25 Nisan 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2

25 Nisan 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 2 Cocuk Haftası munasebetıle TAETARDÖR ” SADERE GORÜEU T GRLLRLENL Bir kariimiz ne diyor? Şimdi sıra küçük çocukların, buna sevinerek kehanet furuşluğa kal- kıştım, aldığım cevap beni inkisara Bazı memleketlerde içtimat derecelerden başka taksimat ta vardır: Meselâ yaş taksimi. Bu taksim üç derecedir : Çocuk, delikanlı, Bunların her biri, neviden mabluklarmış gibi ayrı bir mubit içinde yaşatılır, çün- kü idrakler, ihtiyaçlar, iktidar- lar anları birbirinden — ayırır, her biri kendi zümresile, kendi daima kendi iş adamı, sanki ayrı derecesinde yaşar, aralarında temasede 'ler. Şarkta günlerde biz, o günün iş adamlarını değil yarının iş adamları olan mek- teplileri ele alır öne sürer söy- letir dinlerdik. İş terakkide, şim- di sıra daha küçük çocukların. Buna sevinerek bir bildiğe kehanet füzuşluğa kalkıştım : — Yarın göreceksin! Kız er- kek bir çocuk grubu ziraat ha hayatını temsil edecek, hatta can- landıracak. Tarla sürecekler güb- reyecekler tohum atacaklar bi- çecekler dikecekler ot toplaya- caklar, yükletecekler odun ke- secek taşıyacaklar su yolu açacak bent yapacak değirmen kuracak bağ bazacaklar kümes hayvan- larına yem serpecekler arı besleyecekler sürü güdecekler yün kırpacaklar süt sağacaklar, tereyağı çıkaracaklar ve daha neler yapacaklar... Dedim ve Almanyada ziraat mintakasında bir sene geçirdi- ğim tatlı rençberlik hayatını onun karşısında adeta bir sine- ma gibi gösteriyor, tafsilatını da canlı olarak kendim terennüm ediyordum. Şu hikmet füruşluğuda unut- mayarak ilâve ettim. İşte böylece tabiatın tabil nimetlerini çekip çıkarmayı zihin- lere nakşetmiş olacağız. İptida beni dikkatle dinlemeye başlamış olan muhatabım sözüm ilerledikçe rehavetkârane arka- sına dayandı ve dudakları üs- tünde bir tebessüm belirdi. Devam ettim: Başka bir Tefrika N _ı..ıv_ umumi çocuk — grubuda uğrattı ! sanayi hayatını temsil eder. Binlerce amelenin alıştığı adeta koca bir şehri andıran fabrikaların © ihtişamlı manza- rasına iİnsan hayran olur. Sabah- layın, çocuklarımız, sai merkez- şitabdecekler, bir iş ande lerine seri yoklamadan soyunup elbisesini giyecekler, bir silah başı boruları gibi yüzlerce fabrika düdükleri iş başı emrini verecek derhal mesai cak... Diyerek Almanyanın Rör sa- sonra ve, &. nayi havzasının bir çok — şehir- lerinde bir liyordum. Ve buradada bir cev- her alamaya- rak: Bu sayede tabiatı beşere ram etmenin, muhtelif mevaddı be- şeriyetin islifadesine hadim şekle bir fedakârlığa olsa iktihamı zarurelini keza aşılamış oluruz dedim. Muhatabın gülmeğe başlamış- tı. Ben kendisinin beklediği şeyleri sayıyorum da memnun oluyor zannile daha cesaretlen- yumurtlamaktan sokmanın, vabeste da dim, Almanyada bir sene geçir- | diğim tücari hayat — tecrübemi sinamaya çekmeğe başladım. Üçüncü bir gürup ta ticaret hayatını temsil etse gerektir. Evvelâ küçük bir ticarethanenin tezgâhtarları, alış ve gösterilir ; sonra da patronu, riş usulleri büyük bir şirketin bütün faaliye- H, bütün daireleri, aksamı irae olunur ve daba neler ... Dedim ve “hayatı geçirip kıymetlendirmeyi de o körpe kafalara yerleştirmiş ola cağız, ukalâlığınını ilâve ettim. Muhatabımın gülüşü başkala- ataletten | Şayordu. Bahsı tamamlamak için | dedim ki : “Hayatın, daha bir kaldı : memuriyet. Lâkin ben işte bunun tesis edilmesini iste- mem, Çünkü &a o da b t mubriptir Muh rda m arlık k İ ÇAnkarada bir macera Bahçede bir şakırtı tufanı teselsül ettir Orkestrayı alkışlı yorlardı. Dinlemedikleri halde berikilerde ellerile iştirak ettiler. Rükzan hanımın, akşamları inti şar eden (Ankara postası) ndan 23 nisan merasimini tetkik etti- ğini sötun başlarındaki iri ser- levhalardan anlıyordum. Masalar dakikalar gectikçe ş$ık ve mera- simperver meduvin ile doluyor, ortadaki geniş dans mahalli ötra- fında geç çiftler kol kola dolaşı- yorlar. Diplomat taslaklığila yapmacık esalet göstermeğe çalışan yaşlı ku- rtların kendilerine torun olacak körpe kızlara kur yapmağa uğ- raşmaları tabli bir manzara göz- | den gözlüğünü COD Yazan : AYHAN termiyordu. Amcam birden bire. - Sami mi 0? söalini savur- | du. Zeynelabidin bey yan cebin- yerleştirerek teşhise çalışırken | Rükzan hanım bir dudak kırmasile tasdik etti: Haremi ve kerimelerile | birlikte.. Yüreğim hoplamıştı: Onlar, © yanlarından gecerken kokula- larını emerek başımın döndüğunü hissettiğim kapı komşularımız, Sami bey olduğunu öğrendiğim babaları kızlarının — ortasından dikkatle etrafını süzüyordu, Dil- ber kerimelerinin valdesi olduğu | anlaşılan kırklık fakat ay yüzlü asil bir kadın kocasını> koluna başlaya- | müddet geçirdiğim | sanat hayatımın hayatını taze- * dimağlara | şubesi | çıkarıp burnuna | ' Malü llere — bomte- lira mükâfat Ankara, İstiklâl harbinda malül ka- laplardan 10 Zabitile 66 nefere 11,700 lira mükâat verilmesi Millet meclisinde kabul edilmiştir, Bu malüller icinde sağ kolu omu- zundan kesilmiş Emine hanım isminde bir kadında vardır. Atina sefirimiz Yunan Hariciye nazırı ile görüştü Atina 25 Bugün Türkiye sefiri | bey, hariciye nazırını ziyaret | ederek uzun müddet konuşmuş- tur. Bu ziyaret etrafında teraş- şuh eden malümata göre sefir, Ankaradaki Yunan sefirine gön- | derilen talimatın bir suretini istemiştir. M. Mosolinin büyük kızı kimle evleniyor Roma 24 ( A.A ) M. Mossolininin büyük kızı bugün mümaileyhin arkadaşla- rından amiral Cianonun - oğlu ile evlenmektedir. edemedemeyecek bir kahkaha koyuverdi ve: Sen ne saçmalar savurü- yörsün ! Öyle adi, hor, hakir | | şeylere tenezzülmü ederiz ki tem- | sil edelim. Valilik, Şehreminliği, Deferdarlık, Polis müdürliği gibi yüksek idari, mali memurluklar taklit edilecek ! demez mi ? | Eyvah !... İktisat asrının mil- | yarlarca iktisat abideleri sanki üze- rine yıkılıverdi. Ezildim, sıkıldım, utandım, ve düşündüm: Tevekkeli bizde beylik, pa- şalıh herkesin son emeli, son arzusu değildir. İnşall gelecek yüksek makamları hatmederiz. zamanında sene daha temsil — ederlerde Bilmem hangi sultan | gırf memur yetiştirmek için men"- | açılmıştı hilmem onun kaçıncı | genel devriyesi tes'it ediliyor. | Sonra acaba birde gaflet piyesi, uyku komedyası. nedamet faclası da oynanacak mı? | dayanmış dikketle bize doğru | bakıyordu. Onlarda bakıyorlardı. | Yeşil gözlüsü siyah bir ipek par- desü giymiş, tombulcası sade yazlık bir manto taşıyordu. Bize bakarak bir şeyler gö- rüştüler, Geliyorlardı. Garsonlar koşuştular. Mağrur Rukzan, iste- miyerek —yerinden kımıldandı. Amsamla İzmir meb'usu yerle- rinden üç hatve ilerlediler, aya- ga kalkmış önüme bakıyordum, Sami bey gülerek - ilerliyor, yeşil gözlü — dilber, Rükzanla | karşıdan lâübalileşmek istiyor- du. Sami beyin asil çehreli haremi amcamla hal ve hatir soruştu: Sizi göresimiz - geldi ! serzineşile zevcime döndü. Sami bey, gülerek tasdik etti. Am- cam, mazeret beyan ediyor, işlerinden, — meclisteki — resmi meşgalelerinden dem vuruyol- du., Sonra : — Yegenim de geldi..Dedi,, 24(Hu.Mu.) | (Hususi) | Enis | şei küttap isminde bir mektep | | Kâzım paşaların Mevkuf ğ F ıyasko' 75 Malüle 11,700 Gandi'nin kâtibi muahedenm mür tevkif edildi rekkebi İzurıımadı Bombay, 24 (A.Â) Fransa yeni gemi y: IP"(ır Gandi'nin hususi katibi M. Mahadeo Dese ile bir kaç| arka- daşınin kaçak tuz çuvalları nak- lederken tevkif edilmiş oldukları Ahmet Abat'tan bildiriliyor. Ankarada Çocuklar nutuk irat ettiler Ankara, 23 (A.A) 23 Nisan milli bayramı mü- nasebetile hükümet — daireleri kapanmış, şehir gündüz bayrak- lar ve gece elektirklerle süslen- | miştir. Çocuk — haftası başlamıştır. bugün nan çocuklar alay halinde şehri dolaşmışlar Çankayada Reisicüm- hur hazretlerile Fevzi, İsmet ve köşkleri — ile ve şehremaneti önünde tezahu- ratta bulunmuşlardır. Çocukların nutuklarına şehr- emin ve himayeietfal 'reisi tara- fından mukabele edilmiştir. Si- nemalar yarınki filimlerini ço- cuklara tahsis etmişlerdir. Türk ' ecakları merkez binasının açılma merasimi bugün yapılmıştır. Me- rasımde meclis reisi, vekiller, | sefirler ve meb'uslar hazır bu- | Tunmuştur. Reisi Hamdullah Suphi bey çok alkışlanan bir nutuk irat elmiştir. Bir İngiliz mühendisinin | icadı Londra, 28 (A.A) Bir İngiliz. mühendisi yeni sistem bir tayyare kanadi icat et- miştir. Bunlarla bir uçuşta 8 bin | P | Pre mil ılıgub;lereği hesap edilmek- | tedir. İnşaatı bitmek üzre olan | bu tayyare ile uzun mesafe re- koru kırılırsa üç merhalede deviri alem kabil olacaktır. Bir habere görede.. Paşavar, 24 (A.A) Resmen bildirildiğine göre, halı hazırda Peşavar mintâkasın- da tam bir Her zarnan bahsettiğim Feridun.. Kendilerinin selâmladım. Sami Bey kuvvetle elimi sık- tı, Refikası el verdi. Güzel gözlü melekler nezaketle baş kestiler. İri yeşil gözlüsünün ismi Suzan imiş, şu asansöre binmek için ders aldığım, saf elâ gozlüsüne Handan hanım diyorlardı. Bir tarafta öyle sakin oturuyor, ba- hislerle —alâkadar — görünüyor, Mütekebbir Rükzanın sık süalleri- ne önüne bakarak kısa cevaplar veriyor. Tebessüm ettiği anlar de ©- uyordu. Suzan oturanlardan ziyade dansla alâkadar oluyor, #ik hanımların baba kıyafetlerile eğleniyordu. Bir aralık Rükzan hanımefendi ile mevsim — moda- larından bahse koyoldular. Pa- risten sureti mahsusada gelen (Fehmiye) hanım terzihanesinden | gazatelerinde Paris, 28 (AÂ Bahrıyr nezareti Fransanın 12 pusluk 8 topla mücehhez 27 bif tonilâtoluk bir kruvazör yap! niyetinde olduğuna dair İngilik görülen haberif doğru olmadığını beyan etmekte” dir. A M. Makdonalt ne diyot” Londra,23 (AAJ M. Macdonald deniz konft” | ransı hakkında söylediği bir NW | tukta demiştir ki: — Milletler birçok nesillef imtidadinca teslihat için müthif paralar sarfetmekle kendilerifi | harp tehlikesinden kurtarabile” ” | cekler zannında bulunmuşlar V© ocuk sarayı önü Bi K yı Glümde <toplar | her'90, tenede yeni! bir. hatf çıktığı halde bugüne kadar b? | batıl fikirlerinde sebat etmişler” dir. Teslihat ile harp ortadan kâ” Ikmaz. Bu fFelâketi kökünde? | kazımak için daha başka şeylef lâzimdır ki bunun başlıcası in$â” niyetperver pratik zihniyettir. (M' Macdonald beşler konferansınd$ çıkan — müşkilâtı — hatırlattıkta? sonra iyi kötü bir eser meydâ” na getirildiğini, bunun bir baf | langıç olduğunu, milletlerin hâff kâbusunu ortadan kaldırmak V€ teslihat yükünü hafifletmek içif daha çok çalışmağa mecbur olâ cağını söylemiştir. Muahede tastikte VVashington 24 (A.A) M. Hoover, Londra bahri muahedesini alır almaz kongre” | nin tasdikine arzedeceğini bildir” miştir. ns dö gal tay sudanda Heylekolis 23 ( A.A ) Prens dö Gallesin tayyaresl" ne refakat eden hava filosunâ mensup bir tayyare yere düşmüş” tür İçinde bulunan iki kişi ölk müştür. Prensin seyahat etmek- te olduğu tayyare Sudan istika” , metinde lekıır hıvılnnmııhr. vareyle bahsettiler. Rükzan : Roplıınııllı berbat etti dedi. Suzan tayyör dikmekle daha maharatli uldu” ğunu iddia etti: — Benim kilerde okadar de“ gil amma Handanın teyyorundt çok muvaffak oldu, dedi. Berl" de Zeynelabidin beyle Sami be” yin asil haremi, İzmirin kart! yaka hayatına ait hatıralarıni yat ediyorlar, Sami bey amcâ” ma, hükümetin bu seneki dahi” li siyasetine dair uzun boylu Z87 hat veriyordu. Amcam dikkatlt dinliyor, onun izahatını bir bet” vekil gibi hutbin kafa sallayıt” larla - tasvip ettiğini gösteriyor” du. Anlaşılan Sami bey, yeni yap!” lan bir kanun İayihasının mü” dafaasını istiyordu. ( Devamı var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: