herkes gelebilir. veidi, (Z ) Bey, :;lhveciyî bir kenara çekerek sordu: — ($ ) nereye taşindı. Habe- rin var mı” Kahyeci kendisine sorulan sualin manasını anlar gibi olmuş- tu. Hemen sesini hafiflemiş ya- vaşça: — Vallah Beyfendi burada otururken kahveye gelip giderdi, Birkaç ay evel semtden çıktı. Nereye taşındığını bilmiyorum, — Gittiği semti İle bilmiyor Musünuz? canım hiç (Ş) Bey, filan semte gitmiş! Diye lakırdısı filan da m olmadı? — İşittim efendim kapalı fu- run tarafı zannederim. Efendim — Nasıl kapalı fırınmı? Ka- palı fırın semti İstanbul tarafın- da değil midir? ü Zannedersem - efendim.. Cağaloğlu semti olacaktır. — Cağaloğlu - semti.. Tabii mahallesinin filân bilmiyorsun! (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: